Bisiklet aşkına ‘meslek’ okudu dünyaya iskele ve kalıpla uzandı

Bisiklet aşkına ‘meslek’ okudu dünyaya iskele ve kalıpla uzandı

M. Uğur Urfalılar, “5 kilometre ötedeki sanat okuluna gidersem babam bana bisiklet alır” diye meslek lisesinde okudu, Yıldız Makine’yi bitirdi. 1982’den itibaren inşaat şirketlerine çelik kalıp ve iskele üretmeye başlayan Urfalılar’ın şirketi 20 milyon lira ciro yakaladı, ürünleri 23 ülkeye uzandı.


DÜNYA genelinde zirveyi zorlayan Türk müteahhitlerinin önemli tedarikçilerinden biri olan Urtim İnşaat Kalıp ve İskele Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd.’in (Urtim) kurucus M. Uğur Urfalılar, geçen yıl 20 milyon lira ciro yapan şirketinin, 23 ülkeye ihracat yaptığını söylüyor. Cironun yarısından fazlasını ihracattan sağladıklarını anlatan Urfalılar, 150 kişilik istihdamla yıllık 30 bin ton çelik kalıp ve boru iskele malzemesi üretim kapasiteleri olduğunu, 1980’lerde ve 1990’larda İstanbul genelindeki birçok önemli kavşağın ve projenin kalıplarını üretip uyguladıklarını anlatıyor. Urtim’in inşaat kalıpları ve iskele malzemeleri uluslarası preştije sahip birçok projede de kullanılmış. M. Uğur Urfalılar şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya: “Kayseride metal üzerine sanat enstitüsü vardı. O okula gittim ama neden, çünkü şehre biraz uzaktı ve ‘gidersem babam bana bisiklet alacak’ diye düşündüm. Öyle de oldu. 5 kilometre mesafedeki okula gidip gelmek için babam bana bisiklet aldı. Ben de bu sevdayla sanat okulu okudum. Üçüncü sınıfta motor bölümüne ayrıldım. Yıldız Teknik’e girmek için sınava girdim. 60 kişi alıyorlardı, birinci sefer kazanamadım. Tekniker okuluna gittim, 2’nci sınıftayken Yıldız’da makine mühendisliğine başladım. 1960’ta İstanbul’a geldim.”
Gurbetçi öğrencilik
“Gurbette öğrencilik tam kepazelik” diyen Uğur Urfalılar, şöyle devam ediyor: “Çukursaray’da bir yurt vardı. Bir odada 30 kişi yatardık. Şimdi öyle okuyacak öğrenci var mı? Sonra 13 kişilik odaya geçince çok sevinmiştim. Allah’tan o zamanlar müstakbel eşimin ailesi bana yardımcı oldu da daha rahattım. Öğrenciyken Kayseri Hava İkmal’de, Arçelik’te staj yaptım. Benim hanım da dişçilik okuyordu. Ben okulu bitirince askere gittim, sonra Köln’e gittim. Toprak üstü linyitleri işleyen bir firmada çalıştım. Frankfurt’a geçtim orada da kimya fabrikaları yerleştirmesinde çalıştım. Almanya’da 3 yıl çalıştım. Eşim de okulu bitirmişti ve diş hekimi olmuştu. Döndüm ve gazete ilanından bir emaye fabrikasına mühendis olarak girdim. 8 yıl da orada çalıştım.”
Limon satsam daha iyi
Bu aşamadan sonra “Pazarda limon satarım ama kendi işimi yaparım” diye karar aldığını anlatan Uğur Urfalılar, şöyle konuşuyor: “Eşimin de muayenehanesi olması ve geçimde sıkıntı olmaması bana güven vermişti. Kardeşlerimden borç alıp Topçular’da 40 metrekarelik bir imalathaneyi devraldım. Çay kaşığı, sonra tüplü açık alan sobaları, televizyon parçaları, otomobil sileceklerinin parçaları derken işimiz büyüdü.”

Haydar Aliyev Müzesi’nin inşaatına 23 TIR iskele gitti

URTİM Genel Müdürü Serdar Urfalılar, 4 kardeş (Sergül, Sergin, Ahmet Selim, Serdar), babasının yanında olduklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Biz ikinci kuşak olarak daha çok ihracata odaklandık. Ben uzun süre elimde çanta fuarlara saldırdım. Romanya, Bulgaristan, Kazakistan, Rusya derken şu anda ciromuzun yüzde 50’sini ihracattan elde eder hale geldik. Geçen yıl 20 milyon lira ciro yaptık. Şu anda Libya, Azerbaycan, Türkmenistan, Irak ve Cezayir’de çok iyiyiz. Haydar Aliyev müzesi için 23 TIR malzeme yükledik. Bu projenin mimarı Zaha Hadid ve proje tasarımıyla çok zorlu bir projedir. ”

Bir projeye kalıp yaptık mesleğimiz oldu

URTİM’in kurucusu Uğur Urfalılar, inşaat kalıp ve iskele üretimi konusuna nasıl başladıklarını da şöyle anlatıyor: “Bir kaynakçım vardı, İsmail usta. Ona kârdan hisse de vermiştim. İsmail, ‘bir inşaat kalıpçısı var abi kalıp üretelim’ dedi. Atatürk Oto Sanayi’de Mustafa Berber, Nurol’a, Soyak’a kalıp üretiyormuş. Biz de ona üretmeye başladık. Kendi adımıza ilk işimiz, Hasko inşaat’a oldu. 1982’ydi ve o tarihten itibaren işimiz, mesleğimiz bu oldu. Ardından çok sayıda inşaat firmasına kalıplar üretmeye başladık. İkitelli’ye Demirciler Sitesi’nde kooperatife girmiştim önce oraya taşındım. 2007 başında da Hadımköy’e 6 bin metrekare kapalı alana geldik.”

Tren aksları için ‘sensör’ geliştirdi Almanya’da üretecek

GAZİANTEP’in önde gelen sanayi gruplarından Naturel Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Naturelpen) Almanya’da şirket kurdu. Naturelpen Yönetim Kurulu Başkanı Ali Süyür, sözkonusu şirketin Hannover’de ortaklık şeklinde kurulduğunu belirterek, “Patenti bize ait bir buluş için üretim yapacağız. Bu buluş, tren kazalarının büyük bölümünün kaynağı olan vagonların aks düzenine takılacak çok özel bir sensör. Şu anda benzer düzenekler küresel firmalarca üretiliyor ama bizimki daha ileri bir teknoloji olacak” dedi. Bu iş için yaklaşık 14 milyon Euro’luk yatırım planladıklarını söyleyen Ai Süyür şöyle konuştu: “Trenlerin aks sistemi ısınma sonucu tehlikeli kazalara yol açar. Makinist bu ısınmayı farketmez ve yola devam ederse kaza olur. Bizim patentli buluşumuz mevcut sensörlerden daha üstün ve maliyeti de çok daha düşük. Sensör makinisti uyarıyor eğer yola devam edilirse ikinci kez uyarıyor. Makinist hala devam ederse bu defa merkezi uyarıyor. Şu anda sistemimizin sadece iki testi kaldı. Onları da tamamlayınca üretime ve pazarlamaya resmen başlayacağız.”

Seyidoğlu, Zerdeçal ve Kakuleli baklava yaptı

BAKLAVACI Seyidoğlu, “Kakuleli” ve “Zerdeçallı” baklava üretti. Mideyi rahatlatıcı, hazmı kolaylaştırıcı etkisi olan kakule ve zerdeçalı baklavada kullanarak yeni bir tat yaratan firma, sağlık üzerinde olumlu etkileri olan baharatları baklavada kullanarak yeni bir ürün grubu oluşturacak. Söz konusu baklavalarda şerbet, kakule ve zerdeçal katılarak hazırlanıyor. Seyidoğlu, Anadolu mutfağının en özel ürünlerinden biri olan baklavayı Gaziantep reçetesiyle üretiyor.

Hürriyet 05/10/2010

0 yorum:

Yorum Gönder