Günlük Ekonomi Haberleri

İçindekiler Haberin Detayları İçin Lütfen Tıklayınız
AVM kredisine yüzde 50 sınırı 3
Emtia piyasaları düşecek mi? 3
Deniz Hayat'a 10 talip var 4
Sigortada acente banka kavgası 4
Döviz haftaya böyle başladı 6
Boydak’tan Alman Porta ile İstanbul’a dev mağaza 6
Hilton Türkiye’de 16 otel daha işletecek 7
Global Finance’ten Garanti’ye ödül 7
İkinci parti Temsa'lar Amerika yolunda 7
VOB 6 yıl içinde '143 kat' büyüdü 8
Torbalı OSB'de, 5 bin kişiye istihdam müjdesi 9
Üreticileri sevindirecek destek Şubat'ta başlıyor 10
Türkiye'nin 2013 ihracat hedefi 160 milyar dolar 11
Dövizli konut kredisi mağdurları çözüm istiyor 11
Espaş, ayakkabıcılıkta gözünü ihracata dikti 11
“Bonservis, 2011’de yüzde 70 büyümeyi hedefliyor” 12
Polo Club California Türkiye'ye açılacak 12
ATM'den gram altın çekilebilecek 12
3 ayda 200 Countryman sattı yenisi için marta sıra yazdı 14
Merkez kredileri frenleyecek 15
SGK hisseleri de özelleştiriliyor 17
'Mehmet'ler 8 milyar dolarlık krediyi buldu 18
Türkiye, Ford dünyasında üçüncü kez en kârlı ülke oldu 19
Şirketlerin birleşme-devralmasında yeni dönem 19
Eker: Tarım yatırımlarında Ziraat Bankası kredi faizinde indirim uygulanacak 21
Ülker'in toptancı şirketi halka arz başvurusu yaptı 22
Marmarabirlik üreticiye 44 milyon lira ödeyecek 22
SPK, Doğan hakkında suç duyurusunda bulunacak 23
Bank Asya, emeklilik şirketi kurdu 23
Novawood, dünyaya ahşap konut satıyor 23
2023'te Kendi Petrolümüzü Tüketeceğiz 24
İstanbul'daki Sivas hanedanlığı 24
"Yeni yönetmelik güzellik ve SPA sektörünü batırır" 26
Türkiye'de her 100 kişiden sadece 5'i kendi işinin patronu: Bunların yüzde 80'i de ZORLA patron olmuş 27
Topraksız tarımda ilk hasat yapıldı: 5 ton domates 28
Bankalara sanal alem mecburiyeti 29
"Portekiz dış yardımdan kaçınıyor" 30
'Makine sektörünün 2023'teki ihracat hedefi 100 milyar dolar' 30
"Ucuza aldıkları eti pahalı satıyorlar" 32
500'e yakın işadamı Kuveyt'e gidiyor 32
Türkiye Ziraatçılar Derneği uyardı 33
2 milyar dolarlık ‘iş’e aracı oldu ‘Risk gözlüğü bitti’ mesajı verdi 34
Çevre Bakanlığı 750 bin terminatör böcek üretti 10 milyon lirayı kurtardı 35
Tarımda ‘şehir efsanesi’ne karşı 10 milyon e-mail gönderecek 35
Sanayiye çalışan öğretim üyesi yüzde 85 pay alacak 36
Detroit’te büyük gövde gösterisi 36
“Bizde Raconu Kiğılı Keser” 37
Çağlayan: Bu yıl ihracat 127 ithalat 200 milyar dolar olur 39
Fransa ve Almanya Portekiz’i ‘sıkıştırıyor’ 40
Demir-çelik devleri İstanbul’a geliyor 40
Devlet 6.560 memur alıyor 40
En tehlikeli havalimanına Türk talip 41
Dubai'den Bursa'ya sıcak teklif 41
Otomotivde hurda bereketi 41




AVM kredisine yüzde 50 sınırı
Ev alacak vatandaşa konut kredisini evin değerinin yüzde 75'i ile sınırlandıran BDDK ticari işletmelere verilecek kredilere de yüzde 50 sınırı getirdi
Ticari kredilerde kullandırılacak kredinin gayrimenkulün değerinin yüzde 50'sini geçmeyeceğine yönelik hükmün kapsamına hangi alımların girdiği belli oldu. Buna göre fabrika binası, dükkan, alışveriş merkezi (AVM), otel, arsa ve arazi gibi gayrimenkullerin teminat olarak alındığı ticari kredi kullanmak isteyenler, bedelin yarısını kendisi karşılamak zorunda. Bu kapsamda kullanılacak tüm krediler 16 Aralık tarihli kurul kararı kapsamında değerlendirilecek.

BDDK tarafından 30 Aralık 2010 tarihinde alınan karara göre 1 Ocak 2011 tarihinden önce tahsis edilen veya kullandırılan konut teminatlı krediler, kredinin kullandırıldığı bankaca yeniden finanse edilmesi durumunda 16 Aralık 2010 tarihli kurul kararı kapsamında değerlendirilmeyecek. Birden fazla gayrimenkulün teminat olarak alındığı durumlarda kredi tutarının teminat olarak alınan gayrimenkulün değerine oranının hesaplanmasında, toplam teminat değeri dikkate alınacak. Yine bu kapsamda değerleme işlemleri yapacak şirketlerin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarısında mesleki sorumluluk sigortası yaptırması zorunlu.

Bankacılık Üst Kurulu tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada Kurul kararı kapsamında proje aşamasında bulunan konutların teminat olarak alınması suretiyle gerçekleştirilecek kredi kullandırımına dikkat çekilerek, "Kredi tutarının teminat olarak alınan gayrimenkulün değerine oranının hesaplanmasında gayrimenkulün değeri olarak satış fiyatının esas alınmasına 16.12.2010 tarihli ve 3980 sayılı kurul kararının uygulanmasına ilişkin olarak ek süre verilmeyeceğine karar verilmiştir." denildi.

Ticari gayrimenkul alımı amaçlı kullandırılacak ticari kredilerde tutar, teminata konu olacak gayrimenkulün değerinin yüzde 50'sini geçemeyecek. Kredi kullanılacak konut ve ticari gayrimenkullerin değeri, BDDK veya SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerince tespit edilecek.

FİNANSGÜNDEM 10/01/2011
Emtia piyasaları düşecek mi?
2011 yılı genelinde yukarı yönlü hareket etmesi beklenen emtia piyasalarında, kâr satışları bekleniyor
ABD’li haber kanalı CNBC’nin haberine göre, yaklaşık 200 milyar dolar büyüklüğündeki emtia fonları yeni bir dengelenme sürecine girdi.

Özellikle altında büyük hareketlilik görüldüğünü belirten uzmanlar, önümüzdeki günlerde emtia piyasalarında satışların artabileceği görüşünde.

Kâr satışları etkili

Geçen hafta 90 dolar sınırını zorlayan petrol fiyatlarının 80 dolara kadar inebileceği yorumu yapılırken, altının onsunun da 1320 dolar seviyesini yoklayabileceği konuşuluyor. Analistler, emtia piyasalarının 2011 genelinde yükseleceğini ancak bu hafta kâr satışlarının etkisiyle aşağı yönlü bir gidiş beklediklerini kaydetti.

Bunun yanı sıra, petrole olan talebin artışıyla birlikte yakın dönem içinde petrol fiyatının 100 doları geçebileceği yönünde beklentiler de mevcut.

Geçen yıl en çok kazandıran emtialardan biri olan altının fiyatının çok hızlı bir ivme kazanmasa da artacağını kaydeden bazı analistlere göre, Avrupa’daki borç krizi bu yıl da euro’nun değerlenmesine engel olacak ve altının güvenli liman olmasından dolayı değerini artıracak. Altın onsu 1421 dolarla başladığı haftayı, yüzde 3 düşerek 1373 dolarda kapadı.
FİNANSGÜNDEM 10/01/2011
Deniz Hayat'a 10 talip var
Dexia’nın, Denizbank çatısı altındaki sigorta birimi Deniz Hayat ve Emeklilik’in satış süreci devam ediyor
Fransız-Belçika bankası Dexia’nın, Denizbank çatısı altındaki sigorta birimi Deniz Hayat ve Emeklilik’in satış sürecine yaklaşık 10 adayın ilgi gösterdiği ve satışının 200-300 milyon euro arasında değer bulabileceği belirtildi.

Fransız Les Echos gazetesinin konuya yakın iki kaynağa dayandırdığı haberinde, “Allianz dışında sektördeki tüm büyük oyuncular ve birkaç yatırım fonu satış sürecine yönelik ilgi gösterdiğini açıkladı” denildi. Denizbank, yüzde 99.9 pay sahibi olduğu Deniz Emeklilik ve Hayat hisselerinin bir kısmının veya tamamının satışı için Merrill Lynch’i aralık sonunda yetkilendirmişti.

FİNANSGÜNDEM 10/01/2011
Sigortada acente banka kavgası
Acenteler bankaların sigorta satışına karşı çıkarak, Hazine ve şirketler üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor.
SİGORTA şirketleri ile acentelerinin arası bankalar yüzünden açıldı. Krediler ile birlikte hayat, konut, deprem, kasko, trafik sigortası ürünlerini müşteriye sunan, ATM ve internet üzerinden de ferdi kaza sigortası satışı gerçekleştiren bankaların, sigorta pazarındaki payının artması sigorta acentelerini rahatsız etti. Bankaların sigortacılık yapmasını engellemek amacıyla gerek Hazine gerekse de sigorta şirketlerine bu konuda baskı yapmak için bir araya gelen acenteler, bir taraftan aralarında imza topluyor, diğer taraftan de sektörün çatı kuruluşları önüne çelenk bırakarak tepkilerini gösteriyor.

Bankalar Birliği de devrede

Bankaların sigorta satışına aracılık etmesine karşı çıkan acente yetkilileri, herkesin kendi alanında faaliyet göstermesi gerektiğini belirterek, şunları söylüyor: “Yıllardır sigorta acenteliği yapıyoruz ve tek faaliyet alanımız da bu. Biz de o zaman bankacılık yapalım. Sigorta şirketi ile sermaye ilişkisi olan bankalar bu ürünleri satıyor. İlişkisi olmayan sigorta şirketleri de bankalarla anlaşıyor. Bizim alanımız da gittikçe daralıyor.”

Hazine taslak hazırladı

Sigorta şirketleri de acentelerin bu yaklaşımına tepki göstererek, bankalara kısıtlama getirilemeyeceğini, bankalar sayesinde sigortalı sayısının arttığını savunuyor.Hazine Müsteşarlığı ise, sigorta sektöründe başlayan tartışma üzerine bir yönetmelik taslağı hazırlayarak, sigorta sektörünün ve bankaların görüşüne sundu. Ancak Hazine’nin hazırladığı taslakta bankaların sigortacılık yapmasını kısıtlayan bazı maddeler bulunması üzerine taslağa hem Sigorta Şirketleri Birliği hem de Bankalar Birliği itiraz etti.

Dağıtım kanalı sayısı artmalı

AKSİGORTA Genel Müdürü Uğur Gülen: “Sigortacılığın en büyük eksiği sigorta bilincinin düşüklüğü ve prim üretiminin yeterli düzeyde olmaması. Yapılacak her türlü düzenlemenin tek bir amacı olmalıdır, sigorta pazarını büyütmek. Sigortalanma oranının düşük olduğu bir ortamda yapılması gereken, daha çok müşteriye ulaşmak için dağıtım kanalı sayısı ve çeşidini mümkün olduğu kadar arttırmaktır.”

Hazine doğru karar verecektir

YAPI Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu: “Sigortacılık Kanununda kimlerin veya hangi kurumların sigorta aracılığı yapabilecekleri net bir şekilde çizilmiştir. Sigortacılığın gelişmesi, büyümesi ve yaygınlaştı-rılmasında özellikle bankalar önemli bir üretim kaynağı olarak görül-mektedir. Hazine’nin, Sigortacılık Kanunu çerçeve-sinde bu konuyu değerlen-direrek, sektörün dinamik-lerine uyumlu

bir yaklaşım sergileyeceği görüşündeyim.”

Bankalara sınırlama getirilemez

ANADOLU Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su: “Banka sigortacılığına yönelik serbest rekabet ortamını engelleyici tarzda getirilecek düzenlemeler, piyasanın işleyişini olumsuz etkiler, tüketiciye de fayda sağlamaz. Sigortalılara daha fazla seçenek sunmak sektörün gelişimi için olumlu bir adımdır. Bankalar sayesinde sigortacılık, geniş zemine yayılabiliyor. Bu çerçevede acenteler haricindeki kesimlerin, sigorta satışı yapmasının engellenmesi doğru değil.”

Bankalara ihtiyaç var

LIBERTY Sigorta Genel Müdürü Ragıp Yergin: “Bankalar geniş dağıtım ağları sayesinde müşteriye ulaşma ve sigorta ürününü tanıtma konusunda çok önemli bir yere sahip. Sigorta satışı yaparken müşterinin bilgilendirilmesi önemli. Bankaların bu konuya odaklanması gerekiyor. Eğer buna hazır değillerse zorunlu sigortalar, konut, ferdi kaza gibi basit ürünlerle sınırlamak daha doğru olacaktır.”

Sektörü büyütüyorlar

RAY Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu: “Bankaların sigorta satışı yapması, sektörü büyüten, sigorta ürünlerini tüketiciye tanıtan dolayısıyla acentelerin pazarda iş yapmalarını kolaylaştıran bir faaliyettir. Hazine Müsteşarlığı’nın sigorta tabanını genişletici yaklaşımları olduğunu biliyoruz ve bu yaklaşımı destekliyoruz.”

2010 emeklilik olgusunu değiştirdi

EMEKLİLİK Gözetim Merkezi (EGM) Başkanı ve AvivaSa CEO’su Meral Eredenk, bireysel emeklilik sisteminin büyümesini 2010’da da sürdürdüğünü belirterek, son açıklanan 17 Aralık 2010 tarihi verileriyle 2.2 milyon katılımcıya ve 11.8 milyar TL de fon büyüklüğüne ulaşıldığını söyledi. Eredenk, sistemden emekli olanların sayısının ise 2 bin 774’e çıktığını kaydetti. 2010’da katılımcı sayısında yüzde 15, toplam fon tutarında ise yüzde 32 oranında artış olduğunu ifade eden Eredenk, 2010’un rakamsal büyüklüklerin yanı sıra emeklilik olgusunda yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurguladı. Bir yılda sistemin bine yakın yeni emekli verdiğini belirten Eredenk, “Sistemden emekli olan katılımcılarımızın sayısının artmasıyla birlikte güven de arttı. Bireysel emeklilik, hem ulaştığı büyüklük hem de emeklileri ile Türkiye için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir” dedi. Eredenk ekonominin daha güçlü olması için bireysel emeklilik birikimlerinin daha fazla olması gerektiğinin de altını çizerek, “Bireysel emeklilikte biriken fonlar arttıkça ekonomi daha uzun vadeli yatırımlar için güçlü bir pozisyon elde edecektir” dedi.

FİNANSGÜNDEM 10/01/2010
Döviz haftaya böyle başladı
İstanbul serbest piyasada dolar 1,5800, avro 2,0380 liradan haftaya başladı.
Kapalıçarşı'da 1,5720 liradan alınan dolar 1,5800 liradan satılıyor. 2,0270 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,0380 lira olarak belirlendi. Böylece dolar yaklaşık 6 aylık aradan sonra ilk kez 1,5800 lirayı görmüş oldu.
Serbest piyasada cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 1,5710 lira, avronun satış fiyatı ise 2,0370 lira olmuştu.
STAR 10/01/2011
Boydak’tan Alman Porta ile İstanbul’a dev mağaza
Boydak Holding, Almanya’da en büyük mağazalar zincirine sahip firmalarından biri olan Porta ile İstanbul’da dev mobilya mağazası açmaya hazırlanıyor.
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Boydak, 2011 yılında yatırımların devam edeceğini, İstanbul Esenler’de büyük bir mağaza açacaklarını söyledi. Sektörde değişime hazır olmak ve büyümek için yatırımın şart olduğuna işaret eden Boydak, şu bilgileri verdi: “Sektörde Almanya ile ortaklığımız var. Porta ülkesinde mağazalaşma zincirinde 4’üncü sırada. Birlikte İstanbul’da mağaza açacağız. Porta’nın kendi ülkesinde 60’ın üzerinde mağazası var. O mağazalara benzer biri de İstanbul’da hizmet verecek.” Bu arada Esenler’de faaliyete geçecek olan mağazada ev ihtiyaçları olan bütün mobilya ve ev tekstili ürünlerinin tamamı yer alacak. Boydak Holding’in Avrupa’nın çeşitli ülkelerde de 52’yi aşkın mobilya mağazası bulunuyor.
STAR 10/01/2011
Hilton Türkiye’de 16 otel daha işletecek
Türkiye’de 15 otel işleten ünlü Hilton zinciri, 16 yeni otelin işletmesini daha almaya hazırlanıyor
82 ülkede 3 bin 600 otel işleten ABD kökenli Hilton Worldwide, Türkiye’deki otel sayısını artırıyor. Hilton Worldwide Avrupa Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Didier Martin, Türkiye’de yapım aşamasında olan 16 otellerinin olduğuna dikkat çekti. Martin “Türkiye piyasasının bir dizi farklı otelcilik sektöründe heyecan verici fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz ve ülke Hilton Worldwide’ın Avrupa’daki stratejik büyüme pazarlarından birini teşkil ediyor. Önümüzdeki iki yılda Hilton Worldwide, Türkiye’deki otel portföyünü ikiye katlayacak’’ diye konuştu. Temaslarda bulunmak üzere geldiği Konya’da bir açıklama yapan Martin, önümüzdeki 12 ay içinde, stratejik odakta Türkiye, Rusya, İtalya, Almanya, Büyük Britanya gibi bölgelerin yer alacağını belirtti.
AVRUPA’DA BÜYÜYOR
Martin, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan ve Azerbaycan’ın da uluslararası gezginlerin gözünde artan bir cazibesi olduğunu düşündüklerini ve 2011’de bütün bu ülkelerde yeni oteller açaklarını söyledi.
STAR 10/01/2011
Global Finance’ten Garanti’ye ödül
Garanti Bankası, dünyanın önde gelen finans dergilerinden Global Finance tarafından, Türkiye’nin En İyi Dış Ticaret Finansmanı Bankası seçildi.
Dergi, kazanan bankaları sektör analistleri, kurumsal yöneticiler ve teknoloji uzmanlarının görüşlerini alarak belirledi. Ödül kazananlar, Global Finance editörleri tarafından, 71 ülke veya bölgede seçildi. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Tolga Egemen “Aldığımız ödül, uluslararası otoritelerin, dış piyasalardaki uzmanlığımıza ve müşteri ilişkilerindeki gücümüze gösterdiği takdiri bir kez daha ortaya koyuyor” dedi.
STAR 10/01/2011
İkinci parti Temsa'lar Amerika yolunda

Temsa Global Sanayi ve Ticaret A.Ş Üst Yöneticisi (CEO) Tamer Ünlü, Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) 1 yıl önce 70 otobüs ihraç ettiklerini belirterek, 'Bu yıl bir 70 adetlik daha sipariş aldık. Temsa markalı otobüslerimiz ABD'de eyaletler arasında çalışıyor' dedi. Geçtiğimiz günlerde, 20 yıl aradan sonra tekrar Temsa'ya Üst Yönetici (CEO) olarak dönen Ünlü, gazetecilere yaptığı açıklamada, Temsa olarak şu anda 46 ülkeye ihracat yaptıklarını belirtti. Ünlü, Temsa markası ile araçlarını istedikleri her yere gönderebildiklerini dile getirerek, ağırlıklı ihracat pazarlarının Fransa olduğunu, Fransa yollarında 3 bin 500 Temsa otobüsün dolaştığını kaydetti.
İhracat pazarlarında Fransa'nın ardından, İtalya, Almanya, Benelüks ülkeleri ve İngiltere'nin geldiğini ifade eder Ünlü, 'Hatta şu anda otobüslerimizle ABD pazarında bile varız. ABD yollarında 70 adet otobüsümüz Temsa markası ile dolaşıyor. Florida'da bayimiz var. Bu otobüsler eyaletler arasında çalışıyor' dedi.
SİPARİŞ BÜYÜK FİLOLARDAN
Temsa CEO'su Tamer Ünlü, ABD'nin çok büyük bir pazar olduğunu ve deneme mahiyetinde girildiğini belirterek, bu pazardaki riskleri kontrol altına alarak bu pazara girmek istediklerini söyledi. Ünlü, ABD'deki en büyük filo liderinden sipariş aldıklarını ve bu otobüslerin teslimatına bu ay içinde başlayacaklarını kaydetti.
YENİ ŞAFAK 10/01/2011
VOB 6 yıl içinde '143 kat' büyüdü
İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası, asırlık borsalar arasında 25'inci sıraya yerleşti. Artık Ruslar ve Çinliler de VOB'da işlem yapacak
Vadeli işlemlerde Türkiye'nin yüz akı olan ve 6 yıllık süre içinde dünyadaki asırlık borsalar arasında ön sıralarda yer almayı başaran İzmirli Vadeli İşlemler Ve Opsiyon Borsası, 6 yılda gerçekleştirdiği rekor büyüme ile başarı öyküsü yarattı.
Kurulduğu 2005 yılını 3 milyar TL'lik işlem hacmi ile kapatan VOB, bu yılın sonunda 431 milyar TL'lik işlem hacmine ulaşarak 143 kat büyüme başarısı gösterdi. Geçen yıla göre de yüzde 30 büyüme ile, daralan ABD ve Avrupa borsalarına fark atan VOB, bu yıl devreye girecek olan opsiyon sözleşmeleri ile yatırımcı ağını geliştirerek büyümesini sürdürecek. İçlerinde asırlardır hizmet veren dünyadaki 77 borsa içinde de 6 yıl gibi kısa süre içinde 25. sıraya yerleşen VOB, kendisi gibi kriz döneminde büyüyen Asya borsalarından da yatırımcı çekmek için veb sitesinde Korece, Çince ve Rusça dil seçenekleri ile de hizmet verecek.

DEVLER ARASINDA
Türkiye'de VOB'un kuruluşunun sermaye piyasaları için İMKB'den sonra ikinci bir milat olduğunu dile getiren VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, VOB'un 6 yılda hızlı gelişimi ile de dikkat çektiğini söyledi. 6 yıl önce 3 milyar TL olan yıllık işlem hacimlerinin bu yılın sonunda 430 milyar TL'ye ulaşacağını ifade eden Dönmez, 6 yılda 143 kat büyüdüklerini belirtti. 2009'da 334 milyar TL işlem hacmine ulaştıklarını, 2010'da ise yüzde 30 bir büyüme gerçekleştirerek 430 milyar lirayı yakaladıklarını açıklayan Dönmez, "VOB kısa sürede hızlı bir büyüme gerçekleştirdi. Dünyada bugün 77 borsa yer alıyor. Bu borsalar içinde asırlık borsalarda var. Biz 6 yılın sonunda Kore, Çin, Hindistan, New York, Şikago gibi dev borsaların içinde 25. sırada yerimizi aldık. Future borsalar içinde ise 8. sıradayız. VOB bir dünya markası oldu. Bundan sonra da opsiyon işlemleri ile işlem hacmi sıralamasında daha üst noktalara çıkmayı öngörüyoruz" dedi.
Yatırımcı sayılarının 70 bine, aracı kurum sayısının da 100'e yükseldiğine dikkat çeken Dönmez, VOB'un mevcut enstrümanları ile yatırımcının doyuma ulaştığını söyledi. Bu nedenle opsiyon sözleşmelerini 2011 yılının ilk çeyreğinde devreye sokacaklarını belirten Dönmez, lisanslı depoculuğun başlaması ve daha çok firmanın halka arzı ile birlikte işlem hacimlerinin daha da artacağını vurguladı. Kore borsasında future borsa ile opsiyon borsası arasında işlem hacmi bakımından 37 kat fark olduğuna dikkat çeken Dönmez, "VOB'da da opsiyon işlemlerinin başlaması ile işlem hacmimiz katlanacak. İlk yıl yatırımcıların tanıma aşamasında çok fazla bir artış beklemiyorum ama 2012 yılında önemli artışlar olacaktır. Zaten mevcut enstrümanlarla bile İMKB'yi bu yıl Haziran ayından geçtik. Opsiyon sözleşmeleri ile İMKB'nin işlem hacimlerini katlarız" diye konuştu.

ASYA'YA AÇILIYOR
Global krizde en büyük sıçramayı Asya borsalarının yaptığını, Hindistan Borsası'nın yüzde 310, Çin Borsası'nın yüzde 98 ve Rusya Borsası'nın yüzde 40'ın üzerinde artış gösterdiğina işaret eden Dönmez, gelişen Asya Borsalarından da pay almak için veb sitelerinde Korece, Çince ve Rusça dile seçeneklerini de oluşturacaklarını söyledi. Aralık ayında eudo/dolar ve altın/dolar future işlemlerine başladıklarının altını çizen Dönmez, borsalarında İMKB 30 vadeli işlem hacminin çoğunu yerli yatırımcının oluşturduğunu kaydetti. İşlem hacimlerinin yüzde 97'sinin İMKB 30 endeksi olduğunu anlatan Dönmez, bu yüzden yatırım enstrümanlarını genişlettiklerin vurguladı.

Piyasanın stresi alındı
Merkez Bankası'nın faiz düşüşü ile birlikte son günlerdeki doların yükselişini de olumlu olarak gördüklerini belirten İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası Genel Müdürü Çetin AliDönmez, piyasanın stresinin alındığını kaydetti. Doların 1.65 seviyesinde olmasının piyasa için uygun olacağının ifade edildiğini anlatan Dönmez, "Bu gelişmeler piyasada hafif bir deprem yarattı ama büyük bir deprem yaşanmasından iyidir. Yıkıcı etkileri olmaz. TL'nin aşırı değerli olmasının ülke ekonomisi için büyük riskleri var. Doların biraz değerlenmiş olması bütün aktörleri rahatlatan bir etki yapar" dedi.

VOB YILLIK İŞLEM HACİMLERİ
Yıl / İşlem tutarı (milyar TL)
2005 3.029
2006 17.876
2007 118.035
2008 207.962
2009 334.172
2010 431.000
(143 kat arttı işlem hacmi)

VOB 2010 AYLIK İŞLEM HACİMLERİ
Ay / İşlem Tutarı (milyar TL)
Ocak 27
Şubat 36
Mart 33
Nisan 33
Mayıs 44
Haziran 43
Temmuz 34
Ağustos 35
Eylül 29
Ekim 42
Kasım 35
Aralık 33

YENİ ASIR 10/01/2011
Torbalı OSB'de, 5 bin kişiye istihdam müjdesi

Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın bölgemize kazandırdığı organize sanayi bölgesinde altyapının temeli Şubat ayında atılacak. 45 fabrikada 5 bin kişi çalışacak
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) tarafından İzmir'e kazandırılan Torbalı Organize Sanayi Bölgesi'nde (Torbalı OSB) imar planlarının tamamlanmasının ardından, altyapı inşaatlarına baş başlanıyor. 2011 yılı Şubat ayından itibaren başlayacak altyapı çalışmalarının sonucunda bölgede yatırım yapmak isteyen firmalar yıl sonunda temellerini atabilecekler. 45 fabrikanın kurulacağı OSB'de 5 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor.

TEKLİF ALACAĞIZ
İlk olarak 1996 yılında Resmi Gazete'de yayımlanarak yatırım programına alınan Torbalı OSB'de nihayet mutlu sona ulaşılırken, küresel krizin etkilerinin azaldığı bu dönemde bölgeye farklı sektörlerden firmalar yatırım yapacak.
Uzun yıllardır faaliyete alınması için çalışmalar yapılan Torbalı OSB'de imar planlarının tamamlanmasının ardından altyapı yatırımlarına başlayacaklarını dile getiren Torbalı OSB Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Dönmez, altyapı inşaatları için Ocak ayında teklifleri alacaklarını söyledi.

1.5 YILI BULACAK
Bölgede altyapı yatırımlarını aşama aşama yapacaklarını, bu nedenle 2011'de yatırım yapmak isteyen firmaların yıl sonuna kadar fabrika temellerini atabileceklerine işaret eden Dönmez, alt yapı çalışmalarını 1.5 yıl içinde tamamlamayı planladıklarını anlattı.
Torbalı OSB'de 45 tesisin kurulacağını ve 5 bine yakın kişiye istihdam sağlanacağını ifade eden Dönmez, "Bölgemizde bugüne kadar birçok çalışma yapıldı. Artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bölgemizin yüzde 70'i dolu. Bölgemizde her sektörden fabrika kurulacak.
Toplam alanımız 67 hektar. Torbalı Kabacakırı Mevkii'nde ve Yeniköy-Ahmetli Köyü Karayolu'na cepheli olan bölgemiz, ilçe merkezine 6 km, İzmir'e ise 50 km. mesafede. Demiryoluna 4 kilometre uzaklıkta olan bölgemiz İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na ise sadece 30 kilometre. Altyapı konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Otoyola ve demiryoluna da çok yakınız. İzmir'e bu kadar yakınlıkta olan ve bu kadar çok avantajı bünyesinde barındıran bölgemize yeni yatırımcıların da ilgi göstereceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
İzmir-Aydın otoyolunun yapımı sırasında şantiye sahası olarak kullanılan bölgenin yanında 100 hektarlık bir alanın da bulunduğunu dile getiren Dönmez, bu alanı da genişleme sahası olarak değerlendirmek istediklerini kaydetti. Bu konuda Karayolları Genel Müdürlüğü'ne başvuru yaptıklarını ifade eden Dönmez, bu alanında organize sanayi bölgesine kazandırılması ile 50'nin üzerinde yeni fabrika daha kurma şanslarının olacağını sözlerine ekledi.

Rakamlarla Torbalı OSB
* Bölge 67 hektar alana sahip.
* 45 fabrika kurulacak.
* 5 bine yakın kişiye istihdam sağlanacak.
* Altyapı yatırımları 1.5 yıl içinde tamamlanacak.
* Bölge İzmir'de 50, Havaalanına 30 kilometre mesafede.
* Bölge 1996 yılında yatırım programına alındı.
* 2004 yılında tüzel kişiliğine kavuştu.
* 2010 yılı sonunda imar planları tamamlandı.
* Altyapı yatırımları 2011 yılı başında gerçekleştirilecek.

YENİ ASIR 10/01/2011
Üreticileri sevindirecek destek Şubat'ta başlıyor

2011'de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın çiftçiye vereceği 6 milyar liralık tarımsal desteğin ilk ödemeleri Şubat ayında yapılacak
Çiftçinin yüzü 2011 yılında yapılacak tarımsal desteklemelerle gülecek. 2010 yılında çiftçiye 5.8 milyar lira destek ödemesi yapan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bu yıl rakamı 6 milyar TL'ye çıkardı. Çiftçiye ayrıca 2013 yılına kadar kırsal kalkınma projesi kapsamında 1 milyar 165 milyon Euro hibe kredi verilecek.
Tarım sektörü 2011 yılında tarımsal destekler ve hibe kredilerle rahat bir nefes alacak. 6 milyar liralık tarımsal destek ödemesinin Şubat ayı sonundan itibaren çiftçinin cebine girmesi bekleniyor. Ödemeler Ziraat Bankası aracılığıyla yapılacak.
Ayrıca 2013 yılına kadar kırsal kalkınma projesi kapsamında 1 milyar 165 milyon euro hibe verileceği bildirildi. Bu desteğin 875 milyon eurosu Avrupa Birliği fonlarından karşılanacak.

ERDOĞAN MÜJDELEDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, tarımsal kredi faiz oranının 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle yüzde 13'ten yüzde 10'a düşürüleceğini, sübvansiyonlu kredinin de 0-5 aralığında olacağını söyledi. Seçim yılında çiftçinin kredi ve elektrik borçlarıyla ilgili yeni adımlar da atılabileceği belirtiliyor. Eğer TBMM'deki Torba Kanun yasalaşırsa, çeşitli alanlarda çiftçinin de elini rahatlatacak yeniden yapılandırmalar gündeme gelecek.

177 ÜLKEYE İHRACAT
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın hesaplamasına göre, Türkiye tarım sektörü dünyanın 8'inci büyük tarımsal gücü haline geldi. Halen Türkiye'nin 1.530 tarımsal ürünü 177 ülkeye ihraç ediliyor. Daha önce 4 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç edilirken, 2009'da bu rakam 11.9 milyar dolara çıktı. Hedef, bu yıl rakamın daha da artırılması.

YENİ ASIR 10/01/2011
Türkiye'nin 2013 ihracat hedefi 160 milyar dolar

İhracatın, büyümenin temel unsuru olduğunu söyleyen Devlet Bakanı Çağlayan, "2011-2013 döneminde yatırım ve ihracat odaklı gelişmeyi hedefliyoruz" dedi

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatın 2013 sonunda 160 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini belirterek, 2011'de ise ihracatın 127, ithalatın ise 199,5 milyar dolar olarak gerçekleşmesini öngördüklerini bildirdi. Bakan Çağlayan, bu yıl dünya ekonomilerinin genel olarak canlanacağı ve ekonomik büyümenin devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye ekonomisinin de 2010'da kaydedilen olumlu gelişmelere benzer bir şekilde, bu yılda büyümesinin öngörüldüğünü ifade eden Çağlayan, 2011-2013 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da yatırım, istihdam ve ihracat odaklı bir büyüme stratejisinin benimsendiğini hatırlattı. Çağlayan, program döneminde dünya ticaretinde başlayan toparlanmanın devam etmesi ve bu gelişmenin de dış talebe olumlu yansıması neticesinde, ihracatın 2013 sonunda 160 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini, 2011'de ise ihracatın 127, ithalatın ise 199.5 milyar dolar olarak gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.

DÖNÜŞÜM YILLARI
Bakan Çağlayan, 1980'li yıllardan itibaren 'ihracata dayalı büyüme' stratejisinin benimsendiğini ifade ederek, böylelikle, iç piyasaya dönük, ithal ikameci politikalarla kurulmuş bir sanayi yapısını, dışa dönük, ihracat odaklı bir yapıya dönüştürmenin amaçlandığını anlattı.
Bu politikalar sayesinde son dönemde ihracatın, büyümenin temel itici güçlerinden biri olduğunu kaydeden Çağlayan, Türkiye ekonomisinde yaşanan yapısal dönüşüme paralel olarak, dış ticaretin itici gücü olan ihracatın da ciddi bir yapısal dönüşüm geçirdiğini söyledi. Çağlayan, "Türkiye'nin dış ticareti emek yoğun sektörlerin yanı sıra sermaye ve hatta teknoloji yoğun sektörlere doğru kayıyor. sanayileşmedeki gelişmeye bağlı olarak, dış ticaretimizde de paralel gelişmeler yaşanıyor" diye konuştu.
Bakan Zafer Çağlayan, ihracatın ve dünya ihracatından Türkiye'nin aldığı payın artırılması ve rekabet gücünü artıracak çözümlerin üretilmesinin en önemli hedefleri olduğunu belirterek, ''İşte bu nedenle, planlı ve proaktif bir dış ticaret politikası geliştirmeye çalışıyoruz'' diye konuştu. Çağlayan, bu çerçevede "'2023 Stratejisi'' ile Türkiye'yi 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat yapan bir ülke yapmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

YENİ ASIR 10/01/2011
Dövizli konut kredisi mağdurları çözüm istiyor
2008'de japon yeni ve isviçre frangına endeksli konut kredisi alan vatandaşlar döviz kurlarının aşırı artması nedeniyle mağdur olduklarını belirterek, devletten yardım istedi. Türkiye'de yaklaşık 100 bin kişinin bu nedenle mağdur olduğunu söyleyen vatandaşlar seslerini duyurmak için basın açıklaması yaptı. 2008 yılında başlayan uylgulama kapsamında faiz oranları düşük olduğu için bankaların büyük teşvikiyle Japon Yeni ve İsviçre Frangı'na endeksli konut kredisi aldıklarını ancak iki ay sonra kurların yukarı doğru fırladığını söyleyen Aygün Gürcan, "Bizler uyanık değil, TL ile kredi almaya gücü olmayan insanlarız. Kısa sürede kurlar yüzde 80 arttı. Pek çok aile bu nedenle dağılma aşamasına geldi. O dönemde TL ile krediyi zorlaştırıp, dövizli kredide her türlü kolaylığı sağlayan bankalar şimdi yüzümüze bakmıyor. Devletin bize sahip çıkmasını istiyoruz" diye konuştu..

YENİ ASIR 10/01/2011
Espaş, ayakkabıcılıkta gözünü ihracata dikti
29'uncu İzmir Ayakkabı Çanta ve Aksesuarları Fuarı'na katılan sektörün öncü firmalarından Espaş, 2011 yılına damga vuracak tasarımlarıyla yine profesyonel ziyaretçilerin ilgi odağı olmayı başardı.
Erkek ayakkabısında aranan marka olmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Espaş Ayakkabı Limited Şirketi Müdürü İpek Gündoğdu, "2011 yılı Espaş için ihracat yılı olacak. Özellikle ihracatta da marka olmayı hedefliyoruz. Bunun için çalışmalarımız sürüyor. Şimdiden yoğun bir talep söz konusu" diye konuştu.

RENK CÜMBÜŞÜ
Müşteri yelpazelerinin günden güne arttığını da sözlerine ekleyen Gündoğdu, "2011 erkek ayakkabı modellerimizde klasik ve spor olmak üzere iki farklı grup hazırladık. Rahatlığın şıklıkla birleştiği tasarımlar yarattık. Rahat tabanlar üzerinde durduğumuz önemli detaylardan. Spor modellerimizde beyaz, gri ve lacivert öne çıkarken, klasik modellerimizde ise taba ve kahve tonlarının egemenliği söz konusu. Kısacası bu yıl da herkesin zevkine hitap edecek türde ayakkabımız var" dedi.

YENİ ASIR 10/01/2011
“Bonservis, 2011’de yüzde 70 büyümeyi hedefliyor”
'Üreticiden müşteriye direkt dağıtım' sloganıyla hizmet veren şirket, Ege Palas'te müşterileriyle buluştu
Ev dışı tüketim sektöründe 'üreticiden müşteriye direkt dağıtım' sloganıyla hizmet veren Bonservis, İzmir'deki müşterileriyle buluştu. Genel Müdür İsmail Cem Akar, 2011 hedeflerinin yüzde 70 büyüme olduğunu söyledi. Çok çeşitli gıda ürünlerinin otel, kafe, yemekhane, fabrika, ofis, okul hastane ve restoran gibi yerlere satış ve dağıtımını yapan Bonservis, İzmir'deki müşterileri ile Ege Palas Oteli'nde bir araya geldi. Genel Müdür İsmail Cem Akar, Bonservis'in Esas Holding iştiraki olan Gıdaser Gıda Dağıtım şirketinin tescilli markası olduğunu kaydetti.
Akar, ev dışı gıda tüketiminin temel ürünlerini İstanbul, Ankara, Gebze, Çorlu, Antalya, İzmir ve Bodrum'da açılan depoları aracılığıyla satış ve dağıtım yaptıklarını aktardı. Markalarının geniş bir ürün gamına sahip olduğunu vurgulayan Akar, 2010 yılında yüzde 100'lük bir büyüme gerçekleştirdiklerini, 2011 yılında da büyüme hedeflerinin yüzde 70 olduğunu kaydetti.

ASİMETRİK İLGİ
Daha sonra makro ekonomi alanında sürdürdüğü çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Kerem Alkin, "Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Trend ve Beklentiler" konulu sunum gerçekleştirdi. Alkin 2009 kriz yılının ertesinde özellikle Avrupa'da toparlanmanın devam ettiğini ancak küresel ekonomik dengeler açısından 2011 yılının daha çetin geçeceğini söyledi.

YENİ ASIR 10/01/2011
Polo Club California Türkiye'ye açılacak
Sektörün öncü firmalarından Karoğlu Ayakkabı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi, bu seneki 29. İzmir Ayakkabı Çanta ve Aksesuarları Fuarı'na 5 ay önce bünyesine kattığı Polo Club California markasıyla katıldı. Geniş ürün yelpazesiyle dikkat çeken firma, fuarın profesyonel ziyaretçilerinin de büyük ilgisini topladı.
1972 yılında kurulan Karoğlu Ayakkabı Sanayi ve Ticaret LTD Şirketi bugüne kadar üretim ve toptan satışlar ile müşterilerinin karşısına çıkarken son 5 aydır Polo Club California markasıyla da Bornova, Karşıyaka ve Adana'da açtıkları mağazalarıyla hizmet veriyor. Polo Club California'nın Türkiye temsilciliğini aldıklarını belirten şirket sahibi Celal Karoğlu, "Kaliteli ve rahat ürünlerimizle Türkiye geneline açılmak istiyoruz. Bay-bayan ayakkabı modellerimiz, çanta, cüzdan, kemer, saat ve gömlek ürün çeşitlerimiz ile Polo Club California olarak bayilerimize dağıtım yapacağız. Ayrıca Türkiye genelinde Polo Club California bayiliği verip zinciri genişletmek bu seneki hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.

'KATILIM ARTMALI'
Bu seneki ayakkabı modasını değerlendiren Celal Karoğlu, "Bayan ayakkabılarında bu yıl renkler ön planda. Özellikle beyaz, mavi, pudra rengi tercih edilenler arasında. Tabi, ana renk siyahı unutmamak gerek. Siyah, her daim tercih edilen bir renk çünkü. Öte yandan platform bu yılda gözde. Erkek ayakkabılarında ise rugana çok sık rastlayacağız. Özellikle kemer ve ayakkabıda siyah rugan çok moda olacak" dedi.

YENİ ASIR 10/01/2011
ATM'den gram altın çekilebilecek
Altın fiyatlarındaki yükseliş, bankacılık sektöründe altına dayalı ürün çeşitliliğini her geçen gün artırıyor.
Kuveyt Türk Katılım Bankası, ATM'den gram altın çekilmesine ve İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) ile yaptığı işbirliği kapsamında vatandaşın, elindeki altını şubelerinde bozdurmasına imkan sağlayacak.

Kuveyt Türk Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Eylül 2010 verilerine göre, Türk bankacılık sektörünün altın tasarrufunda 1,3 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirterek, sektörde altın tasarruflarının “tırmanışta” olduğunu, fiyatlardaki yükselişin altın tasarruf miktarını ve ürün çeşitliliğini artırdığını söyledi.

Türkiye'nin altın kullanımı ve ithalatında dünyadaki ilk 3-4 ülkeden biri
olduğunu vurgulayan Yılmaz, “2000 yılı ve sonrasına bakıldığında Türkiye'nin
altın ithalatının arttığını ve bunun çok azının ihraç edildiğini görüyoruz. 10 yılda ithalat ve ihracat arasındaki fark 50 milyar dolardan fazla. Yani içeride ciddi miktarda altın kalıyor. Bu fark, bankacılık sektöründeki mevduatın yüzde 10'u demek... Hane halkının altın tasarruf bakiyesi büyük. Bu tasarrufu bankalara çekmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Sektör olarak Türkiye'deki altın stoğunun yüzde 20'sini bankalara çekmeleri halinde önümüzdeki 10 yıl içerisinde 20 milyar dolarlık bir rakam görebileceklerini belirten Yılmaz, “Bankacılık sektörü bu rakamı çekebilir. Sektör bu anlamda hızlı gelişiyor. Her yıl kendini ikiye katlıyor. Sektör henüz pastanın çok azına dokunabilmiş durumda. Türkiye'de 100 milyar dolarlık bir altın stoğu varsa bunun sadece 1,3 milyar doları bankalarda, gerisi hala yastık altında bulunuyor” dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin dünyada 4. büyük altın tüketicisi olmasının, ülkede altın birikiminin fazla olduğu anlamına geldiğini,, Batı'da Türkiye'deki gibi altın toplayan bankalar bulunmadığını ifade ederek, vatandaşın, kendilerinden elindeki altını banka şubesinde bozdurup hesaba dönüştürme isteği olduğunu, bu taleplerin artması sonucu İAR ile bir işbirliği yaptıklarını söyledi.

-ALTIN RAFİNERİSİ UZMANLARI KUVEYT TÜRK ŞUBELERİNDE-

İrfan Yılmaz, gelen talebin ertelenmemesi ya da ötelenmemesi için Kuveyt Türk şubelerinde bulunacak İAR uzmanlarının, istemesi halinde vatandaşın elindeki altına kıymet takdiri yapacağını, kuyumcularla rekabet etmek istemediklerini, ancak kıymet takdiri sonucunda ortaya çıkacak rakamın piyasanın biraz üzerinde olabileceğini, ay sonunda pilot uygulamaya geçeceklerini anlattı.

Yılmaz, “Altını yatırım enstrümanı olarak, yeni ürünlerle dizayn ederek kuyumcunun altın cinsinden duyduğu finansman ihtiyacına da katkıda bulunuyoruz” dedi.

Uygulamanın başarılı olması halinde bunu yaygınlaştıracaklarını, bazı Kuveyt Türk şubelerinde haftada bir gün “altın günü” düzenleyebileceklerini bildiren Yılmaz, söz konusu uygulamayla altın hesaplarına olan ilgiyi ve bankanın altın tasarruflarını artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

-“ATM'LERDEN ALTIN VERMEK DÜNYADA BİR İLK OLACAK”-

Kuveyt Türk Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz, önümüzdeki dönem için Kuveyt Türk ATM'lerinden vatandaşa sertifikalı 1 ve 2,5 gram altın verme çalışmaları bulunduğunu ifade ederek, vatandaşların bu ATM'lerden hesabındaki altını çekebileceği gibi Kuveyt Türk'te hesabı olmazsa bile para ya da kredi kartıyla gram altın satın alabileceğini bildirdi.

ATM'den gram altının çekilmesine imkan veren uygulamanın bu yılın ilk yarısında hayata geçmesini planladıklarını kaydeden Yılmaz, bir ATM firmasının kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda şu anda ATM'yi altın vermeye uygun dizayn etmeye çalıştığını, ATM'lerden altın çekmenin dünyada bir “ilk” olacağını söyledi.

Kuveyt Türk'te 45 yaş ve üstü müşterilerinin mevduat, 30-35 yaş arasındaki müşterilerinin ise altın yatırımını tercih ettiğini belirten Yılmaz, Türkiye'nin genç nüfusu dikkate alındığında, bu durumun altın hesaplarına olan ilginin artacağını gösterdiğini kaydetti.

Yılmaz, altın bankacılığında geçen yıl bekledikleri düzeyde gelişme kaydettiklerini, Kuveyt Türk'ün altın bankacılığında “önde gelen” bankalardan biri olduğunu belirterek, “Altında öncü bir rolümüz var. Ürünlerimizi çeşitlendiriyoruz. Yeni ürünler geliştirmeye yönelik çalışmalarımız da sürüyor” şeklinde konuştu.
AKŞAM 10/01/2011
3 ayda 200 Countryman sattı yenisi için marta sıra yazdı
Türkiye pazarında Borusan Otomotiv tarafından temsil edilen Mini markası, 2010 yılı toplamında 700 adedin üzerinde satış gerçekleştirdi.
Markanın bu satışa ulaşmasında son 3 ayda satışa çıkan yeni Countryman modelinin payı 200 adet oldu.
Mini'nin bu yılki yeniliği Coupe olacak. MINI Coupe yılın son çeyreğinde gelecek. Roadster ise 2012'yi bekliyor.
Talebin yüksek olduğu Countryman sahibi olmak için beklemek gerektiğini söyleyen Mini Türkiye Marka Direktörü Funda Ölçer, 'Yeni modele ilgi Türkiye'de de çok yüksek oldu. Ancak tüm dünyada yaşanan benzer durumdan dolayı bir tedarik sıkıntımız oluştu. Şu anda müşterilerimize en erken mart ayına otomobil bulmaya çalışıyoruz. Bu konuda talebe cevap veremediğimizi söyleyebilirim' dedi.
Yeni modelin devreye girmesiyle Mini fiyatlarını 21.300 eurodan başlattıklarını söyleyen Ölçer, bu sayede tüketicelerden olumlu tekiler aldıklarını belirterek, şöyle devam etti: 'Countryman hariç satışlara baktığımızda, son çeyrekte yılın toplam satışının yarısını yaptığımızı görüyoruz. Bunu sağlayan fiyatlarımızı 2011'de de devam ettiriyor olacağız. Ayrıca 2011'de MINI Countryman tedariğinin iyileşmesi ile yüksek satışlar öngörüyoruz.'
AKŞAM 10/01/2011
Merkez kredileri frenleyecek
TGSD, 2011 yılı Ocak ayı öngörülerine yer verdiği raporda Merkez Bankası’nın Ocak ayı içinde bankaların kredi genişlemesini yavaşlatmaya ve cari açık riskini kontrol etmeye yönelik yeni önlemler almayı sürdüreceğini belirtti.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, 2011 Yılı Ocak ayı Öngörü Raporu’nu yayınladı. Ekonomi ve Strateji Danışmalık Hizmetleri’ne hazırlatılan Raporda Türkiye ve Dünya ekonomisi değerlendirildi.
TGSD’nin hazırladığı raporda Merkez Bankası’nın Ocak ayı içinde bankaların kredi genişlemesini yavaşlatmaya ve cari açık riskini kontrol etmeye yönelik yeni önlemler almayı sürdüreceği belirtildi.
Merkez Bankası’nın Ocak ayında gösterge faiz oranını 0.50 baz puan daha indirerek yüzde 6’ya çekeceğinin ifade edildiği Rapor’da, “Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 6.4’e, çekirdek enflasyon yüzde 2.9’a gerilemiştir. Ocak- Nisan döneminde de tüketici enflasyonunun yüzde 4-5 aralığına ineceği beklentisi Merkez Bankası’nın faiz indirme olasılığını arttırmıştır. Merkez Bankası munzam karşılıklar ve bankaların diğer fon olanakları üzerindeki karşılıkları genişletmeyi ve oranları artırmayı sürdürecektir. Bankaların kaynak vadelerini uzatmaya yönelik seçici yeni düzenlemeler yapılacaktır.
Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin kredi genişlemesi üzerindeki etkisi henüz çok kuvvetli değildir. Merkez Bankası’nın önlemleri almaya başladığı tarihten bu yana kredi genişlemesi sürmektedir” denildi.
DÖVİZ KURLARI YUKARI YÖNLÜ
Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentisi ile Türk Lirasında yukarı yönlü bir hareketin öngörüldüğünün ifade edildiği Rapor’da yıl sonu enflasyon verisi ile Merkez Bankası için faiz indirim koşullarının oluştuğu söylendi. Döviz kurlarının Ocak ayı içinde bir faiz indirimi sonrası yeni denge için arayış içinde olacağının ifade edildiği Raporda, Sepet kurun (0.50 dolar+0.50 euro) 1.82 seviyelerinde oluşacağı belirtildi.
FAİZLER AŞAĞI YÖNLÜ
Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentisi ile birlikte gösterge tahvil faiz oranının yüzde 7’ye yaklaştığının dile getirildiği Rapor’da “Ay içinde yüzde 7’nin altına inme olasılığı yüksektir. Kısa vadeli mevduat faiz oranları da aşağı yönlü hareket edecektir. Ticari ve tüketici kredi faiz oranlarında ise henüz aşağı yönlü hareket beklenmemelidir” ifadelerine yer verildi.
EURO- DOLAR PARİTESİNDE DALGALANMA BANDI DARALDI
Ocak ayı içinde paritenin dolar yönlü görülmekle birlikte gelecek verilere bağlı olarak 1.32 seviyesinin altı ve üstünde dar bantta dalgalanacağı ifade edilerek, “Avrupa’dan gelebilecek yeni bir ülkenin yardım talebi ile parite 1.30’un altına inecektir. Petrol ve diğer emtia fiyatları da dolar zayıf kaldıkça yukarı yönlü olmayı sürdürecektir” sözlerine yer verildi.
REEL SEKTÖR VE İKTİSADİ FAALİYETLERDE BEKLENTİLER
Merkez Bankası’nın iç talepteki genişlemenin yavaşlatılmasına yönelik önlemlerine rağmen Ocak ayı boyunca iktisadi faaliyetlerin hareketli olacağının öngörüldüğünün belirtildiği Raporda, “Döviz kurlarındaki artış ve artışın süreceği beklentisi ile ihracat performansında yükselme beklenmektedir. Faizlerdeki düşüş ve indirim dönemi ile yeni yıl kampanyaları perakende harcamalarını ve dayanıklı tüketim malı talebini canlı tutacaktır. İnşaat sektöründe mevsimsellik dışında genişleme ivmesi sürecektir. Sanayi üretimi de iç talep ve yanı sıra dış talep ile birlikte büyümeyi sürdürecektir. Döviz kuru artışları ithalat talebini sınırlı ölçüde etkileyecektir. Tüm mal gruplarında ithalat artışı yavaşlayarak sürecektir” denildi.
DÜNYA EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER
2011 yılında ABD iktisadi faaliyetlerinde canlanma beklentisin yer aldığının ifade edildiği Raporda, ABD Merkez Bankası FED’in ikincil parasal genişleme politikalarının 2011 yılında kalıcı büyüme koşullarını yaratmasını beklendiği dile getirildi. Ocak ayında ekonomik büyüme verilerinin yakından izleneceği belirtilen Rapor’da en önemli göstergenin 100 bin artış beklenen Aralık ayı tarım dışı istihdam verisi olduğu söylendi. Bunun yanı sıra perakende satışlar ve kişisel tüketim harcamaları diğer önemli veriler arasında sayıldı.
Raporda, FED’in parasal genişleme önlemlerinin yaratacağı büyüme beklentisine bağlı olarak dolar likitidesinin yeni yıldan itibaren ABD’ye yöneleceği, ABD hisse senedi piyasalarının yukarı yönlü hareket edeceği, 10 yıl vadeli ABD tahvil faizlerinin de göreceli yüksek kalacağının öngörüldüğü savunuldu.
AVRUPA’DA BORÇLARIN ÇEVRİLME RİSKİ SÜRÜYOR
Avrupa Birliği’nde ülkelerin kamu borçlarının çevrilme riskinin sürdüğünün ifade edildiği Rapor’da Ocak ayı içinde İtalya, İspanya, İrlanda, Portekiz ve Yunanistan’ın yeniden borçlanma ihtiyacının 42 milyar euro olarak öngörüldüğü belirtildi. Portekiz ve İspanya’ya ilişkin olumsuz beklentilerin ise sürmekte olduğu dile getirilirken, “İrlanda ve Yunanistan için AB-IMF yardımına rağmen halen piyasa koşulları ile borçlanamamaları nedeniyle borç yeniden yapılandırması beklentisi artmaktadır. Ocak ayı içinde tüm bu beklentiler Avrupa piyasalarını olumsuz etkilemeye devam edecektir” denildi.
DÜNYA TİCARET ÖNGÖRÜLERİ
Dünya mal ticaretinin küresel kriz ile en çok etkilenen iktisadi faaliyet olduğunun ifade edildiği Raporda, “2009 yılında dünya mal ticareti miktar bazında yüzde 12.2, değer bazında ise yüzde 22.8 oranında daralmıştır. Bu daralmalara bağlı olarak dünya mal ticareti 2008 yılında 15.7 trilyon dolar iken, 2009 yılında 12.2 trilyon dolara inmiştir. Dünya mal ticareti 2010 yılında küresel iyileşmeye bağlı olarak öngörülerin üzerinde bir büyüme göstermiştir. Dünya mal ticareti 2010 yılında miktar bazında yüzde13.5, değer bazında ise yüzde 20.5 oranında genişlemiştir. Buna bağlı olarak dünya mal ticareti 2010 yılında 14.7 trilyon dolar olacaktır” denildi.
Dünya mal ticaretinin 2011 yılında da genişlemesini sürdüreceğinin öngörüldüğünün söylendiği Rapor’da 2011 yılında dünya mal ticaretinin miktar bazında yüzde 8, değer bazında ise yüzde 11.6 genişleyerek 16.2 trilyon dolara ulaşacağı ifade edildi.
Raporda, Türkiye’nin ihracatının 2010 yılında 113.7 milyar dolar olduğu, Ancak dünya mal ticareti içindeki payının yüzde 0.77’ye gerilediği ifade edilirken, 2011 yılında da, payın 0.78 olacağının öngörüldüğü söylendi.
AKŞAM 08/01/2011
SGK hisseleri de özelleştiriliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu, Başkanlığının Yeditepe Beynelmilel Otelcilik Turizm ve Ticaret A.Ş sermayesinde bulunan yüzde 11 oranındaki iştirak hissesi, özelleştirme kapsam ve programına alındı.
ÖYK'nın bir başka kararıyla da, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığının Yeditepe Beynelmilel Otelcilik Turizm ve Ticaret A.Ş sermayesinde bulunan yüzde 11 oranındaki iştirak hissesi, özelleştirme kapsam ve programına alındı.
Satış yöntemiyle özelleştirilecek hisseye ilişkin özelleştirme işlemleri de 2 yıl içerisinde tamamlanacak.
İSKENDERUN LİMANI LİMAK'IN
TCDD'ye ait İskenderun Limanı İşletme Hakkının, Limak Yatırım Enerji Üretim İşletme Hizmetleri ve İnşaat A.Ş'ye verilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) Kararı, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.
Kararla, İskenderun Limanının İşletme Hakkı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılan ihalede 372 milyon dolarla en yüksek teklifi veren Limak Yatırım Enerji Üretim İşletme Hizmetleri ve İnşaat A.Ş'ye devredilecek.
Limak'ın sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi ya da diğer yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, geçici teminatı irat kaydedilecek ve İskenderun Limanının İşletme Hakkı, ihalede ikinci en yüksek teklifi veren Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye verilecek.
371 milyon dolarlık teklifi bulunan Kumport'un da mevzuat hükümlerine uymaması halinde, bu firmanın teminatı da irat kaydedilecek ve İşletme Hakkı, ihalede 338 milyon 305 bin dolarla en yüksek üçüncü teklifi veren YDA İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş-Alp Ateş Ltd Şti.-Butros Deniz ve Nakliyat A.Ş-Sabay Denizcilik Vapur Acentalığı Nakliye ve Ticaret Ltd. Şti. Ortak Girişim Grubuna devredilecek.
Bu firmanın da yükümlülüklere aykırı davranması durumunda, ihalede 337 milyon dolarla dördüncü teklifi veren Global Liman İşletmeleri A.Ş, o da aynı tavrı gösterirse bu defa 327 milyon 750 bin dolarlık teklifin sahibi CEY Grubu Ortak Girişim Grubu, İskenderun Limanının İşletme Hakkını alacak.
Bütün firmaların sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi ve diğer yükümlülüklere uymaması halinde ise İskenderun Limanı özelleştirme ihalesi iptal edilecek.
ÖYK'nın bir başka kararıyla Türkşeker A.Ş'ye ait Manisa'nın Soma ilçesindeki 2.388 metrekarelik taşınmaz ile üzerinde bulunan ofis, lojman, ambar, hangar, ihata duvarı gibi müştemilat, yapılan ihalede en yüksek teklifi veren Ramazan Gül'e 3 milyon 350 bin lira karşılığında satılacak. Gül'ün yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda, sözkonusu taşınmaz, ihaledeki diğer en yüksek teklif sahiplerine verilecek.
LİMAK, ÇİMENTO YATIRIMLARINA HIZ VERİYOR
Limak Çimento Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Gültekin Aksüyek, Siirt-Kurtalan'da kurulu Çimento Fabrikasında üretim kapasitesini 2 katına çıkarmak için Çevre ve Orman Bakanlığından ÇED Belgesi aldıklarını bildirdi.
Aksüyek, yaptığı yazılı açıklamada, bölgede halen 4 entegre çimento fabrikası ve 2 öğütme-paketleme tesisi ile faaliyet gösteren Limak'ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde en çok yatırım yapan şirket konumunda bulunduğunu ifade etti.
Kurtalan Çimento Fabrikası için Çevre ve Orman Bakanlığına modernizasyon yatırımı ve kapasite artırımı için yapmış oldukları ÇED Başvurusuna olumlu yanıt verildiğini kaydeden Gültekin Aksüyek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Maliyetinin yaklaşık 75 milyon dolar olacağını tahmin ettiğimiz yatırımın, yatırım süresince yaklaşık 500 kişiye iş imkanı sağlayacağını düşünüyoruz. Yatırımın tamamlanmasıyla birlikte grubumuzun Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde kurulu çimento üretim kapasitesinin yıllık 8 milyon 200 bin tona ulaşmasını hedefliyoruz. 16 aylık süre içerisinde tamamlanması planlanan yatırım ile birlikte grubumuzun yıllık çimento ihracatının da 2,5 milyon ton olacağını düşünüyoruz. Söz konusu yatırımın ülke ekonomisine yıllık 170 milyon dolar katma değer sağlayacağı tahmin edilmektedir.
Limak Çimento olarak grubumuz İstanbul Sanayi Odasının 2008 yılı Türkiye'nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında 170'inci sırada iken, 2009 yılında 131'inci sıraya ilerlemiş olup, sürdürülebilir büyümeye ve sıralamada grubumuzu daha da ileriye götürecek yatırımlara devam edeceğiz.''
AKŞAM 08/01/2011
'Mehmet'ler 8 milyar dolarlık krediyi buldu
İstanbul'un iki yakası ve İzmir'in elektrik dağıtımları ile Ankara'nın doğalgaz dağıtım şirketinin özelleştirme ihalelerinde yaklaşık 8 milyar dolar ile en yüksek teklifleri veren Mehmet Emin Karamehmet ve Mehmet Kazancı ortaklığı MMEKA, ihale finansmanı için gerekli kredi anlaşmasına imza attı.
Şirkete yakın kaynaklar kredi anlaşmasını teyit ederken nereden temin edildiği hakkında ayrıntı vermekten kaçındı. Ancak uzmanlar, kredinin Körfez kaynaklı olabileceğini belirtirken Rusya'yı adres gösterenler de var.
MMEKA, Başkent Doğalgaz ve Anadolu Yakası Elektrik Dağıtımı'nın (AYEDAŞ) yaklaşık 3 milyar dolarlık ihale bedelini peşin ödeyecek. İstanbul Avrupa Yakası'nın (Boğaziçi) ve İzmir'in (Gediz) ilk taksiti de eklendiğinde peşin ödeme tutarı 4 milyar doları aşacak. Söz konusu miktarın bölgelerin devralınması durumunda 2011 içinde ödenmesi gerekiyor. Ortaklığın Başkentgaz'ın parasını 15 gün içerisinde peşin ödeyeceği belirtiliyor. Elektrik dağıtımında diğer ödemeler ise 1 peşin 4 taksit şeklinde yapılacak.
Finansman sorununu çözen MMEKA ortaklığı, Rekabet Kurumu'ndan gelen kararla beklemeye geçti. Çünkü Rekabet Kurulu, aldığı kararla mayıs ayında yollarını ayıran kardeşlerden Cemil Kazancı'nın yönettiği Aksa ile Mehmet Kazancı'nın ortak olduğu MMEKA'yı ortak bütünlük kabul ederek, "Aksa veya MMEKA Trakya, Gediz, Boğaziçi'nden birini bıraksın" demişti. Karar sonrası MMEKA'nın kazandığı AYEDAŞ ihalesinin Rekabet onayından geçmesi zora girmişti. Ancak şirket Rekabet Kurulu'nun kararına rağmen çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Geçen hafta Başkentgaz'dan brifing alan MMEKA yetkililerinin bu ay devralabileceği konuşuluyor. Yetkililer, Rekabet Kurumu kararının finansman anlaşması sürecinde sürpriz olarak değerlendirildiği bilgisini de verdi. Şirkete yakın kaynaklar, Kazancı-Karamehmet ortaklığının bu yıl ihalesi yapılacak İGDAŞ ile de ilgilendiklerini belirterek, "MMEKA, İGDAŞ ihalesinde de iddialı olacak" yorumunu yaptı. İGDAŞ'ın nisanda satışa çıkarılacağı belirtiliyor.
ZAMAN 10/01/2011
Türkiye, Ford dünyasında üçüncü kez en kârlı ülke oldu
Türkiye'nin en büyük otomotiv yatırımlarından biri olan Ford Otosan, 2010 rakamlarını açıkladı.
Kısa bir süre önce 630 milyon dolarlık yeni yatırım kararını ilan eden şirket, üçüncü kez Ford Avrupa'nın en kârlı şirketi oldu. Tarihi satış rekorunun kırıldığı 2010'da Türkiye'deki yüzde 15,7 pazar payı İngiltere'nin de üzerinde Avrupa'nın en yüksek oranı oldu. Yılbaşında ortaya koydukları hedeflerin yüzde 20 üzerine çıkıldığını belirten Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay, 2010'un Ford Otosan için verimli ve mutlu eden bir yıl olduğunu belirterek, "9'uncu kez üst üste toplam pazarda liderliği elde ettik. Ticari araçtaki birinciliğimizi bu yıl binek otomobille pekiştirdik. Binek otoda ikinci olduk." dedi.
Aralık 2010'da 25 bin adetlik satışla ay bazında gelmiş geçmiş en yüksek rakama ulaştıklarını kaydeden Otay, yıl toplamında ise 123 bin adetle 2005'ten sonraki en iyi yılın elde edildiğini söyledi. Ford'un 'hâkim pazar' ilan ettiği İngiltere'yi de geçerek, Ford Avrupa içinde ilk kez en yüksek pazar payına ulaştıklarını belirten Otay, İngiltere'nin pazar payının yüzde 15'in altında kaldığını, onu İrlanda ve Macaristan'ın izlediğini dile getirdi. Otay, 2008 ve 2009 yıllarında Avrupa'da en kârlı Ford operasyonu unvanını kazanan Ford Otosan'ın net rakamlar açıklanmasa da 2010'da da en kârlı operasyon olduğunu kaydetti. Ford Otosan 2010'da üretimini yüzde 40 artırarak 242 bin adede yükseltti. İhracatını yüzde 37'lik artışla 177 bin adede taşıyan şirket, buradan 2 milyar Euro'yu aşan gelir elde ederek Türkiye genelinde en fazla ihracat yapan 3 şirketten biri olacak. 2010 yılı cirosu da 2009'a göre yüzde 40 artışla yaklaşık 8 milyar liraya ulaşacak. 2009'da şirketin cirosu 5 milyar 774 milyon liraydı.
Bu yıl 10. kez pazar liderliğini hedeflediklerini belirten Otay, "Binek otomobilde yeni modellerimizle iddialıyız. Ticari araçta da birinciliğimizi sürdüreceğiz. 2011'de toplam pazar yüzde 5-10 büyürse, gelmiş geçmiş en yüksek satış rakamına ulaşmış oluruz. Adet bazında da Avrupa'da İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'yla birlikte en büyük 5 pazar arasına gireriz." dedi. Ford Otosan Genel Müdürü, bu yıl daralan Avrupa pazarları dışına yönelerek ihracatlarını artıracaklarını da sözlerine ekledi. Transit Connect'in Kuzey Amerika'ya ihracatının 20 bin adetlerden 30 binlere çıkacağını belirten Otay, bugüne kadar Amerika'ya 50 bin Connect sattıkları bilgisini verdi. Brezilya'da önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Nuri Otay, "Geçen yıl bu ülkeye Transit ihracatımız birkaç yüzlü adetlerle başladı. 2011'de ise 2-3 bin adet Transit göndereceğiz. Serbest Ticaret Anlaşması yapıldıktan sonra ihracat katlanacaktır." dedi.
MARMARA'DA GERİDE, TÜRKİYE'NİN 63 İLİNDE LİDER
İl bazında 2009'da 49 şehirde lider olduklarını belirten Nuri Otay, 2010'da 63 ilde en çok satan marka haline geldiklerini kaydetti. Ancak Ford'un liderliği kaptırdığı illere bakıldığında Marmara Bölgesi'nde rakiplerinin gerisinde kaldığı görülüyor. Marmara'da İstanbul, Bursa, Edirne, Çanakkale, Bilecik ve Tekirdağ'da ve İzmir, Muğla, Kütahya, Gaziantep, Hakkari gibi toplam 18 ilde Ford liderliği rakiplere bırakmış durumda.
ZAMAN 10/01/2011
Şirketlerin birleşme-devralmasında yeni dönem
Yeni dönemde şirketlerin birleşme ve devralma işlemlerinde, rekabet açısından pazar payı yerine ciro esas alınacak.
Rekabet Kurulunun ''Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralma Hakkında Tebliği'', 2011 yılından itibaren yürürlüğe girerken, şirketlerin birleşme ve devralma işlemlerinde yeni dönem başladı.
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, yoğunlaşma işlemlerinin kontrolünde en önemli mevzuattan biri olan söz konusu tebliğ ile bildirime tabi işlemler için geçerli olan eşik sistemi değiştirildi.
Düzenleme ile mevcut durumda pazar payı ve ciroya dayalı ikili eşik sisteminden vazgeçilerek çoğu Avrupa Birliği üyesi ülkede geçerli olan ciro eşiği sistemi uygulamasına geçildi. Buna göre birleşme ve devralmalarda;
-İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının 100 milyon lirayı ve işlem taraflarından en az ikisinin Türkiye cirolarının ayrı ayrı 30 milyon lirayı,
-İşlem taraflarından birinin dünya cirosunun 500 milyon lirayı ve diğer işlem taraflarından en az birinin Türkiye cirosunun 5 milyon liraya aşan yoğunlaşma işlemleri izne tabi olacak.
ETKİLENEN PAZAR YOKSA KURULDAN İZİNE DE GEREK YOK-

Ortak girişimler hariç olmak üzere, ciro eşikleri aşılsa dahi, herhangi bir etkilenen pazarın bulunmadığı işlemler için Kuruldan izin alınması gerekmeyecek.
Yani taraflar arasında yatay veya dikey herhangi bir ilişkinin olmadığı durumlarda etkilenen pazar olmadığı için izin alınması gerekmeyecek. Burada önemli olan nokta etkilenen pazarın bulunup bulunmadığı olacak.
Yeni dönemde Rekabet Kurumuna bildirilen işlemler kamuoyuna açıklanacak.
Düzenleme ile birleşme ve devralmalarda Rekabet Kuruluna sunulacak bildirim formu da önemli oranda değiştirilirken, biri uzun diğer kısa olmak üzere iki şekilde bildirim yapılacak.
Buna göre, işlem taraflarından biri, ortak kontrole sahip olduğu bir teşebbüsün tam kontrolünü elde edecekse veya Türkiye ve ilgili coğrafi pazarlar açısından herhangi bir etkilenen pazarda; yatay ilişkiler için işlem taraflarının pazar payları toplamı yüzde 20'den, dikey ilişkiler için işlem taraflarından birinin pazar payı yüzde 25'ten azsa, etkilenen pazar için bazı bilgiler istenecek.
Bununla kısa sürede değerlendirilebilecek işlemler için daha basit form doldurularak, kurulun değerlendirme yapma hızının artması, etkisi önemli olabilecek işlemler için ise detaylı bilgiler edinilmesi amaçlanıyor.
-REKABET KURUMU BAŞKANI KALDIRIMCI-
Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, daha önce hakim durum yaratmamak veya mevcut hakim durumu güçlendirmemek için Kuruldan izin alınması gereken birleşme ve devralmalarda yüzde 25 pazar payı eşiği olduğunu hatırlatarak, yeni sistem ile pazar payı eşiğinden ciro eşiğine geçtiklerini söyledi.
Bundan önceki uygulamada, birleşme ve devralma taleplerinin sonuçlarını kamuoyuna duyurduklarını anlatan Kaldırımcı, artık karar öncesi başvuruları ilan edeceklerini, etkilenen pazar bulunmuyorsa, bunu bildirim yükümlüğünün kapsamı dışında bırakacaklarını kaydetti.
Rekabet Kurumuna çok sayıda birleşme ve devralma dosyası geldiğini belirten Kaldırımcı, bazı şirketlerin bildirim yapmayı unuttuğunu, bazılarının ise birleşme ve devralma işleminden sonra başvuru yapması nedeniyle cezaya tabi kaldığını ifade etti.
Düzenlemenin hem kuruma hem de şirketlere kolaylık sağlayacağını anlatan Kaldırımcı, Rekabet Kurumunun insan kaynağını ve işyükünü azaltmak suretiyle daha etkin olacağını bildirdi.

YABANCI MENŞELİ ŞİRKETLER İÇİN EŞİK DAHA YÜKSEK

Ciro eşiğinin yurtdışından müracaat eden yabancı menşeli şirketler için daha yüksek olduğuna dikkati çeken Kaldırımcı, ''yabancı şirketi yok saymıyoruz, bildirimi zorunlu tutuyoruz'' dedi.
Pazar payının ölçülmesinin kolay olmadığını anlatan Kaldırımcı, ciro eşiğinin daha etkin bir mekanizma olduğunu, yoğunlaşma riskini zaten başka tür mekanizmalarla takip ettiklerini ve denetlediklerini söyledi.
Kaldırımcı, Avrupa Birliği ülkelerinde de ciro sisteminin uygulandığına dikkati çekti.
-KILAVUZ YAYINLANACAK-
Kaldırımcı Resmi Gazete'de 7 Ekim 2010 tarihinde yayımlanan ve 1 Ocak'tan itibaren yürürlüğe giren tebliğ hakkında şirketlere yol gösterici bilgiler verecek Kılavuz çalışması yaptıklarını, söz konusu kılavuzun önümüzdeki günlerde çıkarılacağını ifade etti.
Tebliğ ile yoğunlaşma işlemleri ile ilgili olarak Taahhüt mekanizmasının da düzenlendiğini anlatan Kaldırımcı, taahhüde ilişkin ayrıntılı bilgilerin çıkarılacak Kılavuzda yer alacağını sözlerine ekledi.
ZAMAN 09/01/2011
Eker: Tarım yatırımlarında Ziraat Bankası kredi faizinde indirim uygulanacak
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, tarımla ilgili yatırımlarda Ziraat Bankası kredileri faiz oranında yüzde 50 indirim uygulanacağını bildirdi. Bakan Eker, vatandaşların yüzde 10'la değil yüzde 5 faizle kredi alıp yatırım yapabileceklerini söyledi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte yeni göreve başlayan Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nu ziyaret ederek, hayırlı olsun dileğinde bulundu.
Burada gazetecilere açıklamada bulunan Bakan Eker, hükümetin hayvancılık sektörünün geliştirilmesiyle ilgili kısa vadede, orta vadede ve uzun vadede tedbirler aldığını söyledi. Eker, "Orta ve uzun vadede aldığımız tedbirlerden bir tanesi, bizim kendi bütçemizden çiftçimize ödediğimiz, üreticiye ödediğimiz üretim desteği yanında ki o tamamen hibe üretim destekleri. Bir de başlattığımız faizsiz kredi uygulamaları desteği var ve Afyonkarahisar ilimiz de dahil olmak üzere bütün Türkiye'de ağustos ayından bugüne 3 milyar 600 milyon TL faizsiz kredi hayvancılık için kullanıldı. Bunu, yaklaşık 50 bin çiftçi kullandı. Afyonkarahisar ilimizde de bin 474 çiftçimiz, bu faizsiz kredilerden istifade etmek suretiyle bunları aldı, bunu yatırıma dönüştürüyor." dedi.
Besi kredilerinin vadesinin 2 yıl olduğunu aktaran Eker, "Yetiştiricilik kredileri yani damızlık et sığır yetiştiriciliği, damızlık sığır yetiştiriciliği, damızlık düve yetiştiriciliği, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, mandacılık. Bunların da vadesi 7 yıldır. 2 yılı ödemesiz, yani kredi alıyorsun, faiz yok, 2 yıl hiç ödeme yok. Toplam süre 7 yıl. 5 yılda da aldığın para ne, kaç para almışsan bunu taksitler halinde geri ödüyorsun. Bu tabi çok büyük bir imkan. Hükümetimizin 2010'da getirdiği yeni bir imkan. 2011 yılında da bu uygulama devam edecek." diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir açıklama yaptığını hatırlatan Eker, "Ziraat Bankası'nın çiftçilere kullandırdığı kredilerin faiz oranı yüzde 13'tü. Bu yüzde 10'a düşürüldü. Ancak, 2 alanda kredi faiz oranı sıfır. Biraz önce birini söyledim. Hayvancılık kredilerinin faizi sıfır. Damla sulama kredilerinin faizleri sıfır. Damla sulamada da faiz yok yatırımlarında. Diğer tarımla ilgili yatırımlarda faiz oranı yüzde 50 indirimle uygulanacak. Ne demek bu? Yani yüzde 10'la değil yüzde 5 faizle vatandaşımız kredi alıp yatırım yapabilecek. Bizim amacımız, Türkiye'de tarım ve hayvancılığa orta ve uzun vadede daha çok yatırım yapılması ki geçmiş yıllarla, geçmiş dönemlerle mukayese ettiğimizde de örneğin 2002 yılında, bir yılda tarımda yapılan sabit sermaye yatırımı tutarı yaklaşık 2,5 milyar civarındayken, geçen sene 6,5-7 milyar liraya çıktı. Yani 3-4 kat tarıma olan yatırım arttı." dedi.
Bunun, hükümetin sağladığı imkanlar, geliştirdiği projelerle, vatandaşın buna rağbet etmesiyle ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti: "Afyonkarahisar'ın bu imkanlardan, bu projelerden hepsinden çok daha iyi bir şekilde istifade etmesi yönünde gündelik olarak karşı karşıya kalınan sorunlar olabiliyor. Onlar da arkadaşlarımız tarafından dile getirildi. Biz de bunların hepsini not ettik, cevapladık. Dedik ki şu şekilde bunlarla ilgili alınabilecek tedbirler var ve bu tedbirleri alacağız. İnşallah Afyonkarahisar şanına, gücüne, potansiyeline yakışır bir şekilde bütün bunlardan çok iyi istifade eder ve çok iyi bir noktaya gelir."
Konuşmaların ardından, Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Bakan Mehmet Mehdi Eker ve Bakan Veysel Eroğlu'na Bayat Kilimi hediye etti.
ZAMAN 09/01/2011
Ülker'in toptancı şirketi halka arz başvurusu yaptı
Toptancılıkta müşteriye yakın olma modeliyle piyasaya giren Ülker Grubu'na ait Bizim Toptan şirketi, 2010 yılının ilk dokuz ayında 1 milyar 6 milyon lira ciro elde etti.
2002 yılında 6 mağaza ile organize toptan satış sektörüne adım atan Bizim Toptan, 8 yılda Yıldız Holding'in en hızlı büyüyen şirketlerinden biri oldu. Halka açılmak için SPK'ya başvuran Bizim Toptan'ın 2010 yıl sonu itibarıyla 54 ilde 109 organize toptan satış mağazası bulunuyor. Şirket tek ve büyük ölçekli mağazalar yerine, müşteriye en yakın noktada daha küçük mağazalar açarak toptan satış kanalında kendi modelini hayata geçirdi. Bizim Toptan Genel Müdürü Recep Özalp, "Müşterimizin 20 dakikada bize ulaşıp, ihtiyaçlarını en hesaplı yoldan karşılayacağı bir sistem oluşturduk. Borçsuz bir şirketiz. 2010 yılının ilk 9 ayında net kârlılığımız 21,4 milyon liraya çıktı" dedi. Bizim Toptan'ın, 30 Eylül 2010 tarihi itibarıyla 266 bini aşkın kayıtlı müşterisi mevcut. Frost Sullivan şirketinin yaptığı 'Türkiye Cash&Carry Pazarı' analizine göre toptan pazarı 2009 yılı için 72,9 milyar lira olarak tahmin edildi. Toplam pazar içinde organize toptan satış kanalının payı ise 3,5 milyar lira. Türkiye'de otel odası sayısının 2015'e kadar yıllık bazda yüzde 6,6 büyümesi, restoran sayısının ise 2015'e kadar yıllık ortalama yüzde 5,1'lik artması bekleniyor.
ZAMAN 09/01/2011
Marmarabirlik üreticiye 44 milyon lira ödeyecek
Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Marmarabirlik), 19 Ocak'ta yapacağı 44 milyon liralık ödemeyle üreticiye olan borcunu kapatacak.
2010-2011 kampanya döneminde, üreticiden toplam 95 milyon lira değerinde 29 bin tondan fazla zeytin alan birlik, 51 milyon liralık ürün bedelini daha önce 4 dilim halinde ödemişti.
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, yaptığı yazılı açıklamada, üreticilerin hava koşullarının yol açtığı rekolte kaybı nedeniyle zor bir yıl geçirdiğini hatırlatarak, rekolte kaybının 60-70 düzeyinde olduğuna dikkati çekti.
Asa, bu durumu göz önüne alarak, ürün bedellerinin tamamını, daha önce yaptıkları planı revize ederek 19 Ocak'ta ödeme kararı aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Ortaklarımız, 19 Ocak günü ürün bedellerinin tamamını alabilecekler. Kısacası ortaklarımıza borcumuz kalmayacak. Marmarabirlik yönetimi olarak ortaklarımızın mağduriyetini gidermek adına elimizi taşın altına koyduk, üretici ortaklarımızın da piyasa şartlarını göz önüne alarak birliklerine sahip çıkmalarını bekliyoruz.''
Serbest piyasa koşullarının ne zaman ne getireceğinin bilinemediğini, fiyatların bazen yüksek, bazen de düşük olabildiğini ifade eden Asa, Marmarabirlik'in de bu koşullara uygun hareket etme zorunluluğunun bulunduğunu vurguladı.
Asa, kota ve nihai fiyat uygulamasında olduğu gibi, erken ödeme konusunda da üreticilerin gelecek yıllara ilişkin beklentiye girmemeleri gerektiğini ifade etti.
ZAMAN 08/01/2011
SPK, Doğan hakkında suç duyurusunda bulunacak
Sermaye Piyası Kurulu (SPK), Aydın Doğan, Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, İmre Barmanbek ile bazı kişiler hakkında, "Doğan Burda ve Çelik Halat'ın kârını, dolayısıyla malvarlığını azalttıkları" gerekçesiyle, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
SPK'nın haftalık bülteninde, Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama AŞ'nin ihtiyacı olan magazin kâğıdının ve Çelik Halat'ın ihtiyacı olan filmaşinin alımına ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda; "Doğan Burda'nın ihtiyacı olan magazin kâğıdının ve Çelik Halat'ın ihtiyacı olan filmaşinin Doğan Grubu şirketlerinden Doğan Dış Ticaret tarafından 1999-2007 döneminde doğrudan üretici/ticari firmalar yerine, magazin kâğıdı ve filmaşinin tedarik edilmesi sürecine fiili olarak herhangi bir katkısı bulunmayan ve Doğan ailesinin kontrolünde olan Sortal Trading Company Limited ve Shawcliff Trading Limited unvanlı şirketler üzerinden üretici/ticari firmaların birim satış fiyatlarından daha yüksek birim fiyatlar ile ithal edilmiş gibi gösterildiği" kaydedildi. Bunun sonucunda SPK, Doğan Burda ve Çelik Halat'ın kârının ve malvarlığının azaltılmasında sorumluluğu bulunan "Aydın Doğan, Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, İmre Barmanbek ve savcılık makamınca yapılacak soruşturma sırasında bahse konu fiillere iştirak ettiği tespit edilen diğer kişiler hakkında, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını" kararlaştırdı.
ZAMAN 08/01/2011
Bank Asya, emeklilik şirketi kurdu
Asya Katılım Bankası (Bank Asya), Asya Emeklilik ve Hayat unvanıyla 20 milyon lira sermayeli bir şirket kurma kararı aldı.
Kamuoyunu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanan açıklamaya göre Bank Asya, Asya Emeklilik ve Hayat'ın sermayesine 18,92 milyon lira ile kurucu ortak olarak iştirak edecek. Asya Katılım Bankası, Işık Sigorta'nın da yüzde 65,42'lik hissesine sahip.
ZAMAN 08/01/2011
Novawood, dünyaya ahşap konut satıyor
ANKARA - Türkiye'yi modifiye edilmiş ahşap üretimi yapan 15 ülke arasına sokan İstanbul merkezli Novawood, Bolu, Kosova ve Rusya'da ürettiği ahşap konutları Almanya, Avusturya, İsviçre başta olmak üzere pek çok ülkeye satıyor. Şirket yurtdışındaki pazarlama ağını distribütör vasıtasıyla yürütmek için harekete geçti. Novawood Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Canpolat, termal modifiye edilmiş ahşap üretimini dünyada sadece 15 ülkenin yapabildiğini söyledi. Az sayıda ülkede bulunan distribütör sayılarını artırma çalışmalarına başladıklarını ifade eden Canpolat, Bolu Gerede dışında Rusya Federasyonu'na bağlı Komi Cumhuriyeti'nde tomruk işleme ve kereste üretimi, Kosova'daki fabrikada ise ağaç işleme ve masif parke üretimi yaptığını söyledi. Kriz döneminde yurtiçindeki ve yurtdışındaki fabrikalarında kapasite kullanımlarının yüzde 40 oranında azaldığını dile getiren Canpolat, "Novawood Group, krizde farklı ürünlerle yeni pazarlara açılarak krizi yenmeyi başardı. Bu dönemde satışlarımızın yaklaşık yüzde 60'ını yeni pazarlara yaptık. Geçen yıl krizin dış pazarlardaki etkisine rağmen hedeflerimizin yüzde 70'ine ulaştığımızı söyleyebiliriz" dedi.
Ürünlerine en çok talep gösteren ülkelerin başında kalite standartlarının oturmuş olması dolayısıyla Avrupa ülkelerinin geldiğini kaydeden Canpolat, "Başta Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Karadağ, Kosova, Romanya, Bulgaristan gibi ülkeler ürünlerimizi ciddi oranda talep eden ülkeler" dedi. Bu ülkelerden bazılarına doğrudan ihracat yaparken bazılarında ise distribütörlük şeklinde çalıştıklarını ifade eden Canpolat, "Hedefimiz tüm dünyada distribütörlük şeklinde yapılanmak ve her ülkeye girmektir" dedi.
DÜNYA 10/01/2011
2023'te Kendi Petrolümüzü Tüketeceğiz
Akaryakıttaki zamlar can yakarken TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal bir müjde verdi. Türkiye 2023 yılında kendi doğalgaz ve petrolünü kullanacak.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal, Türkiye'nin petrol ihtiyacının tamamını Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te kendilerinin karşılayacağını söyledi.

Adıyaman TPAO Bölge Müdürlüğü'nün 9 ilde başlattığı 'Bir Hayalim Var' adlı şiir ve resim yarışmasının ödül töreni için Adıyaman'a gelen TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Öncelikle Türkiye'de akaryakıtta meydana gelen zamlara değinen Uysal, "Bir ülkede akaryakıt fiyatları pahalıysa bunun birinci nedeni ithalata bağlı olunmasıdır. Tabii ki bunda dünyadaki gelişmeler de katkı yapıyor. Biz bu yönde çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Şu an biz Türkiye'nin ham petrol ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabiliyoruz. Amacımız, Cumhuriyetimizin 100 yılı olan 2023'te ham petrol ve doğalgaz ihtiyacının hepsini karşılamak. Bunda da çok ümitliyiz." dedi.
Karadeniz'deki çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini belirten Genel Müdür Uysal, "Karadeniz'de şu an 3. sondajımızı da vurduk. Buradan çok büyük beklentilerimiz var. Bunun yanı sarı Mart ayında yeni sondajlarımız olacak. Tabi ki bu yatırımlar çok büyük yatırımlardır. Bir yatırımın maliyeti 250 milyon dolara mal oluyor. Bunların yanında Irak'ta anlaşmaları yaptık. Oralarda da çalışmalarımız başladı. Yani dünyanın dört tarafında araştırmalarımızı ve çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz." diye konuştu.
AKTİFHABER 10/01/2011
İstanbul'daki Sivas hanedanlığı
Onlar küçük yaşlarda İstanbul'a göç eden restoran sahipleri. Hepsinin ortak noktası da İstanbul'daki çalışma hayatına lokantalarda komilikten başlayıp, daha sonra yükselerek sektörün patronları arasına katılmaları. Haber Türk gazetesinde Helin Avşar 'ın kaleme aldığı haber, 9 Sivaslı, başarılı restoran sahibini şöyle anlatıyor:

1970’te ilkokulu bitirdikten sonra Anadolu’daki her kişi gibi gurbete geldim. Bizde köyden kaçmak adettendi. Bir arkadaşımla bir anda karar verdik. 45 km yürüyüp otobüse bindik ve kendimizi burada bulduk. Lokantada boş şişeleri kasalara yerleştirmekle başladım. Sonra ya mutfakta aşçı çırağı ya da salonda komi oluyorsunuz. Ben biraz Divan Oteli’nde tecrübe kazandıktan sonra askere gittim, en son Şamdan... Şamdan’da 12 yıl çalıştım. Orada çevre edinerek yükseldim. Köşebaşı’nı 4 arkadaş bir araya gelip kurduk. Başarılı olmak için bu işin bulaşığından tutun tepedeki yöneticiye kadar bütün görevleri bilmeniz lazım. Biz kebabı ara sokaklardan Levent’e getirince, bir de A grubu müşteri gelmeye başlayınca herkes kebapçılık yapmaya başladı. Şu anda en büyük hayalim Köşebaşı’nı dünya markası yapmak. Brezilya’da 4 yıl önce bir şube açtık, çok talep görünce bu yıl daha büyük bir yere taşıdık. Bahreyn’de bir, Dubai’de iki şubemiz var. Kadromuz yurtdışı şubeleriyle beraber 750 kişi.

Öğretmen olsaydım oğlumu Londra’da okutamazdım
SAİT CAN Şans Restoran

İstanbul’a ortaokulu okumak için geldim. Amcam apartman görevlisiydi. Onun yanında yaşayıp okuyacaktım. Ortaokuldayken aileme destek olmak için çalışma hayatına atılmam gerektiğini anladım. Hafta sonları lokantalarda komilik yapıyordum ama harçlığımı bile zor çıkartıyordum. Sonra adım adım ilerledim. Lisan öğrenmeye ihtiyaç duyunca 1985’te 6-7 ay için ABD’ye gittim. Daha sonra dönüp Şamdan’da çalışmaya başladım. Orası bizim için okuldu. Şamdan’ın şefi Ziya Tınaz bana yardımcı oldu. “İyi ki bu mesleği seçmişim” diyorum. Hayalim öğretmen olmaktı. Ama öğretmen olsaydım oğlumu Londra’da okutamazdım. En büyük prensibim iyi hizmet. Hizmet sektöründe ekibimizle, mutfağımızla, yemeklerimizle en iyisini vermek zorundayız. Herkese eşzamanlı servis götürüp yemeği aynı anda misafirlerin önüne koymanız lazım.

Herkese eşit davranıyoruz YUSUF ZİYA KURT, ADNAN AKÇA- Scotch

Y. K.: Scotch, 1968’de Adnan Bey’in amcası Cemil Akça ve garson arkadaşları tarafından kurulmuş. Babam Şaban Kurt da garsonluktan şefliğe geçerek kendini geliştirmiş ve ortak olmuş. Biz olayı Türkçe müzikle yakaladık. Müşteriler hem oynuyor hem de eğleniyorlar. İnsanlar kasılmışlar hep ama bizde coştular.
A. A.: Sivas’tan 1976’da geldim. Babam hâlâ “Sakın ola müşteriden 1 lira fazla almayın” der bize. En kaliteli ürünü vereceksiniz, hakkınız neyse onu alacaksınız. İlginçtir hiçbirimiz içki içmiyoruz. 40 yılda bir belki aramızda alkol alırız. En büyük ayrıcalığımızı müşteri portföyümüzü geniş tutmak, herkese eşit davranmak. Müşteri bir kere değil, hep gelsin istiyoruz. Bu sayede devamlı müşterilerimiz var. 30 yıl önce eğlenenlerin şimdi çocukları geliyor mekânımıza.

5 yıl masada uyudum
SÜLEYMAN KÖSE- Chocolate
1983’te 15 yaşında geldim İstanbul’a. Sivas’tan kopmak zor oldu. Babam yoktu, 3 kardeştik. İlk günler Kadıköy’de bir lokantada komilik yaptım. Sonra Tarabya’ya geçtim, 5 yıl masaların üzerinde uyudum. Sonra Celal Çapa ile tanıştım ama bana ticareti öğreten, Avrupa’yı gösteren İzet Çapa oldu. Chocolate’ı 2002’de açtık ve büyük bir başarı yakaladık. Denenmemiş bir konsept oluşturduk. Sunum, kalite, şarap ve kahve kültürü sunmaya çalıştık. Abartmayayım ama Chocolate, Türkiye’nin en farklı mekânlarından biri. Avrupa konseptini gerek tatlarla gerek çeşitlerle Türk’leştirdik.

Oğlum da bu işe meraklı
RIZA AKKAŞ - Ziyade Fasıl
İstanbul’a 1965’te geldim. Fındıklı’da okula başladım. Okulu bitiremeyince komiliğe başladım. O zamanlar o yaştaki bir çocuk için en uygun iş komilikti. Garsonluk, barmenlik, şeflik derken mekân sahibi oldum. Bir kere bu inanılmaz sabır, özveri ve zaman isteyen bir iş... Ne pazarınız var ne hafta sonunuz olur. Bu işte Sivaslıların bir şansı vardı: Çocuk denilecek yaşta geldik ve restoranın her bölümünde çalışıp başarılı olduk. Küçük oğlum da yanımda gide gele iş öğrendi, gazetecilik okuduğu halde bu mesleğe ilgisi var. O da Suadiye’deki şubemizin başına geçti.

Bir ayağım hep Sivas’ta
SERHAT GÜR - Mori Suşi
Ailem 1966’da İstanbul’a gelmiş, ben burada doğdum. Ama bir ayağım hep Sivas’ta. Zaten bizim sektörde herkes Sivas’tan gelme. Suşiyle 1995’te tanıştım. 2000 yılında arkadaşımla Mori’yi kurduk. Amacımız çok farklı bir konseptle suşiyi İstanbul’a getirmekti. Mori suşinin öncülüğünü yaptı. Bir de kurulduğumuz günden beri şeflerimizi hiç değiştirmedik. Bir dönem çıplak kadın üzerinde suşi yaptık. 2003’te bu sunumu Londra’da bir gece kulübünde görmüştüm. Bizimki Japonya’daki gibi çıplak kadınlar üzerinde değil de bikiniliydi. Yine de tepki aldık. Zaten pek kimse talep etmiyor. Kapalı yerlerde ve özel günler için isteniyor.

Biz ikinci nesiliz
AYKUT AYDIN, ERTUĞRUL PEKGÖZ- İskele Balık Lokantası
İskele’nin 19 yıllık geçmişi var. Biz ikinci nesiliz. Dedelerimizin maden ocakları varmış, Kuruçeşme’de çalışıyorlarmış. Buraya 18 yaşını bile doldurmadan gelmişler. Komilik yaparak başlamışlar işe. Nişantaşı’nda garson grubu oluşturmuşlar çalışırken. Sivaslılar ekip olarak çok özveriyle çalışıyor, müşteri ilişkileri kuvvetli. Bu işte çok uzun saatler çalışıyoruz. Servise çok önem veriyoruz.

SEDAT ÇELİK, VEDAT BEDİR - Eftelya
Tabakçılıktan başladık 5 ortağız. Tabiri caizse hepimiz İstanbul’da tabakçılıktan başladık, komilik, garsonluk, şeflik derken ilerledik. Eftelya’yı kurduğumuzda İstanbul’un ünlü balık lokantalarından birinde çalışıyorduk. İşi kurarken hiçbirimizin parası yoktu. Otomobillerimizi satarak, eş dosttan borç alarak bu işe girdik. Bu noktaya gelebilmek için en az 15 yıl gerekir. Biz sokak sokak müşteri aradık. Restoranı tanıtmak için Akmerkez civarında kart dağıttık. Bizim müşterilerden biri görmüş. Bir gün restorana geldi, yer bulamadı. “Demek ki sokak sokak gezmeniz boşa değilmiş. Azminizden dolayı sizi tebrik ediyorum” dedi.
RADİKAL 10/01/2011
"Yeni yönetmelik güzellik ve SPA sektörünü batırır"
Türkiye Masaj Enstitüsü Başkanı Sertaç Ak yaptığı açıklamada, Masaj, Güzellik Salonu ve SPA işletmelerine köklü değişiklik getiren yönetmelik için geri sayımın başladığını sözlerine ekleyerek, “Personel eğitiminden, Masaj uygulama odalarına kadar çok sayıda değişiklik getiren yönetmelik işletmeleri zora soktu. 20 bin kişinin istihdam edildiği ve yaklaşık 500 Milyon Dolarlık büyüklüğe ulaşan sektörde faaliyet gösteren işletmeler gerekli şartları yerine getiremezse 7 ay sonra kapısına kilit vurulacak” diye konuştu.

Milyon dolarlık işletmelerin yönetmelikle getirilen ağır şartları karşılayamayacağı için yok pahasına el değiştirmeye başladığına dikkat çeken Ak, “Şu anda yönetmeliğin istediği şartları yerine getirebilecek işletme sayısı yüzde 5 bile değil. Bazı maddelerin yerine getirilmesi ancak o tesisi yıkıp baştan inşa etmekle mümkün.

Yetkililer Sektör temsilcileriyle bir araya gelerek ağır ve gereksiz hükümler içeren maddeleri bir an evvel değiştirmeli. Aksi takdirde sezonun en hareketli geçeceği temmuz ayında işletmelerin kapısına kilit vurulacak. Zaman daraldıkça çaresiz kalan işletmeler şimdiden yarı fiyatına el değiştirmeye başladı. Yakında kepenk indirmeler de görülecek” ifadelerini kullandı.

7 AY ÇOK KISA BİR SÜRE
27652 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan ‘İşyeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin yönetmelik’ denetimsizlik ve yasal boşluklar nedeniyle olumsuz örneklere sahne olan SPA, Masaj Salonu ve Güzellik merkezi gibi işletmeleri tepeden tırnağa değiştiriyor. Ak, “Bu yönetmelikle masaj ilk kez resmi olarak tanındı ve SPA sektörünün öneminin farkına varıldı.

Sektördeki iyi ve kötü işletmeleri ayırma noktasında devrim gibi standartlar getirildi. Fakat öyle maddeler var ki düzeltilmezse sektörü kökten baltalar. 7 ay gibi kısa bir sürede 2 bin civarındaki SPA ve Masaj merkezinin yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Sektördeki yatırımlar bu yönetmelik nedeniyle durmuş vaziyette. Sorunlu maddeler düzeltilmezse işletmeler tek tek kapanacak” diye konuştu.

Sadece Akdeniz sahilinde 500’den fazla otelin SPA tesisine sahip olduğunu anlatan Ak, “Sektördeki işletmelerin taleplerini ilgili bakanlığa sunduk. Buna göre değişiklikler hemen yapılırsa, tüm işletmeler bu tarihe kadar hızlı bir şekilde uyum sağlayabilir. Eğer geç kalınırsa, birçok işletme el değiştirmiş olacak ve bu da Türk SPA sektörünün geleceğini tehlikeye atabilir” dedi.

2 BİN TL MAAŞLA MASAJ ELEMANI BULUNAMIYOR
Yönetmelik sebebiyle Sektördeki sertifikalı eleman açığının 5 bin kişinin üzerinde olduğuna dikkat çeken Ak, “Sektörün en büyük sorunu olan eğitimli eleman açığı yönetmelikle had safhaya ulaştı. Yönetmelik ile Masaj elemanlarına MEB onaylı sertifika zorunluluğu getirilmesi özellikle Antalya bölgesi başta olmak üzere, hiç eğitim almadan para karşılığı sertifika satışları yapan dolandırıcıların sayısını artırdı.

Antalya’da şubesi dahi olmayan kurumlar para karşılığı sertifika satarak, işi bilmeyen elemanları işe sokarak sektörün geleceğini tehlikeye atıyor. Her gün ortalama 2-3 işletme arayarak yeni kayıt yaptıran öğrencileri dahi işe almak istediklerini söylüyor. Yaşanan karmaşadan dolayı işletmelerden gelen personel taleplerinde ciddi artış var.

Mezunlarımız, iş hayatına atıldıkları zaman ortalama 2 ile 4 bin TL arasında bir gelire ulaştıklarını söylüyorlar. Bu da masaj uzmanlığını çok tercih edilen bir meslek dalı haline getirdi. Bugüne kadar 5 binden fazla mezun verdik. Mezunlarımız önceden çoğunlukla turizmde istihdam ediliyorken bugün artık güzellik merkezlerinden sağlık kuruluşlarına, spor kulüplerinden kurumsal şirketlere kadar yüzlerce alanda istihdam ediliyorlar” diye konuştu.

RADİKAL 10/01/2011
Türkiye'de her 100 kişiden sadece 5'i kendi işinin patronu: Bunların yüzde 80'i de ZORLA patron olmuş
TOBB Genç Girişimciler Kurulu Üyesi Sedat Kılıç, Türkiye'de her yüz kişiden 5 kişinin girişimci olduğunu belirterek, bu girişimcilerin yüzde 80'inin de zorla girişimci olduğunu söyledi.

Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk toplumunun cesaretli olmasına rağmen, girişimciliğinin Avrupa ve Amerika ülkelerinden geride olduğunu ifade etti.

Avrupa'daki bütün ülkelerde 'Sizin önünüzdeki girişimcilikte engel ne?” diye sorulduğunu, ortaya çıkan sonuçların 'siyasi sıkıntı, cesaret eksikliği' olduğunu kaydeden Kılıç, Avrupa geneli, ABD ve Kanada'ya bakıldığı zaman girişimcilik önünde paranın sorun olmadığını, cesaret ve diğer sorunları sıraladığını, Türkiye'deki araştırmada ise kimsenin cesareti sorun etmediği, araştırmaya katılanların yüzde 85'inin paraya olan erişimi, girişimciliklerinin önünde engel gördükleri sonucunun çıktığını kaydetti.

Türkiye'de yüz kişiden 5'inin girişimci olduğunu dile getiren Kılıç, Meksika'da bu oranın 17, Avrupa'da yüzde 12, ABD'de yüzde 11'lerde olduğunu belirterek, “Dünya geneline bakıldığı zaman Türkiye'deki girişimcilik oranı yüzde 4,7 ile çok aşağı seviyelerde. Bu verinin yanında bunu etkileyen çok kötü bir veri var. Bizim açımızdan hoş olmayan bir veri. Bu 4,7'nin yüzde 80'i de zorla girişimci olmuş. Yani isteyerek girişimci olmamış. Çıkmış iş aramış, bulamamış, girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak değil de zoraki, yani elinde avucunda ne varsa toparlayarak iş kurmuş. Yani düşünebiliyor musunuz her yüz kişiden bir kişi isteyerek kendi işini kurmuş” dedi.

-“ÜLKEDE BUGÜN BAHSETTİĞİMİZ BAŞARI, HER 100 KİŞİDEN BİRİNİN İSTEKLİ
OLMASIYLA ORTAYA ÇIKARIYOR”-

Türkiye'nin dünya genelinde 16. büyük ekonomiye sahip olmasının girişimci olan her yüz kişiden bir kişinin çalışmasıyla ortaya çıktığını dile getiren KIlıç, “Türkiye'de yeni şirket kurulumlarının yüzde 76'sı üç sene içinde kapanıyor. Yani zaten yüzde 80'i zorla iş kuruyor. Yüzde 76'sı da kapanıyor, verimli olamıyor. Yani bu ülke bugün bahsettiğimiz bu başarı hikayesini her 100 kişiden birinin istekli olmasıyla ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

Genç girişimcilerin çalışmalarından örnekler veren Kılıç, kendi kurduğu şirketle ilgili şunları kaydetti:

“Üniversitede okurken, yüzde 90 civarında gaz tasarrufu sağlayan bir sistem geliştirdik. Bizde her şer vardı, ama bir tek para yoktu. Ve bu para açısından ciddi yatırım isteyen şeylerdi. Bir sene içinde olmadı hedeflerime ulaşmam ama biraz daha uzun süreçte kazandıkça oldu. İlk başta Türkiye'de fabrika fabrika gezip iş yapıyorduk ve ihracat yapıyorduk. Bugün 7 bölgede de bayilik ağımı tamamladım. 30'a yakın ilde bayi satış ağımız var ve 16 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ben çok küçük bir örneğim, çölde bir kum tanesi gibiyiz ama ben 50'ye yakın kişiye maaş veriyorum. Dolaylı yoldan baktığınızda yurt dışındaki distribütör benim çalışanım değil ama 215'in üzerinde şu an bu işten ekmek yiyen insan var. Teknolojik bir ürünle bunu yapıyoruz.”
Belçika'da mayıs ayında 41 ülkeden rol model girişimciler içinde Türkiye'yi temsil ettiğini hatırlatan Kılıç, genç girişimcilerin Türkiye ekonomisinin şekillenmesinde büyük roller oynayacağını, girişimci sayısının artmasıyla ülke ekonomisinin daha iyi durumda olacağını savundu.

-“GİRİŞİMCİLİĞİN DE BİR ALTERNATİF, SEÇENEK OLDUĞUNDAN BAHSETMEMİZ
GEREKİYOR”-

Kendisinin hiç sermayesi olmadan bu seviyeye geldiğine dikkat çeken Kılıç, “Kimse ben kendi işimi kuracağım demiyor, doktor, mühendis olacağım diyor. Biz neden böyle olduk? Çünkü TOBB ETÜ'de böyle yetiştirildik. Gideyim de bir yerde çalışıyım demedik. Girişicilik, girişimcilik, girişimcilik. Mezuniyetini alan daha çok insanda girişimcilik farkındalığını oluşturmamız gerekiyor. Girişimciliğin de bir alternatif, seçenek olduğundan bahsetmemiz gerekiyor. Bir üniversite öğrencisi birinci sınıftan itibaren 'ben kendimi girişimci olarak yetiştireceğim' dediği zaman bu kadar teknolojik birikimle ne kadar girişimci olabileceğinizi düşünebiliyor musunuz?” şeklinde konuştu.

Alse Makine'nin Genel Müdürü olan Sedat Kılıç, 1985 doğumlu. 2004 yılında TOBB ETÜ Makine Mühendisliği bölümünü kazanan Kılıç, 2006 yılında üniversitede 2. sınıftayken ALSE Makine Sanayi ve Ticaret adı altında ilk şirketini kurdu. İki sene boyunca bir yandan okulunu bir yandan da ürünün pazarlaması ve Ar-Ge'sini yürüttü. 2008 yılında “Gazaltı Kaynak Makinelerinde Gaz Tasarruf Sistemi” adlı ürünü geliştirdi. Avrupa ve dünya patentleri, faydalı model belgesi, CE ve ISO belgeleri alınan ürünün ihracatına başlandı. Türkiye'de 7 bölgede bayilik ağını tamamlayan Kılıç, şu an 16 ülkeye ihracat yapıyor.
RADİKAL 10/01/2011
Topraksız tarımda ilk hasat yapıldı: 5 ton domates
6 dekar üzerine kurulan cam serada ilk hasadı, İpsala Kaymakamı Mehmet Ali Gürbüz ile Belediye Başkanı Mehmet Karagöz yaptı.

Karasal iklim kuşağında bulunan İpsala'da ilk defa gerçekleştirilen domates üretimi çevrede ilgi odağı oldu. Seradan bu yıl içinde 150 ton domates üretimi bekleniyor.

GLS Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Ören, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk hasattan 5 ton ürün aldıklarını söyledi.
Sera yapım çalışmalarına 1 yıl önce başladıklarını ifade eden Ören, şöyle konuştu:

“3 ay önce diktiğimiz fidelerden bugün ilk hasadımızı yaptık. İlk hasadımızdan yaklaşık 5 ton ürün bekliyoruz. Bu ürünleri ilk etapta iç pazara vereceğiz. Önümüzdeki haftadan sonra yeni çıkacak ürünlerimizi komşumuz
Yunanistan'a ve oradan da Avrupa pazarına göndermeye başlayacağız. 0 bölgemizin lojistik olarak çok iyi bir noktada olması sebebiyle İstanbul ve Avrupa pazarına çok hızlı bir şekilde daha kısa sürede ürettiğimiz ürünleri gönderme imkanlarımız var. İnşallah bölgemizin gelişmesi adına bu işin hayırlı olmasını dilerim."

İpsala Kaymakamı Mehmet Ali Gürbüz ise bölgede ilk defa yetiştirilen domatesleri hasat etmekten mutluluk duyduğunu belirtti.
Seranın bulunduğu Kumdere Köyü'nün kumsal bir araziye sahip olduğunu vurgulayan Gürbüz, şunları söyledi:

“Çeltik tarımı yapmayan vatandaşlarımız kendini mağdur,fakir gariban hissetmekte idiler. Eğer biz kumsal bir arazide böyle verimli bir tarım yapabilirsek hiç bir vatandaşımız benim topraklarım verimsiz diye bir kaygıya kapılmayacak. Çünkü burada topraksız tarım yapılıyor. Toprak yok. Toprağın verimli olması gibi bir kaygı yok. Ayrıca bitkinin her ihtiyacı ne eksiği ne fazlası tam kıvamında veriliyor.

Ben bu yatırımın diğer çiftçilerimize ve yatırımcılara örnek olmasını diliyorum. İpsala'ya ve tüm Trakya'ya hayırlı olmasını diliyorum.”
Belediye Başkanı Mehmet Karagöz de çeltiğin başkentinden domatesin, seracılığının başkentine doğru bir yolculuğun başladığını ifade etti.
Karagöz, “Ülke ne kadar çok üretirse ulusal bağımsızlığı da o kadar iyi koruma durumunda olabilir. Eğer bu ülkede üreticilerin ürettiği ürünleri biz en iyi bir şekilde değerlendirebilirsek, uluslararası boyutlara taşıyabilirsek hem ülkemiz hem bu işi yapan insanlarımız ekonomik olarak büyük gelirler elde etmiş olurlar” dedi.

Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Üstün de İstanbul ve Yunanistan'ın üretilen domatesler için iyi bir pazar olduğunu belirterek, bölgede seracılık yapacaklara maddi ve manevi olarak her türlü desteğe hazır olduklarını kaydetti

Daha sonra ilk hasada katılanlara domates, peynir ekmek ikram edildi. (aa)
RADİKAL 10/01/2011
Bankalara sanal alem mecburiyeti
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankaların bireysel müşterilerle sınırlı olmak üzere, yasal kesinti ile bazı bankacılık ürünleri için temel maliyet unsuru olan faiz oranlarının, bankaların ana sayfasından kolayca erişilebilecek bir sembol üzerinden yayımlanacağını açıkladı. Konuyla ilgili soruları yanıtlayan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, uygulamanın BDDK’ya gelen şikâyetlere göre şekillenen ana gruplarda ücret, masraf ve komisyonların, banka müşterilerine açık ve şeffaf bir şekilde iletilmesini ve bu ücretlerin BDDK internet sitesinde de toplu olarak izlenerek karşılaştırılabilirliğini sağlamak amacıyla başlatılacağını söyledi. Bilgin, tüketicilerin tercihlerini kolaylıkla ulaşacakları bu listelere göre yapabileceğini belirtti. Bilgin ayrıca, 49 bankanın azami ücret tutarlarının yer alacağı listelerdeki tutarlarda banka tarafından herhangi bir değişiklik olması durumunda BDDK sistemindeki bilgilerin de anlık olarak güncelleneceğini söyledi.
NELERİN ÜCRETİ İLAN EDİLECEK
Para aktarma, Bireysel krediler, Kredi kartları, Banka kartları, Mevduat hesapları, ATM kullanımı, Kiralık kasa, Menkul kıymet, Çekler ve senetler
RADİKAL 08/01/2011
"Portekiz dış yardımdan kaçınıyor"
Portekiz Başbakanı Jose Socrates, borçlanma faiz oranındaki artış ve bütçe sorunları nedeniyle finansal dış yardıma başvurmaktan kaçınmak için ülkesinin yapması gerekeni yaptığını söyledi.
Gazetecilerin, piyasalardaki Avrupa'da yaşanan borç krizinin sonuncu dalgasının Portekiz olacağına ilişkin söylentiler hakkındaki görüşlerini sorması üzerine Socrates, ''Portekiz, yapması gerekeni yapıyor ve yapmaya da devam edecek'' dedi. Portekiz'in ihracat sektörünü daha dinamik hale getirmek için şirket yöneticileriyle bir araya gelen Socrates, 2010 yılı boyunca pek çok kez bu tip şeyler duyduğunu belirterek, ''Portekiz'in 2010 yılı bütçe hedefine ulaşacağını söylemek zorundayım'' diye konuştu.
Hükümet, 2009 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 9,3'ü düzeyinde bulunan bütçe açığının 2010 yılında 7,3'e gerilemesini hedefliyordu. Uzmanlar, Yunanistan ve İrlanda'nın ardından Portekiz'in de finansal dış yardıma başvurmak zorunda kalabileceğini belirtiyor.
Özellikle piyasada işlem gören tahvillerin faizinin geçen hafta yüzde 7,2'ye kadar yükselmesi nedeniyle Portekiz'in bu hafta düzenleyeceği tahvil ihraçlarında ortaya çıkacak faizin kritik önemde olduğuna işaret eden uzmanlar, Yunanistan ve İrlanda'nın yardım istemeye mecbur kaldıkları dönemde tahvillerinin faizinin çok daha düşük seviyelerde olduğunu ifade ediyor.
Uzmanlar, Avro Bölgesi için oldukça yüksek bir rakam olan yüzde 7,2'lik faiz seviyenin, yeni ihalelerde de sürmesi durumunda Portekiz'in borcunu çevirememe riskinin ortaya çıkabileceğini ve hükümetin AB ve IMF'den yardım istemeye mecbur kalabileceğini kaydediyor.
CUMHURİYET 09/01/2011
'Makine sektörünün 2023'teki ihracat hedefi 100 milyar dolar'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, hazırladıkları Makine Sektörü Strateji Belgesini şubat ayında Yüksek Planlama Kurulu kararıyla hükümet belgesi haline getireceklerini bildirdi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, makine sektör temsilcileriyle Abant'ta bir araya geldi. Toplantıya Makine Ve Aksamlar İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, TUSKON Başkanı Rızanur Meral, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kibar, akademisyenler ve makine sektörü temsilcileri katıldı. Toplantıda sektörün sorunları, ileriye dönük yol haritası, sektörde rekabetçi olmanın yolları ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Makine Strateji Belgesi ele alındı.
Bakan Ergün, Makine Sektörü Strateji Belgesi'ni geçtiğimiz günlerde Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda ele aldıklarını, Şubat ayı içerisinde gerekli gözden geçirmeleri yaparak, Yüksek Planlama Kurulu'na sunmuş olacaklarını söyledi. Makine sektörünün tüm sektörler için kilit öneme sahip olduğunu ifade eden Ergün, bu sektördeki gelişmenin ve teknolojik ilerlemenin tüm sektörlere yansıdığını, bu nedenle makine sektörünü çok stratejik bir sanayi kolu olarak gördüklerini kaydetti. Türkiye'de makine sektörünün kalitesiyle, yaptığı ihracatla ve dünya piyasalarına açılmasıyla kendini ispat etmiş bir sektör olduğunu ifade eden Ergün, Türk makine sektörünün aynı zamanda gelişmeye çok açık bir sektör olduğunu belirtti. Makineciliğin bir kültür olduğunu ve 3-5 yıl içinde kurulup, geliştirilecek bir sektör olmadığını belirten Ergün, ''Biz bu kültüre sahibiz. Şimdi önümüze çok önemli bir hedef koyduk. 2023 yılında makine sektöründe 100 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Bakanlık olarak hazırladığımız Makine Strateji Belgesi de bu hedefe ulaşmamızda önemli bir zemin olacaktır'' dedi.
'Ana hedef Türkiye'ye teknoloji üssü haline getirmek'

Hazırladıkları Makine Strateji Belgesi'nin ana hedefinin de makine sanayinde Türkiye'yi teknoloji üssü haline getirmek olduğunu anlatan Bakan Ergün, ''İleri teknolojili ürünlerin imal edilmesini sağlamak ve sektörü daha ileri noktalara taşımak için, 2010–2013 yılları arasında atacağımız adımları eylem planına dönüştürdük. Geçtiğimiz günlerde Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda sektör temsilcileriyle birlikte Makine Sektörü Strateji Belgesi;ni de ele aldık. Şubat ayı içinde YPK kararıyla hükümet belgesi haline getirmeyi planlıyoruz'' diye konuştu.
Bakan Ergün, belgede, 'Hukuki Düzenlemeler ve Yapısal Tedbirler, Finansal Araçların Geliştirilmesi, AR-GE ve İnovasyon, İnsan Kaynakları ve Pazarlama, Dış Ticaret ve Tanıtım' başlıkları altında 41 eylem belirlediklerini söyledi. Küresel rekabet sürecinde, dünya ticaretinden daha fazla pay almak için, daha kaliteli ürünlerin daha ucuza üretilmesi gerektiğine işaret eden Ergün, bu nedenle, makine sektörünün başarısının, diğer sektörlerin başarısında da kilit bir rol oynadığını belirtti.
'Kamu, yerli makineleri tercih etmeli'

Türkiye'de üretilen makinelerin Türk sanayisinde kullanılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Bakan Ergün, Kamunun yerli makineleri tercih etmesinin önemine işaret etti.
Bakan Ergün, 15 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde makine imalat sanayinde 21 bin civarında firma faaliyet gösterirken, Türkiye'de 10 bin civarında firmanın bulunduğunu, bu durumun, Türkiye'deki işletmelerin çok sayıda ve dağınık yapıda olduklarının, büyüme ve ölçek sorunu yaşadıklarının açık bir göstergesi olduğunu söyledi.
İşletme sayısının çokluğuna rağmen, Türkiye'deki toplam makine imalatının Avrupa ülkelerinin sadece yüzde 5'i kadar olduğunu ifade eden Ergün, şunları kaydetti: ''Yüzde 5 aslında önemli bir oran, ancak işletme sayılarını oranladığımızda yüzde 5 üretim payının yetersiz olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, esnek ve hızlı üretim yapısını koruyarak, firmaların işbirliği ve ortaklık süreçlerini geliştirmeli, böylece bilgi, beceri ve sermaye gibi kıt kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamalıyız. Türkiye, kendi bilgisini üreterek, bu bilgiyi teknolojik ürüne dönüştürerek ürettiği ürünleri tüm dünyaya pazarlayarak ekonomik ilerlemesine hız kazandıracaktır. Makine Sanayi Strateji Belgesi'ndeki eylemleri hayata geçirerek, makine sanayinin imkan ve kabiliyetlerini arttıracak, yurt dışı bağımlılığını azaltacak, kendi kendine yeten ve uluslararası pazarda rekabet gücüne sahip bir makine sanayini oluşturacağız. Sektör temsilcilerine ayrıca şunu da ifade ettim. Makine ihracatında olumlu imajımızın bozulmasına izin vermeyelim, kaliteden ödün vermeyelim.''
CUMHURİYET 09/01/2011
"Ucuza aldıkları eti pahalı satıyorlar"
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, et fiyatlarında yaşanan düşüşle ilgili olarak, ''Bazı firmalar ucuz aldıkları eti pahalı satıyorlar. Bu da bizi üzüyor. Bu hem de tüketicinin aleyhine oluyor'' dedi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Afyonkarahisar Korel Termal Otel'de tarım ve hayvancılıktaki sorunlar ile çözüm önerilerinin tartışıldığı bir toplantıya katıldı. Toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Eker, alınan önlemlerle et fiyatlarında zaten düşüş olmasını beklediklerini, bu sonucu hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Bizim birinci önceliğimiz Türkiye'de üretimi artırmak, Türkiye'nin üretim potansiyelini ve üretim kapasitesini artırmak. O nedenle kısa, orta ve uzun vadede aldığımız tedbirler var. Kısa vadedeki aldığımız tedbirlerden bir tanesi piyasadaki et arzını artırmak. Gerek sanayinin ihtiyaç hissettiği ham maddeyi temin etmeleri, gerekse kasaplık canlı hayvan ve eğer götürme imkanı olan olursa besi materyalini ithal etmelerine imkan tanıdık. O şu anda devam ediyor. Bununla şu anda fiyatlar Nisan ayına kıyasla yaklaşık yüzde 20 civarında perakende fiyatlarında bir düşüş meydana geldi. Ama şunu da biliyor ve üzüntüyle izliyoruz ki bazı firmalar ucuz aldıkları eti pahalı satıyorlar. Bu da bizi üzüyor. Bu hem de tüketicinin aleyhine oluyor. Biz tedbirlerimizi bu şekilde Türkiye'de tüketicilerimizin makul bir fiyatta et tüketebilecekleri bir piyasa düzeni dengeleninceye ve oturuncaya kadar aldığımız tedbirleri devam edeceğiz.''
Eker, daha sonra basına kapalı gerçekleştirilen toplantıya katıldı.
CUMHURİYET 08/01/2011
500'e yakın işadamı Kuveyt'e gidiyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuveyt ve Katar'a gerçekleştireceği resmi ziyaret ile eş zamanlı olarak,Ticaret ve Müteahhitlik Heyeti Programı uyarınca bu ülkelere iş adamlarının ziyareti gerçekleştirilecek.
Devlet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, söz konusu program, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın katılımıyla, Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinasyonu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonu ile Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Genel Sekreterliği tarafından 9-12 Ocak 2011 tarihleri arasında yapılacak. Kuveyt ve Katar'da, Türkiye'nin pazar payının artırılması ve bölgeye yönelik yeni ihracat ve müteahhitlik imkanlarının oluşturulması amacıyla düzenlenecek gezide bulunan 400'den fazla işadamı iki ayrı uçakla bu ülkelere gidecek. Ticaret heyeti programına Kuveyt ve Katar'dan katılacak Türk işadamlarıyla birlikte heyette bulunan işadamlarının sayısının 500'e ulaşması bekleniyor.

Heyette; inşaat malzemeleri, gıda, otomotiv ve yan sanayi, kimyasallar, mobilya, mücevherat, tekstil ve konfeksiyon, ev tekstili, ilaçlar ve tıbbi cihazlar, makine ve ekipmanları ile müteahhitlik sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar bulunuyor. Katar ve Kuveyt'e yönelik söz konusu ziyarete, işadamlarının yanı sıra, özel sektör çatı kuruluşlarının Başkanları ve üst düzey yöneticileriyle temsilcileri de katılacak.

İş forumu yapılacak

Söz konusu Ticaret ve Müteahhitlik Heyeti Programı kapsamında, Türkiye'den ve anılan ülkelerden üst düzey yetkililerin ve işadamlarının katılımıyla 11 Ocak 2011 tarihinde Kuveyt'te, 12 Ocak 2011'de Katar'da İş Forumları yapılacak, Türk ve Kuveytli/Katarlı girişimciler arasında iş görüşmeleri gerçekleştirilecek.
Devlet Bakanı Çağlayan ziyaret sırasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştireceği görüşmelerin yanı sıra Kuveyt ve Katar Ticaret Bakanları ve bu ülkelerin yatırım idaresi başkanları ile iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilere dair görüşmelerde bulunacak. Bakan Çağlayan Kuveyt ve Katar'daki yerleşik Türk işadamları ile de görüşecek.

Bakanlık açıklamasına göre Körfez Bölgesi, Türk işadamları açısından her zaman önemli bir ticari üs oldu ve özellikle müteahhitlik alanında yapılacak yatırımlar açısından çekim merkezi haline geldi. Türkiye ile Kuveyt arasındaki ticari ilişkiler geçen on yılda önemli artış kaydetti. 2002 yılında iki ülke ticaret hacmi 165.6 milyon dolar iken 2008 yılında 573.6 milyon dolara ulaştı. Ticaret hacmi, 2009 yılında küresel krizin daraltıcı etkisiyle birlikte 395.5 milyon dolara geriledi. 2010 yılında ise ikili ticaretin 2008 yılı rakamını da geride bırakarak 600 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Kuveyt ikili ticarette Türkiye'nin hep fazla verdiği bir ülke oldu. Ayrıca, Kuveytli firmaların Türkiye'deki yatırımları 850 milyon dolara ulaştı.
Türkiye ile Katar arasındaki ticari ilişkilere bakıldığında da yıllar itibarıyla artan bir seyir izlediği görülüyor. 2008 yılında 1 milyar doları aşan Katar'a ihracat, 2009 yılında küresel krizin etkisiyle 289 milyon dolara kadar geriledi. 2009 yılında iki ülke ticaret hacmi 374.7 milyon dolar oldu. 2010 yılı sonu itibariyle iki ülke ticaret hacminin 350 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Öte yandan Türk müteahhitlik firmalarının Katar'da üstlendikleri projelerin tutarı 6.6 milyar dolara ulaştı.
2022 FIFA Dünya Kupası'nın Katar'da yapılacağının açıklanmış olması ile ülkedeki müteahhitlik yatırımları yeniden hız kazanmaya başladı. Katar'da gelecek 5 yıl için planlanan 200 kadar yatırım projesinin toplam tutarı yaklaşık 150 milyar dolar düzeyinde. Ticaret Heyeti Programı, Türk işadamlarının bu alanda yeni yatırım imkanları yakalamaları için bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
CUMHURİYET 08/01/2011
Türkiye Ziraatçılar Derneği uyardı
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, '2011 yılı bazı tarım ürünlerinin fiyatları konusunda bolca spekülasyonların yapıldığı bir yıl olacak. Bu konuda gerekli tedbirler alınmalı" dedi.

Yetkin, düzenlediği basın toplantısında, 2010 yılında tarım ve hayvancılık alanında yapılan çalışmaları değerlendirdi ve tarım sektörüne ilişkin güncel sorunlara değindi.

Geçen yıl yapılan tarım sigortası çalışmasının, başta Ziraat Bankası olmak üzere özel bankaların sağladığı tarım ve hayvancılık kredilerinin, başarılı uygulamalar olduğunu anlatan Yetkin, sektördeki ithalat-ihracat dengesinin de iyi tutturulduğunu belirtti.

Bu yıl bütçede tarım yatırımlarına ayrılan payın da iyi seviyede olduğuna işaret eden Yetkin, bütün bunların olumlu gelişmeler olduğunu kaydetti.

Son günlerde ekmeğin poşete girmesi konusunda yönetmelik taslağı hazırlandığını anımsatan Yetkin, bu uygulamayı desteklediklerini söyledi.

Türkiye'de son yıllarda bazı tarımsal ürünlerde spekülasyonlar yapıldığını, bazı kesimlerin büyük karlar elde etmeyi amaçladığını ifade eden Yetkin, "Özellikle süt fiyatları iyi izlenmeli. Çünkü yem fiyatları arttı. Süt üreticileri kar edemiyor. Üretim fazlası var. Devlet ihracat kapılarını açmalı. Okullarda ve askeriyede süt tüketimi konusunda kampanyalar düzenlenmeli" dedi.

Son dönemde pirinç fiyatlarında da kıpırdanmalar meydana geldiğini ifade eden Yetkin, bazı kişilerin pirinç stokladığını ve adeta "pusuya yatıp beklediklerini" söyledi.

Şeker ve buğday fiyatları konusunda da spekülasyonlar yapılmaya başlandığını belirten Yetkin, "Buradan yetkilileri uyarıyorum. 2011 yılı bazı tarım ürünlerinin fiyatları konusunda bolca spekülasyonların yapıldığı bir yıl olacak. Bu konuda gerekli tedbirler alınmalı" diye konuştu.

Et fiyatları konusuna da değinen Yetkin, verilen et ithalatı izninin ne zaman sona erdirileceğinin bilinmediğini, bunun da yerli üreticilere zarar verdiğini söyledi. Damızlık hayvan ithalatının yapılması ve yerli hayvan sayısının artırılması gerektiğini ifade eden Yetkin, dondurulmuş et ithalatının da durdurulması gerektiğini belirtti.

CNNTURK 09/01/2011

2 milyar dolarlık ‘iş’e aracı oldu ‘Risk gözlüğü bitti’ mesajı verdi
Aracılık ettiği birleşme ve satın alma işlemleri ile son 3 yılda Türkiye’ye 2 milyar dolar gelmesini sağlayan Pragma Kurumsal Finansman’ın Yönetici Direktörü Kerim Kotan, “2011, 2010 yılından daha iyi bir yıl olacak. Çünkü artık yabancılar Türkiye’ye risk gözlüğü ile değil fırsat gözlüğü ile bakıyorlar” dedi.
SON 3 yılda aracı oldukları birleşme ve satın alma işlemlerinin toplamı 2 milyar doları bulan Pragma Kurumsal Finansman Yönetici Direktörü Kerim Kotan, “Türkiye’ye dönük algı artık çok değişti. Yabancılar risk gözlüklerini çıkardılar, Türkiye’ye fırsat gözlükleri ile bakıyorlar. Satın alma ve birleşmelerde 2010 yılı geçti. 2008-2009’da dünyada alıcı ile satıcı arasında derin bir uçurum oluştu. Bu boşluk 2010’da yavaş yavaş kapanmaya başladı” dedi.
2011 gelişinden belli
2011’in Türkiye’de satın alma ve birleşme işlemlerinde 2010’dan daha da iyi bir yıl olacağı öngörüsünde bulunan Kotan, şöyle konuştu: “2010’un son çeyreğindeki performans bize bunu gösterdi. Dünyada likidite fazlası var. Bu para gidecek yer arıyor. 2010 yavaş başladı ve ikinci yarıdan sonra hızlanmaya başladı. Artık alıcı ile satıcının beklentileri buluşmaya başladı. Aradaki boşluk 2011’de iyice kapanır.”
Vergi affı hız getirir
Pragma Yönetici Direktör’lerinden Değer Şahbaz da birleşme ve satın alma işlemlerinde dünyadaki hareketliliğin yanı sıra Türkiye’ye özgü bazı gelişmelerin de olumlu etkisi olacağına dikkat çekti. Şahbaz, vergi affı paketini örnek vererek şunları sçyledi: “Bu sayede piyasada ortaklığa uygun şirket sayısı artacak. Geçmişe dönük riskleri ve mali tablolardaki problemler sebebiyle ortaklığı düşünemeyen şirketler, bu sayede ortaklığa da sıcak bakacaktır.”
Çin, Hindistan, Hong Kong
Türkiye’ye uluslararası yatırımların yüzde 50’sinin hâlâ Avrupa’dan geldiğini kaydeden Şahbaz, şunları anlattı: “Krize rağmen bu böyle. Avrupa’nın sağlam şirketleri büyümek için Türkiye’yi tercih ediyorlar. Ancak sadece Avrupa değil, Çin, Hindistan, Hong Kong, Güney Kore gibi ülkelerden de Türkiye’ye yatırım artacak. Özellikle Çinliler Avrupa’ya yaklaşmak için Türkiye’deki yatırımlarını önümüzdeki dönem artıracaklar. Enerji en büyük cazibe alanı. Bunun dışında altyapı yatırımları, sağlık ve ilaç sektörü en çok ilgi gören alanlar.”
İlk çeyrekte 3 satın alma duyurusu olacak
SATIN alma ve birleşme işlemlerinde yapılan gizlilik anlaşması gereği yürütülen işlemlerin büyük bir gizlilikle tamamlandığını kaydeden Kerim Kotan, “2011’in ilk çeyreğinde 3-4 büyük satın alma ve ortaklık duyurusu yapmayı planlıyoruz. ABD’den, Avrupa’dan ve Körfez sermayesinden olabilir bunlar. Sektörde özellikle yabancı ortaklıklarda lideriz. Bunun nedeni bizim tek işimiz bu. Sadece müşterilerimize odaklanıyoruz. Ayrıca sektörleri çok iyi tanıyoruz. Yabancı işlem sayısı olarak da Türkiye’de birinci sıradayız” dedi.
Türkler dışarıda atak yapacaklar
KERİM Kotan, bu yılın Türk şirketlerinin yurtdışındaki satın alma ve ortaklıkları açısından dikkat çekici bir yıl olacağını söyledi. Kotan, “Türk şirketleri de global ya da bölgesel marka olma yolunda ilerliyorlar. Marka satın almalara sıcak bakan şirketlerin sayısı arttı. Türkiye’de belli pazar büyüklüğüne ulaşan şirketler dışa açılmak istiyor. Gelen talepler Grundig, Godiva gibi sürprizler olabileceğini gösteriyor” dedi.
Bize de ortaklık teklifleri geldi
KENDİLERİNE de zaman zaman ortaklık teklifleri geldiğini kaydeden Pragma Yönetici Direktörlerinden Değer Şahbaz, bu konuda şunları söyledi: “Ortaklık bizim şirket felsefemizde var. Biz çok ortaklı bir kuruluşuz. Şu ana kadar Avrupalı ve Uzakdoğulu firmalardan ortaklık teklifi geldi. Ancak biz şirketimize katma değer sağlayacak bir ortaklık olursa sıcak bakıyoruz. Ortaklık fikrine zaten yakınız. Görüştüğümüz şirketlere ve müşterilerimize de bu fikrin şirketlere kazandıracağı değerleri anlatıyoruz.”
Satış için en iyi zaman şimdi ortaklık patlayacak
TÜRKİYE’de birleşme ve satın alma işlemlerinde önümüzdeki 2-3 yıl içinde büyük bir atak yaşanmasını beklediğini kaydeden Değer Şahbaz, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Türkiye’de 30’a yakın ofisi olup faaliyete başlamış ya da yatırım yapmış girişim sermayesi şirketi var. Bir o kadar da halihazırda burada ofisi olmayıp yatırım yapmış şirket var. 40’a yakın bu alanda şirketin de Türkiye’de henüz bir yapılanması yok ama buraya gelmek istedikleri biliniyor. Yani bir şirketle ortak olma yada satın alma arayışı içinde olan ortalama 100 şirket var. Bunların çoğunun da Türkiye’ye ayırdığı belli miktarda bir fon var. Bu şirketler söz konusu fonların süresi dolmadan harcamak istiyorlar. Bu nedenle 2-3 yıl içinde Türkiye’de bir patlama olabilir. Dolayısıyla alıcı şirketler arasında bir rekabet yaşanacak. Satıcı açısından ise talep yoğun olduğu için iyi bir fiyat oluşması söz konusu. 2011 satış için iyi bir zaman gibi görünüyor. ”

HÜRRİYET 10.01.2011
Çevre Bakanlığı 750 bin terminatör böcek üretti 10 milyon lirayı kurtardı
Çevre ve Orman Bakanlığı ağaçlara orman yangınlarından beş kat daha fazla zarar veren böcekleri yok etmek için laboratuvarda terminatör böcek üretti.
Doğadaki zararlı böcekleri yiyerek ağaçları koruyan terminatör böcekler, devleti her yıl 10 milyon TL harcama yapmaktan kurtaracak. Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, şunları söyledi:
10 milyon TL cepte
Ormanlarımızda 50 çeşit zararlı (böcek, mantar vs) iki milyon hektar alanda görülüyor. Bunlara karşı mekanik, kimyasal, biyolojik ve biyoteknik yöntemler kullanılarak ortalama her yıl 8- 10 milyon TL harcamamıza neden oluyorlar. Yırtıcı böcek üretimi için beş yeni laboratuvar kurduk ve önceden kurulan laboratuvarlarla birlikte (61 adet laboratuvarda) 750 bin adet yırtıcı böcek ürettik ve hastalıklı alanlara yerleştirdik. 2011’de 3 biyolojik mücadele laboratuvarı daha kuracağız. Zararlı böceklerle mücadelede Biyolojik Mücadele çalışmalarını artırdık. Bu kapsamda, ormanlara 51 bin suni kuş yuvası astık ve 250 karınca nakli gerçekleştirdik.
Ağaçkakan örneği
Kuşlar ormanlarda zarar yapan böceklerin yumurtaları, larva ve erginleriyle beslenirler. Bu nedenle bir ağaçkakan kendi ağırlığı kadar günlük zararlı böcek tüketir, ormandaki biyolojik dengenin korunmasına faydalı olur. Bir karınca yuvasında yaklaşık 300 bin karınca yaşar. Bir hektarlık ormanlık alanda zararlı böceklerin larva, yumurta ve erginlerini yiyerek doğal dengenin sağlanmasında faydalı olurlar.
Tuzak yöntemi
Terminatör böceklere ek olarak, zararlıları yok etmek için tuzak yöntemini de kullanıyoruz. Böceklerin üreme dönemlerinde çıkardıkları cinsel kokudan yararlanarak, böcekleri bir tuzakta topluyoruz. Sonra bu böcekler imha ediliyor. Kullanımı kolay, çevreye herhangi bir zararı olmayan bu yöntemle şimdiye kadar 275 milyon zararlı böcek imha ettik.

HÜRRİYET 10.01.2011
Tarımda ‘şehir efsanesi’ne karşı 10 milyon e-mail gönderecek
Hükümet, tarımdaki “kara propaganda”ya sanal savaş açtı.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, çiftçiler ile tarım sektörüyle ilgili kişi ve kurumlara bugün göndermeye başlayacağı 10 milyon elektronik posta ile, “kara propaganda” diye nitelediği tohumculuk konusunda eksik ve yanlış bilgiye dayalı haberlerin Türk tohumculuğuna zararlarını anlatacak. Bakan Eker, mesajında bilimsel gerçeklerin dışında kasıtlı haberlerin zararlarına dikkat çekeceği mesajında şu uyarılarda bulunacak: “Ülkemiz, pek çok tohumluğu geliştirmede dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almasına rağmen, hak etmediği eleştirilere maruz kalıyor. Merak etmeyin, tohumda da işler yolunda. Ülkemiz, son sekiz yılda ithal ettiği 860 milyon dolarlık tohumun büyük bir bölümünü, “tohumdan tohum üretmek” amacıyla kullandı. Türkiye, 350 milyon dolarlık tohum ihracatı gerçekleştirdi. Tohum ithalatında İsrail sadece yüzde 6’lık paya sahip. İsrail’den 2009’da 27 milyon dolar tarım ürünü ithaline karşılık bu ülkeye 142 milyon dolarlık tarım ürünü ihracatımız oldu.”
Destek sürecek
Bakan Mehdi Eker, 2002’de 1 milyar 868 milyon TL olan tarımsal destek bütçesinden hayvancılığa 83 milyon TL, 2010’da ise 5 milyar 605 milyon TL olan tarımsal destek bütçesinden 1 milyar 251 milyon 536 bin TL ayrıldığını belirtti.

HÜRRİYET 10.01.2011
Sanayiye çalışan öğretim üyesi yüzde 85 pay alacak
Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yerini alması için üniversiteleri göreve çağıran Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), döner sermaye paylarını öğretim üyeleri lehine değiştirdi.
Bir programa katılmak için Konya’ya giden YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, “Eğer öğretim üyelerini sanayiyle işbirliği yaptığında karşılığını vermezseniz, bu işe çok istekli olmazlar. Biz önce onu değiştirmeye çalıştık. Önceden yüzde 35-65 gibi bir oran vardı. Yüzde 35’i hoca alır, yüzde 65’i devlete giderdi. Hocaya verilen yüzde 35’lik kısmın 10-12’lik kısmı vergiye giderdi. Hocanın eline yüzde 22-23 gibi bir miktar geçerdi. Bir hoca 100 liralık bir iş yapıyor, 22-23 lirasını alıyordu. Şimdi devlet yüzde 15’ini alacak, yüzde 85’i hocaya gidecek, yüzde 15’i vergiye gitse yüzde 70 hocaya kalacak” dedi. Almanya’daki üniversite-sanayi işbirliğinin örnek teşkil ettiğini anlatan Özcan, bir öğretim üyesinin sanayiye yardım edebilmesi için sanayiciyle aynı heyecanı hissetmesi gerektiğini vurguladı.

HÜRRİYET 10.01.2011
Detroit’te büyük gövde gösterisi
2009 yılında küresel krizin gölgesinde sönük geçen, geçtiğimiz yıl ise 27 yeni modelle Amerikan otomotiv pazarının toparlandığının ilk sinyallerini veren ‘Uluslararası Detroit Otomobil Fuarı’ (NAIAS) bugün 40 dünya prömiyeri ile kapılarını açıyor.
Amerika’da artık krizin tamamen sona erdiğinin tüm dünyaya gösterileceği bu yılın ilk önemli şovunu, dünya çapında 4 bin 500 basın mensubu izleyecek. Geçtiğimiz yıl 27’si dünya prömiyeri olmak üzere toplam 37 yeni modelin sergilendiği şov, bu yıl 40’ı dünya prömiyeri olmak üzere 60’ın üzerinde yeni modele evsahipliği yapacak.
104’üncü kez açılıyor
Bu yıl 104’üncüsü düzenlenen, uluslararası statüde ise 23’üncü kez kapılarını açan Detroit Fuarı, ilk olarak dünyanın 50 farklı ülkesinden gazeteciler için 10-11 Ocak’ta kapılarını açık tutacak. Otomotivin anavatanı olarak bilinen Detroit’te gerçekleştirilmesi nedeniyle 12-13 Ocak’ta ise endüstride faaliyet gösterenleri ağırlayacak fuarı otomobilseverler ise 15-23 Ocak’ta ziyaret edebilecek.
750 bin metrekare
Dünya otomotivinin başkenti olarak kabul edilen Detroit’e bu yıl da Nissan, Infiniti, Mitsubishi, Rolls-Royce, Fisker ve Suzuki katılmıyor ama fuarın düzenlendiği Coba Center’ın 750 bin metrekarelik alanı tamamen dolmuş durumda. Tek Çinli olarak BYD’nin de katılacağı fuarda bu yıl General Motors, Toyota ve Ford sergi alanlarını büyüterek gövde gösterisi yapmaya hazırlanıyor. Otomotiv dünyasında değişen dengelerin ardından, Chrysler’in yönetimini ele geçiren İtalyan Fiat grubu da Fiat ve Lancia modellerini fuarda tanıtacak.
Chrysler 300
Fuarın ev sahibi üreticilerinden Chrysler, yeni amiral gemisi modeli 300’ü tanıtıyor. Öncüsü 300 C’ye göre büyüyen boyutları ile dikkat çeken araçta, 3.6 litre 6 silindir ve 5.7 litre 8 silindirli motorlar görev yapıyor.

Kia KV7
Martı kanat akımınden etkilenen Kia da KV7 konseptinde, ön ve arka koltukları geçişi kolaylaştıran kapılar kullanılmış. Araç yeni tasarım diliyle markanın önümüzdeki dönemde crossover modellerinde kullanacağı yüzü temsil ediyor.

Volkswagen NMS
VW’nin ABD pazarı için geliştirdiği, Passat’tan daha uzun ve geniş tasarlanan araç, Tennessee fabrikasında üretilecek.

MINI Paceman
MINI’nin seri üretime oldukça yakın duran konsepti Paceman, Countryman modelinin daha alçak ve iki kapılı modeli olarak geliştirilmiş.

Porsche 918 Spyder
Alman üretici Porsche, dört yıldır uzak kaldığı fuara bu yıl süperspor otomobili 918 Spyder modeli ile dönüş yapacak.

Toyota Prius Ailesi
Dünyanın en çok satılan hibrid otomobili Prius’un 7 kişilik MPV versiyonu da ilk kez fuarla birlikte gün ışığına çıkıyor.

Honda Civic
Orta sınıfın en önemli modellerinden Civic’in yeni jenerasyonu hakkında fikir veren bir konsept fuarda sergileniyor.

Hyundai Veloster
Koreli üreticinin kompakt sınıftaki yeni temsilcisi Veloster, sadece sağ tarafında sunduğu arka kapısı ve sportif tasarımıylla dikkat çekiyor. Araçta çift debriyajlı kavramaya sahip otomatik vites ile birleştirilmiş 1.6 lirelik motor görev yapıyor.

HÜRRİYET 10.01.2011
“Bizde Raconu Kiğılı Keser”
Çalışan kadınların ruhundan en iyi o anlıyor. Yalçın Ayaydın, patronu olduğu İpekyol, Mackha ve Twist markalarıyla ofis trendlerini belirliyor. Fakat kadının şıklığını ayakkabısında arıyor. Abdullah Kiğılı için ‘sektörünün ağabeyi’ diyen Ayaydın, “Bizde raconu o keser, ne derse o olur” diyor
Perakende sektöründe, yoğun rekabete rağmen ‘dostane’ bir ortam var. Markaların patronları ve üst düzey yöneticileri, yılda her yıl iki günlüğüne hep birlikte yurtdışına çıkıyor. Uzun sohbetler ediyor, yeni trendleri konuşuyorlar. Kurdukları Birleşmiş Markalar Derneği’nin etrafında kenetlenmiş durumdalar. Perakende günlerinde ve markalaşma konulu etkinliklerde el ele veriyorlar. Birbirlerinin düğünlerini, çocuklarının sünnet törenlerini asla kaçırmıyorlar.
“Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” sözü adeta bu sektör için söylenmiş. Perakende dünyasının renkli kişiliği ve İpekyol’un patronu Yalçın Ayaydın’a bunun sırrını sorduğumda, “Sorunlarımızı paylaşarak ortak çözümler buluyoruz. Yakınlığımız kardeşlikten öte bir noktaya taşındı” diyor. “Peki hiç mi küslük olmuyor aranızda?” diye sorunca da, “Bizde raconu Abdullah (Kiğılı) Ağabey keser. Küsleri barıştırır, o ne diyorsa, o olur” cevabını veriyor.
Türkiye’de 105 mağazaya ulaşan İpekyol, yurt dışında Romanya, Kazakistan, Kuzey Irak, Rusya, Azerbaycan, Kıbrıs, Kuzey Irak ve İngiltere olmak üzere 15 yerde mağaza açtı. Bin 200 çalışanı bulunan grup, geçen yıl yüzde 25 büyüdü. Patronu Yalçın Ayaydın ise, bugünlerde teknolojiye takmış durumda. Bulduğu hiçbir ‘akıllı proje’yi ıskalamıyor. Gençler projesini ona götürüyor, o da ortak oluveriyor. Ayaydın - Miroglio Group Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın sorularımızı yanıtladı.
* Kadın hazır giyimindeki İpekyol, Machka ve Twist markalarınızın moda sektöründeki yeri nedir?
İpekyol, lokomotif markamız. 1986’da kurduk. Özellikle çalışan iş kadını tercih ediyor. Hafta sonu giyebilecekleri spor kıyafetleri de ekledik koleksiyona. Twist, 15 - 30 yaş arasındaki genç kadınların tercih ettiği bir marka oldu. Machka, günlük hayatta Türkiye’nin moda yaratan en önemli markası oldu. A ve A plus’a hitap ediyor. Tasarımları Dice Kayek yapıyor, bu yüzden rakipleri yok. Ece Ege ile 15 yıllık kontrat yaptık, Dice Kayek’teki stilini Machka’ya taşıdı. Bütün koleksiyonu anne kız birlikte giyebiliyor. Zamansız bir marka, gece-gündüz giymek mümkün. Beş yıllık marka olmasına karşın Uzakdoğu’dan da çok talep var. Londra’da bir mağazamız var. Dışarıda hızla tanındı.
* Müşteri en çok ne ister, indirim mi, taksit mi?
İndirim ister. Tüketiciyi indirime çok alıştırdık. Fiyatlar fazla dejenere oldu, müşteri çok indirim beklemeye başladı. Bunu bu hale biz getirdik. Aramızda bazıları yanlış hesaplar yaparak, erken indirime giderek şirketlerinin hayatını kurtarmaya çalışıyor. Ama bu arada tabii sektörün hayatını karartıyorlar.
Beş yıldır hükümete ağlıyoruz, “Ne olursunuz bir an önce indirim yasasını çıkarın” diye. Sektör olarak hükümetten tek isteğimiz indirim yasasının kanunlaşması. Dünyanın her yerinde indirim yasası var. 80’lerden önce bizde de vardı. İnsanlar ticaret odasına başvurur, stok adetlerini bildirir ve izinle indirime girerlerdi. 80’den sonra serbest piyasa ekonomisi dediler, indirimler ‘sepeserbest’ kaldı. Sanki dünyada serbest piyasa ekonomisi yok. Ama onlarda, tüketiciyi koruyan yasalar var. Bu ikisi birbirini dengelediği için indirimde düzen sağlanabiliyor. Türkiye’de tüketiciyi koruyan yasa olmadığı için herkes istediği fiyatı, istediği gün vitrinine koyabiliyor.
* İndirimde ne istiyorsunuz tam olarak?
Yurtdışında olduğu gibi; kış sezonunun indirimleri 1 Ocak’ta başlayıp 6 hafta, yaz sezonu da 15 Temmuz’da başlayıp yine altı hafta sürsün istiyoruz. Medeni ülkeler gibi bir standart olur böylece. Etkili büyük lobilerin bir gücü mü var nedir, bir türlü anlayamadım. Beş ülkede indirim yasasının nasıl olduğuyla ilgili araştırma yaptırdık. İtalya, Almanya, İngiltere, Yunanistan ve İspanya örneklerini önlerine koyduk. Ama hiçbir sanayi bakanında bunu çıkaracak yürek olmadı maalesef.

* Bir tekstil patronu en çok neyin hasretini çeker?
Ailesiyle rahat bir akşam yemeği yemenin. Akşam yemeğinde, evde masaya çok nadir oturur tekstilciler. Bizim işte saat yoktur.
* Danışmanınız var mı, ne danışırsınız?
Yok ama sektörde duayen ağabeylerim var. En ufak sorunum olduğunda açar onlarla tartışırım, fikirlerini alır, ona göre karar veririm.
* Rakiplerinize mi danışıyorsunuz?
Sektördeki bütün ağabeylerimin her zaman desteğini almışımdır. Derdim varsa, sıkıntım varsa, bilgi almak istediğim ne varsa konuyu açar, fikir alırım. Son on yılda perakende sektörü diğer sektörlere fark attı. Hepimiz aynı masanın etrafında oturduğumuzun bilincindeyiz. Hepimizin sorunu aynı. Bunu anladık ve paylaşım içindeyiz. Kimsenin kimseden sakladığı bir şey yok.
* Bu dostane ortam nasıl sağlandı? Kimdir bunun mimarı?
Birleşmiş Markalar Derneği bizi birbirimize kenetledi. Bütün sektörlere böyle ortak dernek kurmalarını öneririm. Herkesin sorunu aynı. Önemli olan o sorunu paylaşarak ortak çözüm bulmak. Suat Soysal’ın yaptığı organizasyonla da yılda bir kez yurtdışına gidiyoruz. Bu bizi kardeşlikten öte bir yere götürüyor. İki gün sabahtan akşama birlikteyiz, guruları dinliyor, trend’leri konuşuyoruz. Artık ailece dost olmuş durumdayız.
* Sektörün ağabeyi kim?
Tereddütsuz Abdullah Kığılı (Kiğılı’nın patronu)! Hepimizin tek abisi. Bir sorun olduğunda ona gidiyoruz, çözüyor. Sektörün efesidir, raconu o keser. İki kişi kavga eder, raconu efe Abdullah Kığılı keser, “Doğrusu budur” der, herkes de ona uyar. Kimse ona “Hayır” demez. Bugüne kadar kimse dememiştir. Geçen yıl ayakkabıcılar arasında çıkan kavga çok farklı bir boyuta geçiriyordu. Abdullah Ağabey düğmeye bastı, dengeyi sağladı. Kavga eden o insanlar şimdi kardeş gibiler. Bunu Abdullah Ağabey sağladı. Sorunları görüyorsa kendiliğinden uyarır, görmüyorsa sektörden birileri, “Ağabey bak böyle bir sorun var, bir sıkıntı var, bu konuyu hallet” der kendisine. Allah onu başımızdan eksik etmesin, diyorum.
* Aranızdaki en yakışıklı, en ‘trend’, en çapkın kim peki?
En şık olanımız Osman Benzeş (APS’nin patron). En çapkının adı bende kalsın! En sportifi Adidas’ın Genel Müdürü Haluk Özmutlu, Spor manyağıdır. Sedef Orman (Derimod) Oya Saner (Marks&Spencer), Fisun Çevikel (Stafanel), Aslı Karadeniz (Boyner), Jaklin Güner (YKM), Ayşen Zamanpur (Silk&Chasmir) de meleklerimiz. Ben en heyecanlısıyım, hep yeni projelerim vardır. Sektörün doyumsuzu benim.
* Çocuklarınız ne yapıyor?
Kızım 20 yaşında, önümüzdeki yıldan itibaren şirkette tam gün çalışmaya başlayacak. Gelecekte amcalarıyla birlikte uyumlu bir şekilde çalışacağını görebiliyorum. Yazları devamlı çalışıyor zaten, işlere aşina. Oğlum lise ikinci sınıfta.
* 12 çocuklu bir aileden geliyorsunuz. Kalabalık ailelerden gelmek hayatta işleri kolaylaştırır mı, zorlaştırır mı?
Bence, kolaylaştırıyor. Çocukluğumu yaşadığım Mardin’de, o dönemde para o kadar önemli bir şey değildi. Babam hepimizi okuttu. Mardin Devlet Hastanesi’nin muhasebe müdürüydü. Bugünleri görebilmiş. Paylaşımı öğrendik. Ama aynı pastayı bölüştüğünüz için tasarrufu da öğrendik. Size düşen harçlık çok olmuyor çünkü. Kardeşlerimden hep güç aldım. Necdet ve Uğur’la birlikte çalışıyoruz. Hiç bir zaman gözüm arkada kalmaz. Nejdet bütün mağazaları yönetir. Profesyonelleşmeyi o sağlamıştır. Uğur benim klonlanmış halimdir. Şirketi en iyi bilen isimlerdendir. CEO’muzdur.
“Şıklıkta işi ayakkabı bitirir”
* Şık kadın sizce nasıl giyinir?
Güzel ayakkabı giyer. Kıyafeti yatağın üzerine attığında önce ayakkabıyı düşünür. Kadın topluma girdiğinde önce ayakkabısına bakılır. Ayakkabı işi bitirir, sonrası artık kombin işidir.
* Dost başa, düşman ayağa bakar derler...
Bilemem orasını. Önce ayakkabıya bakılır. Ayakkabı, kadın giyiminde en önemli aksesuardır. Kıyafetin önüne çıkacak bir ayakkabı olmalı. Yılın modası ne ise o giyilmeli. Ayakkabı erkekte de çok önemlidir. Bakıyorum erkekler elbise giyiyor, pantolon ayakkabının üzerine düşmüş, toparlamış büzüş büzüş olmuş kumaş. Olmaz, ayakkabı ile pantolon aynı seviyede bitmeli. Ceket, paltonun kolları uzun olmamalı. Gün boyu sizi çok rahatsız eder.
* Size göre iş hayatının en şık kadını kimdir?
Politikada Nimet Çubukçu. Meclis’te bütün kadınlara örnek oluyor. İş aleminde Aynur Bektaş, Piraye Antika, Ümit Boyner ve Arzuhan Doğan Yalçındağ çok şık giyinir.
* Hataları kolay affeder misiniz, sizin için neler işten çıkarma nedenidir?
Hırsızlık ve şirket içinde kadın erkek ilişkisi affedemeyeceğim şeyler.
* İşte aldığınız en yanlış karar neydi?
Fabrika yapmaya çok zor karar verdik. Bugün, iyi ki yapmışım, diyorum. Türkiye’de hiçbir kadın giyim markasının kendi üretim tesisleri yok. Kadın hazır giyiminde bir tek biz sanayileştik. Kimse, bizim standartlarımızda mal üretemiyor. Onlar fason diktiriyor. Tüketici talebi bize bu fabrikayı kurdurdu. Business ceket, palto, pantolon, elbise, trençkot, kaban, manto gibi dikimi zor ürünleri Edirne’de üretiyoruz.
“Giyimime eşim karışamaz”
* Akşam yemeğine fırsat bulamıyorum dediniz ama futbol maçlarına gidiyorsunuz!
Fanatik Beşiktaşlıyım. Ara ara maçlara gidiyorum. Ama Türkiye liglerini artık seyretme zevkim kalmadı. Üç büyükler de çok kötü. Futbol takım işidir. Anadolu kulüplerinin takım oyunu daha güçlü. İstanbul’a gelen her dünya futbolcusu, gece hayatında kendini kaybediyor. Beşiktaş kötü futbolcu aldı diyemeyiz, ama Querasma mesela, çok sakatlanıyor. Gutti dünyanın en büyük takımı Real Madrid’de yıllarca top koşturmuş. Ama şimdi bütün magazin programlarında bu adamı görüyorum. Acaba Real Madrid‘de oynarken bu kadar gezebiliyor muydu?
* Eşinize giyim konusunda danışır mısınız?
Asla! Ne giyeceğime, ne alacağıma kendim karar veririm. Bana alışveriş yapılmasını arzu etmem. Görerek, beğenerek almak isterim. Kimse benim ne giyeceğimi bilemez. O gider paçası geniş alır, ben dar giymek isteyebilirim. Yazık para verilmiş, atamazsınız da.
Sanal âlemde Trendyol
* Teknoloji ile aranız nasıl?
Twitter’da da, facebook’ta da varım. Türk sosyal paylaşım sitesi inploid hayatımın bir parçası oldu. Bir yılda facebook ve twitter’a rakip olacak. İlk haftada 6 - 7 bin kişiye ulaştık. Televizyon programı ‘Dragons Den’ programında bize proje olarak geldi. Melek yatırımcı olarak ortak olduk hepimiz. Bunun dışında net üzerinden indirimli ürün satan trendyol.com’un da ortağı oldum.
Yedi ay önce, trendyol.com’un kurucu ortağı Demet Kutlu ve maynet’in kurucusu Emre Kurttepeli’nin eşi Maide Kurttepeli kapımı çaldı. “Trendyol sitesinde bütün firmaların stoklarını topluyor ve burada satıyoruz” dedi. Aklıma yatmadı, “İnsanlar denemeden nasıl elbise alır. Türklere pek uymaz” dedim. Maide de, “Alıyorlar, merak etme, ürünlerini ver. Yeter” dedi. Üç gün sonra Maide’yi arayıp iş teklif ettim.
Şirket değeri ben ortak olduğumda 5 - 6 milyon dolardı. Aradan sekiz ay geçti, şimdi 200 milyon dolar. Yüzde 15’ine ortak olmuştum. Şu anda yüzde 6 hissem kaldı. Amerikalı bir fon, öyle bir teklifle geldi ki, yüzde 40 hissesini sattık. 10 ayda 2.5 milyon üyeye ulaştı. Üye sayısıyla Türkiye’de birinci sıraya yerleşti.”

MİLLİYET 10/01/2011
Çağlayan: Bu yıl ihracat 127 ithalat 200 milyar dolar olur
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatın 2013 sonunda 160 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini belirterek, 2011’de ise ihracatın 127, ithalatın ise 199.5 milyar dolar olarak gerçekleşmesini öngördüklerini bildirdi.
Çağlayan, bu yıl dünya ekonomilerinin genel olarak canlanacağı ve ekonomik büyümenin devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye ekonomisinin de 2010’da kaydedilen olumlu gelişmelere benzer bir şekilde, bu yılda büyümesinin öngörüldüğünü ifade eden Çağlayan, 2011-2013 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da yatırım, istihdam ve ihracat odaklı bir büyüme stratejisinin benimsendiğini hatırlattı.

Hedef 500 milyar $
Çağlayan, program döneminde dünya ticaretinde başlayan toparlanmanın devam etmesi ve bu gelişmenin de dış talebe olumlu yansıması neticesinde, ihracatın 2013 sonunda 160 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini, 2011’de ise ihracatın 127, ithalatın ise 199.5 milyar dolar olarak gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
Türkiye ekonomisinde yaşanan yapısal dönüşüme paralel olarak, dış ticaretin itici gücü olan ihracatın da ciddi bir yapısal dönüşüm geçirdiğini söyleyen Çağlayan, “Türkiye’nin dış ticareti emek yoğun sektörlerin yanı sıra sermaye ve hatta teknoloji yoğun sektörlere doğru kayıyor. Sanayileşmedeki gelişmeye bağlı olarak, dış ticaretimizde de paralel gelişmeler yaşanıyor” dedi. Türkiye’yi 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapan bir ülke yapmayı hedeflediklerini kaydederek, şöyle devam etti:
“Bundan sonraki dönemde de dış ticarette sıfır sorun, sınırsız ticaret anlayışıyla ihracatımızı dış talep faktörlerine karşı kırılgan kılan pazar bağımlılığını azaltma yönünde çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

MİLLİYET 10/01/2011
Fransa ve Almanya Portekiz’i ‘sıkıştırıyor’
Fransa ve Almanya’nın başını çektiği Euro Bölgesi ülkelerinin Portekiz’e IMF ve Avrupa Birliği’nden (AB) yardım alması için baskı yaptığı belirtildi.
Reuters’ın AB kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Portekiz 50 - 100 milyar euro arası bir yardım almaya yakın.
Öte yandan, Portekiz Başbakanı Jose Socrates, borçlanma faiz oranındaki artış ve bütçe sorunları nedeniyle finansal dış yardıma başvurmaktan kaçınmak için ülkesinin yapması gerekeni yaptığını söyledi. Portekiz’in ihracat sektörünü daha dinamik hale getirmek için şirket yöneticileriyle bir araya gelen Socrates, “Portekiz’in 2010 bütçe hedefine ulaşacağını söylemek zorundayım” dedi.
Hükümet, 2009’da gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 9.3’ü düzeyinde bulunan bütçe açığının 2010 yılında 7.3’e gerilemesini hedefliyordu.
Bu hafta kritik
Uzmanlar, Yunanistan ve İrlanda’nın ardından Portekiz’in de finansal dış yardıma başvurmak zorunda kalabileceğini belirtiyor. Özellikle piyasada işlem gören tahvillerin faizinin geçen hafta yüzde 7.2’ye kadar yükselmesi nedeniyle Portekiz’in bu hafta düzenleyeceği tahvil ihraçlarında ortaya çıkacak faizin kritik önemde olduğuna işaret eden uzmanlar, Yunanistan ve İrlanda’nın yardım istemeye mecbur kaldıkları dönemde tahvillerinin faizinin çok daha düşük seviyelerde olduğunu ifade ediyor.

MİLLİYET 10/01/2011
Demir-çelik devleri İstanbul’a geliyor
Dünya demir - çelik devleri sektörün geleceğini Türkiye’de konuşacak. 25 - 26 Ocak’ta İstanbul Polat Renaissance Otel’deki ‘Bölgesel Madencilik, Metal ve Mineraller Zirvesi’nde dünyanın önde gelen firmaları buluşacak.
Demir çelik sektöründe son 5 yılda ana tedarikçi ülkeler arasına yükselen Türkiye, EBY Turizm’in organizasyonunda sektörün global temsilcilerine ev shipliği yapacak. Türkiye çelik üretiminde dünyada 10, Avrupa’da 2. sırada yer alıyor.
Dokuz ülkeden katılım var
Zirveye 9 farklı ülkeden katılım olacak. Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün de davetli olduğu zirvede yuvarlak masa toplantılarıyla ‘Madenciliğin Ekonomik Önemi’, ‘Uzun Mamül Üretimi’, ‘Yassı Mamül Üretimi’, ‘Demiryolu Ray Üretimi’ gibi konular da ele alınacak.

MİLLİYET 10/01/2011
Devlet 6.560 memur alıyor
Kamu kurum ve kuruluşları, aralıktaki Kamu Personel Seçme Sınavı’na göre 6 bin 560 yeni memur alacak.
Öğretmen ve kariyer meslek memurları dışındaki kadro ve pozisyonlarda bu yılın ilk memur atamaları önümüzdeki ay yapılacak. KPSS’ye katılan memur adayları, 24 Ocak-2 Şubat arasında www.osym.gov.tr adresi üzerinden tercih yapacak.

MİLLİYET 10/01/2011
En tehlikeli havalimanına Türk talip
Dünyanın en tehlikeli havalimanı Macau Uluslararası Havaalanı'na bir Türk şirketi talip oldu. Çelebi Holding, Çin'in kumarhane kenti Macau'daki havalimanını işletmek için çalışmalara başladı
Yapay bir ada üzerine kurulu pistiyle dünyanın en tehlikeli ve en farklı havaalanı olarak tanınan Macau'ya Çelebi Holding talip oldu. Bu yıl içinde yapılacak olan ihaleye Hintli ortağıyla girmeye hazırlanan Çelebi Holding, 15 yıllık işletim hakkı için kolları sıvadı. Çin'inbkumarhane kenti olarak inşa ettiği ve Asya'nın Las Vegas'ı olarak bilinen Macau'ya havadan yılda 5 milyon yolcu indiğini söyleyen Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Canan Çelebioğlu Tokgöz, için "5-6 yıl önce Çin bizim için zor bir pazar olarak görünüyordu. Ancak şimdi daha liberaller. Bu ülkede olmamız gerekiyor. Ve ilk adım Macau olacak" dedi.
HİNTLİ ORTAKLA GİRECEK
Çelebi markasının dünyanın ikinci kalabalık ülkesi Hindistan'da 2 havalimanında bulunduğu kaydeden Canan Çelebioğlu Tokgöz, "Delhi'deki Indra Gandhi ve Mumbai'deki Chhatrapati Shivaji havalimanlarındaki ortağımız Çin'de uzun yıllardır var. Bize Macau için birlikte çalışmayı teklif ettiler ve biz de düğmeye bastık. Bizim birikimlerimiz ile onların Çin deneyimi bir araya geldi. Macau'da ısrarlıyız" diye konuştu. Macau'nun dünyanın en büyük kumarhane kenti olduğunu da hatırlatan Canan Çelebioğlu Tokgöz, 25 kilometrekarelik kentin 20 milyar dolardan fazla bir ticarete ev sahipliği yaptığı ve kişi başı gelirin 35 bin dolar seviyelerinde olduğunu anımsatarak, "Yılda 5 milyondan fazla yolcu bu havaalanını kullanıyor. Giderek büyüyen bir bölge" dedi. Çelebi Holding'in Macaristan'daki Ferihegy Havaalanı'nda çalışmalarda bulunduğunu kaydeden Tokgöz, "2010'da Frankfurt Havalimanı'nda çalışmaya başladık. Avrupa'daki bir diğer rotamızdaki yer Belçika'daki Güney Charleroi Havalimanı. Buralarda da hava bizim için açık" diye konuştu.
PİST DENİZİN ÜZERİNDE
Japonya'daki Kansai Havaalanı ile birlikte dünyadaki yapay ada üzerine kurulu iki havalimanından biri olan Macau, bir yolla anakaraya bağlanıyor. Sadece pistin adada olduğu Macau'da yolcular uçağa anakaradan biniyor ve iki şeritli otobanla piste ulaşıyor.
SABAH 10/01/2011
Dubai'den Bursa'ya sıcak teklif
Bir Dubai firması Bursa'ya termal tesis kurmak için 2 milyar doları gözden çıkardı
Bursa, Körfez'den gelen sıcak para ile heyecanlandı. Dubaili bir firma dev termal turizm kompleksi yapmak için 2 milyar dolarlık yatırım hazırlığında. Bursa Valisi Şahabettin Harput, termal projelerin dünyanın dikkatini çekmeye başladığını dile getirere "Biz yetkimizi kullanarak açtığımız kuyuları projelendirmeye tabi tuttuk. Sıcak su isteyen işletme sahipleriyle görüşmelerimizi tamamladık. Su dağıtacağımız ana güzergahlar belirledik. Ana arterlerle sıcak su talep eden tüm otellerin sıcak suyu ulaştırmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Bursa'nın sıcak sularından bütün dünyanın istifade etmesini istediklerini kaydeden Harput, beş aylık çalışma sonucunda ünlü turizm şirketlerinin dikkatini çekmeye başardıklarını dile getirdi. Harput, Dubaili firmanın termal kompleks için 2 milyar dolarlık yatırımı gözden çıkardığını söyledi. Harput, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Dağyenice konusunda çok üst seviyede bir çalışma yapıyoruz. Çok fazla iş geldi. Ülkemizde çok ünlü firmalar geliyor, nasıl yararlanacaklarını belirtiyor. Biz temaslarımızı sürdürüyoruz. Oradaki dev tesiste devlet başkanlarını ağırlamak istiyoruz. Burada sosyal tesisler olacak. İnsanlar kaplıca ve sıcak sudan arta kalan zamanlarını burada da değerlendirebilecekler."

SABAH 10/01/2011
Otomotivde hurda bereketi
Ulaştırma Bakanlığı, 100 bin kamyon, tanker, çekici ve otobüsü piyasadan toplayacak.
Bugüne kadar 25 bine yakın yaşlı araç hurdaya ayrıldı. Her gün Türkiye'nin dört bir yanından eski model araba teslim aldıklarını söyleyen Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, 1985 model altı araba sahiplerine şu ana kadar 140 milyon lira ödediklerini bildirdi.
Piyasadan toplanan araçların yerine yenilerinin koyulacağını, otomotiv sektörüne de can suyu olacaklarını kaydeden Aydın, "Yollardan 100 bin araç aldığımızda piyasaya 30-40 bin yeni araç girecek. Otomotiv sektörünün canlanmasına ekonomik canlanmaya sebep oluyoruz. 100 bin aileyi de devletle barıştırıyoruz." dedi. Karayolu taşımacılığında 2003 yılından bu yana ciddi reformlar yapıldığını belirten Talat Aydın, bunların başında; araçların yollara çıkması için lisanslama, şoförlerin sertifikalandırılması ve piyasadaki 50 yaşındaki araçların toplanmasının geldiğini ifade etti. Eski model araçların toplanmasıyla ilgili Cihan'a açıklamalarda bulunan Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Aydın, en önemli projelerinin karayollarında insan ve mal taşıyan yaşlı ticari araçların toplanması olduğunu aktardı.
Toplanan araçların eski teknolojiyi taşıdıklarını dolayısıyla karbon oranlarının çok yüksek olduğunu anlatan Talat Aydın, bunların yerine piyasaya girecek araçların ise daha çevreci olduğunu vurguladı.
Dünyada örneği olmayan projeden İklim Konferansı'nda da hayranlıkla bahsedildiğinin altını çizdi.
Aydın, 2008 yılından 2009 ortalarına vatandaşın yeteri kadar eski model araç teslimatı yapmadığını kaydetti. Sebebini araştırdıklarında vergi borçları sebebiyle şoförlerin eski araba teslimine yanaşmadığına işaret eden Aydın, söz konusu arabaların vergi borçlarının aslını, faizini ve trafik para cezalarını sildiklerini dile getirdi. Bu kolaylıktan sonra eski araçların akın akın hurda merkezlerine geldiğini söyleyen Aydın, "Daha önce bin 600 civarında eski aracı almıştık. Dün itibariyle ise 24 bin 700 araç teslim edildi." bilgisini verdi.
25 YAŞINDAN BÜYÜK ARAÇ KALMAYACAK
Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, "Emniyet Genel Müdürlüğü'nün sicil kayıtlarına göre yaşlı araç sayısı 160 bin ancak, bunların bir kısmı fiilen bulunmuyor. Dolayısıyla piyasadan toplanacak eski model kamyon, çekici, tanker ve otobüs toplamının 100 bin civarında kalacak." ifadelerini kullandı. Şimdiye kadar hurdaya alınan araç karşılığında yaptıkları ödemenin toplamda 140 milyon lirayı bulduğunu, araç başına ödemenin de 5 bin 500 lira olduğunu aktaran Aydın, teslim yerlerindeki incelemelerde bir vatandaşla yaşadığı diyaloğu şu sözlerle anlattı:

"Bir vatandaşla konuştum. '18 bin lira vergi borcum vardı. Onu sildiler. Üstüne de 7 bin lira aldım. Borçlarımdan da kurtuldum, güvensiz araçtan da kurtuldum. Cebime de para girdi.' Vatandaş bu işten çok memnun."
OTOMOTİVCİLER BAĞIŞ YAPSIN DAHA FAZLA ARAÇ TOPLAYALIM
100 bin araç karşılığında piyasaya 500-600 bin lira nakit para girişi olacağına işaret eden Talat Aydın, ortalama 10 bin liradan toplamda 1 milyar liralık vergi borçlarının da silineceğini vurguladı. "Böylece devletle vatandaşı barıştıracağız." diyen Müsteşar Yardımcısı, toplanan 100 bin aracın yerine en az 40 bin yeni araç alınacağını da işaret etti. Aydın, otomotiv üreticilerine de şu çağrıda bulundu: "Otomotivciler teşekkür ediyorlar. Sadece teşekkür yetmez onlar da ellerini ceplerine atsınlar. Bu şekilde araçlarını teslim edenlere kolaylık sağlasınlar ya da gelip döner sermayeye bağışta bulunsunlar. O zaman alacağımız araçların yelpazesini genişletebiliriz. Yaşını da büyütebiliriz. Bakanlığın döner sermayesine 15 milyon bağışta bulunsalar o kadar aracı piyasadan toplayabiliriz."
PARA 20 GÜN İÇİNDE ÖDENİYOR
Toplanan araçları Makine Kimya'ya hurda toplama fiyattan verdiklerini aktaran Talat Aydın, verdikleri 600 milyon liraya karşılık aldıkları paranın 60 milyon lira olduğunu duyurdu. Bu 600 milyon lirayı bakanlığın döner sermaye gelirlerinden karşıladıklarına işaret eden Aydın, araba sahiplerine de parayı en geç 20 gün içinde verdiklerini aktardı. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Aydın, "Evrak buraya intikal ettiğinde 15 gün içinde parası yatıyor. IBAN numarası veriyor evraklar intikal ettiğinde bazen de 3-5 gün içinde ödüyoruz. Bazen aksamalar oluyor ama bu durum numaranın hatalı çıkmasından kaynaklanıyor. Sistemde isim çıkmıyor. Aksama sadece o zaman oluyor." diyerek sözlerini tamamladı.
Model Teslim Tarihi Ödenecek para
79 15/11/2010-30/6/2011 1 lira x kilo
80 1/1/2011 - 30/6/2011 1,10 lira x kilo
81 1/2/2011 - 30/6/2011 1,10 lira x kilo
82 1/3/2011 - 30/6/2011 1,20 lira x kilo
83 1/4/2011 - 30/6/2011 1,20 lira x kilo
84 1/5/2011 - 30/6/2011 1,30 lira x kilo
85 1/6/2011 - 30/6/2011 1,30 lira x kilo

SABAH 10/01/2011

0 yorum:

Yorum Gönder