Günlük Ekonomi Haberleri 25.01.2011

İçindekiler Haberin Detayları İçin Lütfen Tıklayınız
Kendi elektriğini kendin üret kredisi! 3
Dolar güne düşüşle başladı 5
Emlak GYO'nun gözü zirvede 5
Çeklerde banka yükümlülükleri arttı 6
Merkez’e akacak para 17.5 milyar 7
Bankalara son çağrı... 8
Tüketici kredisine zam 10
Emlak borsası geliyor 11
Sanayide kapasite kullanımı 6 puan arttı % 74.6’ya çıktı 13
Kiler’e 6 kat talep geldi 14
Seyşeller'e balayına giden Türk malı görebilir 14
Alkim Grubu sekiz ödül birden aldı 15
İzmir'de üretip tüm dünyaya gönderiyorlar 15
Tellioğlu: Hedefimiz seneye şampiyon olmak 15
Limon, üreticinin tadını kaçırdı 16
Bankalar seferberlik başlattı, mevduat hesabında limit ve vade sınırı kalkıyor 16
THY ile Hava İş Sendikası anlaşmaya vardı! 17
Bizim Toptan'ın yüzde 35'i halka açılacak 18
Philips'ten 4. çeyrekte kâr patlaması 21
İsviçreli ilaç devi Novartis Genoptix'i alıyor 21
Merkez, zorunlu karşılıkları yükseltti 22
Anavarza Bal 2011’de yüzde 60 büyüyecek 22
İş Bankası ile Mercedes, stok için anlaştı 23
Hazır giyim 1.7 milyar TL ile rekora uçtu 23
Tüketici kredisine zam 23
Lüks inşaat kıpır kıpır 24
Merkez'den bankalara 'kredide kemer sıkın' mesajı 25
The Green Park'ın hedefi Doğu'da "2 yılda 10 otel" 27
Tüzün, Alu-Style markasıyla pazarın yüzde 70'ine hakim 27
Net, Rusya, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerine yoğunlaşacak 28
Ersin Ambalaj, üretime başlayacak 29
Yeşil ürün’e odaklanan Abacı yüzde 25 büyüme hedefliyor 29
Nortel, 3.3 milyon dolarlık sipariş aldı 30
'En büyük itfaiye aracı'nı ürettik, bir de ihraç ettik 30
"Avrupalı turist Yunanistan, Tunus ve Mısır'a gitmekten korkacak, Türkiye'ye gelecek" 30
Dünyayı kıskandıran canlılık sürüyor 31
TÜSİAD, Kıbrıs çalışma grubu kurdu 32
Kredi kartına bir yılda 236 milyar harcadık 32
Ve Ucuz Benzin Müjdesi Geldi... 33
Macera peşinde değiliz ama kapıya dayanana ‘kredi vermem’ diyemeyiz 34
Sevdiği kıza kavuşamayınca köyü terk edip inşaata girdi, oğulları armatürde 50 milyon lira yakaladı 35



Kendi elektriğini kendin üret kredisi!
Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, rüzgar tirbünü kurmak isteyenlerin bankalarından kredi almak istediklerini söyledi
Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, 'EPDK geçen ay konutlara ve küçük ölçekli sanayi tesislerine 500 kilovatın altında lisans almadan elektrik üretme izni verdi. Bu nedenle rüzgar tirbünü kurmak isteyen çok sayıda organize sanayi bölgesi ve sitelerden kredi talebi alıyoruz' dedi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) vatandaşların, toplu konutların, hastanelerin, üniversitelerin ve küçük ölçekli sanayi tesislerinin lisans almadan rüzgar, güneş ve sudan elektrik üretmesine izin vermesi bankalara da kredilendirmede yeni bir kapı açtı. 2009 yılında EKOkredi ile enerji verimliliğine odaklanan Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı 500 kilovatın altında üretimde lisans zorunluluğunun kaldırılmasının bu yöndeki kredi taleplerini artırdığını açıkladı. Kendi elektriğini üretmek isteyen küçük ölçekli sanayi tesislerinden ve sitelerden yoğun bir şekilde kredi talebi aldıklarını belirten Özciğer, 'Başvurular her geçen gün artıyor. Son 1.5 yılda EKOkredi ile 260 milyon liralık kredi kullandırdık. Hedefimiz bu kredileri ikiye katlamak. Yeni düzenleme de bu hedefe ulaşmada etkili olacak' dedi.

Bir rüzgar tirbününün kurulum maliyeti 5 bin ila 22 bin euro arasında değişirken, Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı

Abdurrahman Özciğer, maliyetin yüzde 100'ünü kredilendirebildiklerini dile getirdi. EPDK'nın yeni düzenlemesinin konutları ve küçük işletmeleri elektrik üretimine teşvik edeceğini belirten Özciğer, 'Bu konuda çok yoğun kredi talebi alıyoruz. Şu anda bir organize sanayi bölgesinden ve 200 daireli bir bir sitenin kredi başvurusunu inceliyoruz' diye konuştu.

Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer ile hem EKOkredi'yi hem de bireysel bankacılıktaki son gelişmeleri konuştuk.

- EKOkredi ile kaç kişiye ulaştınız?

1,5 yılda, EKOkredi ile enerji verimliliğine yönelik yatırımlar için 260 milyon TL'nin üzerinde kredi verdik ve bu sayede 12 binden fazla kişiyi enerji tasarrufu ile tanıştırdık. Bu kapsamda, 325 KOBİ, 9 bin 515 bireysel, 2 bin 551 esnaf, çiftçi ve küçük işletme müşterimiz enerji verimliliğinde en uygun kaynağa ulaştı.

KREDİ ALANA SİGORTA HEDİYE

- Bu kredi hangi alanlarda kullanılıyor?

Binanın içinde kalorifer sisteminin ısıpay ölçerlerle ayrıştırılmasından tutun da, yatılımına, ısıtma sisteminizin iyileştirilmesinden enerjiyi daha verimli kullanılmasına yönelik bütün yatırımların finansmanında EKOkredi kullanılabiliyor. Sonucunda da Enerji Kimlik Belgeniz çıkartılıyor. Örneğin şu anda gidip enerji verimliliğini sağlayan yatırımları yapmazsanız binanızın derecesi E, D, F olabiliyor. Daha fazla sera gazı salınımına sebep oluyorsunuz. Daha çok elektrik, daha çok doğalgaz tüketiyorsunuz. Binanızın sınıfını A'ya kadar yükselttiğiniz zaman doğaya daha az sera gazı salıp daha düşük fatura ödüyorsunuz. Sırf yalıtım yüzde 50 tasarruf sağlıyor. Bu krediyle birlikte müşterilerimiz için bir ağaç dikiyoruz. Ayrıca 5 bin liralık ferdi kaza sigortası yapıyoruz.

70 milyon TL'lik gurbetçi tasarrufunu çekti

- Geçen yıl çıkardığınız 'Memleketin Hesabı' na ilgi nasıl?

Memleketim Hesabı ile yurtdışındaki gurbetçi diye tabir ettiğimiz vatandaşlarımızın oradaki kazanımlarını Türkiye'ye kazandırmaya çalışıyoruz. İkincisi; onlara Şekerbank'ın güvencesini, yüksek getiri olanaklarını sağlıyoruz. Bu ürünü geçen yıl yaz başında çıkardık. Çok yoğun bir ilgi var. 'Memleketin Hesabı' ürünü kapsamında 17 Ocak 2011 tarihi itibarıyla 749 adet hesap ile 70 milyon 559 bin 354 lira bakiyeye ulaşıldı.

- Mevduatta yeni ürünleriniz olacak mı?

Tasarrufçuya dönük mevduat ürününün çeşitlendirilmesine dönük çalışmalarımız sürüyor. Yakında yeni bir ürün de çıkaracağız: Birikim Mevduatı. Siz 50 liralık veya 100 liralık birikimlerinizle de çok uzun vadeli tasarruf hesabı açabileceksiniz. Bu tasarrufun yanında tatlandırıcılar diyeceğimiz ürünler de ekliyor olacağız.

Mevduat faizleri 1 puan düşebilir

- Bu yıl mevduat faizlerinde nasıl bir seyir bekliyorsunuz?

Seçimde ne beklediğinizle bağlantılı. 2011 yılı için öngörülerimiz; seçimin kaynak maliyetlerini yükseltmeye dönük etki yapmayacağını düşünüyoruz. Ancak seçim değil, hükümetin ekonomi politikaları, ekonomik istikrarın mevduat maliyetlerini etkileyeceğini düşünüyorum. Eğer seçim sonrasında ekonomi politikalarında gelişmeler kaynak maliyetlerinin aynı seviyede seyretmesini sağlayabilir. Bu sene içerisinde mevduat faizlerinin azalarak devam edeceğini düşünüyoruz. 50 baz puan ile 1 puan arasında değişebilir.

Doğanın dengesini bozduk ocak ayında kar yok!

- Enerji tasarrufunun ekonomi açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

16 milyonu aşkın konutun yüzde 90'ı yalıtılmamış. Sadece bunları yalıtsak her yıl 10 milyar TL tasarruf sağlanır. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 30'u binalarda tüketiliyor. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 70'ini ithal ediyoruz. Yani paramızı dışarıya veriyoruz. Dolayısıyla içerdeki enerjimizi daha tasarruflu kullanırsak ekonomimize katkı sağlarız. Daha az sera gazı salarak dünyamızı daha yaşanabilir dünya hale getirebiliriz. Baksanıza mevsimler değişiyor. Ocak ayındayız kar yok, yağmur az. Doğanın dengesini maalesef biz bozduk.

Dövizden uzak duruyor

- Tasarruflarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben mevduatçıyım. Az da değişken getirili portföy yaklaşımım vardır. Dövizden şahıs olarak uzak duruyorum. Dövizin nasıl seyrettiğini kontrol edemediğim ve uzun vadeli yaklaşım sergilediğim için de portföyümde hisse senedine de yer veriyorum. Şu an 5-6 yıllık kağıdım vardır. Tasarruf sahipleri orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını düşünerek tahvil bono gibi ürünler seçmeli. Bir de birikiminiz makul düzeydeyse çok daha uzun vadeli hisse senedi yatırımı yapabilirsiniz. Bütün bunların altında BES de mutlaka olmalı.

Rüzgar tirbününe ilgi büyük

- EPDK'nın yeni düzenlemesi EKOkredi kullanımını nasıl etkiler?

Yeni düzenleme ile 500 kilowatın altında elektrik üretimleri için artık lisans alma zorunluluğu da kalktı. Dolayısıyla siz bir apartmansınız ve ciddi oranda elektrik tüketiyorsunuz. Bulunduğunuz yerde rüzgar alan bir yerse siz oraya bir rüzgar tirbünü kurabiliyorsunuz. Artık devletten elektrik almadan kendi elektriğinizi üretebiliyorsunuz. Bu harika bir olanak! Şimdiden talepler gelmeye başladı. Normal tüketici kredilerimizde yüzde 20-25 büyümek var iken, enerji kredilerini ikiye katlamak istiyoruz.

İlk çeyrekte tahvil ihracı tamamlanır

- Şekerbank olarak tahvil ihracını ne zaman tamamlayacaksınız?

Bizimkisi mevduat bankası olarak yurtiçi TL cinsinden ilk tahvil ihracı olacak. O noktada BDDK'dan 1 milyar 250 milyon liralık tahvil ihraç etmek ön yetkimiz var. Ama biz onun ilk dilimi olarak 500 milyon liralık bir tahvil ihracı konusunda izin aldık. Şimdi o 500 milyon lirayı halka arz edeceğiz. Talep toplama yöntemiyle gerçekleşecek. 1000 lira ve katları şeklinde tahvillerimizi belirliyoruz. 3 tip tahvilimiz olacak. Birisi 1 yıl vadeli, diğeri 18 veya 24 ay vadeli olacak. Sadece yurtiçindeki yatırımcılar yararlanabilecek. 2011 ilk çeyreğinde tamamlanmış olacak.

- Getiri nasıl hesaplanacak?

Bir gösterge faiz var. Bir de onun üzerine ek getiri olacak. Göstergemiz devlet iç borçlanma senedi olacak. Bunun üzerine tahvil türlerine göre değişken ek getiri oranı koyacağız.

Bireysel krediler yüzde 20-25 büyür

- Şekerbank olarak bireysel kredilerdeki büyüme hedefleriniz nedir?

Türkiye'deki sektörel büyümenin yüzde 20-25 civarında olacağını düşünüyoruz. Hızlı büyüme dinamikleri çerçevesinde de onun üzerinde büyüme sağlayabiliriz. Büyüme ihtiyacında olan bir banka olarak daha fazla pay almak istiyoruz. Şubeleşmemizi de buna göre yapıyoruz. Bu yıl 15 yeni şube açacağız.

Sadece faiz oranına değil masrafa da mutlaka bakın

- Abdurrahman Özciğer olarak krediyle aranız nasıl?

Konut alırken kullandım. Onun dışında ihtiyaç kredisi kullanmıyorum. Ama kredili mevduat hesabı kullanıyorum. Kredi kullanana hep şunu tavsiye ediyorum. Bu kredinin bende yarattığı toplam maliyet nedir? Ben onu kendime uyguladım. Sadce faiz oranına bakmayın, dosya masrafı komisyon oranlarına da bakın. Gelirlerinizle oranladığınızda size tasarruf yapmayı sağlayan bir kredi yüküyse o krediden hiç korkmayın. Bilinçli yaklaşım gerekiyor. Hizmet veren kurum ve kuruluşları sorgulamak gerekiyor.

FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Dolar güne düşüşle başladı
İstanbul serbest piyasada dolar 1,5620, euro 2,1320 liradan güne başladı
Kapalıçarşı'da 1,5560 liradan alınan dolar 1,5620 liradan satılıyor. 2,1250 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 2,1320 lira olarak belirlendi.

Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,5670 lira euronun satış fiyatı ise 2,1340 lira olmuştu.
FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Emlak GYO'nun gözü zirvede
Halka arz edildiğinde piyasa değeri 4,8 milyar lira olan Emlak Konut GYO, dün itibarıyla 6,65 milyar liralık değere ulaştı
Halka arz edildiğinde piyasa değeri 4,8 milyar lira olan Emlak Konut GYO, dün itibarıyla 6,65 milyar liralık değere ulaştı. İki ay önce dünyanın 26. büyük GYO'su olan şirket yeni değeriyle 16. sıraya yükseldi. Genel Müdür Murat Kurum, "Bu hızla 2011 sonunda dünyada ilk 10'a gireriz, gelecekte lider olmayı hedefliyoruz." dedi.

Hisselerinin yüzde 25'ini borsada halka arz ettiği 2 ay önce piyasa değeri 4,8 milyar lira olan ve dünya sıralamasında 26. olan Emlak Konut GYO'nun piyasa değeri 6,65 milyar liraya çıktı. 1,70 liradan satışa çıkan ve yüzde 5 indirimle 1,61 liradan alıcının eline geçen hisselerin değeri dün İMKB'nin kapanışında 2,66 lira oldu. Böylece şirket 6,65 milyar liralık piyasa değeriyle (yüzde 100'lük hissesi) halka açık dünya GYO'ları arasında 16. sıraya yükseldi. Hisselerin değer kazanmasında gelir paylaşımı yoluyla milyar liralık yeni projeleri açıklamasının yanı sıra bu ay sonunda temettü (kâr payı) dağıtma beklentisi de etkili. 2010 yılının üçüncü çeyreğindeki 332 milyon liralık kârlılığı dikkate alındığında şirketin 4. çeyrekle birlikte yıllık kârının 600 milyon lira civarında olması bekleniyor. Emlak Konut GYO'nun bu kârlı bilanço üzerinden SPK'nın (Sermaye Piyasası Kurulu) belirlediği limitlerin çok üzerinde temettü dağıtması muhtemel. Bu ay sonunda Emlak Konut GYO'nun 4. çeyrek bilançosu açıklanacak. Bunun sonucunda 600 milyon lira civarında kâr edeceği tahmin edilen bilanço üzerinden hisse sahiplerine temettü dağıtılması bekleniyor.

Halka arz edildiği 24 Kasım 2010'dan bu yana geçen 2 ay içinde dünyada halka açık gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO) içinde 26. sıradan, 10 basamak atlayarak 16. sıraya yükselen Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum ile Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Demiröz, Zaman'ın sorularını cevapladı. Piyasa değerine göre dünya sıralamasındaki yerlerini değerlerdiren Kurum ve Demiröz, "İlk sıradaki 14,3 milyar liralık değere sahip Land Securities Group PLC bizim iki katımız büyüklüğe sahip. Ama bu hızla gidersek kısa sayılabilecek bir süre sonra ilk sıralara yerleşebiliriz. 2011 yılının sonunda Avrupa'nın dördüncü, dünyada ise ilk 10 içinde yer alan GYO'su oluruz." açıklamasını yaptı. Genel Müdür Murat Kurum tek başlarına veya gelir ortaklarıyla girdikleri bütün yatırımlarda, beklentilerin üzerinde gelir elde ettiklerini söyledi. İstanbul Tuzla'da 96 milyon liraya aldıkları arsadan 200 milyon lira gelir beklerken ihalede paylarının 317 milyon liraya çıktığını belirten Kurum, "Tuzla'da kendi yaptığımız 2.300 konuta 5 bin kişiden talep geldi ve kurayla sattık. Halkalı'da 32 milyon liradan ihaleye çıktığımız arsa 82 milyon liralık pay karşılığında gitti. Bütün projelerimiz bu şekilde beklentilerin üzerinde talep görüyor ve kâr bırakıyor." diye konuştu.

ALİ AĞAOĞLU'NA LİDERLİK CEVABI

Emlak Konut GYO olarak 1,5 milyon metrekasi İstanbul'da olmak üzere ellerinde 3 milyon metrekare arsa bulunduğunu belirten Murat Kurum, şehrin bundan sonra 3. köprünün de geçeceği yeni otoyol güzergahı ile metro istasyonları hattında gelişeceğini öngörüyor. 3. köprü güzergahında bir kamu şirketi olan Emlak GYO'nun arsaları mevcut. Şirketin Tuzla'da 6 bin konutluk başta olmak üzere İstanbul Anadolu yakasında Alemdağ'da projeleri var. 3. köprü güzergahı bu projelerin yakınından geçiyor. Emlak Konut GYO, İstanbul'un Silivri, Çatalca, Hadımköy ve Resneli bölgelerini de 'bakir' bölgeler olarak görüyor ve buralarda yeni yerleşim bölgeleri oluşturmayı düşünüyor. 2010 yılında 32 bin konut ihalesi yaptıklarını kaydeden Kurum, 2011 yılında da aynı miktarda konut ihalesi yapacaklarını ifade etti. Konutların metrekare başına inşaat maliyetinin 700-800 lira, lüks konutlarda ise 1.000 ile 1.500 lira arasında değiştiğini belirten Kurum, "bu maliyetin altında konut satış vaatlerini" gerçekçi bulmuyor. Emlak Konut GYO Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Demiröz, gelir paylaşımıyla ihale ettikleri arsalara yapılan konutlar satıldığı anda nakit olarak kendi paylarının kasaya girdiğini ifade etti. Ancak iş bitip konut teslim edilmeden bunu kâr olarak bilançoya yansıtamadıklarını belirten Demiröz, bu şekildeki 'döner sermaye' ile kasalarının dolu olduğunu, bu büyüme performansı ile dünyanın en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi olabileceklerini dile getirdi. Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, yetişirse 2011'de borsaya açılacaklarını ve Emlak Konut GYO'yu geçmeyi hedeflediklerini belirterek, "Ben 2. olmayı pek sevmem." demişti. Birçok projede gelir ortağı olan Ağaoğlu'nun bu çıkışını değerlendiren Kurum ve Demiröz, "Ağaoğlu bizi geçerse bundan sektörümüz ve ülkemiz adına memnun oluruz. Ancak bizim hedefimiz dünya birinciliği. Taksicilerin 'en yakın rakibim THY' demesi gibi, borsaya girdiği andan itibaren İMKB 30'da işlem gören tek GYO'nun borsadaki veya halka açılacaklar tarafından rakip görülmesi doğal." diye konuştu.
FİNANASGÜNDEM 25/01/2011
Çeklerde banka yükümlülükleri arttı
Karşılığı olmayan veya kısmen bulunan çeklerde, bankaların ödeme yükümlülüğüne ilişkin tutar 655 liraya yükseltildi
Merkez Bankası, çek defterlerinin baskı şekline, bankaların hamiline ödemekle yükümlü olduğu miktar ile çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarının bildirilmesine ve duyurulmasına ilişkin tebliğde değişiklik yaptı.

Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28 Ocak Cuma günü yürürlüğe girecek düzenleme ile bankaların ödeme yükümlülüğü miktarı 600 liradan 655 liraya çıkarıldı. Bu çerçevede muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için, çekin karşılığının hiç bulunmaması ya da kısmen bulunması durumunda çek bedeli 655 lira veya altında ise çek bedelini aşmamak koşuluyla 655 lirayı, çek bedeli 655 liranın altında ise çek tutarını ödemekle yükümlü olacak.

Tebliğde yapılan bir başka değişikliğe göre de, daha önce yayımlanan tebliğlere göre bastırılan çeklerden ötürü muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için 545 liraya kadar ödeme yapacak. Çekin kısmen karşılığının bulunması halinde ise ödeme, her çek yaprağını 545 liraya tamamlayacak şekilde gerçekleştirilecek.

Söz konusu düzenleme kapsamındaki ödeme limiti de, 500 lira olarak uygulanıyordu.
FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Merkez’e akacak para 17.5 milyar
Merkez Bankası, Türk Lirası zorunlu karşılıklarda vadeye göre 4 puanı bulan oranlarda artış yaparak, piyasadan yaklaşık 9.8 milyar lira likidite çekilecek.
MERKEZ Bankası, geçen haftaki çeyrek puanlık sürpriz faiz indiriminin ardından kısa vadede zorunlu karşılık oranlarını da artırdı. Daha bir ay önce Türk Lirası yükümlülük oranlarını yükselten Merkez Bankası, dün de vadeye göre 1 ile 4 puan arasında artış yaptı. Yabancı para yükümlülüklerde oran yüzde 11’de bırakılırken, Türk Lirası yükümlülüklerdeki yeni oranlarla birlikte Merkez Bankası’nın piyasadan iki ayda çektiği tutar 17.5 milyar lirayı bulacak.

4 Şubat’tan geçerli

Dün yapılan düzenleme, 4 Şubat 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olacak. Yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 18 Şubat 2011 tarihi itibarıyla tesis edilmeye başlanacak. Banka böylece mevcut verilere göre piyasadan yaklaşık 9.8 milyar lira likidite çekmiş olacak.

Beklenti 1 puan civarındaydı

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, yaptığı açıklamalar, zorunlu karşılık oranlarında bir artış beklentisi oluşturmuştu. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), 20 Ocak’taki toplantısının ardından, faiz indiriminin yanında, zorunlu karşılıklarda da ilave bir artışa gidileceği sinyali vermişti. Bu mesajlarla piyasalar bu artışa hazırlandı, ancak beklentiler artış oranın yüzde 1’lerde olacağı yönündeydi.

Amaç para arzını kısıtlamak

Merkez Bankası, dün yaptığı hamleyle oranları, beklenenden yüksek tutması, kararlılığının bir göstergesi olarak yorumlandı. Sıcak para girişini azaltılması, cari açığın düşürülmesi yönündeki politikalar doğrultusunda, zorunlu karşılık oranları piyasalardaki para miktarını kontrol etmek için kullanan Merkez Bankası, bir anlamda krizden çıkış stratejisini tavizsiz uyguladığını gösterdi.

Kredi kullanmak zorlaşacak

Yapılan bu değişiklikler, bankalar kadar tüketiciye de yansıyacak. Zorunlu karşılıklardaki artış, kredi hacminin ve piyasadaki para arzının azaltılması anlamına geliyor. Bu durumda bankaların elindeki nakit miktarı kısılırken, bu durum mevduat kadar kredi uygulamalarıyla da tüketiciye yansıyacak. Kısa vadeli mevduatta oranın yükselmesiyle, maliyetleri artan bankalar kredi kullandırmakta eskisi kadar cömert olmayacak.

Vadesiz mevduatta 4 puan arttı

Zorunlu karşılık oranları, vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplarda yüzde 8’den yüzde 12’ye, Bir aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dahil) için yüzde 8’den 10’a,

Üç aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları (3 ay dahil) için yüzde 7’den yüzde 9’a, Mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 8’den yüzde 9’a yükseltildi.

6 aya kadar vadeli hesaplarda yüzde 7, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 6, Bir yıl ve bir yıldan uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ile birikimli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 5, Altı ay ve daha uzun vadeli özel fon havuzları için vadesine karşılık gelen oranlarda sabit tutuldu.

Kârlar azalacak beklentisi banka hisselerini düşürdü

ZORUNLU karşılıkta beklentinin üzerinde gerçekleşan artış, İMKB’de işlem gören bankacılık hisselerini olumsuz etkiledi. Açıklamanın hemen ardından gelen satışlarla birlikte, bankacılık endeksinde yüzde 1.98’lik bir değer kaybı yaşandı. Bunun nedeni ise zorunlu karşılık oranı arttıkça, bankaların elindeki likiditenin azalıyor olması. Bu nedenle bankaların, 2011 yılı kârlarında bir miktar düşüş olacağı yorumları yapılıyor.

Kriz öncesindeki oranı katladı

KRİZ ve krizden çıkış sürecinde zorunlu karşılık oranını etkin bir yöntem olarak kullanan Merkez Bankası, bugüne kadar şunları yaptı:

5 Aralık 2008’de yabancı para yükümlülükler 2 puan düşülerek yüzde 9’a çekildi. 16 Ekim 2009’da da Türk parası yükümlülükler 1 puan düşüşle yüzde 5 olarak belirlendi.

30 Nisan 2010 ve 6 Ağustos 2010 dönemlerinde, yabancı parada oran 0.5 puan artırarak yüzde 10’a çıkarıldı. Böylece likidite 1.4 milyar dolar azaldı.

24 Eylül 2010’da açıklanan ve 1 Ekim 2010’da yürürlüğü giren kararla, yabancı parada 1 puanlık artışla oran yüzde 11’e, Türk parası yükümlülükler de 0.5 puanlık artışla yüzde 5.5’e yükseltildi. Böylece piyasadan yaklaşık 1.5 milyar dolar, Türk parası yükümlülüklerde yapılan artışla da yaklaşık 2.1 milyar Türk Lirası çekildi.

17 Aralık’ta Türk parası yükümlülüklerde vadeye göre yüzde 5 ile 8 arasında değişen bir düzenleme yapıldı. 7 Ocak’ta yürürlüğe giren bu düzenlemeyle Merkez Bankası, piyasadan 7.6 milyar TL ve 200 milyon dolar çekti.

Bu kez kısa ve orta vade keskin hatlarla ayrıldı

DÜN yaptığı işlemle oranları kısa vadede yükselterek, mevduattaki paranın uzun vadeye kaymasını amaçlayan Merkez Bankası’nın yeni düzenlemesinde en dikkat çekici nokta, kısa vade ile orta ve uzun vadenin keskin hatlarla birbirinden ayrılması oldu. Daha önce 3 ve 6 ay vadelerin her ikisine de yüzde 7 olarak uygulanan oran, 6 ayda sabit tutulurken, 3 ay vadede 2 puan artırıldı.

Bundan sonra böyle

ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Merkez Bankası’nın kısa vadeyi kalıcı ciddi anlamda caydırıcı kılmaya çalıştığını söylerken, “Önümüzdeki dönemde munzamlarda iyileştirme olsa da, herhalde 6 ay altı mevduatların ciddi pahalı tutulması gibi bir plan var. Aksi halde bu kadar agresif bir hareket olmazdı” dedi.

Gözler raporda

Fortis Ekonomisti Erkin Işık, zorunlu karşılıkta beklentilerin üzerinde yapılan artışın, faiz indirimi ile birlikte değerlendirildiğinde, ‘sıkılaştırıcı bir etki olacak’ beklentilerinin arttığına dikkat çekerken, bugün açıklanacak Enflasyon Raporu’ndan alınacak sinyallerin de önemini vurguladı.
FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Bankalara son çağrı...
Hasankeyf’i sulara gömecek barajın proje finansörleri Garanti ve Akbank...
Gerek CADDE’de, gerek Milliyet’teki yazılarımda sık sık Türkiye’nin başındaki HES belasına dikkat çekmeye çalışıyorum. Bunun nedeni, sıcak evimde laptop’umu açıp “Hm, bugün çevreci bir yazı yazayım” demem değil. Geçen yıl Doğu Karadeniz’de Fırtına’dan Macahel’e, Dersim’de Munzur’dan Batman’da Hasankeyf’e, güzelim yerlerin nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğunu gözlerimle gördüğümden.... İstanbul’da, Ankara’da karar vericilerle değil, o topraklarda bizzat yaşayan, geçimini sağlayan insanlarla tanışıp sıkıntılarını dinlediğimden... HES’in ne olduğunu, Türkiye’de ve yurt dışındaki uygulamaları, Çevre Bakanlığı’nın sırf HES projelerine geçit vermek için yaptığı akıl almaz kanun değişikliklerini yazdığım kadar, projelere kredi vererek bu kıyımın bir parçası olan bankaları da uyarmaya çalıştım.

Doğayı destekleyen banka mı?

Türk bankaları, dünya standartlarında olmakla ve aldıkları uluslararası ödüllerle övünürken ne yazık ki iş ‘Ekvator Prensipleri’ne gelince yan çiziyor. Tekrarlayayım: EP, yeşil finansman kriterleri deyince bu işin standardını belirleyen en önemli belge. Bu prensipler, bizim gibi çevre yamyamı ülkelerde işlerin kontrolden çıkmasın, toplumsal ve çevresel etkiler tespit edilsin diye belirlenmiş. Ancak bizimkiler sanki böyle bir şey yokmuş gibi havaya bakıp ıslık çalıyor. Doğa Derneği, geçen hafta çok doğru bir işe imza attı. Hasankeyf’teki barajın proje finansmanları olan Akbank ve Garanti’nin reklamlarından yola çıkarak sosyal medyada yayınlanan çizgi filmler hazırladı. Derneğin başkanı Güven Eken, “Garanti Bankası doğayı destekliyor. Akbank sanatı destekliyor. Ama dünyanın en güzel doğa ve sanat eserini yok ediyorlar. Amacımız bankaların bu konuda yanlış bir davranış içinde bulunduklarını açıklamak ve desteklerini geri çekmelerini sağlamak. Müşterilerine, kendi paralarıyla bankalarının ne yaptığını anlatmak” diyor.

Kişisel manifestom

Bu sözlere tam destek verdiğim gibi, söz konusu bankaların gerçek anlamda ‘çevreci’ ve ‘uluslararası standartta’ olmaları için bir an evvel Ekvator Prensipleri’ne imza atmalarını diliyorum. Eğer bu saygıdeğer kurumlardan beklediğim duyarlılık gelmeyecekse, kendi bireysel önlemlerimi almaya karar verdim. Manifestomu açıklıyorum:

1) Akbank ve Garanti’nin kültür-sanat-spor etkinliklerine katılmayacağım.

2) Ne açtıkları serginin, ne de sponsoru oldukları takım, konser ya da ‘yeşil’ etkinliğin tanıtımını yapacağım.

Bunları yapmak benim için üzücü, çünkü her iki kurumun da birbirinden başarılı etkinliklerine katıldım, destekledim, beğendim, yazdım. Ancak çevre konusunda devletin olduğu kadar sermaye sahiplerinin de sorumluluğu var. Bunu hatırlatmak da bizim görevimiz.

HAFTANIN PARLAYANLARI
Uzun zamandır ihmal ettiğim bu küçük bölüme “Türkiye’de güzel şeyler de oluyor” diyebilmek için devam...

SEZGİN TANRIKULU: CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Toplumsal mutabakatın yolu Meclis’te kurulacak bir hakikat komisyonundan geçer” dedi. AKP ve MHP’lilerden tepki gören bu teklif, karanlık geçmişimizle yüzleşmemiz için şart.

ERGUN ÖZBUDUN: Üç yıl önce hükümete anayasa taslağı hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun, tüm partilere çok önemli bir çağrı yaptı: “Ne tür bir anayasaya taraftarsınız bilelim, ona göre oy kullanalım.”

FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Tüketici kredisine zam
Merkez'in bu hamlesinin ardından tüketici kredisi faizinde 0.05-0.1 puan arasında artış bekleniyor
Sıcak paraya savaş açan Merkez Bankası geçen haftaki faiz indiriminin ardından dün de mevduat munzam karşılık oranlarında artırıma gitti. Bu yolla bankaların kaynak maliyetleri yükseltilince tüm sektörün önüne iki ayrı seçenek konulmuş oldu. Birinci seçenek bankaların maliyetlerini düşürmesi için mevduat faizlerini indirmesi. İkincisi ise krediyi artık daha yüksek faizle satma gereği. Bankacılar, piyasadaki rekabet ve toplam mevduatın az sayıda mudinin elinde toplanması nedeniyle faiz indirimini olası görmüyor. Bunun için çare ilk etapta kredi faizlerinin artırılmasında bulundu. Zaten Merkez'in de cari açığa bir önlem olarak talep ettiği kredi freni de bu yolla sağlanmış olacak.

TÜKETİCİ KREDİLERİ ARTACAK

Ancak bankalar ilk etapta kurumsal kredilerden çok tüketici kredileri üzerinden maliyet dengesi kurmaya çalışacak. Bunun da kısa süre içinde tüketci kredisi faizlerine artış olarak yansıması bekleniyor. Bankalar tüm tüketci kredilerinde ve tüm vadelerde aylık faiz oranlarını 0.05 ile 0.1 puan artırmak için hazırlıklara başladı. İlk adım dün pazarın lider oyuncularından Garanti Bankası'ndan geldi. Banka tüm tüketici ve konut kredilerinde aylık faiz oranını 0.05 puan artırma kararı aldı. Bu kararın diğer bankalar tarafından da takip edilmesi bekleniyor.

Bilkent Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan

Uzun vade oranları aynı kaldı

MERKEZ Bankası'nın zorunlu karşılık oranlarını yükseltmesini değerlendiren Bilkent Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, kriz sonrası toparlanma döneminde piyasa hareketlerini başıboş bırakmanın, istikrarsızlık tehlikeleri yaratabileceğini düşünüyorum'' dedi.

ABank Ekonomisti Serdar Şenol

Bir kez daha artarsa yansır

ASIL soru MB'nın bu stratejiye ne kadar devam edeceği. Kredilere hemen yansımasa da MB bu artışı bir kez daha yaparsa yansır. Çünkü maliyetler artıyor, biz de o tarafa doğru yaklaşıyoruz. Ne kadar artış olacağını kestirmek için erken.

Fortis Bank Baş ekonomisti Haluk Bürümcekçi

Maliyetler giderek artıyor

KARARLAR bankadan bankaya değişir. Geçmiş kararlar, krediden çok mevduatı düşürücü yönde etki yapmıştı. Şimdi yeni bir maliyet daha geliyor. Rekabet koşullarını da göz önüne aldığımızda tüketici kredilerinin yükselmesi yönündeki baskının arttığını söyleyebiliriz.

Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan

1 puan artabilir

TÜKETİCİ kredilerine net etkisi olacak. Mevduat tarafında maliyet baskısı olunca mevduat faizleri düşecek. Likidite aşağı çekildikçe de yükler kredi faizine yansıyacak. Bütün tüketici kredisi türlerinde bir artış öngörüyoruz. Yarım puan ve 1 puan artış olabilir. Uzun vadeli kredilerde değişim olacak. Merkez Bankası'nın bu kararının ardında Aralık ayındaki kredilerdeki artışın payı var. Ancak Ocak ayındaki oranlara göre hareket edilebilirdi. Biraz erken davranıldı.

T Bank baş ekonomisti Dr. Veyis Fertekligil

Hafif artışlar olacak

MEVDUATLARDA maliyet artışı oluyor. Sadece tüketici değil tüm kredilerde artış göreceğiz. Yarım puanlık artış olabilir. Zaten istenen kredilerdeki ısınmayı törpülemek. Bu tabii ki bankaları olumsuz etkileyecek. Hafif artışlar olacaktır diye düşünüyorum. Tüketici için de caydrıcı yönde etkisi olacaktır. MB stratetjisini sürdürüyor. 1-2 ay enflasyon yüzde 5 civarında olacak, MB bir kez daha politka faizinde indirime gidebilir.

9.8 milyar TL çekti

MERKEZ Bankası piyasaya 9.8 milyarlık fatura çıkardı. TL zorunlu karşılık oranları vadesiz, ihbarlı mevduat ve cari hesaplarda yüzde 8'den yüzde 12'ye, 1 aya kadar vade için yüzde 8'den yüzde 10'a, üç aya kadar yüzde 7'den yüzde 9'a, mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 8'den yüzde 9'a yükseldi.

İlk hamle Garanti'den

MERKEZ Bankası'nın zorunlu karşılıkları artırmasına ilk tepki Garanti'den geldi. Garanti Bankası tüketici kredilerindeki aylık faiz oranını 0.05 puan artırma kararı aldı.
FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Emlak borsası geliyor
Fikirtepe'den sonra dönüştürülecek sekiz yeni bölgenin daha olduğunu açıklayan Topbaş, 'menkul kıymetlendirme borsası' isimli modele dikkat çekti
Topbaş, bu model doğrultusunda gayrimenkul sahiplerine verilecek belgeyle 'tarihi yarımada' dahil imar haklarının alım-satıma konu olabileceğini söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, kentsel dönüşüm planlamaları hakkında açıklama yaptı. Küçükçekmece Bezirganbahçe, Zeytinburnu Sümer Mahallesi ve Kartal’da dönüşüme örnek model olabilecek çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Topbaş, gündemdeki Fikirtepe dönüşümü dışında pek çok noktada projeleri olduğu mesajını verdi. Rotanın Maltepe Dragos, Kağıthane Cendere Vadisi, Beyoğlu Perşembe Pazarı'na yöneleceklerini kaydeden Topbaş, dönüşümdeki üçüncü rotalarının ise Esenler, Güngören, Küçükçekmece, Zeytinburnu ve Okmeydanı olacağını ifade etti. Topbaş, tüm bu çalışmalarla İstanbul'un üç-beş yıllığına şantiyeye döneceğini, ama medeni bir yaşam ortamında sağlıklı ve depreme karşı risksiz bir yapılaşmanın doğacağını belirtti.

Haklar satılabilecek

Bu çalışmanın beraberinde özel bir 'model'i de getireceğinin altını çizen Topbaş, 'Menkul Kıymetlendirme Borsası' ismindeki bu çalışmayı, İstanbul'un modern şehircilik ihtiyaçları doğrultusunda yeniden imar edecek kadar iddialı bir model olarak nitelendirdi. Uygulamayı dünyada bir ilk olarak gösteren Topbaş, gayrimenkul sektörüne büyük bir açılım getireceğine inandığı ve İstanbul'un kurtuluş reçetesi olacak kadar iddialı gördüğü modeli şu sözlerle anlattı:

"Mülk sahiplerinin imar hakkını devredebilmesi ve transfer edilebilmesi’ olarak tanımlayabiliriz. Menkul Kıymetlendirme Borsası ile bir alım-satım piyasası oluşacak. Bu yeni imar-yapı modellemesinde 'menkul kıymetlendirme belgesi' adını verdiğimiz inşaat piyasasını hareketlendirecek yeni bir enstrüman olacak.

Kaynağı kendi içinde

Gayrimenkul sahiplerinin ellerindeki bu belgeyle haklarını transfer edebilecek ve imar hakkını devredebilecek. İmarlaşmanın sakıncalı olduğu bölgelerde yapılaşma izni olanların, bu haklarını satabilmeleri ve imarın daha yüksek olduğu bölgelere transfer edebilmelerini içeren imkânla İstanbul’un kentsel dönüşümünde yeni çıkar yol aranacak. Yani, emsal artışından kaynaklanan ancak tarihi yarımada gibi bölgelerde yükseklik ve yoğunluk sınırlaması sebebiyle kullanılamayan imar hakları bu sertifikayla başka bölgelere kaydırılabilecek."

Projenin en önemli noktalarından biri olarak, parsellerin birleştilerek daha fazla imar hakları alabilmeleri üzerine kurulu olmasını gösteren Topbaş'ın altını çizdiği konulardan biri de modelin kendi kaynağını kendi içinde oluşturan ve karşılıklı rızaya dayalı yapısı oldu.

‘SAĞLAM YAPI STOĞU BİLE 2. DEPREM KUŞAĞINA GÖRE’

* İstanbul, binlerce yıllık kültürel ve sosyal altyapısını mimari dokusuyla birlikte 1950'li yıllarda kaybetti. İstanbul, bu acıyı halen yaşıyor.

* Bugün 1 milyon 200 bin binanın çoğu yeterli donanıma sahip değil ve kaçak yapılardan oluşuyor.

* Stoğun yüzde 57’sini yasal ve teknik prosedürleri yerine getiremeyen ruhsatsız yapılar oluşturuyor.

* Sağlam yapı stoğu ise 2. deprem kuşağının standartlarına göre yapılmış durumda. Yani, İstanbul’un yarısından fazlası yaşam kalitesi düşük ve deprem riskine hazırlıksız konutlardan oluşuyor.

'FİKİRTEPE, ANA MODEL OLACAK'

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 'Menkul Kıymetlendirme Borsası'nın uygulanacağı ilk dönüşüm projesi olan Fikirtepe'de toplam 1 milyon 500 bin metrekare proje çalışması ve imar düzenlemesinin yapılacağını vurguladı.

Fikirtepe'de uygulayacakları planı, 5998 sayılı kanun çerçevesinde geliştirdiklerini kaydeden Topbaş, bu arada kanuna bağlı olarak tamamen yeni bir model uyguladıklarının altını çizdi.

Nereler dönüştü?

Küçükçekmece Bezirganbahçe

Zeytinburnu Sümer Mah.

Nereler dönüşecek?

Esenler

Güngören

Küçükçekmece

Zeytinburnu

Okmeydanı

Maltepe Dragos

Kağıthane Cendere Vadisi

Beyoğlu Perşembe Pazarı

Nereler dönüşüyor?

Fikirtepe

Kartal

BEŞ ADIMDA MENKUL KIYMETLER BORSASI NASIL İŞLEYECEK

1- Kadir Topbaş'ın tanımlamalarına göre, borsa, isteyen mülk sahiplerinin imar hakkını devredebilmesi ve transfer edebilmesi esasına dayanıyor.


2- Dönüştürülecek bölgede gayrimenkul sahiplerine 'menkul kıymetlendirme belgesi' isimli bir belge verilecek.


3- Bu belgeye sahip olanlar imarlaşmanın sakıncalı olduğu ama, yapılaşma izni olan bölgelerdeki haklarını satabilecekler.

4- Yine bu belge sahipleri imarın daha yüksek olduğu bölgelere transfer olabilecekler.

5- Belge sahibi tarihi yarımada yaşıyor ve yükseklik yoğunluk sınırlamasıyla karşı karşıya ise bu sertifikayla başka bölgelere kayabilecek.

FİNANSGÜNDEM 25/01/2011
Sanayide kapasite kullanımı 6 puan arttı % 74.6’ya çıktı
İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı 2011 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre 6 puan artarak yüzde 74.6 düzeyinde gerçekleşti. Kapasite kullanımı bir önceki aya göre 1 puan azaldı.
Ocakta imalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise geçen yılın aynı ayına göre 6 puan, bir önceki aya göre ise 0.1 puan artarak yüzde 77.2 düzeyinde gerçekleşti.
Mal gruplarına göre, kapasite kullanım oranlarında, geçen yılın aynı ayına göre yatırım mallarında, dayanıklı tüketim mallarında, ara mallarında, tüketim mallarında ve dayanıksız tüketim mallarında artış gözlenirken, gıda ve içeceklerde düşüş gözlendi.
Merkez Bankası, ocak ayı İmalat Sanayi Kapasite Kullanım oranlarını açıkladı. Buna göre, ocak ayında imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin 297 işyerine “İktisadi Yönelim Anketi” formu gönderilirken, 1.857 katılımcıdan yanıt alındı. Yanıtlama oranı yüzde 80.8 oldu. İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre 6 puan artarak yüzde 74.6 düzeyinde gerçekleşti.
Kapasite kullanımı bir önceki aya göre ise 1 puan azaldı. 2010 yılı Ocak’ta yüzde 68.6 olan kapasite kullanım oranı şubatta yüzde 67.8 olmuştu. Martta yüzde 67.3 olarak gerçekleşen kapasite kullanımı nisanda yüzde 72.7, mayısta yüzde 73.3, haziranda yüzde 73.3, temmuzda yüzde 74.4, ağustosta 73, eylülde 73.5, ekimde yüzde 75.3, kasımda yüzde 75.9, aralıkta yüzde 75.6 olarak gerçekleşmişti. Kapasite kullanımı her ne kadar bir önceki aya göre gerilemiş olsa bile yüzde 74.6 düzeyiyle 2009 ve 2010 Ocak aylarının üzerine çıkmayı başardı.
MİLLİYET 25/01/2011
Kiler’e 6 kat talep geldi
Kiler Alışveriş’in halka arzında piyasa değeri 821.2 milyon TL olarak gerçekleşirken, şirket organik ve inorganik büyüme planlarının finansmanı için kullanacağı bu arzdan toplam 123.2 milyon TL’lik gelir sağladı.
Kiler’in yüzde 1.95’lik ek satış hakkının da kullanılmasının ardından halka açıklık oranı yüzde 15 olarak gerçekleşirken, halka arz sonrası ödenmiş sermayesi de 134.62 milyon lira oldu.
Talep toplaması 20-21 Ocak’ta yapılan şirketin halka arzına yurtiçi bireysel yatırımcıların 12.19, yurtiçi kurumsal yatırımcıların 4.32, yabancı kurumsal yatırımcıların ise 3.54 kat talep gösterdiği belirtildi. Kiler’in halka arzına toplamda 6.66 kat talep gelirken, halka arz fiyatı ise 6.10 TL oldu. Talepte bulunan 12.797 yatırımcının 12.680’ini yurtiçi bireysel yatırımcılar, 88’ini yurtiçi kurumsal yatırımcılar, 29’unu ise yurtdışı kurumsal yatırımcılar oluşturdu.
Kiler Holding Perakende Grubu Başkanı Ümit Kiler, “Halka açık bir şirket olarak Türkiye’nin tamamında var olma hedefimizi ortaklarımızla birlikte hayata geçireceğiz” dedi.
MİLLİYET 25/01/2011
Seyşeller'e balayına giden Türk malı görebilir
Geçtiğimiz sene içinde haritada zor bulunan ülkelere bile ihracat gerçekleştiren Egeli işadamları dünyayı karış karış dolaşarak 8.7 milyar dolarlık mal sattı
Geçen yıl toplam 198 ülkeye 8.7 milyar dolarlık ihracat yapan Egeli sanayiciler, dünyayı karış karış dolaşarak ürün sattıkları ülkeler arasına çoğu kimsenin adını bile duymadığı ve haritada yeri zor bulunan ülkeleri ekledi.
Egeli ihracatçıların 2010 yılında ürün sattıkları ülkeler arasında Aruba, Anguilla, Dominika, St. Vincent, Lesotho gibi ülkeler yer aldı. Egeliler tüm dünyaya kapalı olan Kuzey Kore'ye bile 35 bin dolarlık ihracat yapmayı başardı.
Dünyanın ekonomik durgunluktan çıkmak için uğraştığı 2010'da Avrupa'nın yanı sıra yeni coğrafyalara açılan Egeli ihracatçılar, gelişmiş pazarların yanı sıra küçük pazarları da ihmal etmedi. Okyanusya'daki tropikal adalardan Afrika'nın kızgın steplerindeki ülkelere kadar birçok pazara açılan Egeliler, Fildişi Sahilleri'ne 7.1 milyon dolarlık, İngiliz Virjin Adaları'na 4.7 milyon dolarlık, Dominik Cumhuriyeti'ne 3.8 milyon dolarlık, Trinidad ve Tobago'ya 3.5 milyon dolarlık, Sri Lanka'ya 2.7 milyon dolarlık, Jamaika'ya 2.2 milyon dolarlık, Burkina Faso'ya 2 milyon dolarlık mal sattı. Egeliler'in ihracat yaptığı diğer küçük ülkeler arasına ise Sierra Leone (1.4 milyon dolar), Mauritius (1.2 milyon dolar), Cape Verde (1.1 milyon dolar) yer aldı.

ÜNLÜ ADALAR DA VAR
Egeli firmaların 1 milyon doların altında ihracat yaptığı ülkeler arasında Cibuti, Papua Yeni Gine, Şeysel Adaları, Laos, Mayotte, San Marino, Guam, Komor Adaları, Bermuda, Lihtenştayn, St. Vincent ve Grenad, Cayman Adaları, Turks ve Caios Adayrı, Yeni Kaledonya, Antigua, Andorra, Lesotho, Nepal, Aruba, ABD Virjin Adaları, Buhutan, St. Kitts ve Nevis, Anguilla, Sao Tome ve Principe, Grenada, Marshall Adaları, Domonika gibi haritada yeri zor bulunan ülkeler yer aldı.

Neler gönderdik?
Egeli ihracatçılar Antigua & Bermuda'ya maden ve konfeksiyon, Şeysel Adaları'na ağaç ürünleri, hububat, zeytinyağı, kuru meyve, Sao Tome'ye yaş meyve, Marshall Adaları'na demir ürünleri, Jamaika'ya zeytinyağı, kuru meyve, tekstil, Hollanda Antilleri'ne hububat, kuru meyve, maden, zeytinyağı, Trinidad&Tobago'ya çimento, demir, kuru meyve, tekstil, yaş meyve ve zeytinyağı gönderdi.

YENİ ASIR 25/01/2011
Alkim Grubu sekiz ödül birden aldı
Türkiye'nin en büyük sodyum sülfat ve ofset kağıt üreticisi olan Alkim ve Alka, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) tarafından verilen başarı ödüllerinde 8 ödül birden kazandı. 5 ödül alan ALKA (Alkim Kağıt) en yüksek vergi veren ve en yüksek yatırım gerçekleştiren firma seçilirken; 3 ödül alan Alkim Kimya ise sektöründe en yüksek üretimi gerçekleştiren firma oldu.
Alkim Grubu, böylece EBSO tarafından düzenlenen başarı ödülleri organizasyonunda toplam 8 ödüle layık bulundu. 21 Ocak'ta İzmir Sabancı Kültür Merkezi'nde, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun da katılımıyla düzenlenen törende, ALKA kendi meslek grubunda "En yüksek vergi", "En yüksek yatırım", "En yüksek ihracat", "En yüksek üretim" ve "En fazla istihdam sağlayan" firma kategorilerinde ödüllendirildi.

EN YÜKSEK ÜRETİM
Alkim Kimya ise kendi meslek grubunda "En yüksek üretim gerçekleştiren" firma olarak birincilik ödülünü alırken; "Başarılı Ar-Ge çalışmaları ve bölge teknolojisine yaptığı katkılardan" dolayı özel ödüle layık bulundu. Alkim Kimya, "En yüksek ihracat gerçekleştiren" firmalar arasında da ikincilik ödülünü kazandı.
Alkim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Reha Kora, "Bu ödüllerin kendilerini, daha çok yatırım, istihdam, üretim ve ihracat için motive ettiğini belirtti.
YENİ ASIR 25/01/2011
İzmir'de üretip tüm dünyaya gönderiyorlar
Otomotiv sektöründe 20 yılı aşkın süredir oto servis ekipmanları imalatı yapan Balansmatic, ürünleriyle başta Avrupa ve Amerika pazarı olmak uzere 61 ülkeye hizmet veriyor. Balansmatic Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Zor, "Firmamız 1990 yılında İzmir, Menemen Ulukent Sanayi Bölgesi'nde oto servis ve garaj ekipmanları alanında üretimlerine başlamış olup günümüze kadar uzanan gelişim süreci sonunda konum itibariyle sektörde yenilik ve teknoloji kullanımında öncü ve lider bir firma haline gelmiştir" dedi.
Zor, "Otomotiv grubu olarak seyyar balans makineleri, far ayar cihazları, bilgisayarlı sabit balans makineleri, rot ayar cihazları, resepsiyon liftleri, jant düzeltme ve jant parlatma makineleri üretimlerimizden sadece başlıcalarıdır" diye konuştu.
Zor, şu bilgileri verdi: "Otomotiv sektöründe TSE, ISO 9000:2001 ve CE kalite belgelerimizle birlikte oldukça geniş ve detaylı ürün yelpazesine sahip olmamızın yanında, ürettiğimiz makineler sadece bu alanla sınırlı kalmamıştır. Pervane, rotor, fan, şaft ve kendi ekseninde dönen objelerin dikey ve yatay balanslarını yapabilen hassas ölçüm ve test cihazlarını da imal etmekteyiz. Firmamız çoğunlukla Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Solomon Adaları, Trinidat, Jamaika, Tobago, Portoriko, Ekvator, Malezya, Tayvan ve Şili gibi toplamda 61 ülkeye ihracat yapmaktadır."
YENİ ASIR 24/01/2011
Tellioğlu: Hedefimiz seneye şampiyon olmak
Un fabrikası başta olmak üzere, yem, kuluçka işletmesi, fidan yetiştiriciliği ve mermer sektöründe faaliyet gösteren Tellioğlu Grup, Balıkesir Sanayi Odası tarafından açıklanan 2010 yılı Kurumlar Vergisi Şampiyonları listesinde ikinci sırada yer aldı. Birçok firmanın kepenk indirdiği bir ortamda krizi fırsata çeviren Tellioğlu Grup, büyümeyi başaran sayılı firmalardan biri oldu.

VERGİDE İKİNCİ
Balıkesir Sanayi Odası tarafından açıklanan '2010 yılının Altın Adamları' listesinde kurumlar vergisi alanında ikinci olan Tellioğlu Grup, ödülünü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katıldığı törende aldı. 'Kriz gözümüzü korkutamadı' diyen Tellioğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Levent Tellioğlu, grup bünyesinde yer alan farklı sektörlerdeki iş kollarına yatırım yaparak, hem büyümeyi sağladıklarını hem de faaliyet gösterdikleri bölgelerde ciddi bir istihdam olanağı yarattıklarını söyledi.
Tellioğlu Grup'un temellerinin 1950'de kurulan un fabrikası ile atıldığını anlatan Levent Tellioğlu, bugün grubun yem sanayi, kuluçka işletmesi, fidan yetiştiriciliği ve mermercilik alanlarında faaliyet gösterdiğini belirtti.
Tellioğlu, "Geçmişinin vermiş olduğu deneyimle toprağa sıkıca tutunan, kökleri sağlam bir ağaç gibi işimize sahip çıktık. Yaptığımız yatırımlarla rakiplerimize karşı elimiz güçlendi. Bu durum ciro anlamında ciddi bir büyüme yakalamamızı sağladı. İstihdam anlamında da faaliyet gösterdiğimiz bölgeye iyi bir ivme kazandırdık. Ayrıca yatırımlarımızı sadece mevcut iş kollarımıza yapmayacağız. Yatırımlarımızı, cazip bulduğumuz sektörler olursa oralarda sürdüreceğiz" diye konuştu.
YENİ ASIR 25/01/2011
Limon, üreticinin tadını kaçırdı
Türkiye'deki narenciye üretimi ve ihracatında önemli bir yere sahip olan Muğla'da, rekoltedeki artışa rağmen üretici hüsran yaşadı. Erken kesimin fiyatları düşürdüğü belirtildi. Ege İhracatçılar Birliği'nin 2010-2011 verilerine göre Muğla'da 2 milyon 176 bin 850 adet ağacın meyve verdiği ve bu ağaçlardan 236 bin 766 ton üretim gerçekleştirildiği öğrenildi.
Ortaca Ziraat Odası Başkanı Salim Çöllü, "Özellikle limonda geçen yıl 23 bin ton olan rekolte bu yıl 47 bin tona çıktı. Geçen yıl 45 kuruştan sattığımız ürün bu yıl 5-10 kuruşa düştü. Yüksek rekolteye rağmen hüsran yaşadık. Ürün satılmayınca tüccar da sözleşmeye uymadı. Sattığımız ürünlerin parasını alamadık. Çiftçilerimiz daha şimdiden bankalara koşmaya başladı. Rekolte ikiye katladı, fiyatlar dibe vurdu. Son elli yılın en kötü sezonu yaşıyoruz" dedi.
Fiyatların düşmesiyle birlikte limon üreticilerinin ürünlerinin elinde kaldığını belirten Çöllü, "Ürünlerimizin yüzde 80'i ihraçlık ürün. Sadece Ortaca Bölgesi'nde 30 bin dekar alanda yaklaşık 70 bin ton limon, portakal ve nar üretiliyor. Üretilen ürünlerin yüzde 80'lik kısmı ihracata yönelik, diğer kısmı iç piyasada tüketiliyor" diye konuştu.
YENİ ASIR 24/01/2011
Bankalar seferberlik başlattı, mevduat hesabında limit ve vade sınırı kalkıyor
MB'nin munzam karşılıkları artırmasıyla kısa vadeli mevduat faiz oranlarının gerilemesi beklenirken, bankalar mevcut müşterilerini kaçırmamak için ürün yelpazesini genişletiyor
Düşük faiz-düşük enflasyon dönemiyle beraber Türk bankacılık sektöründe oyunun kuralları değişiyor. Bugüne kadar kredilerde yoğunlaşan rekabet mevduata kayıyor. Sektör hem yıllardır kronikleşen iç tasarrufların yetersizliği sorununu aşmak, hem de Merkez Bankası'nın yeni eylem planı çerçevesinde mevduatta yeni açılımlar getirerek adeta 'iç tasarruf seferberliği' başlattı. Eskiden mevduat açılışını belli bir limit ile sınırlayan, vadeden önce hesap çekilişine izin vermeyen bankalar, artık 50, 100 TL gibi küçük birikimlere de hesap açıyor.

KREDİ, TASARRUFTAN HIZLI ARTTI
Türkiye'de toplam tasarrufun GSYH'ye oranı yüzde 16'lar civarında. 2002'de yüzde 24 olan bu oran son 9 yılda hızla gerilerken, hane halkının kredi kullanımı daha hızlı arttı. Özetle tasarruf oranının düşmesi tasarruf açığını büyütürken, dış tasarruflara bağımlılık da arttı. Bütün bu gelişmeler Türkiye ekonomisini cari açığın finansmanında sıcak para girişine mahkum ederken, kriz anında kısa vadeli sermayenin çıkış olasılığı ekonomi bürokrasini de önlem almaya itti. MB ve BDDK 2010 sonunda aldığı önlemlerle kredi talebini frenlemeyi öncelikleri arasına aldı.
ŞEKERBANK DA HAZIRLIK YAPIYOR
Yakında yeni bir ürün çıkaracaklarını belirten Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, '50 liralık veya 100 liralık birikimlerinizle de çok uzun vadeli tasarruf hesabı açabileceksiniz. Bu tasarrufun yanında 'tatlandırıcılar' diyeceğimiz ürünler de ekliyor olacağız' dedi. Özciğer, yurt içindeki yatırımcıları hedefleyen tahvil ihracı ile tasarrufu tabana yaymayı hedeflediklerini aktardı.
İsteyene korumalı isteyene borsa hesabı
MEVDUAT hesapları 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 12 ay vadeli açılabileceği gibi 32 günden 365 güne kadar istediğiniz vadede 'Kırık Vadeli Mevduat' hesabı olarak açılabilir. Bunun dışında artık vadeli mevduat hesaplarında artık seçenekler çok. İstikrarlı bir yatırım arayışında olmanıza rağmen borsanın getirisinden de yararlanmak istiyorsanız bazı bankalar 'Korumalı Mevduat Hesabı', 'Hiç Düşmeyen Borsa Mevduat Hesabı' gibi adlar altında müşterilerine farklı açılımlar getiriyor. Klasik vadeli mevduat hesaplarında paranızı vadesinden önce çekerseniz faiz geliriniz yanıyor. Ancak son günlerde yine bazı bankalar 'Günlük Vadeli Tasarruf Hesabı' veya 'Serbest Vadeli Mevduat' adları altında YTL birikimler için tasarrufçulara günlük para çekme özgürlüğünü sunuyor.
Mevduatta turuncu devrim
Geçen hafta sonu yeni ürünü 'Turuncu Hesap'ı tanıtan ING Bank Genel Müdür Yardımcısı Cenk Tabakoğlu, grubun tasarruf konusundaki deneyimini bu ürün ile Türkiye'ye taşıdıklarını açıkladı. 'Serbest tasarruf hesabı' olarak adlandırılan 'Turuncu Hesap' vadeli hesap gibi kazandırıyor. Ancak vade sınırlaması olmadan istediğiniz zaman para yatırıp istediğiniz zaman hesabınızdan para çekebiliyorsunuz. Turuncu Hesap'ta faiz gecelik işliyor ve hesaba günlük geçiyor. Tabakoğlu, 'Yeni ürünümüz ilk 90 gün boyunca yüzde 9,5 gibi piyasa şartlarına göre oldukça rekabetçi 'hoş geldin faizi' vererek, Türk halkına tasarrufu sevdirecek' dedi.
50 liraya milyoner faizi
Akbank geçen ay lansmanını yeni ürünü 'Mevduat Birikim Hesabı' ile bireylere aylık en az 50 liralık birikimlerle hesap açılışına imkan tanıdı. Uzun süreli birikim yapmaya yönelik olarak tasarlanan Mevduat Birikim Hesabı, 5 yıl vade ile açılıyor. Aylık en az 50 TL'lik birikimlerle açılabilecek hesaba yatırılacak aylık birikimler otomatikman kredi kartı hesabından çekilecek. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, hesabın TL veya döviz cinsinden açılabileceğini belirterek bu hesaba liste faizindeki maksimum oranı uygulayacaklarını söyledi.
AKŞAM 25/01/2010
THY ile Hava İş Sendikası anlaşmaya vardı!
Türk Hava Yolları (THY) Teknik A.Ş ile Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) arasında 15 Eylül 2010 tarihinde başlayan 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesinde anlaşmaya varıldı.
Hava-İş Sendikasının internet sitesinden yapılan duyuruda, ''21 Ocak'ta işveren yetkililerinden gelen uyuşmazlıkla ilgili görüşme teklifi üzerine Sendika Genel Başkanımız ve THY Teknik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanının katıldığı toplantıda alınan kararla, 22 Ocak 2011 tarihinde teknik düzeyde görüşmeler yeniden başlatılmış ve bu görüşmelerde gelinen son nokta tüm kurullarımızla birlikte değerlendirilmiş, 23 Ocak 2011 tarihinde oy birliği ile sözleşmenin imzalanmasına karar verilmiştir'' denildi.
Açıklamada, 2,5 yılı kapsayan sözleşmeye göre çalışanlara, çıplak ücrette ve vardiya primlerinde kümülatif olarak birinci yıl için yüzde 10,2, 2. Yıl yüzde 11,3 oranında toplam ücret artışı sağlandığı ifade edildi.
Toplu iş sözleşmesinin 24 aylık süresinin fiilen aşılması dikkate alınarak 5. altı aylık bir dönemin daha toplu iş sözleşmesi yürürlük süresine eklendiği belirtilen açıklamada, 5. altı ayda yüzde 4 oranında ücret artışı sağlandığı kaydedildi.
Açıklamada, sosyal haklarda da iyileştirmeler ve artışlar sağlandığı belirtildi.
Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) ile THY Teknik A.Ş. arasında, 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık olması üzerine gidilen ara bulucuda da anlaşma sağlanamaması üzerine bugün grev kararının ilan edilmesi kararlaştırılmıştı.
AKŞAM 25/01/2010
Bizim Toptan'ın yüzde 35'i halka açılacak
Aralık 2010'da halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) başvuran Yıldız Holding çatısı altındaki toptan mağaza zinciri olan,Bizim Toptan'ın mevcut paylarının yüzde 35'i halka arz edilecek.
Yıldız Holding şirketi Bizim Toptan, halka açılacak.
Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında verilen bilgiye göre, Yıldız Holding çatısı altındaki toptan mağaza zinciri olan, Aralık 2010'da halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) başvuran Bizim Toptan'ın mevcut paylarının yüzde 35'i halka arz edilecek.
Talep toplama tarihleri 27–28 Ocak 2011 olarak belirlenen halka arzda, yeterli talep gelmesi halinde Bizim Toptan'ın ana ortağı Yıldız Holding, şirketin mevcut paylarının yüzde 5'ine kadar ek satış hakkını da kullanabilecek. Ek satış hakkı ile birlikte şirketin halka açıklık oranı yüzde 40;ı bulabilecek. Bizim Toptan'ın halka arz fiyat aralığı 22,50–30,00 TL olarak belirlendi.
30 Eylül 2010 itibariyle cirosunu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artırarak 1,06 milyar liraya çıkaran Bizim Toptan'ın 2010 yıl sonu itibariyle 54 ilde 109 organize toptan satış mağazası bulunuyor.
Yıldız Holding çatısı altındaki toptan mağaza zinciri olan, Aralık 2010'da halka arz için Sermaye Piyasası Kuruluna (SPK) başvuran Bizim Toptan'ın mevcut paylarının yüzde 35'i halka arz edilecek.
Şirket ve halka arza ilişkin bilgi vermek amacıyla düzenlenen toplantıda Karakaş, Bizim Toptan'ın tüketim ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bir toptancı şirket olduğunu ve 7 bin küçük toptancıya hizmet verdiğini söyledi.
Çoğrafi dağılım açısından en yakın rakipten 7 kat daha büyük olduklarını, Türkiye'nin 54 ilinde olduklarını ancak buna rağmen hem coğrafi olarak hem de organize toptan satış pazarı açısından daha gidilecek çok yol olduğunu ifade eden Karakaş, dışsal şoklara dayanıklı, krizlerden etkilenmeyen, her yere giren bir mağazacılık modeli oluşturduklarını ve bu modelin de kendini kanıtladığını kaydetti.
Karakaş, güçlü bir yönetim kadrosu bulunan şirketin ciroda yüzde 20 büyüdüğünü, karının arttığını ve şirkette devamlı büyüyen bir nakit akışı bulunduğunu belirterek, 2009'un 9 aylık döneminde 911 milyon lira, 2010'un aynı döneminde yüzde 17 artışla 1 milyar 64 milyon lira net satışa ulaştıklarını, net karda ise yüzde 56'lık bir artışla 13,7 milyon liradan 21,4 milyon liraya yükseldiklerini vurguladı.
Şirketin borcunun olmadığını, mağaza sayısının 2010'da 15 artarak 106'ya çıktığını, çalışan sayısının da yüzde 10 artışla bin 216'ya yükseldiğini belirten Karakaş, 2002 yılında faaliyete geçen şirketin, 2004-2006 arasında cirosal olarak süratli bir şekilde büyüdüğünü, cironun 2006'da 924 milyon iken, bu yıl sonu itibariyle 1,4-1,5 milyon liraya çıktığını kaydetti.
Karakaş, şirketin ana kategori ürünlerde büyüme oranının yüzde 22,3 olduğunu, şirket büyüdükçe pazarlık gücünün, verimliliğinin ve bürüt karlılığının arttığını söyledi.
Şirketin 2007'de 73 milyon lira olan brüt karının 2009 yılı sonunda 104 milyon liraya çıktığını, bu yılın sonunda bunun da üzerinde olacağını belirten Karakaş, 40 milyon lira sermaye ile kurulan şirketin, sermayesini çok iyi idare eden, sıfır borç ile faaliyetlerini geliştiren ve sermayesinin de yüzde 66 getirisi olan bir şirket olduğunu anlattı.
Karakaş, yaratılan iş modelinin maliyet avantajına ve düşük yatırım bedeline dayandığını, 2009'da 7 mağaza açıp 7 milyon lira, 2010'da ise 9 mağaza açıp, 6 milyon lira para harcamalarına karşın şirketin faaliyetlerinden gelen nakit akışının yeni yatırımları karşıladığını, kalan paranın da şirketin kasasına gittiğini belirtti.
HALKA ARZ 3 GRUBA AYRILDI
Şirketin daha fazla büyümek için fazla kaynağa ihtiyacı olmadığını, kasasında çok daha fazla biriken parası bulunduğunu belirten Cem Karakaş, halka arza ilişkin şu bilgileri verdi:
''Şirketimizin yüzde 35'lik kısmını halka arz ediyoruz. 40 milyon adet payımız var. (1 adet payın nominal değeri 1 lira) 14 milyon adetini halk arz ediyoruz. Yeterli talep gelirse ilave 2 milyon adet daha halka arz edebilmeyi değerlendiriyoruz. İMKB'nin web sitesinde yayınladığı rakam SPK tarafından onaylandı. Fiyat aralığı 22,5 ile 30 lira arası. Bu da 900 milyon lira ile 1,2 milyar lira arasında bir piyasa değerine tekabül ediyor.
Halka arzı 3 guruba ayırdık. Yüzde 10 yurtiçi bireysel yatırımcılara, yüzde 10 Garanti Yatırım vasıtasıyla yurtiçi kurumsal yatırımcılara, yüzde 80'i de yurtdışı kurumsal yatırımcılara Merrill Lynch İnternational, Standart Ünlü Menkul Değerler vasıtasıyla satmayı hedefliyoruz.
Halka arzdan önce yüzde 56 olan şirketteki Yıldız Holding'in payı satışın tamamının gerçekleşmesi durumunda yüzde 33'e düşecek. Yıldız Holding şirketin büyük ortağı olmaya devam edecek ama şirketimizin en büyük ortağı yüzde 40 ile halk olacak. Sizleri de şirketimize yatırım yapmaya davet ediyorum.''
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Karakaş, satıştan elde edilecek gelirle Yıldız Holding'in büyümeye devam edeceğini, kaynağın mevcut yatırımları geliştirmeye ve diğer yatırım alanlarına harcanacağını söyledi.
Karakaş, bunun ikinci halka arz olduğunu, 2011 yılında 15 mağaza açacaklarını, yüzde 17 ciro büyümesi beklediklerini söyledi.
PERAKENDE GRUP BAŞKANI SERDENGEÇTİ
Yıldız Holding Perakende Grubu Başkanı Mustafa Yaşar Serdengeçti de Türk ekonomisinin son derece hızlı büyüdüğünü ve büyüyen ekonomi içinde 2009 sonu itibariyle 99.8 milyar liralık perakende pazarı bulunduğunu, bu pazarda hızlı tüketim ürünlerinin 72,9 milyar, organize toptan pazarın da 3,5 milyar lira olduğunu belirtti.
Serdengeçti, toptan satış pazarının gelecek 6 yıl içinde yüzde 9,6, perakende piyasalarının da yüzde 10 büyüme beklendiğini, buna karşın Bizim Toptan'ın içinde olduğu organize toptan pazarının yüzde 12,9 oranında büyüdüğünü kaydetti.
Hızlı tüketim ürünleri pazarında toptan satışın 2015 yılı öngörüsünün 126,5 milyar lira, organize toptan satışın da 7,2 milyar lira olduğunu belirten Serdengeçti, Türkiye'nin küçük noktalara dayalı perakende sektörünün rekabet gücünü artırmak için oluşturdukları Bizim Toptan'ın rekabetçi, esnek ve farklı bir iş modeli olduğunu söyledi.
Serdengeçti, bu yapının tedarikçilere daha geniş ve yaygın mağaza ağına ve daha fazla müşteriye ulaşma imkanı, fiyat ve sistem standartlaşması, maliyet tasarrufu ve kurumsal kimlikle çalışan firmalarla işbirliği kolaylığı sağlarken, müşteriye de tek mağazada tüm ürünlere ulaşma imkanı, uygun fiyatla mal alımı, Türkiye'nin her yerinde standart hizmet alma imkanı sağladıklarını kaydetti.
Mağaza sayısı ve kapsadığı coğrafi alan açısından Türkiye'nin bir numaralı organize toptan firması olduklarını ve 54 şehirde 109 mağazaları bulunduğunu belirten Serdengeçti, şu bilgileri verdi:
''266 bin kayıtlı müşterimiz var. Mağaza başına 3 bin ürün satıyoruz. Toplamda 7 bin çeşit ürünümüz var. 2007-2009 arasında yüzde 9'luk ortalama büyüme ile sektörde en hızlı büyüyen şirketlerdeniz. 2007-2009 arasında ana kategori satışlarında yüzde 20,7 büyüme oranı yakaladık. Son 3 yılda ortalama yüzde 26.5 karlılığımızı artırdık.
Geçen sene sonu itibariyle 1.237 milyon lira, bu yılın ilk 9 ayında da 1 milyar 64 milyon liralık bir satış yakaladık. İlk 8 sene içinde 1 milyar doları yakalaşan tek şirket. Bu kadar büyük ciro ve bu kadar büyük karlılığı yakalaşan tek şirket. 106 mağaza ile Türkiye'nin yüzde 45'ine ulaşıyoruz. 3 tip mağazamız var. En büyük mağaza 2 bin metrekare. İkincisi 1500, üçüncüsü ise bin metrekare. En önemli müşterimiz toptan satıcılar. Müşterilerimiz arasında toptancı müşterilerimizin payı yüzde 22, marketler yüzde 19, bakkallar yüzde 16, ihtisaslaşmış perakendeciler yüzde 15, kurumsal yüzde 10 yer alıyor. Mağazalarımızda Türkiye'nin lider tüm markaları var. Gıda, içecek, temizlik ve kağıt ürünleri satıyoruz. Satışta 6. karlılıkta 4. büyük şirketiz.''
AKŞAM 25/01/2010
Philips'ten 4. çeyrekte kâr patlaması
Elektronik şirketi Philips'in geçen yıl 4. çeyrek (ekim-kasım-aralık) karı yüzde 79 arttı.
Şirketten yapılan açıklamada, 2009 yılının son çeyreğinde 260 milyon avro olan net karın, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 79 artışla 465 milyon avroya (hisse başına 0,49 avro) çıktığı belirtildi.
Satışlar ise söz konusu dönemde yüzde 1,6 artarak 7,9 milyar avro oldu, ancak döviz kuru etkilerinden arındırıldığında şirketin satışları yüzde 4 gerileme kaydetti.
Açıklamada, özellikle sağlık hizmetleri ve aydınlatma bölümlerinin iyi performans gösterdiği, buna karşılık televizyon üretilen birimdeki karlılığın düşmesinin temel bir sorun olduğu kaydedildi.
Şirket, Batı Avrupa'da satışlarının yüzde 10 düştüğünü, ancak Kuzey Amerika ve Hindistan gibi gelişmekte olan piyasalardaki satışların iyi olduğunu bildirdi.
Philips Üst Yöneticisi (CEO) Gerard Kleisterlee, şirketlerin, maliyetleri düşürmek için resesyonu bir şans olarak kullandığını söyledi. Kleisterlee, bu yıl da gelişmekte olan piyasaların büyümeyi destekleyeceğini beklediklerini belirtti.
AKŞAM 25/01/2010
İsviçreli ilaç devi Novartis Genoptix'i alıyor
İsviçreli ilaç üreticisi Novartis, ABD'nin California eyaletindeki Carlsbad merkezli Genoptix'e hisse başına 25 dolar teklif ederek şirketi alacağını açıkladı.
İsviçreli ilaç üreticisi Novartis, ABD'li kanser teşhis uzmanı Genoptix şirketini 470 milyon dolara satın alıyor.
Basel merkezli Novartis, ABD'nin California eyaletindeki Carlsbad merkezli Genoptix'e hisse başına 25 dolar olmak üzere 470 milyon dolar nakit vereceğini açıkladı. Novartis'in hisse başına önerdiği fiyat, Genoptix'in 21 Ocak'ta hisselerinin kapanış fiyatı olan 19,76 doların yüzde 27 üzerinde bulunuyor.
Genoptix Yönetim Kurulu, Novartis ile yapılan anlaşmayı oy birliğiyle onayladı ve hissedarlarına hisselerini satması önerisinde bulundu.
Novartis, iki şirket arasındaki anlaşmanın bu yılın ilk yarısında tamamlanmasını beklediğini bildirdi.
Novartis Üst Yöneticisi (CEO) Joseph Jimenez, ''Genoptix'i satın almamız, bireysel kanser tedavi programlarımızda güçlü bir zemin oluşturmamıza hizmet edecek'' dedi.
Kemik iliği, kan ve lenf düğümlerinde kanser teşhisinde uzmanlaşmış Genoptix şirketinin geçen yıl gelirleri 184 milyon doları buldu. Genoptix, 500 kişiye istihdam sağlıyor.
AKŞAM 25/01/2010
Merkez, zorunlu karşılıkları yükseltti
Merkez, vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplar için yüzde 8 olan TL zorunlu karşılık oranlarını yükseltti.
Mevduatlar ve katılma hesaplarındaki yeni oranlar ve piyasadan çekilecek likidite miktarı şöyle:
Merkez Bankası Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarını artırdı. Banka, Türk lirası zorunlu karşılık oranları; vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplarda yüzde 8'den yüzde 12'ye, 1 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dahil) için yüzde 8'den yüzde 10'a, 3 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları (3 ay dahil) için yüzde 7'den yüzde 9'a, mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 8'den yüzde 9'a yükseltti.
Türk Lirası zorunlu karşılık oranları, 6 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları için (6 ay dahil) yüzde 7, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 6, 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ile birikimli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 5, 6 aya kadar (6 ay dahil) ve daha uzun vadeli özel fon havuzları için vadesine karşılık gelen oranlarda sabit tutuldu.
Söz konusu düzenleme 4 Şubat 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olacak ve yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 18 Şubat 2011 tarihi itibarıyla tesis edilmeye başlanacak.
Banka böylece mevcut verilere göre piyasadan yaklaşık 9,8 milyar Türk Lirası likidite çekmiş olacak.
AKŞAM 25/01/2010
Anavarza Bal 2011’de yüzde 60 büyüyecek

Geçtiğimiz yılı yüzde 20 büyüme ile tamamlayan Anavarza Bal, 2011 yılında daha agresif büyüme hedefliyor.


Anavarza Bal Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sezen ve Genel Koordinatör Can Sezen, 2011 hedeflerini açıkladı.

Geçtiğimiz yılı yüzde 20 büyüme ile tamamlayan Anavarza Bal, 2011 yılında daha agresif büyüme hedefliyor. Anavarza Bal Genel Koordinatörü Can Sezen, bu yıl için hedeflerinin yüzde 60 büyüme olduğunu söyledi. Bal sektörünün hâlâ ülkemizde gerek ürün çeşitliliği anlamında gerekse tüketim anlamında dünya ortalamasının altında olduğunu anlatan Sezen, bundan dolayı 2011 yılında yine balı tüketicilere anlatmaya ve bal ürünlerinde dünyada ne varsa Türkiye’de de yine ilk olarak üretmeye devam edeceklerini söyledi. Sezen, bu amaçla 1.5 milyon liralık ek yatırım yaparak laboratuvarlarını yenilediklerini belirterek, “Tesislerimiz dünyanın bal analiz üssü hâline geliyor” dedi.
TÜRKİYE 25/01/2010
İş Bankası ile Mercedes, stok için anlaştı
İş Bankası ve Mercedes-Benz Türk A.Ş., stok yönetimi uygulaması başlattı. Yapılan anlaşma ile bayiler arasında nakit akışı düzenlenecek. Anlaşma ile bankanın internet sitesi üzerinden bayiler sipariş listesini görebilecek. Ayrıca bütün şubelerde işlemler eş zamanlı olarak takip edilebilecek.
TÜRKİYE 25/01/2010
Hazır giyim 1.7 milyar TL ile rekora uçtu
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) hazır giyim endeksi kasım ayı sonuçlarına göre, hazır giyim harcamaları geçen yılın kasım ayında 1.7 milyar lira ile 2010 yılının en yüksek seviyesine ulaştı.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) hazır giyim endeksi kasım ayı sonuçlarına göre, hazır giyim harcamaları geçen yılın kasım ayında 1.7 milyar lira ile 2010 yılının en yüksek seviyesine ulaştı. TGSD Başkanı Cem Negrin, kasımda hazır giyim harcamalarının rekor seviyeye ulaştığını belirterek, hazır giyim sanayi kârlılığını belirleyen gelirleri ölçen gelir endeksinin 12 ay sonra ilk defa kasım ayında döviz kurlarındaki yükselme ile 3.78 puan arttığını kaydetti. Negrin, “Hazır giyim faaliyetleri kasımda mevsimsel etki ile yavaşladı. Ancak sektörün iç pazara yönelik faaliyetleri canlı kalmaya devam ediyor” diye konuştu.
TÜRKİYE 25/01/2010
Tüketici kredisine zam
Cari açık ve sıcak paraya savaş açan Merkez Bankası dün zorunlu karşılık oranlarını artırdı. Merkez'in bu hamlesinin ardından tüketici kredisi faizinde 0.05-0.1 puan arasında artış bekleniyor. İlk adım dün Garanti Bankası'ndan gelirken diğer bankalar da hazırlıkta
Sıcak paraya savaş açan Merkez Bankası geçen haftaki faiz indiriminin ardından dün de mevduat munzam karşılık oranlarında artırıma gitti. Bu yolla bankaların kaynak maliyetleri yükseltilince tüm sektörün önüne iki ayrı seçenek konulmuş oldu. Birinci seçenek bankaların maliyetlerini düşürmesi için mevduat faizlerini indirmesi. İkincisi ise krediyi artık daha yüksek faizle satma gereği. Bankacılar, piyasadaki rekabet ve toplam mevduatın az sayıda mudinin elinde toplanması nedeniyle faiz indirimini olası görmüyor. Bunun için çare ilk etapta kredi faizlerinin artırılmasında bulundu. Zaten Merkez'in de cari açığa bir önlem olarak talep ettiği kredi freni de bu yolla sağlanmış olacak.

TÜKETİCİ KREDİLERİ ARTACAK
Ancak bankalar ilk etapta kurumsal kredilerden çok tüketici kredileri üzerinden maliyet dengesi kurmaya çalışacak. Bunun da kısa süre içinde tüketci kredisi faizlerine artış olarak yansıması bekleniyor. Bankalar tüm tüketci kredilerinde ve tüm vadelerde aylık faiz oranlarını 0.05 ile 0.1 puan artırmak için hazırlıklara başladı. İlk adım dün pazarın lider oyuncularından Garanti Bankası'ndan geldi. Banka tüm tüketici ve konut kredilerinde aylık faiz oranını 0,05 puan artırma kararı aldı. Bu kararın diğer bankalar tarafından da takip edilmesi bekleniyor.

Bilkent Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan
Uzun vade oranları aynı kaldı
MERKEZ Bankası'nın zorunlu karşılık oranlarını yükseltmesini değerlendiren Bilkent Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, kriz sonrası toparlanma döneminde piyasa hareketlerini başıboş bırakmanın, istikrarsızlık tehlikeleri yaratabileceğini düşünüyorum'' dedi.

ABank Ekonomisti Serdar Şenol
Bir kez daha artarsa yansır
ASIL soru MB'nın bu stratejiye ne kadar devam edeceği. Kredilere hemen yansımasa da MB bu artışı bir kez daha yaparsa yansır. Çünkü maliyetler artıyor, biz de o tarafa doğru yaklaşıyoruz. Ne kadar artış olacağını kestirmek için erken.

Fortis Bank Baş ekonomisti Haluk Bürümcekçi
Maliyetler giderek artıyor
KARARLAR bankadan bankaya değişir. Geçmiş kararlar, krediden çok mevduatı düşürücü yönde etki yapmıştı. Şimdi yeni bir maliyet daha geliyor. Rekabet koşullarını da göz önüne aldığımızda tüketici kredilerinin yükselmesi yönündeki baskının arttığını söyleyebiliriz.

Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan
1 puan artabilir
TÜKETİCİ kredilerine net etkisi olacak. Mevduat tarafında maliyet baskısı olunca mevduat faizleri düşecek. Likidite aşağı çekildikçe de yükler kredi faizine yansıyacak. Bütün tüketici kredisi türlerinde bir artış öngörüyoruz. Yarım puan ve 1 puan artış olabilir. Uzun vadeli kredilerde değişim olacak. Merkez Bankası'nın bu kararının ardında Aralık ayındaki kredilerdeki artışın payı var. Ancak Ocak ayındaki oranlara göre hareket edilebilirdi. Biraz erken davranıldı.

T Bank baş ekonomisti Dr. Veyis Fertekligil
Hafif artışlar olacak
MEVDUATLARDA maliyet artışı oluyor. Sadece tüketici değil tüm kredilerde artış göreceğiz. Yarım puanlık artış olabilir. Zaten istenen kredilerdeki ısınmayı törpülemek. Bu tabii ki bankaları olumsuz etkileyecek. Hafif artışlar olacaktır diye düşünüyorum. Tüketici için de caydrıcı yönde etkisi olacaktır. MB stratetjisini sürdürüyor. 1-2 ay enflasyon yüzde 5 civarında olacak, MB bir kez daha politka faizinde indirime gidebilir.

9.8 milyar TL çekti
MERKEZ Bankası piyasaya 9.8 milyarlık fatura çıkardı. TL zorunlu karşılık oranları vadesiz, ihbarlı mevduat ve cari hesaplarda yüzde 8'den yüzde 12'ye, 1 aya kadar vade için yüzde 8'den yüzde 10'a, üç aya kadar yüzde 7'den yüzde 9'a, mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 8'den yüzde 9'a yükseldi.

İlk hamle Garanti'den
MERKEZ Bankası'nın zorunlu karşılıkları artırmasına ilk tepki Garanti'den geldi. Garanti Bankası tüketici kredilerindeki aylık faiz oranını 0.05 puan artırma kararı aldı.
SABAH 25/01/2010
Lüks inşaat kıpır kıpır
Rus ve Kazak ortaklı Bosphorus Otelcilik, 2009'da TOKİ'den aldığı Ataköy arazisinde Nike zafer tanrısı temalı otele start verdi Astay Gayrimenkul’ün Kazlıçeşme’deki Onaltı Dokuz İstanbul projesinde 1+1 daire fiyatları 700 bin TL’den başlıyor Maslak’ta karma proje yapan Bay İnşaat, lüks rezidansları nisandan itibaren 380 bin -1.5 milyon $ aralığından satacak
İstanbul'da lüks emlak ve turizm projelerine olan talep bitmiyor. 2011 yılının ilk ayında Maslak'tan Ataköy'e kadar İstanbul'un farklı yerlerinde yerli ve yabancı inşaat şirketleri lüks projelerine start verdi. Gecelik konaklama fiyatlarını 300 euroya çıktığı İstanbul otelleri yerli ve yabancıları sadece işletme değil yatırım anlamında da cezbederken inşaat sektöründe ise Avrupa başkentleri ile yarışan metrekare fiyatları müteahhitleri bu sene de lüks yatırıma yönlendirdi. İnşaatçılar 2011'de satış rekoru kırmaya hazırlanırken Kazlıçeşme ve Maslak'ta iki büyük gayrimenkul projesi şimdiden start aldı. Ataköy sahilinde ise Rus yatırımcılar bölgenin en lüks otellerinden biri olacak 5 yıldızlı bir otelin yapımına başladı.

Ataköy'e Nike Otel geliyor
Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçası Nike, Ataköy sahiline geliyor. 2009'da TOKİ'nin Ataköy'de satışa çıkardığı araziyi 65 milyon 750 bin TL vererek alan Kazak ve Rus yatırımcılardan oluşan Bosphorus Otelcilik, iki yılın ardından projeye başlamaya hazırlanıyor. Rus yatırımcılar Ataköy sahilindeki arazi için Türk mimar Hasan Sökmen'e zafer tanrıçası Nike'nin heykelinden esinlenerek otel projesi çizdirdi. Antalya'da Titanik'ten Kremlin Sarayı'na kadar farklı tematik otellerin mimari olan Sökmen şubatta inşaata başlayacaklarını söyledi. Rus grup, 5 yıldızlı otel projesi için 60 milyon dolar yatırım yapacak. 2013'te açılması hedeflenen yatırım, 330 odadan oluşak. Grup, işletme için uluslararası bir marka ile anlaşacak.

Astay Gayrimenkul Kazlıçeşme'de
İstanbul'daki Four Seasons Otelleri'nin yatırımcısı Mesut Toprak'ın şirketi Astay Gayrimenkul, Zeytinburnu - Kazlıçeşme'de 344 rezidans ve bir apart otelden oluşan 3 blokluk "Onaltı Dokuz İstanbul" projesini hayata geçiriyor. 2007'deTMSF'nin el koyduğu Santral Mensucat'a ait araziyi 45 milyon dolara satın alan grup 28 dönüm arsa üzerinde 36, 32 ve 27 katlı 3 bloklu bir proje hazırladı. 2 blokta rezidans, diğer blokta apart otelin yer alacağı projenin inşaatına geçtiğimiz yaz başlanırken, Mart 2012'de tamamlanması hedefleniyor. 15 Şubat'ta lansmanı yapılacak projede şimdiden 19 ve 26'ncı katlar arasındaki daireler özel fiyatla satışa çıktı. 1+1 dairelerin 700 bin TL'den başladığı projede fiyatlar 1.6 milyon TL'ye kadar çıkıyor.

Maslak'ın ilk karma projesi
Bay İnşaat, Maslak'ın ilk karma projesini yapmaya hazırlanıyor. İngiliz mimarlık ofisi Chapman Taylor'a proje çizdiren grup, 2006'da İstanbul Çorap'tan aldığı fabrika arazisi üzerine karma kullanımlı bir proje yapmak için inşaat çalışmalarına geçtiğimiz aylarda başladı. 42'şer katlı iki kulede 550 rezidans, uluslararası bir markanın işleteceği 5 yıldızlı otel, ofis ve lüks bir yaşam merkezinin bulunacağı projeye henüz bir isim verilmedi. 2010 Ekim'de ruhsatı alır almaz inşaata başladıklarını belirten Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Erol Özmandıracı, projedeki rezidans fiyatlarının 380 bin ile 1.5 milyon dolar arasında olacağını söyledi. Maslak'ın en lüks projesini yaptıklarını söyleyen Özmandıracı, Nisan'da satışa çıkacak projenin 2014'te tamamlanacağını bildirdi.
SABAH 25/01/2010
Merkez'den bankalara 'kredide kemer sıkın' mesajı

Cari açık ve sıcak para girişini önlemek amacıyla son dört aydır çok sayıda tedbir alan Merkez Bankası, bankacıları şaşırtmaya devam ediyor. Geçen hafta piyasaların beklentisinin aksine faizlerde indirime giden banka, son kararı ile TL cinsi zorunlu karşılık oranlarını artırdı. Kararın kredi maliyetlerini artırması beklenirken, uzmanlar Merkez'in bankalara "kredi verirken daha tutucu olun" mesajı verdiğini belirtiyor.
Sıcak para girişini önlemek amacıyla faizde çeyrek puanlık indirime giderek bankaları ters köşeye yatıran Merkez Bankası, sürpriz bir karar daha aldı. Kredi artışını frenlemek için Türk Lirası cinsi zorunlu karşılık oranları artırıldı. TL cinsi zorunlu karşılık oranları vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplarda yüzde 8'den yüzde 12'ye çıkarıldı. Bir ay vadeli mevduatlar için ise zorunlu karşılık yüzde 8 yerine yüzde 10 olarak uygulanacak. 6 ay ve bir yıla kadar vadeli mevduatlar ile katılma hesapları için ise TL zorunlu karşılık oranları sabit tutuldu. Merkez Bankası'nın bankalara "kredi verirken kemer sıkın" mesajı içeren düzenlemesi 4 Şubat 2011 tarihli yükümlülük cetvelinden itibaren geçerli olacak. Yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 18 Şubat 2011 tarihi itibarıyla tesis edilmeye başlanacak. Merkez Bankası mevcut verilere göre bu kapsamda piyasadan yaklaşık 9,8 milyar lira likidite çekecek.
Merkez Bankası'nın cari açığa önlem kapsamında aldığı kararını değerlendiren Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Ali Güney, piyasanın faiz kararının ardından zorunlu karşılıklarda da bir miktar artış beklediğini ifade ederek cari hesaplarda yüzde 50 olan artışın bankalarca beklenmediğini kaydetti. Kararın bankaların maliyetini artıracağını dile getiren Güney, "Merkez, bankaların kredi kanalını daraltmak istiyordu. 'Rahat kredi vermeyin' diyordu. Özellikle tüketici kredilerinde bankaların daha tutucu olmasını istiyordu. Şimdi bu kararın ardından kredilerin maliyeti de artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Halk Bankası'nın kredi politikalarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şahap Kavcıoğlu da cari açığı frenlemek amacıyla alınan kararın bankalar tarafından beklenmediğini ifade ederek piyasadan önemli miktarda para çekileceğini söyledi. Alınan kararın bankalara yük getireceğini ifade eden Kavcıoğlu, "Merkez Bankası kısa vadeli mevduatın uzun vadeye geçmesini istiyor. Tabii ki alınan karar kredi maliyetlerine artırıcı etki olarak yansıyacaktır. Mevduatı da etkileyecektir." dedi.
Merkez Bankası, Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarını; vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplarda yüzde 8'den yüzde 12'ye, 1 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dahil) için yüzde 8'den yüzde 10'a, 3 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları (3 ay dahil) için yüzde 7'den yüzde 9'a, mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 8'den yüzde 9'a yükseltmesine rağmen uzun vadeli oranlarda değişikliğe gitmedi. Türk Lirası zorunlu karşılık oranları, 6 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları için (6 ay dahil) yüzde 7, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 6, 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ile birikimli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 5, 6 aya kadar (6 ay dahil) ve daha uzun vadeli özel fon havuzları için vadesine karşılık gelen oranlarda sabit tutuldu.
Son beş ayda alınan tedbirler
Teknik faiz ayarlaması ve daha etkin likidite yönetimi amacıyla koridor sistemi uygulamaya konuldu (18 Eylül 2010).
Zorunlu karşılık oranları artırıldı (23 Eylül 2010).
Zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi durduruldu (23 Eylül 2010).
Rezerv birikimi için daha esnek bir mekanizma devreye alındı (4 Ekim 2010).
3 Aylık repo ihalelerine son verildi (14 Ekim 2010) .
Borçlanma faiz oranı yüzde 6,5'ten yüzde 1,5'e indirildi (16 Eylül, 14 Ekim, 12 Kasım, 16 Aralık 2010).
Türk parası zorunlu karşılık oranları yüzde 5,5'ten yüzde 6'ya çıkarıldı (12 Kasım 2010).
TCMB politika faiz oranı yüzde 7'den yüzde 6,50'ye indirildi (16 Aralık 2010).
Bankaların kısa vadeli borçları için zorunlu karşılık oranları yükseltilerek, zorunlu karşılıkların kapsamı genişletildi (17 Aralık 2010).
Günlük döviz alım tutarının 2011 yılı için en az 50 milyon ABD Doları olarak belirlendi (21 Aralık 2010).
Politika faiz oranı yüzde 6,50'den yüzde 6,25'e düşürüldü (20 Ocak 2011).
Bankaların kısa vadeli borçları için zorunlu karşılık oranları artırıldı (24 Ocak 2011).

ZAMAN 25/01/2010


The Green Park'ın hedefi Doğu'da "2 yılda 10 otel"

The Green Park Grubu Genel Müdürü Mehmet Zeki Ünal, iki yıl içinde Anadolu'da 10 otel açmayı hedeflediklerini söyledi.
İSTANBUL - Terör olaylarının azalması ile yeniden turist çekmeye başlayan Güneydoğu ve Doğu Anadolu, Başbakan Erdoğan'ın çağrısının da etkisiyle turizmcinin gözde yatırım bölgesi oldu. Firmalar bölgedeki otel yatırımlarına hız verdi.
En son otelini Pendik'te açarak İstanbul'daki otel sayısını 5'e çıkaran The Green Park Grubu İstanbul'dan sonra Güneydoğu ve Doğu Anadolu'dan yeni oteller açmayı hedefliyor. Bunun için Diyarbakır, Urfa, Mardin, Van, Erzurum, Malatya gibi çeşitli illerde otel arayışları olduğunu aktaran The Green Park Grubu Genel Müdürü Mehmet Zeki Ünal, 6'sı Doğu ve Güneydoğu'da olmak üzere bir-iki yıl içinde Anadolu'da 10 otel açmayı hedeflediklerini söyledi.
Anadolu'da otelcilik anlayışının gelişmediğini anlatan Ünal, "Şu anda otellerde gerçek otelcilik hizmeti verilmiyor. Esnaf gibi işletiyorlar. Ancak şimdi bu şehirlerin hepsinde havaalanı var. Ticaret hacimleri arttığı için daha fazla yatırım çekiyorlar. Bu hareketlilik konaklama ihtiyacını ortaya koydu" diye konuştu.
Açılacak oteller için 450 milyon dolarlık bütçe öngördüklerini söyleyen Ünal, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki yatırımlara 2 ay içinde başlayacaklarını açıkladı. 1990'dan önce yoğun olarak yapılan ve terör nedeniyle kesilen Anadolu turlarının yeniden başladığına dikkat çeken Ünal, "Türkiye'nin güvenilirlik oranı yükseldikçe Avrupa dahil birçok coğrafyadan turist gelecek. Şu anda Anadolu'ya yüksek bir ilgi var" dedi. Ünal, bölgedeki turizm hareketliliğin yanı sıra devletin bölgeye yönelik teşviklerinin de etkili olduğunu söyledi.
Eyüp'te butik otel açacak
1994'ten beri turizm sektöründe yer alan gruplarının ilk otelini 1995'de Taksim'de hizmete açtığını, ikinci otelini Merter'de 2001'de, The Green Park Hotel Bostancı‘yı ise 2003 yılında, Kartepe Turizm Tesisleri'ni ise 2005 yılında hizmete açtıkları bilgisini veren Ünal, satın almayı düşündükleri bu otellerin dışında biri Eyüp'te diğeri ise Ankara Çukurambar'da olmak üzere iki otelin ise inşa aşamasında olduğunu söyledi. Ankara'daki otelin 250 odalı ve 110 milyon dolarlık bir yatırım değeri taşıdığını kaydeden Ünal, Eyüp'tekinin ise 70-80 odalı butik bir otel olacağını belirtti.
Yüzde 70 doluluğa erişti
Geçtiğimiz ekim ayında 150 milyon dolar yatırımla açılan The Green Park Pendik Hotel & Convention Center'da 2 kral dairesi, 18 süit ve 550 oda bulunduğunu belirten Ünal, "Şu anda ise yüzde 70 doluluğa erişmiş durumdayız. 2011'de 40 milyon dolar gelir bekliyoruz" dedi. Ünal, otelde gecelik konaklama fiyatlarının 120 ile 1500 euro arasında olduğunu iletti.
DÜNYA 25/01/2010
Tüzün, Alu-Style markasıyla pazarın yüzde 70'ine hakim
BURSA - Mobilya sektörüne yönelik sürgü sistemlerinde Alu-Style markasıyla Türkiye pazarının yüzde 70'ine hakim olan Tüzün Ticaret, yaptığı 2 milyon Euro'yu aşan yatırımıyla 1.200 ton/yıl olan alüminyum işleme kapasitesini bu yıl 1.500 ton/yıla çıkarmayı hedefliyor. Tüzün Ticaret, yavaşlatma sistemlerini büyük gardıroplara uygulayan ilk firma olarak da öne çıkıyor.
İnegöllü teknik öğretmen Adnan Tüzün tarafından 30 yıl önce küçük bir nalbur dükkanı olarak temelleri atılan firmalarının bugün ikinci kuşağın yönetiminde faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydeden Tüzün Ticaret Alüminyum Bölümü Genel Müdürü Erdinç Varlık, "1990'lı yıllarda modüler mobilya üretimlerinin hız kazanmasıyla özellikle İnegöllü mobilyacıların önemli bir tedarikçisi olan firmamız yıllık 1.200 ton alüminyum işleme kapasitesine sahip. Yaptığı yer ve makine yatırımıyla bu rakamı 1.500 ton/yıla çıkarmayı hedefliyoruz" dedi. Alüminyumun mobilyada çok yeni bir trend olduğuna değinen Varlık, "Önceki yıllarda ağırlıklı olarak mutfaklarda kullanılıyordu. Artık modüler mobilyaya da adapte oldu. Avantajı dayanıklılığının yanı sıra çok esnek olması. Bu nedenle çok kolay işlenip birleştirilebiliyor ve renklendirilebiliyor. Biz de mobilya sanayinin ihtiyacı olan alüminyum aksamları üretiyoruz. Türkiye'de artık evler daralıyor. Bu da yemek ve yatak odalarında kullanılan açma kapama aksamlarının sürgülü olmasını gerektiriyor. Sürgü sistemlerini geliştirmemizle İnegöl mobilyasının marka değerine de katkı yaptık. 45 kişilik kadromuzla Doğtaş, İstikbal, Cardin Mobilya, Kale Dekor gibi büyük üreticilere de ürün gönderiyoruz. Alu Style markasıyla ürettiğimiz yavaşlatma sistemleri ile Türkiye'de pazarın yüzde 70'ine hakimiz. 7 patentli sistemimiz bulunuyor. Mobilya sektörünün ciddi bir tedarikçisiyiz. Yavaşlatıcıları büyük gardıroplara uygulayan ilk firma biziz" şeklinde konuştu.
İhracat da yapıyor
2010 yılında 2 milyon euroyu aşan yer ve makine yatırımı yaptıklarını ifade eden Erdinç Varlık, "Öncelikle mevcut bin 200 metrekarelik faaliyet alanımız toplamda 6 bin 200 metrekarelik alana çıktı. Hedefimiz ise önümüzdeki dönemlerde 10 bin metrekarelik alanda üretim yapmak" dedi. 300 kalıpla çalıştıklarını, her geçen gün yaptıkları geliştirmelerle bu sayının arttığını dile getiren Varlık, kendi tasarımlarının yanı sıra mobilya üreticilerine özel tasarımlar yaptıklarını da kaydetti. Yurtdışı çalışmalarına değinen Varlık, "İtalya'dan dahi sistemlerimize talep oldu. Azerbaycan ve İran'a ihracata devam ediyoruz. Tüzün Ticaret bünyesindeki nalbur bölümünde mobilya üretiminde kullanılan bağlantı elemanları ve donanımları markası olan Hafele'nin Marmara Bölgesi, Samet menteşelerinin ise Türkiye distribütörü olduklarını belirten Varlık, "Yabancı firma bağlantılarını buradaki distribütörlük aracılıyla geliştiriyoruz. 2010'da Karsan ve Tofaş Doblo'nun aydınlatma projesinde yer aldık. Otomotivi referans bir proje olarak görüyoruz. Otomotivden daha fazla pay almak istiyoruz" dedi.
DÜNYA 25/01/2010
Net, Rusya, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerine yoğunlaşacak
Türkmenistan, Rusya, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerindeki projelerine bu yıl yoğunlaşacaklarını söyleyen Özgür Sofuoğlu, “Medikal, gıda ve mobilya sektöründeki uluslararası katılımlı projeleri bünyemize almayı ve yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
Fuarcılık sektöründe stratejik bölge olarak gördükleri ülkelerde fuar organizasyonu, stant kurulumu, turizm ve danışmanlık hizmetleri sağladıklarını söyleyen Net Organizasyon Genel Müdürü Özgür Sofuoğlu, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtalarındaki sektör fuarlarına Türk firmalarının katılımını sağladıklarını kaydetti. Türk sanayisinin girişimci firmalarına uluslararası arenada ürün ve hizmetlerini tanıtma olanağı sağlamak amacında olduklarını belirten Sofuoğlu, “2012 stratejimizi sektördeki gelişmelere göre revize etmeyi ve mart ayında programımızı şekillendirmeyi düşünüyoruz. 2011’de Türkmenistan, Rusya, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerinde projelerimiz yoğunlaşıyor. Özellikle yapı, inşaat, tarım sektöründe fuar projelerine imza atan firmamız 2011 yılı içinde medikal, gıda ve mobilya sektöründeki uluslararası katılımlı projeleri bünyesine almayı hedefledi” diye konuştu.
Bu yıl yüzde 20 büyüme hedefinde olduklarını kaydeden Özgür Sofuoğlu, her iki yılda bir ülke ekonomisinin ve dolayısıyla fuarcılık sektörünün dalgalandığını, bu nedenle yatırım yapmanın oldukça riskli olduğunu belirtti. Sofuoğlu, “En iyi organizatör, en verimli fuar, en memnun katılımcı hedefiyle, fuar katılımlarını yükselterek kaliteli hizmet vermeyi amaçlıyoruz” dedi.
“İstanbul’da fuar merkezi sahibi olan fuarcılık şirketleri konularını paylaştırıp daha az fuara konsantre olarak çalışmalı” diyen Sofuoğlu, “Fuar yapmayı planlayan orta ve küçük çaplı organizatörler, ‘fuarımızı işletmeci fuarcılar yapacak’ diye korkmamalı ki proje ortaya koysun. Bir fuar oluşturulduktan sonra daha büyük bir şirket bunu kopyalayınca küçük firmaların hem fuar konsantrasyonu azalıyor hem de bu şirketlerin önü kesiliyor” diye konuştu.
Türkiye’de fuarcılık sektörünün istenilen noktada olmadığını savunan Sofuoğlu, “Türkiye’de alternatif fuar alanlarının ve yasal düzenlemelerin hayata geçmesi gelecekte iyi gelişmelerin yaşanmasına neden olabilir. Almanya’nın, cirosu 1 milyon Euro’nun üzerinde yüzlerce fuarı var. Bizim ise cirosu 1 milyon Euro’nun üzerinde yüzlerce fabrikamız var. Biz üretiyoruz onlar ticaretinden ve fuarından para kazanıyor” yorumunu yaptı.
DÜNYA 25/01/2010
Ersin Ambalaj, üretime başlayacak
KOCAELİ - Deterjan, gıda, endüstriyel ambalaj, ev ve ev dışı tüketime yönelik kağıt ürünleri ile hijyen grubunun alım satımını yapan Ersin Ambalaj, önümüzdeki yıl üretime başlayarak müşteri portföyünü artırmak istiyor.
Ticaretini yaptıkları ürünlerle müşterilerinin pek çok talebine karşılık verdiklerini vurgulayan Ersin Ambalaj Kağıtçılık Kırtasiye ve Temizlik Ürünleri firma sahibi Salih Yeykan, 2010’un kendileri için verimli bir yıl olduğunu söyledi. Ağırlıklı olarak bölgede hizmet verdiklerini ifade eden Yeykan, “Altyapımızı güçlendirme adına araç yatırımı yaparak servis ağı oluşturduk. Bünyemize yeni bayilikler katarak yılı başarılı bir şekilde geçirdik” dedi.
Sektöre ilişkin değerlendirme yapan ve özellikle ürün fiyatlandırmasında sektörde tutarsızlık olduğuna işaret eden Salih Yeykan, “Müşterilerin ürün satın almadan önce fiyat araştırması yapması gerekiyor. Bu konuda denetimlerin de sıklaştırılması lazım. Önümüzdeki yılda en büyük hedefimiz sattığımız ürünlerin bir kısmının üretimini gerçekleştirmek. Böylelikle ürün çeşitliliğini artırıp, müşteri portföyümüzü genişletmek istiyoruz. Sadece bölgeye değil tüm Türkiye’ye hizmet vermek, en büyük hedefimiz” diye konuştu.
DÜNYA 25/01/2010
Yeşil ürün’e odaklanan Abacı yüzde 25 büyüme hedefliyor
2011 yılında çalışmalarını tamamen çevreye duyarlı ve doğada çözünebilen yeşil ürünler geliştirmeye yoğunlaştırdıklarını belirten
Tufan Abacı, toplam iş hacimlerinde yüzde 25 oranında büyüme hedeflediklerini kaydetti.
Endüstriyel temizlik ürünleri, çevre ve proses kimyasalları, su ve atık su kimyasalları ürettiklerini söyleyen Abacı Group Genel Müdürü Tufan Abacı, 2011 yılında çalışmalarını daha çok çevreye duyarlı ürünlere yoğunlaştıracaklarını aktardı. Bu sene büyüme planlarıyla orantılı bir şekilde toz karışım ve dolum kapasitelerini yüzde 50, tablet üretim kapasitelerini ise yüzde 100 oranında artıracak yatırımlar öngördüklerini açıklayan Abacı, “Tüm bu çalışmaları başlatacak ve geliştirecek olan Ar-Ge laboratuvarımızı da yenileyerek, daha çok imkan veren bir hale getirmeyi planlıyoruz. Giderek genişleyen kadromuzun ihtiyaçlarını da karşılamak amacıyla ofisimizi de büyütüyoruz. Tüm bunları ilk çeyreğin sonunda tamamlayacağız. 2011 yılında ise Abacı Group olarak sadece endüstriyel temizlik ürünlerinde değil, toplam iş hacmimizde yüzde 25 büyüme bekliyoruz” dedi. Abacı, 2010 yılı cirolarının ise 8.6 milyon dolar olarak gerçekleştiği bilgisini verdi.
Ürün portföylerinde otel ve konaklama sektörüne yönelik yağ çözücü, tanen ve pas çözücü, yumuşatıcı ve genel temizlik ürünleri; sanayiye yönelik ağır yağ, makine ve araç temizlik ürünleri; tren, otobüs gibi toplu taşıma sektörüne yönelik temizlik ve bakım ürünlerinin bulunduğunu söyleyen Tufan Abacı, piyasaya bu ürünlerle ilgili her türlü sıvı ve toz fason üretim alternatifleri sunduklarını kaydetti. 2011 yılında çalışmalarını tamamen çevreye duyarlı ve doğada çözünebilen yeşil ürünler geliştirmeye yoğunlaştırdıklarına dikkat çeken Abacı, “Bu ürünlerimizden bazıları; araçlar, çöp konteynerleri, oteller, marinalar, tekne ve gemiler için mikro organizmalardan üretilmiş enzim ve biyolojik bazlı yüzey aktiflerden (biosurfaktanlardan) oluşan temizlik ve bakım ürünleri. Atık su arıtma tesisleri, göletler, süs havuzları, nehirler, bahçelerde, kamuya açık alanlarda, belediyelerde, araçlarda ve endüstriyel alanlarda kullanılan Avrupa Bioteknoloji Federasyonu sınıf 1 ile uyumlu, yine Avrupa’da birçok seçkin kurum ve kuruluş tarafından onaylanmış tamamen doğal ürünlerdir” diye konuştu.
Sektörde küresel oyuncuların dışındaki yerli firmaların yeni ürün geliştirmekten çok mevcut olanı korumaya çalıştığını ifade eden Abacı, firma olarak amaçlarının, müşterinin ihtiyacına uygun çözümleri ve ürünleri sunmak olduğunu belirtti. Her sektörde olduğu gibi temizlik sektöründe de kayıtdışı faaliyetlerin yapıldığına dikkat çeken Abacı, “Yasal yükümlülüklerini sağlamayanlarla bir arada bulunduğumuz rekabet ortamı ve bunun yol açtığı haksız rekabet koşulları bizleri zorlamaktadır. Zira faaliyet alanımız gereği izinler ve ruhsatlar, bizler ve tüketiciler için son derece önemli olup, bize ciddi bir iç denetim, takip ve geliştirme yükümlülüğü getiriyor” dedi.
DÜNYA 25/01/2010


Nortel, 3.3 milyon dolarlık sipariş aldı

Nortel ile Genband arsasındaki iş ilişkileri kapsamında 1 Ocak -31 Mart 2011 döneminde verilecek olan teknoloji hizmetleri için taraflar arasında mutabakat sağlandı.
İSTANBUL - Nortel Networks Netaş Telekomünikasyon A.Ş, Genband US LLC (Genband) şirketinden 3,3 milyon dolar tutarında bir "iş emri" alındığını duyurdu.
Nortel Networks Netaş Telekomünikasyon A.Ş'den, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan açıklamada, şirket ile Genband şirketi arsasındaki iş ilişkileri kapsamında 1 Ocak -31 Mart 2011 döneminde verilecek olan teknoloji hizmetleri için taraflar arasında mutabakat sağlandığı kaydedildi.
Açıklamada, "Genband şirketinden 3,3 milyon dolar tutarında bir iş emri alınmıştır. Takip eden dönemlerde verilecek hizmetlerin ayrıca belirlenmesi ve üçer aylık dönemler için iş emrine bağlanması planlanmaktadır" denildi.
DÜNYA 25/01/2010
'En büyük itfaiye aracı'nı ürettik, bir de ihraç ettik
İsa Tecim’in sahibi olduğu Volkan İtfaiye Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Yazıbaşı Mevkisi’ndeki fabrikada 22 mühendis, 210 personelle, Türkiye’nin merdiven uzunluğu en yüksek olan itfaiye aracını üretti. Altı aylık çalışma sonucu üretimi yapılan itfaiye aracı, basına tanıtıldı. Aracın Sudan Hükümeti’ne, 700 bin euro bedelle satıldığı bildirildi.

Fabrikada, daha önce 45 metre uzunlukta merdivenin üretildiği, 55 metrenin, Türkiye’de ilk ve rekor olduğu vurgulanırken, 20 katlı bir binada söndürme ve kurtarma yapabileceği kaydedildi.

Fabrika sabihi İsa Tecim 36 yıldır faaliyette bulunduklarını, 38 ülkeye itfaiye aracı sattıklarını, Sabiha Gökçen Havalimanı için uçak söndürme araçları üzerinde çalıştıklarını, hedeflerinin 65 metrelik merdivenli itfaiye aracını üretmek olduğunu dile getirdi.
RADİKAL 25/01/2011
"Avrupalı turist Yunanistan, Tunus ve Mısır'a gitmekten korkacak, Türkiye'ye gelecek"
Polatoğlu, turistlerin tatil için yaptıkları tercihlerde, gidecekleri ülkenin tarihi ve doğal güzellikleri kadar güvenli olmasının da önemli bir rol oynadığını kaydetti.
Turistlerin ne kadar güzel olursa olsun, sorunlarla boğuşan bir ülkeyi tercih etmediğini anlatan Polatoğlu, bu nedenle ülkelerin huzur ve istikrarının çok önemli olduğunu belirtti.

Turizm pastasında önemli bir payı olan Yunanistan, Tunus, Mısır gibi ülkelerde yaşanan iç sorunların da buralara giden turistlerin tercihlerinde değişikliklere yol açacağını ifade eden Polatoğlu, bu durumdan istikrar ve huzurun hakim olduğu Türkiye'nin karlı çıkabileceğini bildirdi.
Polatoğlu, şunları söyledi:

“İsrail, Mısır, Lübnan, İspanya, İtalya ve Yunanistan'daki iç karışıklıklar, patlayan bombalar, grevler, yangınlar, saldırılar turistleri bu ülkelerden kaçırdı. Sadece Tunus'a giden 1,5 milyon Fransız, 800 bin Rus, 700 bin İtalyan turistin yarısının rotalarını Türkiye'ye çevirecekleri öngörülüyor. Mısır'dan vazgeçenlerin yüzde 35'i de Türkiye pazarına kayacak.”

PAZAR PAYI BÜYÜYECEK
Cem Polatoğlu, turistlerin tercihlerindeki değişikliklerin Türkiye'nin turizm pastasındaki payını büyüteceğini belirterek, “Tercihlerinde değişiklik yapacak turistlerin yöneleceği Türkiye'de 2011 yılında turizm pazarı en az yüzde 15 büyüyecek, gelir yüzde 20 artacak” dedi.

Polatoğlu, Türkiye'nin son günlerde dünya genelinde düzenlenen çok sayıda turizm fuarının da gözdesi haline geldiğini belirterek, birçok ülkede şimdiden Türkiye rüzgarının esmeye başladığını söyledi.
Bu büyümenin turizm sektöründeki istihdamı da artıracağına dikkati çeken Polatoğlu, 32 farklı sektörün turizmden pay alacağını, direkt ve dolaylı olarak 4,5 milyon kişinin de iş imkanı bulacağını sözlerine ekledi.

RADİKAL 25/01/2011
Dünyayı kıskandıran canlılık sürüyor
İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı ocak ayında, geçen yılın aynı ayına göre 6 puan artarak yüzde 74,6 oldu.

Kapasite kullanım oranı, aralık ayına göre ise 1 puan azaldı.

Merkez Bankası tarafından düzenlenen ve ocak ayında imalat sanayisinde faaliyet gösteren 1.857 işyerinin katılımıyla gerçekleştirilen "imalat sanayinde kapasite kullanım oranı" sonuçları açıklandı.

Buna göre, geçen yıl ocak ayında yüzde 68,6 olan kapasite kullanım oranı, 2011 yılı ocak ayında yüzde 74,6 olarak belirlendi. Kapasite kullanım oranı, geçen ay da yüzde 75,6 düzeyindeydi.

Mal grupları itibariyle kapasite kullanım oranlarında 2010'un aynı ayına göre, "yatırım mallarında", "dayanıklı tüketim mallarında", "ara mallarında", "tüketim mallarında" ve "dayanıksız tüketim mallarında" artış, gıda ve içeceklerde düşüş gözlendi.

Ocak ayında kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına göre "dayanıklı tüketim mallarında" 5,7 puan artışla yüzde 73,3, "dayanıksız tüketim mallarında" 1,8 puan yükselişle yüzde 72,3, "tüketim mallarında" 2,5 puan artışla yüzde 72,5, "gıda ve içeceklerde" 1,5 puan azalışla yüzde 69,0, "ara mallarında" 4,8 puan artışla yüzde 77,5, "yatırım mallarında" 8,8 puan yükselişle yüzde 71,9 oldu.

Sektörlere göre kapasite kullanım oranları

İkili sektörlere göre, en yüksek kapasite kullanım oranı, yüzde 81,8 ile kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatında görüldü. Bunu yüzde 78,8 ile bilgisayarların elektronik ve optik ürünlerin imalatı, yüzde 78,2 ile giyim eşyalarının imalatı ve yüzde 78,1 ile ana metal sanayi ürünlerinin imalatı izledi.

Kapasite kullanım oranı en düşük alanların başında yüzde 54,8 ile diğer imalatlar, yüzde 62,4 ile içeceklerin imalatı ile yüzde 65,6 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı geldi.

Kapasite kullanım oranı tablosu

Merkez Bankası verilerine göre, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı'nın (KKO) 2007'den itibaren aylık olarak gelişimi yüzde olarak şöyle:

Aylar / 2007/ 2008/ 2009/ 2010/ 2011
Ocak 77,9 77,9 61,6 68,6 74,6
Şubat 77,3 78,0 60,9 67,8
Mart 80,3 76,9 58,7 67,3
Nisan 80,5 78,6 59,7 72,7
Mayıs 80,8 79,2 64,0 73,3
Haziran 81,7 80,3 67,5 73,3
Temmuz 82,0 79,8 67,9 74,4
Ağustos 79,6 80,0 68,9 73,0
Eylül 80,8 77,3 68,0 73,5
Ekim 81,6 75,8 68,2 75,3
Kasım 80,8 71,8 69,8 75,9
Aralık 79,2 64,9 67,7 75,6

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı çalışması, imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren iş yerlerinin anket döneminde mevcut fiziki kapasitelerine göre fiilen gerçekleşen kapasite kullanımlarının belirlenmesi amacıyla yapılıyor.

CNNTURK 24/01/2011
TÜSİAD, Kıbrıs çalışma grubu kurdu
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Kıbrıs Çalışma Grubu kurdu.
TÜSİAD'ın yazılı açıklamasına göre, çalışma grubu, Türkiye ile KKTC arasındaki siyasal ve ekonomik ilişkileri ele almak, Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri değerlendirmek, bu konuda Yönetim Kuruluna bilgi ve politika notları sunmak ve sorunun çözüm sürecine Türk ve Kuzey Kıbrıs iş dünyasının desteğini sağlayacak mekanizmalara katkı sağlamak amacıyla oluşturuldu.
TÜSİAD Dışişleri ve AB Uyum Komisyonuna bağlı olarak görev yapacak çalışma grubunun başkanlığını, komisyon üyelerinden TÜSİAD Yönetim Kurulu yedek üyesi ve Türkiye-KKTC İş Konseyi Eşbaşkanı Mustafa Fethi Gürbüz yürütecek.
CUMHURİYET 24/01/2011
Kredi kartına bir yılda 236 milyar harcadık
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2010 yılında kredi kartlarıyla 236 milyar 472 milyon liraya yakın harcama yapıldı.
BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal'in geçtiğimiz yıl kredi kartları ile saniyede ortalama 64 işlem yapıldı ve yıl boyunca toplam 2 milyar 37 milyon adet işlem ile 236 milyar 472 milyon liraya yakın harcama gerçekleştirildi. 2009'a göre işlem adedinde yüzde 11, ciroda yüzde 15 oranında artış kaydedildi. Aynı dönemde banka kartlarıyla yapılan işlemlerin adedi 936 milyon 208 bin 992 adeti bulurken, banka kartı işlemlerinin cirosu 220 milyar 222 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Banka kartlarının işlem adedinde önceki yıla göre yüzde 15 ve ciroda yüzde 17 oranında artış yaşandı.
Geçen yıl banka ve kredi kartıyla toplamda 2 milyar 973 milyon adet işlem ile 456 milyar 694 milyon liralık işlem yapıldı. 2010 yılında yapılan harcamalara bakıldığında alışverişlerdeki taksit oranı göze çarparken, kredi kartı harcamalarının yüzde 23'ü taksitle yapıldı. Taksitli harcamalarda 2009 yılına göre yüzde 24 artış gözlendi.
Sevgililer Günü,anne ve babaların arkasında kaldı
Verilere göre, kısa dönemli özel günlerde yapılan kredi kartı harcamalarında Babalar Günü harcamaları 2009'a göre yüzde 19 arttı ve 714 milyon liraya ulaşarak ilk sıraya yerleşti. Anneler Günü harcamaları ise 682 milyon lira ile ikinci sırada yer aldı. Son 5 yıldır ilk kez Sevgililer Günü, 639 milyon lira ile hem annelerin hem de babaların arkasında kaldı.
Geçen yıl işlem başına harcama da en çok Babalar Günü'nde yapılırken, kredi kartı işlemi başına düşen harcama tutarı Babalar Günü'nde 92 lira, Anneler Günü'nde 88 lira, Sevgililer Günü'nde 86 lira oldu. Babalar Günü alışverişi dönemini kapsayan tarihlerde, ağırlıklı olarak cep telefonu satışlarını kapsayan telekomünikasyon sektöründe 41 milyon lira tutarında harcama yapıldı. 2010 yılında özel günlerde kredi kartlarıyla toplamda 2 milyar liranın üzerinde harcama gerçekleştirildi.
E-ticaret cirosunda yüzde 50 artış
Geçen yıl, e-ticaret sitelerinden yerli ve yabancı kredi kartları ile 91 milyon işlemde 15 milyar 225 milyon liralık harcama yapıldı. 2009 yılı ile 2010 yılı e-ticaret cirosu karşılaştırıldığında, e-ticarette yüzde 50 artış olduğu dikkat çekti.
BKM verilerine göre, kartlı ödeme sistemleri sektörü adetsel bazda da büyüdü. 2010 yılı Aralık ayı sonu itibariyle Türkiye'deki kredi kartı sayısı 46 milyon 956 bin 124 adet, banka kartı sayısı 69 milyon 916 bin 462 adet, otomatik vezne makinesi (ATM) sayısı 27 bin 649 adet, satış noktası terminali (POS) sayısı ise 1 milyon 823 bin 530 adet olarak kaydedildi.
CUMHURİYET 24/01/2011
Ve Ucuz Benzin Müjdesi Geldi...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, dün Ankara'da enerji piyasasıyla ilgili güncel açıklamalar yaptı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, artan akaryakıt fiyatlarını dengelemek için Venezuela'dan ucuz ürün getirmek stediklerini açıkladı. TPIC şirketiyle getirilecek benzin ve mazot gibi akaryakıtlar, TPAO'nun istasyonları aracılığı ile satılacak.

Diplomasi Muhabirleri Derneği'nin toplantısına katılan Yıldız, bu konuda en dikkat çekici açıklamayı ise artan akaryakıt fiyatlarını önlemek için alacakları yeni tedbirler hakkında yaptı. Yıldız, bu kapsamda, Venezuela'dan ucuz petrol ürünleri almayı planladıklarını açıkladı.

110 bayisi bulunuyor

Buna göre Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) alt kuruluşu olan TPIC, Venezuela'dan ucuz petrol ürünü, yani benzin ve mazot ithal edecek. TPIC'nin getireceği ucuz ürünler, TPAO'nun 110 istasyonu olan akaryakıt dağıtım şirketleri aracılığı ile satılacak. TPIC, ayrıca isterlerse diğer akaryakıt dağıtım şirketlerine de ürün verecek.

'Selamünaleyküm'

Venezuela'daki görüşmeleri hakkında detaylar da veren Yıldız, Devlet Başkanı Chavez'in kendilerini "Selamünaleyküm" diyerek karşıladığını söyledi. Chavez'in ayrıca oturduğu binanın duvarlardaki kurşun izlerini göstererek, zamanında bu saraya kurşun sıkanlar arasında olduğunu anlattığını belirten Yıldız, kendisinin "Sarayı kurşunlarken bir gün burada oturacağınızı düşünmüş müydünüz?" şeklinde soru sorduğunu, buna Chavez'in "Ben Allah'a inanıyorum, çünkü Allah ne istiyorsa o olur, ben burada halkım için oturuyorum" yanıtını verdiğini ifade etti.

Nükleer Fransa'ya kapalı

Türkiye'nin nükleer santral ihalesi için Japonya ile görüşmelerin sürdüğünü belirten Yıldız, bunun mart sonuna kadar sonuçlanmasını umduklarını bildirdi. Fransa'nın teklifinin hatırlatılması üzerine Yıldız, önce Japonya ile görüşmelerin tamamlanması gerektiğini söyledi. Fransa'nın Türkiye'nin AB üyelik süreci ile ilgili olumsuz tutumunun görüşmelerde etkili olup olmayacağının sorulmasına karşılık da Yıldız, şunları söyledi: "Böyle bir süreç başlarsa Fransa'nın yaptıkları konusunda hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız."

Müteahhitler şubatta yolcu

Dün ayrıca, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Enerji Bakanı Taner Yıldız, Venezuela'nın petrol karşılığı konut teklifini görüşmek üzere biraraya geldi. Bu konuda açıklama yapan Çağlayan, Venezuela'nın "petrol karşılığı konut" teklifini görüşmek üzere kendi başkanlığındaki teknik heyetin şubat ayının ikinci haftasında Venezuela'ya gideceğini bildirdi. Yıldız ise bir soru üzerine, rakamlarda mutabık kalınırsa 1 veya 1,5 yıl içinde petrol çıkarıp, getirme imkanı olabileceğini bildirdi.
AKTİFHABER 25/01/2011


Macera peşinde değiliz ama kapıya dayanana ‘kredi vermem’ diyemeyiz
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Demiray, bankacılıkta yapılan düzenlemeleri değerlendirirken, “Önce yabancı yatırımcıya kısa vadeli ‘gelme’ diyor. Bu, seçim öncesi ihracata olumlu bir mesaj. Bankalara munzam oranlarını arttırarak ve verilen faizleri keserek ise ‘Dikkat edin, fazla uçmayın, fazla kredi vermeyin’ diyor. Türk bankacılık sektörü macera peşinde olan bir iş kolu değil. Bankalar yumuşak uyarıları değerlendireceklerdir. Ancak alınan tedbirler kredi büyümesini kesmeyebilir. Kapınıza dayanmış kredi isteniyorsa, vermemek bir seçenek değil” dedi.
Bakan gibi karşılandım
Bu arada Euromoney gibi konferanslarda son dönemde daha çok Türk’ün konuşmacı olarak yer aldığına dikkat çeken Demiray, kriz döneminde bankacılık sektörünün etkilenmeyişinin Batılıların çok dikkatini çektiğini dile getirdi. Demiray, bu konuda bir anısını da şöyle aktardı: “Bir Almanya bankasına gittiğimde beni Bakan gibi karşıladılar. Sonradan öğrendim ki iyi bir faizle 300 milyon dolar gibi bir para vermişiz. Hem para alıyor, hem para veriyoruz. Güvenilir bir ticari ortak olarak da, işveren bankalar olarak da önemli ağırlığımız var.”
Son 3-4 yıldır Türkiye’nin bankacılıkta gösterdiği olumlu portrenin insanların dikkatini çektiğinin altını çizen Demiray, “Fon ve bankalar paralarını park etmeye, yatırmaya çalışıyorlar. Türkiye yükselen ülke konumunda, hatta yükselen ekonomilerin dışında yıldız gibi parlayan ülke konumunda. Daha üst düzey yetkililer daha sık gelir oldular” diye konuştu. Türkiye’nin çok tartışılan kredi notuna ilişkin ise Aykut Demiray, “Türkiye şu anda artışı hak ediyor. Kedi yatırımcısını yanlış yönlendiriyorlar. Bazı fonlar iç tüzükleri gereği Türkiye’nin notu itibariyle gelemiyorlar” dedi.
Bir babayiğit tek A verecek
AYKUT Demiray, “Not artışı ne kadar bir sermaye getirir?” sorumuza, “Avrupa Birliği’ne katılım süreci başlarken 40 milyar dolar sermaye gelecek dediler ve geldi. Buradan benzetme yapılır mı bilmiyorum ama upgrade yapılması önemli miktarda yeni para getirecektir” yanıtını verdi. Türkiye’nin büyük ölçüde yatırım yapılabilir fiyatlandırmasına girdiğini anlatan Demiray, “Hisse senedi, bono ve sendikasyonlarda henüz girmedi. Yavaş yavaş giriyor. Bono piyasasının yüzde 70’e kadar fiyatlandığını düşünüyorum. Bir babayiğit çıkacak, ‘Türkiye single (tek) A’dır diyecek. Türkiye single A’yı hak ediyor” dedi.

HÜRRİYET 25/01/2011
Sevdiği kıza kavuşamayınca köyü terk edip inşaata girdi, oğulları armatürde 50 milyon lira yakaladı
Ardahan Posof’a bağlı Taşkıran Köyü’nde aşık olduğu kızı alamayınca gurbete çıkan Abdurrahman Topçu, önce inşaatlarda çalıştı. Sonra Bursa’ya yerleşip oğulları Ali, Ergun ve Ercan’a nalburiye açtı. Bursa’da toptan ticarete geçiş yapan üç kardeş, İstanbul’da da vana, musluk ve armatür üreten fabrika kurdu ve 50 milyon lira ciroya ulaştı.
BİRÇOK girişimcinin hayatında başarı için dönüm noktası, doğduğu yeri terk etmesidir. Ardahan’ın Posof ilçesine bağlı ‘taş ustalarıyla’ ünlü Taşkıran Köyü’nde doğan Abdurrahman Topçu’nun hayatında da böyle bir örnek var. Yıllar önce köyünde aşık olduğu kızla evlenemeyince gurbete çıkan Topçu, inşaatlarda çalıştı, sonra kendi başına küçük inşaat işleri yaptı. Bursa’ya yerleşti. Oğulları Ali, Ergun ve Ercan için nalburiye mağazası açtı. Üç kardeş Bursa’daki nalburiye işinden Türkiye’yi kapsayan büyük toptan ticarete dönüştürdü. Sonra da İstanbul’da vana, musluk ve armatür üreten atölye satın aldı. İş hızlı büyüyünce de İkitelli OSB’de 20 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrika inşa ettiler. Adell Yönetim Kurulu Bşakanı Ali Topçu, 250 kişinin çalıştığı fabrikada vana, musluk ve armatür ürettiklerini söylüyor ve 2010’da 50 milyon lira ciro yaptıklarını belirtiyor.
Aşk yüzünden gurbete
Ali Topçu, şöyle başlıyor anlatmaya: “Babamız sevdiği kızı alamayıp gurbete çıkınca Adana ve Balıkesir’de Hamilton firmasının inşaatlarında çalışmış. Taş ustası Abdurrahman Bey’i ABD’liler çok sevmişler. Ustalığını, ahlakını takdir etmişler. İngilizce bile öğretmişler ve ABD’ye götürmek istemişler. Ama o Türkiye’yi terk edememiş. Yine farklı illerde kendi başına inşaatçılık yapmış. Sonra da Bursa’da öğretmen olan amcamızın da etkisiyle ailece Bursa’ya yerleşmişiz. Biz Bursa’da büyüdük.”
İnşaat malzemeleri ticareti
Bursa’da bir taraftan okurken, diğer taraftan da babalarının kendileri için açtığı nalburiye mağazasında çalıştıklarını anlatan Ali Topçu, “Bir kardeşim tıp fakültesini bitirdi. Ben ve diğer kardeşim de üniversite okuduk. Bu arada inşaat malzemeleri ticaretimiz de büyüdü. Toptancılığa da başlamıştık. Bursa’da bütün Türkiye’ye ürün satan bir yapıya kavuşmuştuk. Ticarette o dönemde kâr marjları çok iyiydi. Sermayemiz birikiyordu ve üretimi düşünmeye başladık. Yalova yolunda yer aldık ama sonra İstanbul’da karar kıldık” diyor.
Önce küçük atölye aldık
İstanbul’da ilk üretime küçük bir atölye satın alarak başladıklarını söyleyen Ali Topçu, şöyle devam ediyor: “Bu atölye Sultanbeyli’deydi. Birkaç yıl sonra işi büyütmek istedik. 1995’te İkitelli’de 8 bin metrekarelik arsa aldık ve kendi fabrikamızı kendimiz yaptık. 20 bin metrekare kapalı alana sahip entegre tesis kurduk. 5 bin metrekarelik showroom ve 5 bin metrekarelik de idare binamız var. Bize bağlı üretim yapan atölyeler de var. 250 çalışanımızla 2010’da 50 milyon lira ciro yaptık. İhracatımız ise 2.5 milyon dolar civarında. 29 ülkeye ihracat yapıyoruz. En çok Orta Doğu ülkelerine ihracat yapıyoruz.”
Su kültürü sergisi açtı, şimdi su müzesi kuracak
ADELL’in markalaşma yolunda sosyal sorumluluk projelerine de önem verdiğini söyleyen Ali Topçu, “Su kültürü konusunda 500’ün üzerinde etnoğrafik eserden oluşan tarihi koleksiyona sahibiz. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Resmi Etkinlikleri içerisinde Kültür Bakanlığı ile sergi açtık. Şimdi de ‘Su Müzesi ve Su Akademisi’ kurmaya hazırlanıyoruz. Su çok kiritik bir konu. Toplumu
bilinçlendirmeliyiz. 2025’de 3 milyar insan susuz kalacak” diyor.
Fotoselli ve dokunmatik üretiyoruz
2011’de ciroyu ikiye katlayıp 100 milyon liralık hedef koyduklarını söyleyen Ali Topçu, bunun için inovatif ürünlere ağırlık vereceklerini söylüyor. Topçu, “Pazarlama kanallarımızı güçlendiriyoruz ve ihracatı hızlı artırmak için çabalarımız sürüyor. Fotoselli yeni ürünler geliştiriyoruz. Dokunmatik musluklar ürettik. Hijyen, ve tasarruf öne çıktı. Biz de bu tür ürenler üretmeye başladık. 4 patent aldık. Ürünlerimize 6 yıl garanti veriyoruz” diye konuşuyor.
Çekirdeksiz patlıcan üretti adını ‘tatlıcan’ koydu
ÇEKİRDEKSİZ nar, limon ve karpuzdan sonra, bir Türk firması çekirdeksiz patlıcan üretmeyi de başardı. Antalya-Kumluca’da faaliyet gösteren E-Z Tohumculuk Firması, ıslah ettiği hibrit tohum sayesinde çekirdeksiz patlıcan üretimini gerçekleştirdi. Firma, çekirdeksiz patlıcanı, “tatlıcan” olarak tescil ettirdi. Kendi kendine döllenen (parthenocarp) patlıcan çeşitleri kullanılarak geliştirilen hibrit tohum sayesinde, kış aylarında, çiftçiler hormon ya da arı kullanmadan çekirdeksiz patlıcan üretebilecek. E-Z Tohumculuk’un sahibi Zekai İlter, ‘tatlıcanı’, özellikle mangal ve kebapçıların tercih ettiğini söyledi. Şimdiye kadar, 2 salatalık ve 4 domates tohumu da tescil ettirdiklerini söyleyen İlter, firma ortağı Esat Durceylan’ın geliştirdiği bu çeşidi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına “Tatlıcan F1” olarak tescil ettirdiklerini deneme üretiminin de başarılı olduğunu anlattı.
Tever: Oduna zam sanayiciyi üzdü
AĞAÇ Mamülleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Abdullah Tever, Orman İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün oduna yüzde 4.1-8.62 zam yaptığını, KDV oranında düşüş beklerken bu zammın sanayiciyi üzdüğünü söyledi. Tever, bu zammın tesis kapanmalarını hızlandıracağını ileri sürdü. Abdullah Tever, “2009’da 2 milyar 502 milyon dolar olan sektörümüzün ihracatı, 2010’da yüzde 17’lik artışla 2 milyar 928 milyon dolar oldu” dedi. Türkiye’deki odun miktarının sektörün ihtiyaçlarının ancak yüzde 60’ını karşıladığını ifade eden Abdullah Tever, yüzde 40’lık bölümün ithal ederek karşıladıklarını vurguladı. Tever, “Krizler ve odun yetersizliği yüzünden eskiden 25 olan fabrika sayısı şimdilerde 15’e düştü. Tesisler yarı kapasite çalışıyor” diye konuştu.
HÜRRİYET 25/01/2011