Türkiye'nin ekonomi gündemi haberleri

İçindekiler Haberin Detayları İçin Lütfen Tıklayınız
Tehlikeli deneye devam! 3
Suriye bankalara kapıyı açıyor 3
Eczacıbaşı, TAIB Bank'a talip 4
ABD'li bankaların 4. çeyrek kârları 5
UniCredit YKB´de hisse satmıyor 5
Devlet bazı bankalara el koyabilir 6
İspanyol bankalara yeni tedbir 6
Banka mevduatları geriledi 7
Çek ve senette yeni düzenleme 7
Yatırımlar hızlandı kamyon satışları 30 bine koşuyor 8
Nihat Ergün: Bir şirket 1 milyar $’lık otomotiv yatırımı planlıyor 9
Sırbistan'ın inşasında Türk deneyimi olacak 9
3 ortağa inen MOL caddede yürüyor 10
ABD'nin kefilsiz kredisi, Bursa'ya enerji katacak 11
'Vadeli Opsiyon'da vergiler net olmalı 11
Tariş Zeytinyağı holding kuracak 12
Jolly, iş hacmini yüzde 40 büyüttü 12
20 günde 1,6 milyar dolar borç ödedik 13
8 banka, 'maaşını bankadan alanlara kıyak yapmamak için anlaştı' şikayeti... 13
Pompada promosyon sona yaklaştı, akaryakıtta 5 kuruşluk indirim geldi 14
İhracatçı kurdan darbe yemesin diye ‘hedge’ öğrenecek 14
Bosen, Amerikan Eximbank’tan 55.8 milyon dolar aldı 15
16’ncı büyük ekonomiyiz ama insani gelişmişlikte 83’üncü sırada bulunuyoruz 15
İşin babaları burada yerli otomobil üretelim 16
‘Cesur Yürek’ Merkez Bankası, piyasaları yine gafil avladı 17
Halkbank TİM’in döviz maliyetini düşürecek 18
Venezuela konut karşılığı Türkiye’ye petrol satacak 19
İndeks Bilgisayar Alkım’ın çoğunluk hissesi için görüşüyor 19
Maktum ve Eczacıbaşı flörtte 19
Arjantinli firmalar Türk ortak arıyor 20
Limak, Hindistan'da otoyola teklif verecek 20
Çağlayan'a en yüksek teklif Nurol'dan geldi 21
Haber turu 21
İhracatta komisyonlar düştü, kur riski azalıyor 21
Ortadoğu ve Avrupa'nın alçısı Diyarbakır'dan gidecek 22
Karadeniz ve Doğu'da yeni istasyonlar açacak 23
Tanzanya'dan TOKİ'ye 12 milyar dolarlık yatırım daveti 23
Rönesans'tan Halep'e dev yatırım 24
OPET kar marjını düşürüyor 25
Agora Turizm, fuarcılıkta ilk yılını 750 bin Euro ciroyla kapattı 25
İdeal Explosives, havai fişekte üretici olmaya hazırlanıyor 26
Kırbıyık, Amerika’ya ihracat hedefliyor 27
Kuveyt Türk, rubleyle de işlem yapacak 28
ABD Eximbank’tan BTSO’ya kefilsiz 55 milyonluk kredi 28


Tehlikeli deneye devam!
Oldukça riskli bir politikaya girişen Merkez Bankası, en kritik haberi belki de bu sabah açıklayacak
Bundan tam bir ay önce Merkez Bankası kısa vadeli faizleri yarım puan aşağı çekti. Mevduatlara uygulanan zorunlu karşılıklar da ortalamada 1.5 puan arttırıldı. Bunu eleştirdim; tutarsız ve genişletici yönde bir politikaydı bu çünkü. Dün de ikinci perde açıldı.

Geçen ayki kararlardan sonra, bakın son bir ayda döviz kurunda ne oldu? TL, euro karşısında yüzde 2.5, dolar karşısında da yüzde 1.4 değer kaybetti. Yüzde 50’şerlik ağırlıkla bakılırsa euro-dolar döviz kuru sepeti bazında da yüzde 2 değer kaybetti.

‘At gözlüğü’ riski

Bu sonuca bakarak, “Bakın gördünüz mü? Sıcak parayı durdurduk. Faizi aşağı çekince TL’nin değerlenmesini tersine çevirebildik, amaca ulaşıldı” diye kestirmeci bir yorum yapılabilir. Ama durum pek de öyle değil. Hem yıl sonu nedeniyle pozisyon kapatan yabancı yatırımcılardan dolayı hem de devasa bir girişe neden olan sıcak paranın ‘membaındaki’ gelişmelerden dolayı bir ayda yüzde 2’lik bir değer kaybına tanık olduk. Yoksa kısa vadeli faizlerin yüzde 7’den yüzde 6.5’e düşmesi bu sonucu doğurmadı.

Son bir ayda, ABD finansal piyasalarında kısa vadeli faizlerle uzun vadeli faizler arasındaki farkın en yüksek olduğu bir duruma gelindi. ABD’deki verim eğrisi, 1977’den bu yana görülmemiş biçimde en keskin haliyle pozitif eğimli oldu. Yansıttığı anlam basit; ABD’deki toparlanmanın önemli bir ivme kazandığı, FED’in de orta vade içinde faizleri yükseltme eğiliminin ‘görüş alanına’ girdiği beklentisidir.

Mademki FED bolca ve de sıfıra yakın maliyetli parayı piyasaya sürmüştür, bunların bir bölümü de ülkemize gelmiştir; şimdi bu politikadan dönüşü getirecek her türlü reel gelişme de tersine etki yapmaktadır.

Dün Merkez Bankası’nın bir adım daha atarak kısa vadeli faizleri 25 baz puan düşürmesi; düşüşün sonuna gelindiğinden çok faiz indiriminin ‘ikiye bölündüğünü’, ikinci bir 25 baz puanlık indirime daha gidileceğini düşündürüyor. Havucun asılı kalması gerekiyor! Çünkü finansal piyasalarda ‘artık faiz indirimi olmaz’ beklentisinin yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte, uzun vadeli faizlerin hızla yukarı hareket etmesi kaçınılmaz olacak. Belki de bu durumda mevcut portföy yatırımlarının da ‘bavulu toplamasına’ yol açılabilecek. Böylece de deneysel politika bileşiminin sonuçları için ‘zaman kazanmaya’ çalışan Merkez Bankası beklemediği bir sonuçla karşılaşacak.

Bugün ne açıklayacak

Oldukça riskli bir politikaya girişen Merkez Bankası, en kritik haberi belki de bu sabah açıklayacak. Zira açıklamasında, ‘bir sonraki kurul toplantısına kadar alınacak kredi genişlemesini sınırlayıcı yönde ilave tedbirlerden’ bahsedilip “Bu doğrultuda kısa vadeli yükümlülükler için tesis edilecek zorunlu karşılık oranlarında ilave bir arttırım gerekli görülmektedir” deniliyor. Anahtar, ‘kısa vadeli yükümlülükler’ sözlerinde yer alıyor. Bankaların mevduat dışı yükümlülüklerine (swap’lara?) ilave bir karşılık konulacak gibi görünüyor.

Kısa vadeli faizlerde düşüşü ana eksene koyan Merkez Bankası, karşılıklar gibi ‘makro ihtiyati’ araçları kullanarak ‘olmadı, bir doz daha arttıralım’ biçimindeki bir ‘deneye’ girişirken, dış dünyadaki koşullar değişiyor. Bundan birkaç ay sonra öyle bir an gelebilir ki, kendimizi ‘ne yapıyorduk, ne bulduk’ noktasında bulmamız hiç de sürpriz olmayacak!

FİNANSGÜNDEM 21/12/2010
Suriye bankalara kapıyı açıyor
Suriye, Türk bankalarının ülkede yatırım yapabilmesi için 200 milyon dolarlık şartta pazarlık kapısını açtı
Komşularla sıfır politika stratejisi, bankacılık sektörüne de olumlu yansıdı. Türk işadamları Suriye'de yeni yatırımlara imza atarken Şam yönetimi de Türk bankacılık sektörünü destekleyecek bir adım attı.

Ülkede şube açmak veya banka kurmak isteyenlerden 200 milyon dolarlık ödenmiş sermaye şartı isteyen Suriye'nin Türkiye için pazarlık kapısını açtığı öğrenildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre Türk bankaları için Suriye hükümeti ödenmiş sermaye şartında indirim konusunu gündemlerine alacak.

İki ülke arasında vizelerin kaldırılmasıyla artan siyasi ilişkilerin ekonomik yansımalarının da görülmeye başladığını aktaran finans sektörü temsilcileri, Türk bankacılara Suriye kapısının kısa sürede açılabileceğini ifade etti. BDDK'ya yakın bir kaynak ise "200 milyon dolarlık ödenmiş sermaye şartında kamu bankaları başta olmak üzere özel bankalar için de pazarlık yaparak indirim yaptırmak mümkün. Bu rakam 120-130 milyon dolara kadar çekilebilir. Bankalarımız bir an önce bu fırsatı değerlendirmek için Suriye'nin ilgili otoriteleri ile temasa geçmeli." dedi. Şam yönetiminin davranışının ardından bu ülkede hizmet vermek isteyen Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank ve İş Bankası gibi bankaların fikir değiştirebileceği belirtilirken Suriyeli işadamlarının ortaklık yapma ısrarı da sürüyor. Ülkenin önde gelen işadamları Türkiye'deki kamu bankalarının yöneticilerine "Gelin ülkemizde şube açın. Sizin gibi büyük bankalara ihtiyacımız var. Eğer finansman sorunu çıkarsa ortaklık da yapabiliriz. Ödenmesi zorunlu olan miktarın büyük kısmını da biz ödeyelim." teklifinde bulunuyor.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2010
Eczacıbaşı, TAIB Bank'a talip
BDDK'dan yatırım bankacılığı izni için bir yıldır bekleyen Eczacıbaşı Grubu rotayı banka alımına çevirdi
Grubun Dubai Şeyhi Maktum'un Türkiye'deki bankası TAIB Bank'ı almak için görüştüğü belirtiliyor.

Yaklaşık bir yıldır BDDK'dan yatırım bankacılığı lisansı için izin bekleyen Eczacıbaşı Grubu, rotayı Dubai Şeyhi El Maktum'un Türkiye'deki yatırımı TAIB Bank'a kırdı. Bankacılık kulislerinde fısıltı şeklinde konuşulan konu hakkında Eczacıbaşı Grubu ise yorum yapmak istemiyor. Grup, bu alandaki sorulara yatırım bankacılığı lisansı almak için başvurularını hatırlatmakla yetiniyor. Buna karşın Ankara bürokrasisinin önemli isimlerine Eczacıbaşı'nın TAIB Bank'ı satın alması konusunu sorduğumuzda "Doğru yoldasınız" yanıtını alıyoruz. Ancak orada da çok gizli olduğu belirtilen görüşmeler hakkında bizimle paylaşılan fazla bilgi yok. O yüzden bugünlük sadece flört bilgisini paylaşabiliyorum. Bu arada Taib Bank ile ilgili bazı bilgiler verelim. Kuruluş tarihi 1987 olan Bahreyn merkezli TAIB Bank, Türkiye'nin ilk yabancı yatırım bankası (Yatırım Bank adıyla kurulmuştu) ünvanını elinde bulunduruyor. Yüzde 60 hissesi Dubai Holding'e bağlı Dubai Financial Holding'in. Bir başka deyişle bankanın büyük ortağı Türkiye'nin yakından tanıdığı Dubai Şeyhi El Maktum.

ÖZSERMAYESİ 27 MİLYON TL

Tek şubeli bankanın 27 milyon liralık özsermayesine karşılık 17 milyon TL'lik varlığı bulunuyor. Hemen hemen tüm bilanço verileri sıfır görünen banka halihazırda yeniden yapılanma çabaları içinde ve aktif değil. Bilançosunda 30 Eylül itibarıyla 2.4 milyon TL'lik dönem zararı görünüyor. Faaliyet raporunda yeniden yapılanma çalışmalarının sürdüğü belirtilirken bankanın bağlı ortaklığı TAIB Menkul Değerler de Eylül 2004'ten bu yana faaliyetlerini durdurmuş. SPK'dan yapılanma için süre uzatımları alan TAIB Menkul'e bu çerçevede Mart 2011'e süre verilmiş.

37 yıldır finansın içinde

Eczacıbaşı Grubu, finans sektörüne yabancı değil ve bu bilgi birikimini banka ile değerlendirmek istiyor. Grubun finans sektöründe 37 yıllık bir deneyimi var. 1973'te kurulan Eczacıbaşı Yatırım Holding Ortaklığı ile finans alanına adım atan grup, 1974 yılında hisselerini halka arz etti. 1983'te Sermaye Piyasası Yasası'nın çıkmasıyla birlikte Eczacıbaşı Menkul Değerler'e dönüştü. 1998'de Eczacıbaşı Yatırım Ortaklığı kurulurken, bu şirket de bir yıl sonra halka arz edildi. Portföy yönetimi, sigorta acenteliği de grubun işleri arasında bulunuyor.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
ABD'li bankaların 4. çeyrek kârları
ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, Wells Fargo, Bank of New York Mellon bankaları 4. çeyrek karlarını açıkladı
ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs'ın geçen yıl dördüncü çeyrekteki karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 düşerek 2,23 milyar dolar oldu.

Goldman Sachs, geçen yıl dördüncü çeyrekte karının 2009 yılının aynı dönemine göre yüzde 53 azalarak, 2,23 milyar dolara (hisse başına 3,79 dolar) gerilediğini açıkladı. Banka, 2009 yılının aynı çeyreğinde 4,79 milyar dolar ya da hisse başına 8,20 dolar kar etmişti.

Bankanın, geçen yıl dördüncü çeyrekte gelirleri ise yüzde 10 düşerek 8,64 milyar dolar oldu.

Goldman Sachs, 2010 yılı gelirinin yüzde 39'una tekabül eden 15,38 milyar doları maaş ve prim olarak çalışanlarına dağıttı.

Bankanın, geçen yılın tamamındaki karı ise 2009 yılına göre yüzde 37 düşerek 7,71 milyar dolar, gelirleri de yüzde 13 azalarak 39,16 milyar dolar oldu.

WELLS FARGO VE BANK OF NEW YORK MELLON

Wells Fargo bankasının geçen yıl dördüncü çeyrek karı 2009 yılının aynı çeyreğine göre yüzde 21 artarak 3,2 milyar dolar oldu.

Wells Fargo Üst Yöneticisi (CEO) John Stumpf, ekonomideki düzelmeye başlamasıyla birlikte bankanın tüm birimlerinin kara katkıda bulunduğunu söyledi.

Bank of New York Mellon'ın 2010 yılı dördüncü çeyrek karı da önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 15 artarak, 593 milyon dolardan 679 milyon dolara çıktı.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
UniCredit YKB´de hisse satmıyor
Unicredit’in Orta ve Doğu Avrupa Başkanı Gianni Papa, “Yapı Kredi’deki hisselerimizi satmayacağız. Koç Grubu’yla ilişkilerimiz de mükemmel
İtalyan bankacılık devi Unicredit’in Orta ve Doğu Avrupa Başkanı Gianni Papa, Türkiye’nin büyüme hızının olağanüstü olduğunu belirterek, “Yapı Kredi’deki hisselerimizi satmayacağız. Koç Grubu’yla ilişkilerimiz de mükemmel. Bizim tüm ülkelerde muhafazakar bir çizgimiz var. Hiçbir ülkede para kaybetmedik ancak pazar payımızı genişlettik” dedi.

Vatan gazetesinin haberine göre, Yapı Kredi Bankası’nın yüzde 50 oranında ortağı olan İtalyan Unicredit’in Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi (CEE) Başkanı Gianni Papa, Türkiye’nin güçlü büyüme potansiyeli nedeniyle çok çekici bir pazar olduğunu belirterek, Türkiye’den çıkmayı düşünmediklerini söyledi.

Papa, Türkiye’deki pazar paylarının artmaya devam ettiğinin altını çizerek, hisse satışı konusundaki tartışmalara “Unicredit, Yapı Kredi’deki hisselerini satmayacak” dedi. Viyana’da düzenlenen ve Unicredit’in de sponsor olduğu Euromoney Konferansı’nda soruları yanıtlayan Papa, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un geçen yıl yaptığı “Yabancı ortağımızın risk alma iştahı öbür bankalardan az olduğu için biz göreceli olarak dezavantajlı durumdayız” şeklindeki açıklamasının hatırlatılmasını üzerine şunları söyledi:

“Türkiye’deki bankacılık sistemi çok iyi. Orada çok iyi bir yönetim takımımız var. Koç Grubu’yla ilişkilerimiz de mükemmel. İki grubun çıkarları ortak, dolayısıyla ben hiçbir sorun görmüyorum. Bizim muhafazakar bir çizgimiz var. Bu sadece Türkiye için değil, dünyanın her yeri için geçerli. Biz hiçbir ülkede para kaybetmedik. Türkiye dâhil birçok pazarda payımızı genişlettik.”

Unicredit’in şirket stratejisini Haziran ayında açıklayacaklarını ifade eden Papa, ancak Türkiye’deki stratejilerinde hızlı büyümeyin avantajlarından yararlanacak bir pozisyon alacaklarını belirtti. Türkiye’de özellikle mortgage piyasasında çok büyük bir potansiyel olduğunun altını çizen Papa, mortgage finansmanının GSYİH’e oranının Türkiye’de yüzde 4, Avrupa’da ise yüzde 40 seviyesinde olduğunu belirtti. Türkiye’nin kredi notunda beklenen artışlarla ilgili soruya Papa, “Haziran ayında seçimler yapılacak. Bizim beklentimiz Türkiye’nin kredi notunun seçimlerden sonra artacağı yönünde” yanıtını verdi.

Papa, CEE bölgesi için ise “Büyüme potansiyeli olan bu bölgeyle yakından ilgilenmeye devam ediyoruz. Bölgede iyi bir pozisyondayız” diyerek, bölgede faaliyet gösteren uluslararası oyuncuların başarılı olup olmamasında sağlam finansman desteğinden ve sermaye pozisyondan yararlanabilme, uluslararası piyasalara kolay erişebilme, oyuncuların kendilerini avantajlı biçimde konumlandırabilme yeteneği gibi farkların öneminin giderek artacağını söyledi.

Türk ekonomisinin geçtiğimiz yıl çok iyi bir performans sergilediğini belirten Gianni Papa, büyüme hızının olağanüstü olduğunu vurguladı. Türkiye’de 5 yıllık hedeflerinin toplamda 300 yeni şube açmak olduğunu ifade eden Gianni Papa, “Bu 5 yıllık bir hedef. Yılda yaklaşık 60 şube anlamına geliyor. Büyüme hedefimiz kapsamında büyük şehirlerin dışına açılma planlarımız var” dedi.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
Devlet bazı bankalara el koyabilir
Bankaların yeniden yapılandırılmalarına yardım etmek için tasarruf bankalarını kısmen ve geçici olarak kamulaştırılması öngörülüyor
El Pais gazetesinin internet baskısında yer alan habere göre, İspanyol hükümeti, Düzenli Banka Yeniden Yapılandırma Fonu (FROB) yoluyla, bankaların yeniden yapılandırılmalarına yardım etmek için tasarruf bankalarını kısmen ve geçici olarak kamulaştırılması kararı alabilir.

FROB´un yatırımcılara sunduğu bir broşüre dayanarak verilen haberde, tasarruf bankalarının kendi başlarına piyasalardan fon temininde yaşadıkları zorluklara dikkat çeken FROB´un devreye girebileceği ve tasarruf bankalarına özel sektör yatırımcılarından fon temininde yardım edebileceği veya başvurulacak son çare olarak FROB´un bankalardan geçici olarak hisse alarak doğrudan kendisinin fonlama sağlayabileceğine işaret ediliyor.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
İspanyol bankalara yeni tedbir
Hali hazırda İspanya´da tüm finansal kuruluşların Tier 1 sermaye rasyosu yüzde 6 seviyesinde bulunuyor.
Cinco Dias gazetesinin internet baskısında yer alan habere göre, İspanya Merkez Bankası, ülke bankaları için hali hazırda yüzde 4 olan minimum sermaye yeterlilik seviyesini yüzde 8´e çıkarmayı değerlendiriyor.

Ancak Cinco Dias, bu tedbirin ne zaman devreye gireceğinin henüz netleşmediğini de vurguladı.

Hali hazırda İspanya´da tüm finansal kuruluşların Tier 1 sermaye rasyosu yüzde 6 seviyesinde bulunuyor.

FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
Banka mevduatları geriledi
Bankalardaki toplam mevduat,11 milyar 181 milyon lira azalarak, 542 milyar 523 milyon 917 bin liraya indi
Bankalardaki toplam mevduat, 2011 yılının ilk haftasında, yaklaşık 11 milyar 181 milyon lira azalarak, 542 milyar 523 milyon 917 bin liraya indi. Bankalardaki toplam mevduat 31 Aralık 2010 tarihi itibariyle 553 milyar 704 milyon 994 bin lira düzeyindeydi.Merkez Bankası haftalık verilerine göre, 7 Ocak 2011 tarihi itibariyle TL cinsinden mevduat 5 milyar 125 milyon 392 bin lira azalarak 379 milyar 6 milyon 968 bin liraya düştü. Yabancı para cinsinden mevduat da 4 milyar 67 milyon liralık azalışla 147 milyar 870 milyon 667 lira oldu. 7 Ocak 2011 tarihi itibariyle 15 milyar 646 milyon 282 bin lira olan bankalararası mevduatın ise 10 milyar 979,4 milyon lirası Türk Lirası, 4 milyar 666,8 milyon lirası da yabancı paradan oluştu.
FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
Çek ve senette yeni düzenleme
Devlet Bakanı Ali Babacan, negatif sicilin yanı sıra pozitif sicil tutmaya başlayacaklarını söyledi
Devlet Bakanı Ali Babacan, ödenmeyen çek ve senetlere ilişkin kayıtları Merkez Bankası’ndan alarak Bankalar Birliği’ne vereceklerini ve negatif sicilin yanı sıra pozitif sicil tutmaya başlayacaklarını söyledi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sağlam bütçe, sağlam finans sektörü, sağlam Merkez Bankasından oluşan üç ayağın, istikrarın en önemli kaynakları olduğunu belirterek Meclis’te bekleyen borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasa tasarısına ilişkin bilgi verdi.

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) düzenlediği toplantıda konuşan Babacan, istihdamda yüzde 5 prim indirimini teşvik unsuru olmaktan çıkardıklarını, böylece işverenlerin diğer teşviklerden de yararlanabileceğini belirtti.

‘Sicil affı işe yaramıyor’

Babacan, sicil konusunda da, ödenmeyen çek ve senetlere ilişkin kayıtları Merkez Bankası’ndan alarak Bankalar Birliği’ne vereceklerini ve negatif sicilin yanı sıra pozitif sicil tutmaya başlayacaklarını anlattı.

Babacan, sicil affının işe yaramadığını belirterek şöyle konuştu:

“Çeki verecek kişi, çeki alacak kişiye, ‘Git beni sor, bugüne kadar bin çek kesmişim, 998’ini gününde ödemişim’ diyebilecek. İki defa sicil affı yaptık. Sicil affı işe yaramıyor.

Yaptığımız dönemde de dedik, ‘Bir işe yaramayacak’ diye. Merkez Bankası kayıttan siliyor. Zaten bunun yapılacağını duyan bankalar kayıtları alıp bilgisayarına indiriyor.

Kredi verirken illa söylemek zorunda değil, senin sicilin şöyle, böyle diye. Kredi isteyene ‘İki memur kefil getir, üç daire tapusu getirirsen vereyim’ diyor, işi yokuşa sürmek için. Aslında ekranda o sicili gördüğü için diyor.”

Avrupa’da yeni kriz uyarısı, İspanya iması

Avrupa’da Portekiz, İrlanda ve Yunanistan’dan sonra borçlarını ödeyememe sıkıntısıyla gündemde yer alan İspanya hakkında Babacan isim vermeden, “Avrupa’da şu anda en az bir ülke daha bir destek, yardım paketine ihtiyaç duyacak gibi görünüyor” dedi.

Babacan, “Avrupa’da eğer bir dördüncü ülke sarsılırsa, ki o dördüncü ülkenin ekonomik büyüklüğü, ilk üçünü toplayın ikiye katlayın o büyüklükte, henüz bir kurtarma planı, programı, ortaya konulabilmiş bir paket söz konusu değil. Dünya ekonomisi zor bir dönemden geçiyor” dedi.

Babacan, “AB’ye üye 14 ülkenin risk primi Türkiye’nin üzerinde. İtalya, bugün euro bazında borçlanırken Türkiye’den daha fazla para ödüyor. Ayrıca ABD’nin kamu borcunun milli gelirine oranı İkinci Dünya Savaşı sonrası rakamlarına yükseldi. Türkiye’nin finansal yapısı ve borç durumu aldığımız önlemler sayesinde oldukça iyi” dedi. Babacan, şirketlere kur uyarısı yaparak, “Firmalarımızın kur riski alması lazım. Kur iner, çıkar. Hiçbir garanti yok. Kurdaki iniş ya da çıkışlara karşı mutlaka hazırlıklı olmak lazım” diye konuştu.
FİNANSGÜNDEM 21/01/2011
Yatırımlar hızlandı kamyon satışları 30 bine koşuyor
Kamyon satışlarının ekonominin önemli göstergesi olduğunu kaydeden MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret CEO’su Bekiroğlu “2010’da satış 26 bini geçti. Bu yıl 30 bine ulaşabilir” dedi
2010’da tahminlerinden iyi kamyon ve otobüs satış rakamlarına ulaştıklarını ve özellikle son 3-4 ayda satışların hızlandığını kaydeden MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret CEO’su Tuncay Bekiroğlu, bu yıl da satışlardan umutlu. Yatırım malı sattıklarını kaydeden Bekiroğlu “Yatırım malı olması sebebiyle de, krizlerde ilk etkilenen kamyon piyasası olur. Kriz bittiğinde ise insanlar en son yatırımları başlatma eğilimindedir. Dolayısıyla en son kamyon almaya başlarlar. Bu sebeple, bu pazar rakamlarının kaç olduğu, aynı zamanda ‘ekonomi genelinin nasıl gittiği’ ile ilgili de ciddi bir gösterge niteliğindedir” dedi. “2010’a girerken satışların ‘12 binle 21 bin arasında olacak’ dediğim pazar ise 26 bin 669 olarak gerçekleşti. Hatta 2008’i geçtiği gibi 2007’ye de yaklaştı. Özellikle de son 3-4 ayda... 26 bin 669 tam sayısı da bu. Yani neredeyse 2007 pazarına denk bir pazar oldu. 2009’da 12 bine düşmüştü” dedi.
SEÇİM ETKİLEMEZ
Bu yıl da pazarın hız kesmeden büyüyeceğini söyleyen Bekiroğlu, satışların 30 bine doğru yöneleceğini kaydetti. Bekiroğlu, her ne kadar Türkiye bir seçim yılı yaşayacaksa da, bunun ekonomi politikaları anlamında negatif etkilerinin olmayacağını düşündüğünü söyledi. Bekiroğlu, şunları söyledi: “Pazarın 2010’dan daha iyi olacağını öngörüyorum. Yani 26 bin artı diyebiliriz. Bana göre 30 bine kadar da uzayabilir. Çünkü şu anda başlatılmış birçok inşaat yatırımı var. Avrupa ekonomisinin biraz toparlanmasıyla yaptığımız ihracatta da bir miktar iyileşme var. Özellikle hükümetimizin başarılı dış politikalarıyla, artan ticari ilişkilerin getirdiği çok olumlu bir hava var.” • YENER YALÇIN
AK Parti 2, CHP 1 seçim otobüsü aldı
Seçimlerin yaklaşması nedeniyle partilerin otobüs talepleriyle ilgili de Bekiroğlu “Çok gururla söyleyebilirim ki AK Parti’nin aldığı son iki otobüs MAN. CHP’nin aldığı son otobüs de MAN” dedi. Bekiroğlu “Bu arada Trabzonspor’un otobüsü StarLiner, Galatasaray’ın otobüsü StarLiner, Ankaragücü’nün otobüsü StarLiner, Bursaspor ve Bucaspor’un Fortuna, Gaziantep CityLiner. Beşiktaş’ta şimdi StarLiner almaya çalışıyor” dedi.
Pazar payını ikiye katladı
2010’da Türkiye’de esen olumlu havanın inşaat sektörünü de canlandırdığını kaydeden Bekiroğlu “Sektörde yaşanan bu pozitif gelişme de kamyon satışlarına yansıdı. MAN, satışlarda elde edilen bu artışla toplam pazardaki pazar payını yüzde 4.8’den yüzde 8’e çıkardı. Satış adedimiz ise 2.128 oldu. Yılbaşındaki planımız ise 680 adetti” dedi.
Otobüste de altın yıl
Bekiroğlu, otobüs pazarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bizim için 2010 altın yıl olarak geçti. Geçen yıl tüm markalar için pazar 1.634 adet satışla ifade edildi. Biz, 250 seyahat otobüsü, 169 belediye otobüsü sattık. Kriz olmayan yıllarda seyahat otobüsü satışları 1.000-1.200 olur. Bu yıl da böyle bekliyoruz.”
STAR 21/01/2011
Nihat Ergün: Bir şirket 1 milyar $’lık otomotiv yatırımı planlıyor
2011’de Türkiye’nin yatırımlar açısından ivme kazanacağını söyleyen Ergün, bir günde otomobil ve enerjide milyar dolarlık yatırım teklifi geldiğini belirtti
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin, makro ekonomik dengeler açısından dünyada yatırımcılara en fazla güven telkin eden ülkelerin başında geldiğini belirterek, “Daha dün iki tane yatırımcı geldi... Biri Türkiye’deki otomobil üretimini 80-90 binden 250 bine çıkarmayı hedeflediğini, biri de aynı sektörde 1 milyar dolarlık yeni bir yatırım için harekete geçtiğini, bir başkası enerji sektöründe 1 milyar dolara yakın yatırım için harekete geçtiğini söyledi. Bir başkası enerji sektöründe 1 milyar dolara yakın yatırım için harekete geçtiğini söyledi” dedi. Bunların bir kısmının yerli sermaye bir kısmının yabancı sermaye olduğunu belirten Ergün “Göreceksiniz 2011 yılı itibariyle Türkiye, yatırımlar açısından da yeni bir ivme kazanmış olacak” diye konuştu.
2011’DE HEDEFİ AŞARIZ
Ergün, Gaziantep Sanayi Odası Meclis ve Genişletilmiş Meslek Komitesi toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2010’da yüzde 8 civarında büyümesinin beklendiğini söyledi. Ergün “Dünya ekonomisinde olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa, orta vadeli programda 2011 yılı için yüzde 4.5 olarak öngördüğümüz büyüme hedefini de aşacağımızı düşünüyorum” dedi. • AA
Borçlar ve Ticaret Yasası global rekabet gücümüzü artıracak
Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun yasalaşmasının önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Ergün “Böylece Türkiye, ekonomik hayatın düzenlenmesinde çok önemli rolü olan bu iki temel yasa ile yeni bir reform sürecini daha tamamladı. Bu iki yeni yasanın sağlayacağı ortam, iş dünyamızın gelişimine katkı sağlayacak ve küresel rekabet gücümüzü artıracaktır” dedi.
STAR 21/01/2011
Sırbistan'ın inşasında Türk deneyimi olacak
Sırbistan Devlet Bakanı Uglyanin, Başbakanlarının Mayıs ayı içerisinde Ankara'yı ziyaret etmek istediğini aktardı.Bakan Yıldırım ise ikili işbirliğinin inşaat başta olmak üzere geliştirilmesinin kendileri için önemli olduğuna vurgu yaptı.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin son 10 yılda müteahhitlik alanında elde ettiği başarının, Sırbistan'daki altyapı inşaatlarında başarılı kullanılacağına inandığını ifade etti. Yıldırım, Sırbistan Devlet Bakanı Suleyman Uglyanin ile makamında görüştü.
İki ülke bakanlıklarının çalışmalarıyla ulaştırma ve haberleşme alanlarında işbirliğine gideceklerini ifade eden Yıldırım, iki ülkenin birbirlerini, sınırı bulunmamasına rağmen 'komşu' ülke olarak gördüklerini ve ilişkilerinin tarihi bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.
YATIRIM İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT
Yıldırım, 'Türkiye'nin son 10 yılda müteahhitlik alanında elde ettiği başarının Sırbistan'daki altyapı inşaatlarında başarılı kullanılacağına inanıyorum. Bu alanda işbirliği geliştirebiliriz. Müşterek yapabileceğimiz çok iş olduğunu düşünüyoruz' diye konuştu.
YENİ ŞAFAK 21/01/2011
3 ortağa inen MOL caddede yürüyor
Temeli 35 ortakla atılan ve şimdiye kadar 15 mağaza açan MOL Mağazacılık yola 3 ortakla devam kararı aldı ve yeniden yapılandı. Bundan sonra cadde mağazacılığına da ağırlık verecek MOL, 2013 yılında halka açılmayı planlıyor
Merter, Osmanbey ve Laleli'de yerleşik işadamlarının iştirakiyle kurulduğu için MOL olarak markalaşan girişim vites değiştiriyor. Temeli 35 ortakla atılan ve şimdiye kadar 15 mağaza açan MOL, 32 ortağın ayrılmasıyla yeniden yapılanıyor. Yola 3 ortak kuruluşla devam kararı aldıklarını belirten MOL Mağazacılık CEO'su Mert Kıran, ayrılmaların gerekçesini şöyle açıkladı: "Ortakları biraraya getirmek ve şirket için hızlı karar almak mümkün değildi. Bu yüzden 5 mağazayı kapatmak durumunda kaldık. Dileyen mağdur olmadan ayrıldı."
TEK YOL AVM OLMAYACAK
Mevcut 10 mağazadan 9'unun alışveriş merkezlerinde (AVM) yer aldığı bilgisini veren Mert Kıran, bundan sonra cadde mağazacılığına da ağırlık vereceklerini belirterek şöyle devam etti: "Yeni açılan AVM'lerin bir kısmında olacağız. Fakat her AVM'de olmak gibi bir düşüncemiz yok. Bu konuda seçici davranacağız. Asıl amacımız ise cadde üzerinde mağazalar açmak. Çünkü bir AVM'ye en fazla 20 bin kişi geliyor, caddelerden ise binlerce kişi geçiyor." Kıran, yakında Üsküdar'da ve Şanlıurfa'da birer çok katlı cadde mağazası açacaklarını söyledi.
UKRAYNA'DA ZİNCİR ALINIYOR
Her ay 2 mağaza açarak yıl sonunda 30 mağaza hedefine ulaşacaklarını anlatan Mert Kıran, 2013'de ise 200 mağazalık bir zincir olmayı planladıklarını kaydetti. 2013'te halka açılmayı da planladıklarını dile getiren Kıran, "Yatırımlarımızın geri dönüşü 2013'ten sonra olacak. Yabancı ortak almak yerine halka arz bizi daha çok mutlu eder" diye konuştu. Mert Kıran, hali hazırda müşterileri olan Ukrayna'daki 14 mağazalık bir zinciri satın almak için son aşamaya geldiklerini kaydetti.
4 kişilik bir ailenin kıyafeti 89 lira
MOL Mağazacılık CEO'su Mert Kıran, şirketin hali hazırdaki kurumsal ortaklarını Wenice, Koteks ve Karacan Grup olarak sıraladı. 3 boyutlu grafik tekniğiyle yeni bir sanal mağazacılık modeli üzerinde çalışan Kıran, internet olan her evde şube açmayı planlıyor. Kıran, iplikten rafa, etkin maliyet yönetimiyle 4 kişilik bir aileyi 89 liraya giyindirdiklerini söyledi.
YENİ ŞAFAK 21/01/2011
ABD'nin kefilsiz kredisi, Bursa'ya enerji katacak
Bursa Ticaret Sanayi Odası, Amerikan Eximbank ile BOSEN projesi kapsamında kredi anlaşması imzaladı. 55.8 milyon dolarlık krediyle BOSEN enerji santralinde 120 megawatlık kapasite artışına gidilecek.
Türk Havayolları'ndan sonra ilk defa bir Türk firması ABD Eximbank'tan kefilsiz olarak kredi aldı. BTSO iştiraki olan BOSEN'e JP Morgan'ın onayıyla 55.8 milyon dolar kredi kullandırıldı. 2 yıl geri ödemesiz olarak 12 yıl vadeli kullanılacak olan kredinin protokolü Bursa'da BTSO Başkanı Celal Sönmez ve General Electric Başkan Yardımcısı Mohammad Kudia katılımıyla imzalandı. Sönmez "2 yıl ödemesiz ve 1.4 faiz oranıyla toplam 12 yıllık vadeli kredi anlaşması yaptık. Hiçbir yerli banka kefil olmaksızın bu anlaşmanın yapılması, bize duyulan güveni yansıtıyor" dedi.
YÜZDE 15'İNİ KARŞILIYOR
1998 yılında kurulan BOSEN'in 75 megawatt ile üretime başladığını ve bugün itibariyle 135 megawatt kapasiteye ulaştıklarını ifade eden Sönmez, yeni yatırımlarla kapasitenin 255 megawata çıkacağını söyledi. Sönmez, "Makinaların tedariği General Elektrik'ten (GE) karşılanıyor. Elektrik üretimimiz de yıllık 1 milyar kilowat\saat kapasiteye sahip. Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nin enerji ihtiyacının tamamını karşılayabildiğimiz gibi, Bursa kentinin de elektriğinin yüzde 15'ini karşılayabiliyoruz" sözlerini kullandı.
Hedef İSO'da ilk 200'e girmek
BOSEN'in, 2009 cirosunun 164 milyon TL ve Bursa'nın 35'inci büyük şirketi olduğunu söyleyen Sönmez, "Karlılıkta 19 milyon TL ile 19. sıradayız. BOSEN, bugüne kadar 36 milyon kar yarattı, 98 milyon TL amortisman ödedi.
2007 yılı İSO İlk 500 Sanayi Kuruluşu sıralamasında 424'üncü olan şirket 2009 yılında 356'ncı sıraya yükseldi. Bu yatırımın tamamlanmasından sonra İSO 500 listesinde 200'lü sıralara çıkacaktır" diye konuştu.
YENİ ŞAFAK 21/01/2011
'Vadeli Opsiyon'da vergiler net olmalı
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, VOB'da opsiyonlar açılmadan opsiyonun nasıl vergilendirileceğinin netlik kazanması ve opsiyon sözleşmelerinin primi üzerinde herhangi bir verginin olmaması, işlem hacmi oldukça elde edilen komisyonlar üzerinden vergi geliri sağlanması gerektiğini söyledi. Dönmez, "VOB olarak opsiyon işlemlerine Nisanda başlayacakmış gibi hazırlandıklarını belirtti ve 'Bizim açımızdan bir problem yok. Biz SPK izin verirse opsiyonları açacağız" dedi.
YENİ ŞAFAK 21/01/2011
Tariş Zeytinyağı holding kuracak
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği şirketlerini tek çatı altında birleştirerek, ortaklarına daha çok kaynak yaratmayı amaçlıyor
Türkiye zeytinyağı sektörüne yön veren kuruluşlardan biri olan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği 10 aylık faaliyet döneminde Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) borçları çıkarıldığında 3.5 milyon TL faaliyet karı elde etti. Hedef büyüten Birlik, şirketleri holding çatısı altında birleştirerek, ortaklarına daha çok kaynak yaratmayı amaçlıyor.
Rafineri ve prina şirketi ile birlikte salamura fabrikasını ve rafineri içindeki laboratuvarı da şirketleştirecek olan Birlik, holding çatısı altında faaliyet gösterecek. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ndeki tesislerinde yapılan olağan mali genel kurulda konuşan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, "Geçmişte hayali şirketlerle 'holding oluyoruz' diyen birlikler olmuştu. Tariş zeytinyağı, sanal değil gerçek bir holding olma yolundadır" dedi.

GELECEĞİMİZ PARLAK
Türkiye'de kooperatiflerin yok edilmek istendiği bir dönemde birliğin sağlam mali yapısı nedeniyle ayakta kaldığını vurgulayan Çetin, kurdukları rafineri şirketinin 1 milyon liraya yakın karla çalıştığını kaydetti. Prina şirketinin de kısa vadede istenen seviyeye gelmesi için çalışma yaptıklarını anlatan Çetin, "50 bin ton kapasiteli salamura fabrikamızı ve rafinerinin içindeki laboratuvarı büyüterek şirketleştireceğiz. Alım miktarımızı artıracağız, şu anda 4 bin 500 ton seviyelerine geldik daha da alıyoruz. Artık önümüzü görebiliyoruz. Gelecekte parlak ve aydınlık bir fotoğraf var. 24 senelik mücadelemizin sonuçlarını alıyoruz" diye konuştu. Birliğin DFİF'e 16 milyon 595 in liralık borcunun olduğunu kaydeden Çetin, DFİF'e olan borçlarının 2006'dan bu yana ertelenmemesinin büyük sıkıntı yarattığını kaydetti. Çetin, "DFİF borçları sadece bizim değil tüm birliklerin bilançolarında görünmeye devam ediyor. Gönül ister ki bu borcun tamamı, yeniden yapılandırmanın hatalı politikalarından dolayı ortaya çıktığı göz önünde tutularak tahkim edilsin" dedi. Birliğin Genel Müdürü Güngör Şarman da, geçen sezon ortaklardan 8 milyon 381 bin kg ürün aldıklarını ve 34 milyon 256 bin lira ödeme yaptıklarını anlattı. Şu anda hiçbir bankaya borçlarının bulunmadığına dikkat çeken Şarman, 2009-2010 sezonunda bütçede yüzde 13 oranında tasarruf yaptıklarını da sözlerine ekledi.
YENİ ASIR 21/01/2011
Jolly, iş hacmini yüzde 40 büyüttü
Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, bu yıl da yüksek teknolojiye yaptıkları yatırıma devam edeceklerini söyledi
Geçtiğimiz yıl iş hacmini yüzde 40 artıran Jolly Tur, büyümesine bu yıl da devam edecek. Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, "Yüksek teknolojiye yaptığımız yatırımlarla 2011 yılında da sürekli müşteri memnuniyetini koruyarak büyümeye devam edeceğiz" dedi. Jooly Tur, İç Turizm Müdürü Çiğdem Vural yurtiçi turlarda 2010'da yüzde 40'a yakın artış gösterdiklerini, 2011 yılı otel anlaşmalarını çok erken bitirerek 2011'de tek yetkili otellerinin sayısını 85'ten 130'a çıkardıklarını söyledi. Vural, 8 yıl önce 30 otelle başladıkları erken rezervasyon kampanyasında, bu yıl 600 otele ulaştıklarını ifade etti. Vural, "Bonuscard'a 2 ay ertelemeli yüzde 40'a varan indirimlerle erken rezervasyon kampanyasını başlattık. Bu yıl, iç turizmde hedefimiz yüzde 40 artış" diye konuştu.

CAZİP KOŞULLAR
Jolly Tur Yurtdışı Turlar Müdürü Tolga Tekin ise, geçtiğimiz yıl yüzde 97 gibi ciddi bir artış gerçekleştirdiklerini belirterek, "2011'de destinasyon sayısını 80'den 120'ye çıkardık. Bu yıl, yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da cazip koşullarla erken rezervasyon başlatacağız" dedi. Kültür turlarında bu yıl yüzde 30'un üzerinde büyüme beklediklerini ifade eden Kültür Turları Müdür Yardımcısı Kaan Süer, "Geçtiğimiz yıl kültür turlarında 2010 yılında yüzde 27'lik büyüme gerçekleştirdik. Bu yıl hedefimiz yüzde 30'un üzerine çıkmak" dedi. Jolly Tur Kurumsal Hizmetleri içeren M.I.C.E Departmanı Müdürü Ece Karakaya ise, bu yıl 2010'a göre kurumsal müşteri hizmetleri pazarında yüzde 40 artış göstereceklerini belirtti.
YENİ ASIR 21/01/2011
20 günde 1,6 milyar dolar borç ödedik
Kamu, 1-19 Ocak 2011 tarihleri arasında ise toplam 1 milyar 607.6 milyon dolarlık dış borç ödemesi yaptı
Merkez Bankası’nın verilerine göre, kamu 1-19 Ocak tarihleri arasında 1 milyar 607.6 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Bunun 1 milyar 566.8 milyon dolarını Hazine, 4.46 milyon dolarını Merkez Bankası yaptı. Bu dönemde diğer kamu kesimi 36.38 milyon dolarlık dış borç ödemesinde bulundu. Kamu 2010 yılında ise 13 milyar 328 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirmişti.

Bu ödemelerin 8 milyar 980 milyon dolarını Hazine, 2 milyar 291 milyon dolarını IMF’ye yapılan ödemeler, 1 milyar 616 milyon dolarını diğer ödemeler, 310.8 milyon dolarını Merkez Bankası’na yapılan ödemeler oluşturdu. Kamu, 2010 yılı Ocak ayında 775.6 milyon dolar, Şubat’ta 2 milyar 90.3 milyon dolar, Mart ayında 1 milyar 7 milyon dolar, Nisan ayında 877 milyon dolar, Mayıs ayında 590 milyon dolar, Haziran ayında 2 milyar 314.7 milyon dolar, Temmuz ayında 883.5 milyon dolar, Ağustos ayında 542 milyon dolar, Eylül ayında 1 milyar 181.6 milyon dolar, Ekim ayında 622 milyon dolar, Kasım ayında 999.2 milyon dolar, Aralık ayında ise 1 milyar 443.2 milyon dolarlık dış borç ödemesi yapmıştı.
RADİKAL 20/01/2011
8 banka, 'maaşını bankadan alanlara kıyak yapmamak için anlaştı' şikayeti...
Rekabet Kurulu tarafından bankacılık sektöründe 8 banka hakkında sürdürülen soruşturmanın sözlü savunması 1 Mart’ta yapılacak
Kurumun internet sitesinde yayımlanan duyuruya göre, Rekabet Kurulu'nun 19 Ağustos 2009 tarihli kararı uyarınca, “Akbank T.A.Ş., Denizbank A.Ş., Finans Bank A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. ve Yapı Kredi Bankası A.Ş.”, haklarında başlatılan soruşturmanın sözlü savunma toplantısı, 1 Mart 2011 Salı günü, saat 10.00'da Kurumda yapılacak.

“Rekabet Kurulu Nezdinde Yapılan Sözlü Savunma Toplantıları Hakkında Tebliğ” uyarınca toplantıya katılmak isteyen şikayetçi ve üçüncü kişilerin toplantı konusu ile ilgili menfaat ilişkilerini ortaya koyan bilgi ve belgeleri içeren bir dilekçeyle 13 Aralık 2010 Pazartesi günü mesai saati sonuna kadar Rekabet Kurumuna başvurması gerekiyor.
Kurul, maaş ödemelerine yönelik teklif ettikleri promosyonlar konusunda aralarında anlaştıkları iddiası ile 8 banka hakkında 19 Ağustos 2009 tarihinde soruşturma açılmasına karar vermişti.
RADİKAL 20/01/2011
Pompada promosyon sona yaklaştı, akaryakıtta 5 kuruşluk indirim geldi

EPDK’nın akaryakıt istasyonlarındaki promosyon uygulamalarına fren koyma kararının devreye girmesine 10 gün kala, dağıtım şirketlerinden indirim adımları geldi. Opet, akaryakıt fiyatlarında 5 kuruşluk indirim yaptığını açıkladı.
ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) 15 Aralık 2010 tarihli kararı gereğince akaryakıt satışlarındaki promosyon uygulamalarının 31 Ocak 2011 tarihi itibariyle sona ermesi, dağıtım şirketlerini harekete geçirdi. Dün Opet promosyon uygulamalarının bitmesiyle akaryakıtın litre fiyatını 5 kuruş indireceğini açıkladı. Opet’in bu açıklamasından sonra Shell&Turcas da, “Dağıtım marjını düşürerek fiyatlarımızı aşağıya doğru ayarladık. Pazarın da bunu takip ediyor olmasını olumlu bir gelişmedir” mesajı verdi. Diğer akaryakıt dağıtım şirketlerini de benzer uygulamalar yapması gerektiğine işaret eden EPDK yetkilileri, “Şirketlerle yaptığımız çalışmalarda fiyatların düşeceğini öngördük” dedi. Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Başkanı Muammer Ekim de, “Her şirket promosyon bütçesini bir şekilde kullanacak. Başka şirketlerden de benzer uygulamalara gelebilir” diye konuştu.
Yüzde 10’a denk
Opet, 1 Şubat 2011’deh itibaren geçerli olacak şekilde kar marjını 40 kuruştan 35 kuruş seviyesine indireceğini açıkladı. Opet’ten yapılan açıklamada, EPDK’nın kararı gereğince akaryakıt satışlarındaki promosyon uygulamalarının 31 Ocak 2011 tarihi itibariyle sona erdiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi: “Promosyon kampanyaları ile müşterilerimize sağladığımız faydayı fiyata yansıtarak devam ettirme kararı aldık. Bu karar doğrultusunda Opet ve Opet bayilerinin toplam kar marjının yüzde 10’una karşılık gelen promosyon maliyetleri ile ilgili tutar, 1 Şubat 2011 itibariyle bayilere bildirilen pompa fiyatına indirim olarak yansıtılacaktır. Ülkemizdeki mevcut akaryakıt fiyat oluşumuna göre, pompa fiyatında yalnızca yüzde 10’luk bir pay tutan şirket bayi dağıtım marjı, halihazırda litrede 40 kuruş civarında seyretmektedir. Opet, 1 Şubat tarihinden itibaren geçerli olacak indirimle kar marjını ülke çapında 35 kuruş seviyesine çekeceğini açıkladı.”
Başka çalışmalar olabilir
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 15 Aralık 2010 tarihli kararı gereğince akaryakıt satışlarındaki promosyon uygulamalarını 31 Ocak 2011 tarihi itibariyle sona erdirmesinin ardından şirketlerin yeni pazarlama çalışmalarına adım atacağını dile getiren PETDER Başkanı Muammer Ekim, “Rekabet nedeniyle diğer şirketlerde benzer uygulamalara gidebilir.”
Full, 97 oktan benzini 95 fiyatına satıyor
SATIŞ noktasına dağıtım yapan tek akaryakıt firması olan Full, benzin fiyatlarının yüksekliğinin tartışıldığı son dönemde attığı adımla dikkat çekiyor. 97 oktan benzini 95 oktan fiyatının altında satışa sunan Full, bu sayede diğer istasyonların yaklaşık üç katı fazla satış gerçekleştirdiğini açıkladı. Ar Şirketler Grubu bünyesindeki Full’un Yönetim Kurulu Üyesi Timuçin Yalı, 97 oktan akaryakıtı 95 fiyatının altında satışa sundukları yeni kampanyalarına yönelik açıklamalarda bulundu. 10 Ocak tarihi ile 3,88 TL’den satılan 97 oktan benzini Full istasyonlarında 3,72’den sattıklarını kaydeden Yalı, “Bunu karımızdan fedakarlık ederek yapıyoruz ancak diğer istasyonların üç karı satış yapıyoruz. İstanbul’da satış ortalaması 10-15 bin litre olarak gerçekleşiyor. Biz 30-40 bin litre akaryakıt satıyoruz” dedi.

HÜRRİYET 21/01/2011
İhracatçı kurdan darbe yemesin diye ‘hedge’ öğrenecek

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçı şirketleri döviz kurundaki dalgalanmanın yarattığı olumsuz etkilerden korumak amacıyla Halkbank ile bir protokol imzaladı.
Buna göre TİM üyesi ihracatçılar, Halkbank’tan komisyon ücretleri ve teminat konusunda avantajlı koşullarda ileri bir tarihteki döviz cinsinden alacaklarını ‘hedge’ ederek (garanti altına alarak), dövizin fiyatını belirli bir seviyede belirleyip sözleşme altına alabilecekler. Böylelikle şirket forward (ileriye dönük) denilen işlemler sayesinde döviz kurundaki iniş-çıkış hareketlerinden olumsuz etkilenmeyecek. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın da katıldığı protokol imza töreninde, üyelerinin yarıya yakınının maliyetlerinin yüksek olması yada çok iyi bilmedikleri için kur riskinden korunmak amacıyla ciddi önlemler almadıklarını söyledi. Büyükekşi, “Kur seviyesi ile ilgili sorunlarımız devam ediyor, o baki. Bu konuda çalışmalarımız ve söylemlerimiz devam edecek. Bu protokolle sadece kurdaki belirsizliklerin etkilerini azaltmayı amaçlıyoruz” dedi. Büyükekşi, eğilim anketleri sonuçlarına göre üyelerinin en büyük sorunun yüzde 80 oranla döviz kuru olduğunu söyledi.

HÜRRİYET 21/01/2011
Bosen, Amerikan Eximbank’tan 55.8 milyon dolar aldı

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından BTSO Organize Sanayi Bölgesi’ndeki sanayi tesislerinn elektrik enerjisi ihtiyaçlarını karşılası amacıyla kurulan Bosen Enerji, üretim kapasitesini ikiye katlama kararı aldı.
Yeni yatırm için USA Eximbank, GE Electric ve JP Morgan arasında imzalanan anlaşma ile Bosen, Amerikan Eximbank’tan 55.8 milyon dolar kredi aldı. Eximbank’tan aldıkları kredi için hiç bir teminat istenmediğini söyleyen BTSO ve Bosen Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, “Geçmişte uluslar arası kredi alırken mutlaka yerel bir bankanın teminatı istenirdi. Bu sefer böyle bir şey olmadı. Kredinin faizi libor artı 0.95. 2 yılı ödemesiz olmak üzere 12 yıl vadeli. Amerikan Hazinesi bile bu kadar düşük maliyetle borçlanamıyor. Bu anlaşma, Bosen’in ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin göstergesi” diye konuştu. Bosen’in, 12 yılda 164 milyon TL ciroya ulaştığını söyleyen Sönmez, şöyle konuştu: “Türkiye’nin 356’ncı büyük sanayi şirketi haline geldik. Kapasiteyi bir kat artışla 255 Megawatt’a çıkartacak bu yeni yatırımla Türkiye’nin 200 büyük sanayi şirketi arasına girmeyi hedefliyoruz” dedi. Sönmez, Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için enerji yatırımlarının çok önemli olduğunu dile getirdi.

HÜRRİYET 21/01/2011
16’ncı büyük ekonomiyiz ama insani gelişmişlikte 83’üncü sırada bulunuyoruz

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) 41’inci Genel Kurul’unda son kez Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı olarak konuşan Mustafa Koç, salt büyümenin gelişmişliği sağlamadığını vurgularken, “Ön koşul ama yeterli koşul değil” dedi.
Halen dünyanın 16’ıncı ekonomisi olan Türkiye’nin, bu büyüme hızını sürdürmesi durumunda 2020-2050 yılları arasında 10’uncu sıraya kadar yükseleceği öngörülerini hatırlatan Koç, “Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girdiğinde gelişmiş bir ülke olacak mı” sorusunu gündeme getirdi.
İnsani gelişme
“Salt büyüme gelişmişliği sağlamıyor, ön koşul ama yeterli koşul değil” diyen Koç, şöyle konuştu: “Dünyada da aslında gelişmişlik ekonomik büyüklükle ölçülmüyor. Kişi başına milli gelirle, rekabet gücüyle, insani gelişme ile ölçülüyor. Biz 16’ncı büyük ekonomiyiz ama satın alma gücü paritesine göre 84’üncü sıradayız, küresel rekabet gücü endeksinde 61’inci sıradayız. Belki de bu tür sıralamaların en önemlisi olarak görülmesi gereken insani gelişme endeksinde de maalesef 83’üncü sıradayız. Acaba dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi olduğumuzda bu sıralamalarda yerimiz nereye yükselecek.”
Büyüme yetmez
Hiçbir zaman gelişmeyi, kalkınmayı ekonomik büyüme ile özdeşleştirmediklerini dile getiren Koç, ekonomik büyümeye paralel olarak yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “İnsani gelişme endeksinin temel bileşenleri olan ortalama yaşam süresinde, okur yazarlıkta, okullaşma oranında, kişi başına düşen milli gelir ve alım gücünde, yaşam standardında gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatacak biçimde, çok daha hızlı bir gelişme gösterilmeli. Kadının işgücüne katılımında Avrupa ortalamasını yakalayalım, ülke içinde bölgesel dağılım ve gelir dağılımı temelinde yatayda nispeten eşit bir paylaşımla ulaşalım ve refahı kapsayıcı bir şekilde hep birlikte hissedelim. İnsan hakları ve ifade özgürlüğünü öne çıkaran laik, demokratik bir ülke olarak bölgesinde barışı sağlayan, coğrafyasının nimetlerinden azami ölçüde faydalanan, gerçek bir kaynaşma, dönüşüm potası olalım.”
Yalnızca ekonomi değil siyaset de konuşacağız
BİR özel sektör derneği olarak TÜSİAD’a yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Mustafa Koç, “TÜSİAD dün ve bugün olduğu gibi yarın da yalnızca ekonomi değil, eğitim, kültür, sosyal gelişme ve siyaset de konuşacak, bütün bu alanlarda derinlemesine çalışacak, görüşlerini şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmaya devam edecektir” dedi. Koç, “Birçok konuda geleceği önceden kestirip, gündeme erken alan TÜSİAD, konuşulması bile tabu olan konuları tartışmaya açtığında ise her kesimden eleştiriler aldı. Ama zamanın şaşmaz adaleti hükmünü yürüterek bu düşüncelerin pek çoğunun topluma da malolmasını sağladı” diye konuştu.

HÜRRİYET 21/01/2011
İşin babaları burada yerli otomobil üretelim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD Genel Kurulu’nda yerli otomobil markası yaratılması tartışmasını da gündeme getirdi. İş dünyasına seslenen Başbakan, “Bu işi bir araya gelerek mi yaparsınız, yoksa kendim de yaparım mı dersiniz, nasıl arzu ederseniz” diye konuştu
TÜSİAD Genel Kurulu, Türkiye’de yerli otomobil üretimi tartışmasına da sahne oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç ile kısa süre önce gerçekleştirdiği görüşmede bu konunun da gündeme geldiğine işaret etti.
Erdoğan, “Geçen akşam Sayın Koç’a dedim, ‘Artık soyadınız gibi bir marka ile şurada biz yerli otomobilimizi üretelim ve dünyaya diyelim ki, bak bu da artık bizim otomobilimiz.’ Şu anda otomotiv sektörü içinde olan babalar burada... Bu işi halledin. Bir araya gelerek mi yaparsınız, yok ben bunu kendim de yaparım mı dersiniz, nasıl arzu ederseniz” dedi.
Toplantıyı izleyen Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Erdoğan’ın sözlerini değerlendirirken, grup olarak zaten 1965’te Anadol marka otomobilin üretimini yaptıklarını hatırlattı ve dünya çapında rekabetçi bir marka yaratmak için hem yüksek kalitede hem de çok sayıda üretim gerektiğini vurguladı.
Koç, CNBC-e televizyonuna yaptığı açıklamada, “Biz 1965’te yerli otomobil Anadol’u çıkardık. Hindistan’da Tata kendi arabasını yaptı ama işi biraz zor. Bizim de o istikamette çalışmalarımız var ama bu öyle bir konu ki kendi otomobilini yalnız Türkiye’de yapıp muvaffak olmak çok zor. Aynı modelden en az 200 bin tane ve iyi kalitede yapmak lazım. Çok zor, ama bakacağız. Başbakanımız öyle söyledi” diye konuştu.
Strateji Belgesi’nde var
Yerli otomobil üretimi konusu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı “Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi” taslağında da gündeme gelmişti. Halen taslak halinde olan belgede iki temel hedef ortaya konmuştu.
Bunlardan ilki Türkiye’nin bir otomotiv üretim üssü olması, ikincisi otomotiv sanayiinde yerli üretim oranının artırılması ve dünya çapında pazarlanacak yerli bir markanın yaratılmasıydı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün de, “Bunu gerekirse kamu-özel işbirliğiyle yapmalıyız ama mutlaka kendi markamızı çıkarmalıyız” demişti.
18 yıllık yerli otomobil macerası
Türkiye’nin ilk seri üretilen otomobili olan Anadol, Koç ailesinin Ford markasıyla kamyon imalatı yaptığı Otosan Fabrikalarında üretildi. İsmi, halk arasında düzenlenen bir anketle belirlenen Anadol, ilk kez 19 Aralık 1966’da üretim bandından indi. Satış fiyatı 26.800 lira (dönemin kuruyla 2.980 dolar) olan araç iki kapılıydı ve 1.2 litrelik Ford motor monte edilmişti. Anadol üretimi ilk yıl 1.750 adet oldu, sonraki yıllarda bu rakam 8 bin seviyelerine kadar çıktı. 1970’li yıllarda seriye dört kapılı modeller de eklendi. Anadol üretimi 1984 yılında durduruldu. Bu tarihe kadar toplam 62.543 adet üretildi.
Gelişen ülkeler yerli marka atağında
20. yüzyıl boyunca neredeyse tamamen gelişmiş ülkelerin tekelinde olan yerli otomobil üretimi, özellikle son dönemde gelişen ekonomilere yayılıyor. Hindistan yarışa Tata ve Mahindra markalarıyla katılırken Çin sürekli yeni yerli markalar çıkarıyor. Asya devinin uluslararası pazarlarda dünya devleriyle rekabet eden en ünlü üç markası Chery, Geely ve SAIC. Sovyetler Birliği döneminden beri güçlü bir otomotiv endüstrisi olan Rusya’da AvtoVAZ’ın ürettiği marka Lada.
İş dünyası ‘yüzde 100 yerli zor’ diyor
Mustafa Koç Koç Holding YKB
‘Teknolojik olarak biraz imkân dışı’
“Daha onu teknolojik olarak yapmak biraz imkân dışı gibi gözüküyor. Elimizden geleni yapacağız dedi. Ama dışarıdan görüldüğü kadar kolay bir iş değil. Burada bazı parçalar var ki bunları yerli olarak üretmek çok anlamsız. Mesela bilyalı rulmanı dünyada 3-4 şirket yapıyor ve bütün dünyaya veriyor. Bu gibi parçalar var ki Türkiye’de yapılması hiç mümkün değil. Olsa bile fevkalade pahalı olur ve ekonomik olmaz.”
Ali Kibar Kibar Holding YKB
‘Ortak olabiliriz elimizi taşın altına koyalım’
“Yüzde 100 yerli diye birşey olmaz, yerli girdi oranlarının maksimize edildiği bir üretimden bahsedilebilir. Çünkü yüzde 100’ünü üretmek için onlarca değişik hammadde gerekiyor. Ama niye olmasın? Biz de ortak olabiliriz. Bu projede biz de oluruz. Bunun için yapılacak şey önce kolları sıvamak, ardından elimizi taşın altına koymak. Bunları yaparken de arkadakiler duruyor mu diye gözucuyla bakmak lazım.”
Tuncay Özilhan Anadolu Holding YKB
‘Marka yaratmaktansa yatırım teşviği verilsin’
“Ben yerli otomobile ihtiyaç olduğu görüşüne katılmıyorum. Evet, Türkiye markalar yaratmalı ama bu otomobilde olmamalı. Çünkü ihtiyaç yok. Türkiye, geç olsa da markalar yaratmaya başladı. Ama otomotivde hem marka kolay iş değil hem de gerekli değil. Volvo, Saab yaşayamadı. GM, Ford bile yaşatamadı bu markaları. Çinliler aldı. Ben marka için verilen çabadansa hükümetin yatırım teşviği vermesi gerektiğine inanıyorum.”

MİLLİYET 21/01/2011
‘Cesur Yürek’ Merkez Bankası, piyasaları yine gafil avladı

Merkez Bankası faizde 25 baz puanlık indirime gidince dolar/TL 1.58’e yükseldi, borsa yüzde 1.5 düştü. Uzmanlar, piyasalarda oynaklığın arttığı bir döneme girildiğini belirtiyor
Gıda fiyatlarında rekor artışlar sürerken ve birçok gelişen piyasa ekonomisi para politikasında sıkılaştırmaya giderken Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK), dün ikinci bir indirim kararı açıklaması piyasaları bu kez şaşırttı. Yılın ilk toplantısını dün düzenleyen ve faiz kararını ilk kez piyasalar açıkken, saat 14:00’te açıklayan PPK, politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 6.25’e düşürdü.
Piyasalar, bu sefer bir hafta vadeli repo ihale faizinde indirim beklemiyordu. Reuters’ın 13 bankanın katılımıyla hazırladığı ankette 8 kurum yüzde 6.50 seviyesindeki politika faizlerinde değişim beklemezken, bir kurum 25 baz puanlık, dört kurum ise 50 baz puanlık indirim beklediğini açıklamıştı.
Karar, kur ve tahvil piyasasında sert hareketlere neden oldu. PPK sonuçları açıklanmadan önce 1.5530’dan işlem gören dolar/TL, karardan sonra 1.5820/1.5822’ye kadar yükseldi. Karardan önce yüzde 7.43 seviyesinde olan gösterge tahvilin bileşik faizi ise kararın ardından yüzde 7.27’ye kadar geriledi, ardından gelen kâr satışlarıyla yüzde 7.50’ye kadar yükseldi. İş Yatırım, kararın ardından yayımladığı raporda Merkez Bankası için ‘Cesur Yürek’ benzetmesini yaptı.
Zorunlu karşılık bugün
PPK tarafından yapılan açıklamada, aralık ayında alınan tedbirlerin kredi arzı üzerindeki sıkılaştırıcı etkisinin önümüzdeki günlerde gözlenmeye başlayacağını, bir sonraki kurul toplantısına kadar alınacak kredi genişlemesini sınırlayıcı ilave tedbirlerin, para politikasının hareket alanını genişleteceğini ve bu doğrultuda kısa vadeli yükümlülükler için tesis edilecek zorunlu karşılık oranlarında ilave bir artırımın gerekli görüldüğünü belirtti.
Piyasalar, bugün itibariyle Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık oranlarındaki artışı açıklamasını bekliyor. Zorunlu karşılığın artırılacağı beklentisi dün İMKB’yi de hatırı sayılır ölçüde aşağı çekti. Bankaların hareket alanının daralacağı ve likiditesinin düşeceği endişesiyle hisselere satış geldi, bankacılık endeksindeki kayıplar yüzde 2.5’e yaklaştı. İMKB-100 endeksi günü yüzde 1.77 düşüşle 65.288.03 puanda tamamladı. Bankacılık endeksindeki kayıp ise yüzde 3’e yaklaştı.
PPK açıklamasında enflasyona ilişkin daha önceki aylarda yer almayan “Yıllık enflasyonun ocak ayında belirgin bir düşüş göstereceği, yılın ilk çeyreği boyunca 2011 yılı hedefi olan yüzde 5.5 düzeyinin altında seyrettikten sonra ikinci çeyrekten itibaren dalgalı bir seyir izleyerek yıl sonunda hedefle uyumlu gerçekleşeceği tahmin edilmektedir” ifadesi dikkat çekti.
Ekonomistlere göre stratejinin başarısı garantili değil
Özgür Altuğ BGC Partners Başkekonomisti
‘Merkez Bankası için hayat zorlaşacak’
“Merkez Bankası, ABD’de beklenenden iyi toparlanma, emtia fiyatlarındaki sert yükseliş, küresel gıda fiyatlarında enflasyon şoku, liradaki değer kaybı, hükümetin sınırlı mali desteği ve gelişen piyasalarda para politikası sıkılaştırmasının baskısını hissetmiyor gözüküyor. Bu etkenlerin gelecek aylarda Merkez Bankası’nın hayatını zorlaştıracağını düşünüyoruz. İkinci çeyrekten itibaren TÜFE’de artış beklediğimiz için Merkez Bankası’nın önünde para politikası stratejisini tamamlamak için iki ay olduğunu düşünüyoruz. Merkez’in enflasyon yükselirken faiz indirmesi çok daha zor ve tehlikeli olacak. Piyasa oyuncuları da Merkez’in bilerek yarattığı belirsizlik ve oynaklık nedeniyle diken üstünde. ”
Timothy Ash RBS Gelişen Avrupa Başekonomisti
‘Faizi aynı bırakıp verileri izleyebilirdi’
“Artan cari açık ve aralık ayı bütçe gerçekleşmesinde gözüken gevşeme, para politikasında sıkılaştırmaya ihtiyaç olduğuna işaret etse de Merkez Bankası’nın spekülatif sermaye girişinin önünü kesmeye çalışmasını anlıyoruz.
Merkez Bankası’nın şu aşamada neden faizi indirme ihtiyacı hissettiğini anlamakta zorlanıyorum. Çünkü güvenli olan seçenek faizi değiştirmeyip, verileri izlemek olurdu. Merkez Bankası yetkilileri, içinden geçtiğimiz dönemin proaktif olmayı ve sıradışı politikalar geliştirmeyi gerektirdiğini söyleyebilirler. Merkez’in kararları lirada değer kaybına yol açacaktır. Gösterge tahvilin faizi açıklamanın hemen ardından yükselse de bunun sürdürülebilir olacağından kuşkuluyum.”
Fatih Keresteci HSBC Stratejisti
‘Başarı için döviz alımları kesilmeli’
“Merkez Bankası aralık ayında uygulamaya başladığı finansal deneye devam ediyor. Çeyrek puanlık faiz indirimi ile birlikte önümüzdeki günlerde yapılacak munzam karşılık oran artışı deneyin iki ayağını oluşturmayı sürdürüyor. Kritik nokta döviz kuru olmaya devam edecek. TCMB’nin deneyi başarı ile sürdürmesi döviz piyasasına yönelik önlemlerle mümkün olacaktır. En azından kısa vadede döviz alım ihalelerini kesmesi gerekiyor. TL’deki değer kaybı atak şeklinde olursa da da doğrudan müdahale kaçınılmaz görünüyor. Aksi durumda, ithal girdi maliyetlerindeki artış paralelinde TCMB’nin enflasyon öngörüleri aşırı iyimser kalacaktır. Mali piyasalar bir süre daha diken üstünde oturmaya devam edecek gibi görünüyor.”
Banu Kıvcı Tokalı Destek Menkul GMY
‘Net politika sıkılaştırma yönünde’
“Merkez Bankası’nın faiz indirimini 25 baz puan ile sınırlandırması ve yeni politika bileşimi için faizlerin ‘sınırlı düzeyde düşürülmesi’ ifadesini yenilemesi, önümüzdeki dönemde faiz oranlarında düşüş alanını oldukça azaltmış görünüyor. İndirim adımları devam edecekse bile, bunun 25 baz puan ile sınırlandırıldığı izlenimi alıyoruz. Politika faiz oranlarında azalan aşağı alan karşısında, zorunlu karşılık oranlarının artırılmaya devam edilecek olması, net politika duruşunun sıkılaştırıcı yönde olacağını bir kere daha teyit etmiş oluyor. Zorunlu karşılık oranlarında şimdiye kadar yapılan artışların etkisinin 21 Ocak’tan itibaren görülecek olması faiz kararının piyasalar üzerindeki net etkisini önümüzdeki günlerde gösterecektir.”
Gelişen ekonomiler faiz artırıyor
Gelişen piyasa ekonomilerinde para politikasında sıkılaştırma adımları yayılıyor. Brezilya Merkez Bankası, dün erken saatlerde aldığı kararla gösterge faizi beklentiler doğrultusunda 50 baz puan artırarak yüzde 11.25’e yükseltti. Merkez bankasının Copom adı verilen para politikası kurulu oy birliğiyle aldığı faiz artırım kararıyla gösterge faizi Temmuz 2010’dan beri ilk defa artırdı.
Önceki gün de Polonya Merkez Bankası politika faizinde 25 baz puanlık artırıma gitmiş, faizi yüzde 3.75’e yükseltmişti. Geçen hafta Güney Kore de sürpriz bir kararla gösterge faiz oranını 25 baz puan artırarak yüzde 2.75‘e yükseltti. 2010 yılında gösterge faizi 6 kez artıran Hindistan Merkez Bankası’nın da 25 Ocak’taki toplantısında artırım yapması bekleniyor. Çin Merkez Bankası ekim ortasından bu yana faizde iki kez artırıma gitti. Rusya ise Noel günü gecelik mevduat faizlerini 25 baz puan artırarak yüzde 2.75’e yükseltti.

MİLLİYET 21/01/2011
Halkbank TİM’in döviz maliyetini düşürecek

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile ihracatçıları döviz kurlarındaki dalgalanmalardan korumak amacıyla forward işlemlerine yönelik protokol imzalayan Halkbank, dış ticaretten aldığı yüzde 8.5’lik payı 5 yıl içinde yüzde 12’ye çıkarmayı hedefliyor
Halkbank, TİM yönetimiyle meclis üyesi ihracatçı firmaları döviz kurundaki dalgalanmalara karşı güvenceye almak amacıyla yapacakları forward işlemlerine BSMV muafiyeti sağlayacak protokol imzaladı. Söz konusu protokol kapsamında TİM üyesi ihracatçılar avantajlı koşullarla, ileri bir tarihte tahsili yapılacak döviz alacaklarının vadesi, miktarı ve fiyatını bugünden belirleyerek sözleşme altına alabilecekler.
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “Halkbank olarak sektörde aktiflerden aldığımız pay yüzde 7, dış ticaretten aldığımız pay ise yüzde 8.5. Yurtdışında çok aktif olmamamıza rağmen, dış ticaretteki payımız aktifteki payımızın üzerinde. Yeni alımlarla, açılacak yeni şubelerle bunu artıracağız. Bu protokol de payımızı artırmaya katkı sağlayacak” dedi.
Halkbank Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Aslan ise, hedeflerinin Halkbank’ın dış ticaretteki payını yüzde 12’ye çıkarmak olduğunu söyledi. Halkbank ve TİM arasındaki protokol kapsamında, TİM üyesi firmalar ihracata bağlı işlemlerde ihracat bedelinin yüzde 5’i kadar teminatla Halkbank’tan forward işlemi yapabilecekler ve Halkbank söz konusu teminat için firmalara vadeli işlem kredisi de kullandırabilecek.
İhracata bağlı olmaksızın yapılacak forward işlemlerde ise firmaların, işlem tutarının yüzde 10’u kadar başlangıç teminatı bulundurmaları yeterli olacak. İhracata bağlı olarak yapılan forward işlemlerinde sürdürme teminatı oranı yüzde 1, ihracata bağlı olmayan forward işlemlerinde sürdürme teminatı yüzde 5 olarak uygulanacak.

MİLLİYET 21/01/2011
Venezuela konut karşılığı Türkiye’ye petrol satacak

Yaklaşık 2 milyon konut ihtiyacı bulunan Venezuela, Türkiye’ye ‘konut karşılığı petrol’ teklifinde bulundu
Venezuela Enerji ve Petrol Bakanı Rafael Ramirez, ülkesinin çok sayıda konuta ihtiyacı bulunduğunu, inşaat sektöründe iyi durumda olan Türkiye’den de konut yapması karşılığı, petrol veya petrol ürünleri verilebileceği konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a bir teklif götürdüklerini kaydetti.
Türkiye’nin müteahhitlik hizmetlerinde, Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yer aldığına işaret eden Yıldız, Venezuela’nın konut ihtiyacının bir kısmının hem TOKİ, hem de Türk özel sektörü tarafından yapılabileceğini dile getirdi. Yıldız şöyle dedi:
“Yaklaşık 2 milyon adet konut ihtiyaçları olduğunu ve yıllık minimum 150 bin konut yapmak istediklerini belirttiler. Bu konut ihtiyacının bir kısmının petrol karşılığı olarak Türkiye’nin yapabileceğini söyledi. Barter sistemiyle petrol karşılığı konut yapacağız” Venezuela’da 70 litrelik bir otomobilin deposu 1 dolara doluyor.

MİLLİYET 21/01/2011
İndeks Bilgisayar Alkım’ın çoğunluk hissesi için görüşüyor

İndeks Bilgisayar, başta Hewlett Packard olmak üzere birçok bilişim markasının Türkiye’de servis, bakım ve onarım hizmetlerini veren Alkım Bilgisayar’ın çoğunluk hissesini almak için görüşmeler yapıyor
İndeks Bilgisayar’ın Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamaya göre şirket, görüşmeleri uzun vadeli stratejik hedefleri ve kârlılığı artırma yönündeki iş planları doğrultusunda yapıyor.
Açıklamada, 1996 yılında kurulan Alkım Bilgisayar’ın İstanbul, Ankara ve İzmir illerindeki servis noktaları ile garanti içi ve garanti dışı çözümler sunduğu belirtildi.

MİLLİYET 21/01/2011
Maktum ve Eczacıbaşı flörtte

BDDK'dan yatırım bankacılığı izni için bir yıldır bekleyen Eczacıbaşı Grubu rotayı banka alımına çevirdi. Grubun Dubai Şeyhi Maktum'un Türkiye'deki bankası TAIB Bank'ı almak için görüştüğü belirtiliyor
Yaklaşık bir yıldır BDDK'dan yatırım bankacılığı lisansı için izin bekleyen Eczacıbaşı Grubu, rotayı Dubai Şeyhi El Maktum'un Türkiye'deki yatırımı TAIB Bank'a kırdı. Bankacılık kulislerinde fısıltı şeklinde konuşulan konu hakkında Eczacıbaşı Grubu ise yorum yapmak istemiyor. Grup, bu alandaki sorulara yatırım bankacılığı lisansı almak için başvurularını hatırlatmakla yetiniyor. Buna karşın Ankara bürokrasisinin önemli isimlerine Eczacıbaşı'nın TAIB Bank'ı satın alması konusunu sorduğumuzda "Doğru yoldasınız" yanıtını alıyoruz. Ancak orada da çok gizli olduğu belirtilen görüşmeler hakkında bizimle paylaşılan fazla bilgi yok. O yüzden bugünlük sadece flört bilgisini paylaşabiliyorum. Bu arada Taib Bank ile ilgili bazı bilgiler verelim. Kuruluş tarihi 1987 olan Bahreyn merkezli TAIB Bank, Türkiye'nin ilk yabancı yatırım bankası (Yatırım Bank adıyla kurulmuştu) ünvanını elinde bulunduruyor. Yüzde 60 hissesi Dubai Holding'e bağlı Dubai Financial Holding'in. Bir başka deyişle bankanın büyük ortağı Türkiye'nin yakından tanıdığı Dubai Şeyhi El Maktum.
ÖZSERMAYESİ 27 MİLYON TL
Tek şubeli bankanın 27 milyon liralık özsermayesine karşılık 17 milyon TL'lik varlığı bulunuyor. Hemen hemen tüm bilanço verileri sıfır görünen banka halihazırda yeniden yapılanma çabaları içinde ve aktif değil. Bilançosunda 30 Eylül itibarıyla 2.4 milyon TL'lik dönem zararı görünüyor. Faaliyet raporunda yeniden yapılanma çalışmalarının sürdüğü belirtilirken bankanın bağlı ortaklığı TAIB Menkul Değerler de Eylül 2004'ten bu yana faaliyetlerini durdurmuş. SPK'dan yapılanma için süre uzatımları alan TAIB Menkul'e bu çerçevede Mart 2011'e süre verilmiş.
37 yıldır finansın içinde
Eczacıbaşı Grubu, finans sektörüne yabancı değil ve bu bilgi birikimini banka ile değerlendirmek istiyor. Grubun finans sektöründe 37 yıllık bir deneyimi var. 1973'te kurulan Eczacıbaşı Yatırım Holding Ortaklığı ile finans alanına adım atan grup, 1974 yılında hisselerini halka arz etti. 1983'te Sermaye Piyasası Yasası'nın çıkmasıyla birlikte Eczacıbaşı Menkul Değerler'e dönüştü. 1998'de Eczacıbaşı Yatırım Ortaklığı kurulurken, bu şirket de bir yıl sonra halka arz edildi. Portföy yönetimi, sigorta acenteliği de grubun işleri arasında bulunuyor.

SABAH 21/01/2011
Arjantinli firmalar Türk ortak arıyor

İkili iş görüşmeleri için 35 kişilik heyet ile Türkiye'ye gelen Arjantinli işadamları gıdadan tekstile kadar birçok sektörde Türk şirketleriyle ortaklık kurarak Türkiye pazarına girmeyi hedefliyor. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), Arjantin Ankara Büyükelçiliği işbirliğiyle "Türkiye-Arjantin Ticaret ve Yatırım Heyeti" ikili iş görüşmeleri organizasyonu düzenledi. Arjantin'den gelen 35 kişilik işadamı heyeti ile 140 kişilik Türk işadamı heyetinin ikili iş görüşmelerde bulunduğu toplantıda, Arjantinli işadamları Türk firmaları ile ortaklık yapmayı planladığını belirtti. 40 milyonluk nüfusu ve 350 milyar dolarlık GSMH'si ile Güney Amerika'nın önemli ülkelerden biri olan Arjantin'in 70 milyar dolarlık ihracatına karşılık 57 milyar dolarlık ithalatı bulunuyor. Patagonya şehrinde yetiştirilen özel bir ağaç türünden kozmetik ürünlerinden kullanılan saf yağ ürettiklerini belirten Heirbas Patagonicas firmasının ortağı Sergio Sepiurka, "Üretimimizi sadece Patagonya'da yetişen bir ağaçtan elde ediyoruz. Ürettiğimiz saf yağ, parfüm, esans ve aroma terapi ürünlerinin ham maddesidir. Türkiye kozmetik alanında ilgimizi çeken bir ülke. Güçlü firmalarımız var. Biz parfüm ve kozmetik endüstrisi alanında faaliyet gösteren Türk firmalarla ortaklık kurmak istiyoruz" dedi. Sadece bir kilo esans için 400 kilo saf yağa ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Sergio Sepiurka, 10 yıllık bir firma olduklarını ve Türkiye'ye ilk kez geldiklerini belirtti.

SABAH 21/01/2011
Limak, Hindistan'da otoyola teklif verecek

LİMAK Yatırım, Hindistan'da Yap-İşlet-Devret yöntemi ile ihale süreci devam eden 244 kilometrelik Rajatsan Eyaleti Beewar-Pali-Pindwara Otoyol Projesine yeterlilik aldığını ve ihaleye Hintli Patel Engineering Limited ile birlikte teklif vereceğini açıkladı. Limak'tan yapılan açıklamada, "Sadece otoyol alanında önümüzdeki 5 yılda 9 bin 400 kilometre uzunluğunda yap-işlet-devret ihalesi yapılacak olan Hindistan altyapı ve enerji alanında yatırımcılara geniş fırsatlar sunuyor" denildi.

SABAH 21/01/2011
Çağlayan'a en yüksek teklif Nurol'dan geldi

Başbakanlık Toplu Konut idaresi (TOKİ)'nin, Çağlayan'da Hasılat Paylaşımı Modeli'yle ihale ettiği 7 bin metrekarelik arsa için en yüksek teklif Nurol Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı- Nurol İnşaat ortaklığından geldi. Ortaklığın 260 milyon TL toplam satış geliri üzerinden 111 milyon 800 bin TL arsa karşılığı TOKİ payı teklif ettiği arsanın metrekare fiyatı yaklaşık 16 bin TL'ye geldi. TOKİ, arsayı Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Davutpaşa Kampusu hizmet binası ve yurt yapımı karşılığında almış ve imar planı değişikliği ile emsal değerini 3'e çıkartmıştı. Turizm ve ticaret imarına sahip arsaya 20 bin 550 metrekare inşaat yapılabilecek. 15 firmanın çağrıldığı ihalenin ikinci oturumunda, en yüksek ikinci teklifi ise 253 milyon 250 bin TL toplam satış geliri ve 105 milyon 100 bin TL arsa karşılığı TOKİ payı ile Özak GYO-Aktay Turizm-Er Yapı ortaklığı verdi.

SABAH 21/01/2011
Haber turu

Arif Zurnacı Mango İcra Kurulu'nda
ARİF Zurnacı ve David Sancho uluslararası İspanyol moda markası Mango'nun ortağı oluyor. İlk Yönetim Kurulu'nu 8 üye ile 2007'de ve bundan 1 yıl sonra da İcra Kurulunu 9 üye ile oluşturmanın ardından, Mango firmanın 2 üyesi ile İcra Kurulu'nu genişletiyor. Açıklamada, İcra Kurulu'nun 11 üyeden oluşacağı belirtilerek, "Yönetim Kurulu kadar İcra Kurulu da firma ortağıdır ve firma için alınan kararlarda söz sahibidir" denildi.

Rhea, stratejik ortaklarla büyüyecek
RHEA Girişim Sermayesi Yönetim Kurulu Başkanı Onur Takmak, 2011'in kendileri için büyüme yılı olacağını daha büyük satın alma, stratejik ve finansal ortaklıklar yapmak istediklerini söyledi. Takmak, "2011'de teknoloji ve yeni medya konusunda mutlaka bir şeyler yapmak istiyoruz. İnternet olabilir, online alışveriş olabilir" dedi. Takmak, İDO özelleştirmesine katılmayı değerlendirebileceklerini de sözlerine ekledi.

'Yurtdışına tecrübe ihraç ediyoruz'
RÖNESANS İnşaat, Halep'te 180 milyon dolarlık yatırımla içinde alışveriş merkezi, 3, 4 ve 5 yıldızlı otel, ofis ve sinemanın yer alacağı karma bir proje gerçekleştirecek. Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, "Taj Halab'' adını taşıyan projenin Türkiye'nin Suriye'de yaptığı ilk yatırımlardan biri olduğuna dikkat çeken Ilıcak, projenin, 2012 sonunda tamamlanıp Halep halkının kullanımına açılacağını anlattı.

SABAH 21/01/2011
İhracatta komisyonlar düştü, kur riski azalıyor

İhracatçı, en fazla şikâyet ettiği döviz kurundaki dalgalanmalara karşı güvenceye alınıyor. Halkbank ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) arasında imzalanan protokol ile ihracatçı firmalar ileri bir tarihte tahsili yapılacak döviz alacaklarının vadesi, miktarı ve fiyatını bugünden belirleyerek sözleşme altına alabilecek. Firmaların Halkbank nezdinde yaptıkları forward işlemleri Banka Sigorta Muameleleri Vergisi'nden (BSMV) muaf olacak.
İhracatçıların en fazla yakındıkları dalgalı döviz kuruna çözüm bulundu. Küresel kriz öncesi 130 milyar doları aşan ihracatta 2011 yılı hedefi 127 milyar dolar. 2010'da 1,40-1,60 arasında seyreden dolar/TL paritesinin ihracatçıya yüzde 15'e yakın kayıp yaşattığı belirtildi. Bu dönemde kurdan şikâyet eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), çareyi kuru sabitlemekte buldu. Birçok finans kurumuyla görüşen İhracatçılar Meclisi, Halkbank ile ihracatçı firmaları döviz kurundaki dalgalanmalara karşı hedge etmek (riski azaltmak) amacıyla protokol imzaladı. İmza töreninde konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Üyelerimizin yüzde 80'i kurdan şikâyetçi. Bu, döviz kurlarındaki oynaklığa (volatilite) bir tedbirdir. Eximbank ve Vadeli İşlemeler Borsası gibi birçok kurum ile de görüşüyoruz. Ancak en hızlı ve proaktif olan Halkbank oldu. İnşallah diğer kurumlar da bundan vazife çıkarır." dedi. Büyükekşi, forward işlemlerle üyelerinin kur dalgalanmalarını takip etmeye harcadıkları mesaiyi üretim, pazarlama gibi faaliyetlere ayıracağını belirtti.
Büyükekşi'nin açıkladığı ihracatçı eğilim anketi sonuçlarına göre, ihracatçıların yüzde 57'si döviz riskini hedge için bir enstrüman kullanmıyor. Bu oran ilk 500'de yer alan firmalarda yüzde 50 iken ikinci 500'deki firmalarda yüzde 56 olarak gerçekleşiyor. Daha küçük firmalarda ise bu oran yüzde 63'e çıkıyor. Büyük firmalar daha fazla oranda döviz riskini güvence altına alıyor. Forward yüzde 23 oranla en fazla kullanılan enstrüman. Vadeli işlemler yüzde 18, opsiyonlar yüzde 8, swaplar ise yüzde 1 oranında kullanılıyor. İthalatı olduğu için araç kullanmayanların oranı yüzde 37. Bilgisi olmadığı için kullanmayanların oranı yüzde 23, araçların pahalı olmasından dolayı kullanamayanların oranı yüzde 20, kredi limiti yetersizliğinden dolayı kullanamayanların oranı yüzde 9. Birlik Başkanı, bu protokolün 2 dönem sonra anket sonuçlarına yansıyacağını da ifade etti. Mehmet Büyükekşi, "Forward işlemlerde başlangıç teminat oranı, ihracata bağlı işlemlerde yüzde 5 olacak. İhracata bağlı olmayan diğer işlemlerde ise bu oran yüzde 10 olacak. Sürdürme teminat oranı da gayet makul olacak. İhracata bağlı olarak yapılan forward işlemlerinde sürdürme teminatı oranı yüzde 1, ihracata bağlı olmayan forward işlemlerinde sürdürme teminatı yüzde 5 olacak." diye konuştu.
'DOLARIN 2 LİRAYA ÇIKMASINI İSTEMEYİZ'
Türk firmaları ihracatlarının yüzde 43'ünü dolar, yüzde 45'ini ise Euro ile yapıyor. Diğer para birimleriyle iş yapanların oranı ise yüzde 12. Kurun yükselmesinin ihracatçıya yaramasına rağmen bunu istemediklerinin altını çizen Mehmet Büyükekşi, "Biz dolar 1,80-2,00 lira olsun, daha fazla satalım demiyoruz. Bu gemide hep beraber olduğumuzu biliyoruz. Makro dengelerin bozulmasını istemeyiz." dedi. Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise TİM üyelerine forward işlemini piyasadaki en uygun teminat oranıyla yapma fırsatı sunduklarını belirtti. Aydın, "Aslında bu işlemi her banka yapıyor. Biz iş sürecini müşteri lehine ayrıştırdık. Burada masrafları teminat ve komisyonlar oluşturuyor. İhracata bağlı işlemlerde başlangıç teminatını yüzde 15'ten yüzde 5'e indirdik. İhracatçı firmaların bankamız nezdinde yaptıkları forward işlemleri de BSMV'den muaf olacak." şeklinde konuştu. Banka, sürdürme teminatlarını da yüzde 1'e indirdi. 1 yıla kadar da fiyatlama yapıyor. Eskiden sıkı davranmayı tercih ettiklerini aktaran Aydın, artık risk iştahlarını yeniden tarif ederek komisyonlardan feragat ettiklerini ifade etti.
ZAMAN 21/01/2010
Ortadoğu ve Avrupa'nın alçısı Diyarbakır'dan gidecek

Dış politikada uygulanan 'komşularla sıfır problem' politikası ve bölgeye yapılan özel teşvikler Güneydoğu'daki ekonomik hayatı canlandırıyor. Şanlıurfa ve Mardin'e yapılan yatırımların ardından Diyarbakır'a da Avrupa'nın en büyük entegre kalsit, alçı, alçıpan ve profil fabrikası kuruldu. Karavil Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Karavil, "Ürünlerimizi hem Ortadoğu'ya hem de Avrupa'ya ihraç edeceğiz." dedi.
Siyasi tartışmaların ortasındaki Diyarbakır, artık ekonomi konuşuyor. Vizelerin kalkmasıyla birlikte Suriye'ye gidiş-gelişlerdeki rekor artışlarla Gaziantep'in ardından, Şanlıurfa ve Mardin'in komşu ülkelere ihracatı hızlandı. Bu hareketliliğe Diyarbakır da katıldı. Şehre bugüne kadarki en büyük sanayi yatırımını yapan Karavil Grup, Avrupa'nın en büyük entegre kalsit, alçı, alçıpan ve profil fabrikasında üretime başladı.
Organize sanayi bölgesinde (OSB) 125 bin metrekare alan üzerine inşa edilen tesis, 25 milyon Euro'ya mal oldu. Karlis Yapı Entegre Tesisi, 3 ayrı bölümden oluşuyor; alçı fabrikası, alçıpan, yapı kimyasalları ve kalsit üretimi. Yıl sonunda devreye girmesi planlanan profil fabrikası da, zincirin son halkasını oluşturacak. Karavil Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Karavil, yan sektörleriyle birlikte ilk etapta 1.000 kişiye istihdam alanı oluşturacaklarını kaydetti. Güneydoğu'da mobilya sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan Karavil Grup, 228 milyon dolarlık teklifle Dicle Elektrik Dağıtım AŞ'ye (DEDAŞ) talip olmuştu.
Dünyanın 5. büyük tesisini kurduklarını vurgulayan Karavil Grup Yönetim Kurulu Başkanı, alçı fabrikasının günlük bin 200 tonluk üretim kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Irak, Azerbaycan, Kıbrıs, Hollanda, İsveç ve İspanya'ya bayilik verdiklerini anlatan Karavil, "Avrupa Birliği ülkelerine İsveç'ten dağıtılacak. İran'da alçıya değil, plakaya çok ihtiyaç var. Şu anda ne kadar üreteceğimiz, kime ne kadar mal vereceğimiz belli. Tesislerimiz Diyarbakır'da ekonomiye canlılık getirecek. Günde en az 300 kamyon çalışacak. 150 kamyon tesislere girecek, 150 kamyon çıkacak. Bu, büyük istihdam kapısı olacak. Bayilerin kamyon satışları şimdiden arttı." dedi. Güneydoğu'nun stratejik bir konuma sahip olduğunun altını çizen Abdülkadir Karavil, gıdadan enerjiye, tekstilden inşaata kadar hemen her alanda gelişmeye açık olan İran, Irak, Azerbaycan ve Suriye'nin çat kapı gidilebilecek mesafede olduğunu kaydetti. Üniversiteyi şehir dışında okuyan ikinci kuşak gençler, Diyarbakır'da çalışmayı tercih etmiş. Şirket bünyesinde, patronlar dâhil herkes maaşlı çalışıyor. Abdülkadir Karavil, uyguladıkları sistemi şöyle anlatıyor: "Oğlum Serdar, 'baba burada çalışmak istiyorum' dedi. Belki büyük firmalar kadar para veremeyeceğiz. Bizde kurallar herkes için geçerli. Ben dâhil herkes maaşlı. Verilen hedefi yakalarsa maaşı da yükselir. Yönetim kurulu başkanı olarak benim de performansım ölçülüyor. Hedeflere ne kadar yaklaşırsam aldığım maaş o kadar artıyor."
Altyapı sorunlarının giderilmesi halinde Diyarbakır'da sanayinin hızla gelişeceğini dile getiren Karavil, "OSB'ye doğalgaz gelirse rekabet gücümüz artacak. Çevre yolumuz yok. Şehrin içine girip tekrar çıkıyoruz. Buradan İskenderun'a tren olsa rahatlıkta malımızı limana göndereceğiz. Kamyonla göndermek büyük bir maliyet getiriyor. Bu 3 şey dışında başka bir şey istemiyoruz." şeklinde konuştu.
ZAMAN 21/01/2010
Karadeniz ve Doğu'da yeni istasyonlar açacak

BP Türkiye Dış İlişkiler Direktörü Murat Lecompte, Türkiye'de Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi, daha önce fazla istasyonları olmayan bazı bölgelere girmeyi planladıklarını söyledi.
Lecompte, dün bir gazetede kendisine atfen verilen haberdeki bilgilerin doğruyu yansıtmadığını belirterek, 2010 yılındaki cirolarının toplanan ÖTV ve KDV ile 6 milyar lira düzeyinde gerçekleştiğini açıkladı. Gazetedeki haberde ise geçen yıl BP Türkiye'nin cirosu 60 milyar dolar olarak yer almıştı. Lecompte, haberde yer alan, 'bu yıl Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerine en az 30 istasyon daha kuracaklarına' yönelik ifadelerin de doğru olmadığını, söz konusu rakamın geçen yıl açılan istasyon sayısına karşılık geldiğini ifade etti.
ZAMAN 21/01/2010
Tanzanya'dan TOKİ'ye 12 milyar dolarlık yatırım daveti

Doğu Afrika'nın Hint Okyanusu kıyısındaki ülkelerinden Tanzanya, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile işbirliğine gitmek istiyor. Türkiye'de bulunan Tanzanya Ulusal Konut Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Kesogukewele Msita, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüştü. Başkanlığın Tanzanya'da konut yapmasını istedi.
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ise teklife sıcak baktıklarını belirterek, hükümetin onayı ve talimatıyla böyle bir işbirliğinin söz konusu olabileceğini dile getirdi.
TOKİ Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre; Tanzanya Ulusal Konut Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Kesogukewele Msita ve beraberindeki heyet Türkiye'de yürütülen toplu konut çalışmalarını yerinde görmek için TOKİ'yi ziyaret etti.
Tanzanya'da 12 milyar dolarlık konut pazarı olduğunu açıklayan Kesogukewele Msita, özellikle TOKİ'nin ülkelerinde konut yapmasını istediklerini kaydetti. Gezdikleri TOKİ projelerinden çok etkilendiklerini aktaran Msita "Siz bu işi başardığınız için ülkemizde konut yapmanızı istiyoruz. Biz de kendi ülkemizde TOKİ benzeri bir kuruluş oluşturduk. TOKİ'nin potansiyelini bildiğimiz, TOKİ bizden çok ilerde olduğu için projelerinizi görmeye geldik. Amacımız TOKİ'nin yaptığını ülkemizde uygulamak, tecrübelerinizden yararlanmak. Tanzanya'daki yatırımlarınızın başarılı olması için her türlü desteğe hazırız." dedi.
Yatırımları hakkında bilgi veren Erdoğan Bayraktar ise TOKİ'nin devlet disiplini ve özel sektör pratikliği içerisinde çalıştığının altını çizerken, insanların bu yüzden kendilerine güven duyduğunu dile ifade etti. Yapılan yatırımlarda merkezi bütçeden pay almadıklarını aktaran Bayraktar, "TOKİ kendi finansmanını kendisi üretiyor." dedi. Öncelikli görevlerinin Türkiye'deki konut açığını gidermek olduğunu aktaran Bayraktar, Tanzanya'ya uzmanlardan oluşan bir heyet göndererek hangi alanlarda işbirliğine gidilebileceğini araştıracaklarını söyledi.
Tanzanya Ulusal Konut Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Kesogukewele Msita ve beraberindeki heyet, yarın İstanbul'a giderek buradaki TOKİ projelerinde incelemelerde bulunacak.
ZAMAN 21/01/2010


Rönesans'tan Halep'e dev yatırım

Şam'da düzenlenen törenle Suriye'nin en büyük karma projesinin inşaat sözleşmesine imza atıldı.
ANKARA - Rönesans İnşaat, Halep'te 180 milyon dolarlık yatırımla içinde alışveriş merkezi, 3, 4 ve 5 yıldızlı otel, ofis ve sinemanın yer alacağı karma bir proje gerçekleştirecek.
Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, Cham Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nabil Al-Kuzbari Kuzbari ile dün Şam'da düzenlenen törenle Suriye'nin en büyük karma projesinin inşaat sözleşmesine imza attı.
Projenin içinde büyük bir alışveriş merkezi, 3, 4 ve 5 yıldızlı üç adet otelle birlikte büyük bir konferans merkezi ve eğlence merkezinin bulunduğunu ifade eden Erman Ilıcak, "Türkiye bu konularda çok büyük bir tecrübe kazandı. Artık komşu ülkelere bu tecrübeyi ihraç etmeye başladık. Bu proje de bu ihracatın en büyük örneklerinden biri olacak" diye konuştu.
Ilıcak, projenin toplam maliyetinin 180 milyon dolarla 200 milyon dolar arasında olacağını kaydederek, müteahhitliğini üstlendikleri projenin yüzde 30'una da sahip olacaklarını dile getirdi.
"Taj Halab" projesinin Türkiye'nin Suriye'de yaptığı ilk yatırımlardan biri olduğuna dikkat çeken Ilıcak, projenin, 2012 yılının sonunda tamamlanıp Halep halkının kullanımına açılacağını anlattı.
Taj Halab projesi
Halep'te Cham Holding kuruluşu Bena Properties işbirliğiyle gerçekleştirilecek "Taj Halab" projesinde, 4 turizm tesisi olacak.
140 oda, 10 suitten oluşacak 4 yıldızlı bir Nova otel, 130 odalı 3 yıldızlı bir İbis otelin yanı sıra 5 yıldızlı 30 odalı bir butik otelin inşa edilmesi planlanıyor.
Halep Valiliği'nin verdiği bir yap-işlet-devret projesi olan "Taj Halab"da bulunacak tarihi 4-5 binada ise 2 bin 500 metrekarelik restoran ile 2 bin 500 metrekare alanda ofis yer alacak.
Yaklaşık 180 milyon dolara mal olacak ve Türkiye'ye giden anayolun üzerinde inşa edilecek proje, Halep Üniversitesi yakınında, uluslararası Halep Havalimanına yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta ve Halep'in en stratejik bölgesinde yer alacak.
Toplam 300 dönümde 180 bin metrekare inşaat alanı üzerinde yapılacak karma projede, 60 bin metrekare kiralanabilir alanı olan AVM bulunacak.
Projenin 24 ayda tamamlanması planlanıyor.
DÜNYA 20/01/2010

OPET kar marjını düşürüyor

OPET, kar marjını 40 kuruştan 35 kuruş seviyesine indireceğini açıkladı.
İSTANBUL - OPET, 1 Şubat 2011 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde kar marjını 40 kuruştan 35 kuruş seviyesine indireceğini açıkladı.
OPET tarafından yapılan açıklamada, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 15 Aralık 2010 tarihli kararı gereğince akaryakıt satışlarındaki promosyon uygulamalarının 31 Ocak 2011 tarihi itibariyle sona erdiği belirtilerek, OPET'in, promosyon kampanyaları ile müşterilerine sağladığı faydayı fiyata yansıtarak devam ettirme kararı aldığı bildirildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu karar doğrultusunda OPET ve OPET bayilerinin toplam kar marjının yüzde 10'una karşılık gelen promosyon maliyetleri ile ilgili tutar, 1 Şubat 2011 itibariyle bayilere bildirilen pompa fiyatına indirim olarak yansıtılacaktır.
Ülkemizdeki mevcut akaryakıt fiyat oluşumuna göre, pompa fiyatında yalnızca yüzde 10'luk bir pay tutan şirket bayi dağıtım marjı, halihazırda litrede 40 kuruş civarında seyretmektedir. OPET, 1 Şubat tarihinden itibaren geçerli olacak indirimle kar marjını ülke çapında 35 kuruş seviyesine çekeceğini açıkladı."
DÜNYA 20/01/2010
Agora Turizm, fuarcılıkta ilk yılını 750 bin Euro ciroyla kapattı
MMI’ın Türkiye temsilciliğini alarak fuar organizasyonlarını şirketin merkezi faaliyeti haline getirdiklerini açıklayan Tolga Özkarakaş, “2010 yılında hedeflerimizin üzerine çıktığımız bir yıl oldu. Fuarcılık faaliyetlerinden doğan ciromuz yaklaşık 750 Euro olarak gerçekleşti” dedi.
Münih Uluslararası Fuarcılık’ın (MMI) Türkiye temsilciliğini 2009 yılında alan Agora Turizm, geçtiğimiz yıl 27 fuar organizasyonuna imza attı. Agora Turizm Yönetici ortağı Tolga Özkarakaş, seyahat alanı dışında 2010’un fuar organizasyonunda ilk yılları olduğunu söyleyerek, planlamalarının üzerine çıktıkları bir yıl geçirdiklerini ifade etti. Portföylerinde 50’den fazla fuar bulunduğunu açıklayan Özkarakaş, bunlardan 27 tanesine organizasyon düzenlediklerini aktardı. Genel olarak tamamında katılımcı ve ziyaretçi sayılarında ciddi artışlar sağladıklarına dikkat çeken Özkarakaş, “Bunun nedenlerinden bir tanesi Agora Turizm olarak katılımcı ve ziyaretçilerimize cazip seyahat paketleri sunabilmemizdir. Genel olarak sektöre bakıldığında ekonomik krize paralel olarak fuarların tüm dünyada önem kazandığını ve şirketlerin artık daha erken fuar planlamalarını ve bütçelemelerini ayarladıkları görülüyor. 2010 yılında Agora Turizm olarak fuarcılık faaliyetlerinden doğan ciromuz yaklaşık 750 Euro olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.
1996 yılında A grubu seyahat acentesi olarak kurulan Agora Turizm’in 1998’den itibaren çeşitli uluslararası fuarlara seyahat organizasyonları düzenlemeye başladığını hatırlatan Özkarakaş, “Özellikle Çin, Almanya ve İtalya’da çok sayıda fuara beş senelik bir dönem içinde ciddi organizasyonlar gerçekleştirdik. Sektördeki şirket sayısı hızla artınca ve rekabet koşulları anlamsız bir hal almaya başlayınca şirketimiz profesyonel toplantı organizasyonlarına ağırlık vermeye ve yurtdışından kurumsal müşterilere Türkiye genelinde hizmet vermeye başladı. Bir ilan üzerine başvurduğumuz MMI’ın temsilciliğini Temmuz 2009 tarihinde almamız ile beraber yeniden yapılanmaya gittik ve fuar temsilciliğini şirketimizin merkezi faaliyet alanı haline getirdik” bilgisini verdi.
“Logitrans, Türkiye’de fuar organizasyonu yapma hedefimizin ilk meyvesi olacak”
2011 yılında yaklaşık 25 adet fuarın satışını yapacaklarını kaydeden Özkarakaş, 2010 yılına göre bu yıl katılımcılarda yüzde 50, ziyaretçilerde ise yüzde 20 artış hedeflediklerini anlattı. Aralık ayında uluslararası transport ve lojistik fuarı Logitrans’ı Eko Fuarcılık işbirliğiyle gerçekleştireceklerini duyuran Tolga Özkarakaş, “Logitrans, bizim Türkiye’de fuar organizasyonu yapma hedefimizin ilk meyvesi olacak. Bizim ve MMI açısından bu fuarın bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz. Önümüzdeki dönemde başka stratejik alanlarda da işbirlikleri yapma arzusundayız. Orta ve uzun vadede hedefimiz, Türkiye’de uluslararası öneme ve standartlara sahip beş veya altı fuar düzenleyebilmek” dedi.
Yapı ve inşaat malzemeleri, iş makineleri, gayrimenkul, enerji, lojistik, çevre teknolojileri, kuyumculuk, tekstil ve elektronik sektörlerine yönelik fuarları organize ettiklerini anlatan Özkarakaş, önümüzdeki dönemde başka stratejik alanlarda da işbirlikleri yapmak istediklerini belirtti. Türkiye’de uluslararası diye nitelendirilebilecek çok sayıda fuar zaten olduğunu vurgulayan Özkarakaş, şöyle konuştu: “Bunların büyük kısmı yabancı desteğiyle gerçekleşse bile mevcut durum açısından umut verici. Ayrıca konum itibariyle Türkiye fuarcılık açısından doyuma ulaşmış olan Avrupa pazarı ile hızla gelişmekte olan Çin ve Hindistan pazarının ortasında yer alan konumu ile şanslı durumda. Ortadoğu’nun fuarcılık açısından en önemli merkezi Türkiye’dir. Türkiye’nin yurtiçi fuarların dışında hızla bölgede büyüyeceğine de inanıyoruz.”
“10 yıllık dönemde Türkiye’de sektör katlanarak büyüyecek kapasiteye sahip”
Türkiye’de fuarcılık sektörünün yurtiçi büyüklüğünün salt fuar organizasyonu açısından yaklaşık 170-180 milyon Euro civarında olduğunun tahmin edildiğini dile getiren Özkarakaş, bunun dışında sağlanan katma değerin de bu oranın 8-10 misli olduğunun tahmin edildiğini belirtti. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde Türkiye’nin katlanarak büyüyecek kapasiteye sahip olduğuna vurgu yapan Özkarakaş, “Firmalar daha uzun vadeli planlamalar yapmaya başladığında sektör için de ciddi fırsatların doğacağı inancındayız” dedi.
“Farklı stratejik alanlarda da işbirlikleri yapmak istiyoruz”
Yapı ve inşaat malzemeleri, iş makineleri, gayrimenkul, enerji, lojistik, çevre teknolojileri, kuyumculuk, tekstil ve elektronik sektörlerine yönelik fuarları organize ettiklerini anlatan Özkarakaş, önümüzdeki dönemde başka stratejik alanlarda da işbirlikleri yapmak istediklerini belirtti. Türkiye’de uluslararası diye nitelendirilebilecek çok sayıda fuarın zaten olduğunu vurgulayan Özkarakaş, “Bunların büyük kısmı yabancı desteğiyle gerçekleşse bile mevcut durum açısından umut verici” yorumunu yaptı.
DÜNYA 20/01/2010
İdeal Explosives, havai fişekte üretici olmaya hazırlanıyor
Av fişeği üretiminin ardından, sivil patlayıcı ünitesi kapsamında anfo üretim tesisini de devreye aldıklarını belirten firma sahibi Cemil Eryürek, Çinli ‘Dancing’ firması ile havai fişek üretiminde teknolojik işbirliği yaptıklarını ve üretime hazırlandıklarını söyledi.
Üretim için gün sayıyor
Havai fişek üretiminde 2011’e odaklandıklarını kaydeden Cemil Eryürek, “Üretim tesisimizi devreye almak için gün sayıyoruz. Lisanslarımızı aldık, üretim izinlerimizi tamamladık. Çinli Dancing firması üretimde yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarını bize aktarmakla yükümlü” dedi.
Av fişeği üretiminin ardından, sivil patlayıcı ünitesi kapsamında anfo üretim tesisini de devreye alarak faaliyet alanını genişleten İdeal Explosives, ‘patlayıcı’ olma özelliğiyle diğer ürün gruplarıyla ortak özellik gösteren havai fişekte de üretici olmaya hazırlanıyor.
Kurucu Haşim Eryürek tarafından sektöre tüfek tamirciliği ile adım attıklarını belirten firma sahibi Elektrik Mühendisi Cemil Eryürek, “Bugün Çinli ‘Dancing’ firması ile havai fişek üretiminde teknolojik işbirliği yapmanın yanı sıra av fişeğinde olduğu gibi sivil patlayıcıda da Avrupa’nın en büyük markası Maxam ile ortaklığımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz bu alanda önce Türkiye, sonra da dünya markası olmak. Maxam’la olan işbirliğimiz çerçevesinde sivil patlayıcıda baraj inşaatları ve madenlere hitap etmeye başladık. Ürün yelpazemizi 2011’de daha da genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
Osmaniye’ye bağlı Cevdetiye Kasabası’nda, 600 dönüm üzerine kurulu, 7 bin metrekare kapalı alandan oluşan üretim tesisinde av fişeği ürettiklerini ve kısa süre önce sivil patlayıcı ünitesi kapsamında anfo üretim tesisini devreye aldıklarını söyleyen Eryürek, havai fişek üretiminin başlamasıyla birlikte çok farklı bir ihtisas alanına yönelmiş olacaklarını kaydetti. Bu alanda Çinlilerle teknolojik işbirliği yapacaklarını ve havai fişek üretiminde 2011’e odaklandıklarını kaydeden Eryürek, şunları söyledi: “Üretim tesisimizi devreye almak için gün sayıyoruz. Lisanslarımızı aldık, üretim izinlerimizi tamamladık. Çinli Dancing firması; havai fişek üretiminde yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarını, gelişen teknolojiyi bize aktarmakla yükümlü. Bu alanda Türkiye’de sadece bir firma var, biz de ikinci olmaya hazırlanıyoruz. Hedefimiz ağırlıklı olarak yurtdışına çalışmak. Bulgaristan, Romanya, Rusya gibi tüketim merkezi olarak gördüğümüz birçok ülke hedef pazarlarımızı oluşturuyor. Yapacağımız yeni yatırımla birlikte istihdamda da artış yakalayacağız. Şu an fabrikamızda çalışan 50 kişilik ekibi, 200 kişiye çıkarmayı planlıyoruz.” Sektöre, av tüfekleri tamiri ve orak makineleri parçaları üretimiyle adım attıklarını belirten Cemil Eryürek, ilk yıllarda tüfek tamirciliğinin yanında; ağızdan dolma tüfekler, ağızdan dolma pistolların nakışlarla bezenerek müşterilerin sunumuna hazırlandığını dile getirdi. Eryürek, şöyle devam etti: “1980’de Türkiye’de ilk resmi havalı tek saçma ve tek kurşun üreticisi olma yolunda adım attık. 1984 yılında patlayıcı madde deposu inşa ederek Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) Güney ve Güneydoğu anlaşmalı bayi olarak, önce bölgemize sonra tüm Türkiye’ye hizmet vermeye başladık. Faaliyet alanlarımızı 1990’lı yıllardan sonra, sektörde ithalatın açılması ile birlikte genişletmeye devam ettik. Saga dolu av fişekleri, Gamo havalı spor tüfekleri Türkiye Exlusive Distribütörü olarak çalışmalarımızı devam ettirirken, ihracat konusunda da gelişmeler yaşadık. Havalı saçmalarımız, kurşun başta olmak üzere birçok ürünü ihraç ettik. Havai fişek sektörüne de adım attık. Bu alanda üretime hazırlanıyoruz ancak onun öncesinde ithal ve yerli ürünlerin toptan ve perakende satışı ile birlikte, profesyonel havai fişek gösterileri düzenliyor ve talep eden firmalara yetki belgeli profesyonel elemanlarımızla destek veriyoruz.”
“2010 yılını yüzde 70 büyümeyle tamamladık”
Av fişeği üretiminde, Avrupa’nın en büyük üreticisi olan Maxam ile partner olduklarını hatırlatan Cemil Eryürek, bu alanda yurtdışı pazarında ABD ve Türki cumhuriyetlerin en önemli hedef pazarları arasında yer aldığı bilgisini verdi. Av fişeğinin majör ürün grupları olduğunu ifade eden Eryürek, “Şu an sektörde, bu alanda üretim yapan beş firma bulunuyor. Biz de bu firmalar içinde önemli bir paya sahibiz. Firmamız geçen yıla oranla yüzde 70 civarında büyüme sağladı” dedi. Eryürek, “Maxam Grup’la yüzde 50 ortaklık kurarak, kısa süre önce İdexsa adında bir firma oluşturduk. Osmaniye’deki tesislerimizde üretim yapıyoruz. Onlar bize hammadde, yarı mamul ile üretim tekniği desteği veriyor. Biz de ürettiğimiz malzemenin iç pazarda satışını gerçekleştiriyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de kaliteli ürünler üretmek ve kapasitede en iyisi olmak. Toplam pazarda yüzde 30’luk pay hedefliyoruz” ifadesini kullandı.
Ürünlerinin sportif faaliyetler alanında da kullanıldığına değinen Cemil Eryürek, av ve atıcılık, balıkçılık, dağcılık ve doğa sporları tutkunlarına da hitap ettiklerini dile getirdi. Atış sporunun geliştirilmesi adına, Türkiye’de bölgedeki bir genç sporcunun sponsorluğunu üstlendiklerini sözlerine ekleyen Eryürek, “Sporcumuz, Türk milli takımında yer alıyor ve onunla birlikte bu alanda önümüzdeki beş yıl içinde dünya şampiyonluğu hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
DÜNYA 20/01/2010
Kırbıyık, Amerika’ya ihracat hedefliyor
DENİZLİ - Kırbıyık Kuruyemiş Genel Koordinatörü Ali Tefenlili, 2010 yılında 1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren firmalarının, 2011 yılında Amerika’yı hedef pazar olarak belirlediğini açıkladı.
Üretimlerinin yüzde 35’ini Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihraç ettiklerine dikkat çeken Tefenlili, leblebi üretim kapasitelerini de 2011’de 3 bin 500 tona çıkaracaklarını vurguladı. “Ürün yelpazemize yeni bir ürün olarak keçiboynuzunu da ekledik” diyen Tefenlili 1962 yılından bu yana kuruyemiş sektöründe faaliyet gösteren firmalarının ürün çeşitliliğine önem verdiğinin altını çizdi. Tefenlili, “Şu anda ürün yelpazemiz leblebi, beyaz leblebi, sarı leblebi, leblebi unu, şekerli leblebi, cipsy leblebi, cipsy fıstık, çikolatalı leblebi, soslu mısır, mısır gevreği ve iğdeden oluşuyor” diye konuştu.
Ürün yelpazelerine kattıkları keçi boynuzunu hijyenik bir şekilde işleyip, ambalajlayarak, sattıklarını dile getiren Tefenlili, bu konuda iddialı olduklarını vurguladı. Bu yıl içinde ayrıca tüm kuruyemiş çeşitlerinin üretimini yapmayı planladıklarını aktaran Tefenlili, bununla ilgili makine ve ekipmanlarını hazırladıklarını, yeni ürünlere başladıktan sonra üretim ve istihdamlarında yüzde 20 gibi bir oranda artış olacağını kaydetti. Firmalarının ürünlerini Kırbıyık markası ile 5,10 ve 20 kilogramlık ambalajlar içinde tüketiciye ulaştırdığını anlatan Tefenlili, “Tam kapasiteyle çalışıyoruz ve yıllık üretim kapasitemiz toplamda 2 bin 500 ton. 2011 yıllında leblebi üretiminde kapasite hedefimiz 3 bin 500 tona ulaşmak. Keçi boynuzunda ise 500 tonluk üretim hedefimiz bulunuyor. Şu anda 4 bin 500 metrekare kapalı olmak üzere toplam 10 bin metrekare alan üzerine kurulu tesisimizde 22 kişiye istihdam sağlıyoruz. Ayrıca ISO ve HACCP belgelerini almak için çalışmalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu.
DÜNYA 20/01/2010
Kuveyt Türk, rubleyle de işlem yapacak

Kuveyt Türk, yakın tarihte işleme aldığı Birleşik Arap Emirlikleri Dirhemi işlemleriyle birlikte, özellikle ticari çevrelerde çok ilgi gören Rus Rublesi üzerinden de işlemlere başladı.
Kuveyt Türk, yakın tarihte işleme aldığı Birleşik Arap Emirlikleri Dirhemi işlemleriyle birlikte, özellikle ticari çevrelerde çok ilgi gören Rus Rublesi üzerinden de işlemlere başladı. Banka, muhabir bankalarla yaptığı özel anlaşmalar çerçevesinde 135 döviz cinsinin transferini sağladığını duyurdu.

TÜRKİYE 20/01/2010
ABD Eximbank’tan BTSO’ya kefilsiz 55 milyonluk kredi

Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO), Amerikan Eximbank ile elektriğine yatırım yapmak üzere kredi anlaşması imzaladı.

Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO), Amerikan Eximbank ile elektriğine yatırım yapmak üzere kredi anlaşması imzaladı. Anlaşmayla sağlanan 55.8 milyon dolarlık krediyle BTSO iştiraki olan BOSEN enerji santralinde 120 megavatlık kapasite artışına gidilecek ve 2011 sonunda tesisin kapasitesi 255 megavata ulaşacak. 2 yıl geri ödemesiz olarak 12 yıl vadeli kredinin protokolü BTSO Başkanı Celal Sönmez ve General Electric (GE) Başkan Yardımcısı Mohammad Kudia tarafından imzalanırken, Sönmez, THY’den sonra ilk defa bir Türk firmasının ABD Eximbank’ından kefilsiz kredi aldığını dile getirdi. Sönmez “Bugün Amerikan hükümeti dahi hazine bonolarında yüzde 3’lerle borçlanıyor. Hiçbir yerli banka kefil olmaksızın bu anlaşmanın yapılması, bize duyulan güveni yansıtıyor” dedi. 1998 yılında kurulan BOSEN’in 75 megawatt ile üretime başladığını ve bugün itibariyle 135 megawatt kapasiteye ulaştıklarını ifade eden Sönmez, yeni yatırımlarla kapasitenin 255 megawata çıkacağını söyledi. Sönmez, “Makinelerin tedariği General
Elektrik’ten (GE) karşılanıyor. Elektrik üretimimiz de yıllık 1 milyar kilowatsaat kapasiteye sahip. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin enerji ihtiyacının tamamını karşılayabildiğimiz gibi, Bursa kentinin de elektriğinin yüzde 15’ini karşılayabiliyoruz” diye konuşu.

TÜRKİYE 20/01/2010

0 yorum:

Yorum Gönder