Günlük Ekonomi Haberleri 24.Ocak 2011

İçindekiler Haberin Detayları İçin Lütfen Tıklayınız
Merkez’i destekliyoruz gerekirse ek önlem alırız 3
Yurtbay İtalya’da fabrika peşinde 3
Faiz indirimini destekliyoruz 4
Havacılar greve gidiyor 4
Döner sermaye yatırımları yüzde 20,7 artacak 5
Dolar 1.5720 liradan haftaya başladı 5
YKB´de çift haneli daralma bekleniyor 6
Bankalarda transfer hızlanabilir 6
Zorunlu karşılıklar bu hafta artacak 6
4 banka tarihe gömüldü! 7
Kötü bankacılar geri döndü 7
Hükümet tefecilere savaş açtı 8
Zararlı sermaye akışı için ek önlemler de alabiliriz 9
En çok bankalara çağrı attık 10
Konya Şeker'in 5 yılda 50 bin hayvanı olacak 10
Türkiye tarımda İsrail'i 4'e katladı 11
Devletle vatandaşın 120 milyarlık barışı 11
Türk şirketine, Türkmenistan'da 1 milyar dolarlık proje 13
Nevşehir'e 500 milyon dolarlık dış yatırım yapılacak 14
TOKİ, Venezuela'ya da el atıyor 15
İnşaattaki canlanma mobilya talebini arttırdı, iki fabrika daha kuruyor 16
Tekstilcinin yüzünü Avrupa soğukları güldürdü 17
Borsa'ya Lokman Hekim geliyor 17
Gazprom ile Socar el sıkıştı 18
Kebapçı zinciri ‘Hasanusta’ inşaat sektörüne adım attı 18
‘40 yıldır sadece paketli kuruyemiş üretiyoruz’ 19
AB Invest, Abu Dhabi’de şirket açacak 20
YTÜ'nün arsasına en yüksek teklifi Nurol verdi 21
Troy, emtiada IMEX'i kurdu 21
Merkez B Tipi Menkul Kıymet'in sırası durduruldu 24
ING Bank, 'Turuncu Hesabı' piyasaya sundu 24
VW'de makyaj başladı 2 yılda 49 milyon dolarlık yeni yatırım geliyor 25
Anadolu holdingleri borsa yolunda 27
Garanti’den 100 TL taksitle kredi 27
Yapı Kredi, 19 emtiayı bir fonda topladı 27
Seramikte dijitali yakaladı İtalya’da fabrika alacak 28
'Seramiğin 100 milyon dolarlık hacmi otomotivin 1 milyarından daha önemli' 28
Fas'ta 620 milyon dolarlık ihalenin galibi Tekfen oldu 30
KOBİ AŞ, ortak olacak şirket bulamıyor 30
STFA büyük sınavı nasıl verdi? 31
TAV, Osmanlı'nın eski oyun sahasında 32
Mayo devi meğer kasa kralıymış 32
TSKB'den İMKB 30 Yükseliş Fonu 33
GE, 4.5 milyar dolar kar etti 33


Merkez’i destekliyoruz gerekirse ek önlem alırız
Babacan Japon gazetesi NIKKEI’ye yaptığı açıklamada Merkez Bankası’na destek vererek “Gerekirse ek önlemleri de düşünebiliriz” dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası’nın faiz indirimini desteklediklerini, gerekirse ek önlemler de alabileceklerini söyledi. Babacan, Japonya’nın en yüksek tirajlı ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun (NIKKEI) verdiği demeçte, Türkiye’nin serbest sermaye hareketlerini desteklediğini ve ülkenin etrafına duvarlar örmeye benzeyen önlemleri almaya niyetli olmadığını ifade etti. Babacan “Biz kısa dönemli sermaye giriş çıkışlarının etkilerinden şirketlerimizi koruyacağız. Şu ana kadar da önlemler almış durumdayız” dedi.
VARLIK BALONU ENDİŞESİ YOK
Merkez Bankası’nın politika faizinin, kısa vadeli sermayenin girişini kolaylaştırmayacak kadar düşük, aynı zamanda iç talepte aşırı ısınmaya neden olmayacak kadar yüksek olması gerektiğine işaret eden Babacan “Para biriminin değerlenmesinin ihracat üzerindeki etkisi fazla değil, ithalat üzerindeki etkisi ise büyük” diye konuştu. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini desteklediğine vurgu yapan Babacan “Gerekirse ek önlemleri de düşünebiliriz” dedi. Babacan “Türkiye’de sermayenin serbest dolaşımını destekliyor ve uzun vadeli yatırımları artırıyoruz. Uluslararası finansal işlem vergisi düşünmüyoruz” açıklamasında bulundu. • AA
Nükleerde aceleciyiz
Babacan, ilk santral yapımının Akdeniz kıyısındaki Akkuyu’da Rusya devlet şirketine verildiğini, ikinci santral için inşaat yeri olarak Sinop’ta karar kılındığını ve şu anda Toshiba gibi Japon şirketlerinin projeyi alabilmek için müzakereler yürüttüğünü ifade etti. Arka arkaya nükleer santral istenmesiyle ilgili olarak Bakan Ali Babacan, Türkiye’nin enerji talebinin yaklaşık yüzde 75’inin ithalata bağımlı olduğunu söyledi. Babacan, şöyle devam etti: “Yüksek hızdaki ekonomik büyümemizle beraber artan enerji talebi nedeniyle nükleer santrallerin yapımında acele ediyoruz. Japonya ile müzakerelerin de hızla sonuçlandırılmasını ümit ediyorum. Nükleer santraller fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak ve cari dengede iyileşmeye katkı yapacak.”
STAR 24/01/2011
Yurtbay İtalya’da fabrika peşinde
Yurtbay Seramik yurtdışı büyüme planları arasına İtalya’yı aldı.
2011 yılı içerisinde İtalya’da fabrika kuracaklarını dile getiren Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay “Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere iki türlü büyüyeceğiz. Yurt dışında seramik sektörüyle ilgili olarak İtalya’dan fabrika satın alacağız. Yurt içerisinde ise sektörümüzün dışında temizlik kağıdı, ağaç ve orman ürünleri konusunda fabrika satın almalarımız olacak”dedi. Türkiye’nin kapasite olarak dünyada 9’uncu kalite olarak ise İtalya ve İspanya’dan sonra 3’üncü sırada yer aldıklarını kaydeden Yurtbay “Sektör bu yıl en az yüzde 20 büyüme gösterir” dedi.
2011 HEDEFİ 200 MİLYON LİRA
Kriz döneminde yatırıma devam ettiklerinin altını çizen Yurtbay “2009’da sektörü temsil eden 25 firmadan 8’i sektörden çekilirken biz yatırım kararı aldık. Aynı yılı yüzde 20 büyüme 98 milyon lira ciroyla sonlandırdık. 2010 yılında da yatırımımız son hız sürerken, son 10 yılın en parlak dönemini yaşadık. Geçtiğimiz yılı 131 milyon liralık bir ciroyla kapattık” dedi.
STAR 24/01/2011
Faiz indirimini destekliyoruz
Devlet Bakanı Ali Babacan, Japon Nikkei gazetesindeki röportajında, Merkez Bankası’nın faiz indirimini desteklediklerini belirterek, “Gerekirse ek önlemler de düşünebiliriz” dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası’nın faiz indirimini desteklediklerini ve gerekirse ek önlemler alabileceklerini bildirdi.
Babacan, Japonya’nın yüksek tirajlı ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun’a (NIKKEI) röportaj verdi. Türkiye’nin serbest sermaye hareketlerini desteklediğini belirten Babacan, “Kısa dönemli sermaye giriş çıkışlarının etkilerinden şirketlerimizi koruyacağız. Şu ana kadar önlemler aldık ve gerekli görülürse ek önlemler de alabiliriz” dedi.
Merkez Bankası’nın politika faizinin, kısa vadeli sermayenin girişini kolaylaştırmayacak kadar düşük, aynı zamanda iç talepte aşırı ısınmaya neden olmayacak kadar yüksek olması gerektiğine işaret ederek, “Para biriminin değerlenmesinin ihracata etkisi fazla değil, ithalat üzerindeki etkisi ise büyük” diye konuştu. Uluslararası finansal işlem vergisi düşünmediklerini belirten Babacan, Türkiye’nin 2011-2013 arasında yıllık ortalama yüzde 5 büyüyeceği tahmininde bulundu.
Babacan, ilk nükleer santral yapımının Akkuyu’da Rusya devlet şirketine verildiğini, ikinci santral için Sinop’ta karar kılındığını ve şu anda Toshiba gibi Japon şirketlerinin projeyi alabilmek için müzakereler yürüttüğünü söyledi.

‘Nükleer elektrik’ hedefi % 5
Babacan arka arkaya nükleer santral istenmesiyle ilgili olarak, Türkiye’nin enerji talebinin yüzde 75’inin ithalata bağımlı olduğunu belirterek, “Nükleer santraller fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak ve cari dengede iyileşmeye katkı yapacak” dedi. Babacan, hükümetin amacının 2020 yılına kadar toplam elektriğin en az yüzde 5’ini nükleer enerjiden sağlamak olduğunu bildirdi.

MİLLİYET 24/01/2011
Havacılar greve gidiyor
Hava-İş Sendikası, THY Teknik A.Ş. ile yürüttüğü 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, yarın iş yerine grev kararını asacağını bildirdi.

Türk-İş’e bağlı Hava-İş Sendikası ile THY Teknik A.Ş. arasında yürütülen TİS görüşmelerinde, resmi arabulucu süreci 11 Ocak 2011 tarihinde tamamlandı. Anlaşma sağlanamaması üzerine yasal prosedür gereği grev kararı işlemlerini başlatan Hava-İş, 18 Ocak’ta yaptığı Başkanlar Kurulu ve Temsilciler Kurulu toplantısında grev kararı için tarih belirledi. Başkanlar Kurulu, grev kararı ilanının yarın THY Teknik A.Ş. Eski Hangar Giriş kapısında yapılmasına karar verdi.

Hava-İş Sendikası’ndan yapılan yazılı açıklamada, THY Teknik A.Ş’nin TİS görüşmelerini haksız bir şekilde 20 ay geciktirdiği belirtilerek, "Sorunun masada çözülmesi için büyük çaba sarf ettik. Ancak işverence getirilen şartlı teklifler ve temel taleplerimizin yok sayılması nedeniyle, süreç grev kararı aşamasına gelmiştir. Sendikamız üye ve yöneticilerinin hak ve menfaatlerinin korunması için eşit şartlarla her türlü diyaloga açık olduğu kadar, her türlü yasal demokratik haklarını çekinmeden kullanma konusunda da kararlıdır. Hava-İş Sendikası, işveren yetkililerine toplu iş sözleşmesini, baskıyla, çarpıtmayla, atölyelere her gün işe dün aldıkları müdürleri göndererek işçilerin kafasını bulandırma gibi basit demode olmuş yöntemlerle normal mecrasından çıkarılarak sonuç alma yönündeki uğraşlarının beyhude olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır" denildi.

MİLLİYET 24/01/2011
Döner sermaye yatırımları yüzde 20,7 artacak
Döner sermayeli kuruluşların yatırımları yüzde 20,7 oranında artacak. Kuruluşların döner sermayeden yapacağı yatırımlar 902 milyon 550 bin liradan, 1 milyar 89 milyon liraya çıkacak.
AA muhabirinin 2011 Yılı Yatırım Programından yaptığı hesaplamalara göre, en çok döner sermaye yatırımı yaklaşık 486 milyon lira ile sağlık alanında yapılacak.

Döner sermayeden yatırımların sektörel dağılımında ise bu yıl geçen yıla göre, imalat dalında 10 kat artış olacak ve 6 milyon 550 bin lira yatırım gerçekleşecek. İktisadi alandaki yatırım ödeneği de yaklaşık 2 kat artışla 315 milyon lira olacak.

Sosyal alandaki döner sermaye yatırımları ise yüzde 24 düşüşle 5.7 milyon lira olarak gerçekleşecek.

Tarım alanında 109 milyon 600 bin, ulaştırma ve haberleşme alanında 133 milyon 630 bin, turizm alanında 2 milyon 500 bin, eğitim alanında 30 milyon 300 bin liralık yatırımı yapılacak.

-SAĞLIK BAKANLIĞI 400 MİLYON LİRALIK YATIRIM YAPACAK-
Tarım alanındaki yatırımın 80 milyon liralık bölümünü Orman Genel Müdürlüğü, imalat sanayindeki yatırımın 5 milyon 900 bin liralık bölümü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, ulaştırma ve haberleşme alanındaki yatırımın 80 milyon liralık bölümü TRT Genel Müdürlüğü, eğitim alanındaki yatırımın 15 milyon liralık bölümü Milli Eğitim Bakanlığı, sağlık alanındaki yatırımların 400 milyon liralık bölümünü de Sağlık Bakanlığı gerçekleştirecek.

İktisadi alandaki 314 milyon 944 milyon liralık yatırımın yaklaşık 297 milyon liralık ve sosyal alandaki 5 milyon 730 bin liralık yatırımın 3 milyon 430 bin liralık kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından, turizm alanındaki 2 milyon 500 bin liralık yatırım ise Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılacak.

MİLLİYET 24/01/2011
Dolar 1.5720 liradan haftaya başladı
İstanbul serbest piyasada dolar 1,5720, euro 2,14 liradan haftaya başladı
İstanbul serbest piyasada dolar 1,5720, euro 2,14 liradan haftaya başladı.

Kapalıçarşı'da 1,5670 liradan alınan dolar 1,5720 liradan satılıyor. 2,1310 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 2,14 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 1,5700 lira, euronun satış fiyatı ise 2,1250 lira olmuştu
FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
YKB´de çift haneli daralma bekleniyor
Akbank, Garanti ve Vakıfbank'ın kârının yüzde 30 artması beklenirken İş Bankası´nda büyüme beklenmiyor
EFG İstanbul, 4Ç10 kar beklentilerine dair hazırladığı raporda finansal şirketlerin karlarının finansal dışı şirketleri geride bırakacağını belirtti. Detaylar:

4Ç10´da İMKB´deki 58 şirketin toplam karlarının çeyreksel bazda yüzde 5 azalmasını yıllık bazda ise yüzde 13 artmasını bekliyoruz. Çeyreksel bazdaki düşüş döviz zararlarında artan finansal giderler sebebiyle yaşanan finansal dışı şirketlerin karlarındaki yüzde 23 düşüşten kaynaklanacak. Karlardaki yıllık artışın ise hem finansal hem de finansal dışı şirketlerin hisse karlarındaki büyüme ile desteklenmesi bekleniyor.

Finansal hisselerinde karlarındaki çeyrekse büyüme bankalar önderlik edecek. Ciddi kredi hacmi büyümesi, tahvil getirilerindeki iyileşme ve stabilize olan kredi-mevduat spreadleri tetikleyici olacak. Çeyreksel bazda beklenen büyüme bankalar arasında farklılık gösterecek. Akbank, Garanti ve Vakıfbank´ın karının yüzde 30 artması beklenirken İş Bankası´nda büyüme beklenmiyor ve YKB´de çift haneli daralma bekleniyor. Küçük bankalar arasında TSKB´nin en güçlü kar büyümesini kaydetmesi bekleniyor.

Finansal dışı şirketler arasında sanayi sektörünün en büyük kar büyümesini kaydetmesi bekleniyor ama sektörde çeyreksel bazdaki iyileşme THY karlarındaki artıştan kaynaklanacak. Sanayi şirketleri arasında Tekfen Holding´in cirosunda iyileşme bekleniyor. Ford Otosan, Tofaş ve Doğuş Otomotiv gibi otomotiv şirketlerinin ihracat ve yurt içi piyasalardaki iyileşme sayesinde güçlü sonuçlar açıklayacağı tahmin ediliyor. Anadolu Efes ve Coca Cola karları çeyreksel bazda düşebilir.

FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
Bankalarda transfer hızlanabilir
Özellikle artan denetim ve ücret konusunda bankalar arasında büyüyen fark nedeniyle transferlerde artış bekleniyor
The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre Avrupa bankalar, uygulamaya konan regülasyonlar ve devam eden politik baskıların Atlantik´in öbür tarafındaki finansal kuruluşlarla arada ücretler konusunda büyüyen bir fark ortaya çıkarması nedeniyle, çalışanlarını ABD´li rakiplerine kaptırmakla karşı karşıyalar.

Habere göre ABD´nin önde gelen bankaları Goldman Sachs ve JP Morgan geçtiğimiz hafta Londra merkezli çalışanlarına primlerini ödediler ve ödemenin büyük kısmı nakit olarak gerçekleşti. Avrupalı rakiplerin çalışanları ise daha büyük kısmı hisse şeklinde olan, daha az prim ile karşı karşıya kaldılar.
FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
Zorunlu karşılıklar bu hafta artacak
Para Politikası Kurulu'nun açıkladığı faiz kararının ardından, zorunlu karşılıkların artırılacağı yönünde sinyal verilmişti
Piyasaların gözü bu hafta da Merkez Bankası'ndan gelecek haberlerde olacak. Geçtiğimiz hafta yapılan Para Politikası Kurulu'nun açıkladığı faiz kararının ardından, zorunlu karşılıkların artırılacağı yönünde sinyal verilmişti. Merkez Bankası'nın bu yönde adım atması bekleniyor. Salı günü de "Enflasyon Raporu"nu açıklayacak olan Merkez Bankası, enflasyonun 2011 yılı sonunda ise orta noktasının yüzde 5.4 olmak üzere yüzde 3.9 ile 6.9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmişti. Merkez Bankası ayrıca Ocak ayı imalat sanayi kapasite kullanımı verilerini de bugün açıklıyor.

FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
4 banka tarihe gömüldü!
ABD'de yetkili otorite Georgia, Güney Carolina, Kuzey Carolina ve Colorado'da 4 ayrı bankayı kapattı
ABD'de geçtiğimiz hafta 4 banka daha kapatıldı. Böylece bu yıl kapatılan banka sayısı 7'ye yükseldi.

ABD'de yetkili otorite Georgia, Güney Carolina, Kuzey Carolina ve Colorado'da 4 ayrı bankayı kapattı. FDIC'nin açıklamasına göre 95.5 milyon dolar mevduata sahip Enterprise Banking Community, 402.4 milyon dolar mevduata sahip CommunitySouth Bank and Trust, 188.3 milyon dolar mevduata sahip Bank of Asheville ve 1.65 milyar dolar mevduata sahip United Western Bank yetkili otoriteler tarafından kapatıldı.

Sözkonusu banka kapatmalarının sigorta fonuna maliyeti ise 454.9 milyon dolar oldu.
FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
Kötü bankacılar geri döndü
Bankalar, yaptıkları büyük kârlardan sonra bir süre ara verdikleri yüklü miktarda ikramiye dağıtımına geri dönüyorlar
Son küresel finansal krizden sonra dağıtılan ikramiyelerle hedef haline gelen bankalar, yaptıkları büyük kârlardan sonra bir süre ara verdikleri yüklü miktarda ikramiye dağıtımına geri dönme yolunda. Bu konuyla ilgili Time’da yer alan bir makalede şu görüşlere yer verildi:

“Bankalar geri döndü. ABD'li JPMorgan Chase geçtiğimiz günlerde 2010'un son çeyreğinde 4.8 milyar dolarla kârını önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 50 artırdığını açıkladı. Bankanın CEO'su 2008'de ara verilen, 'anlamlı' miktardaki ikramiyelerin yakında yeniden dağıtılacağını umduğunu söyledi.

Bununla birlikte İngiliz Barclays Bank'ın CEO'su Bob Diamond ikramiyelerle ilgili olarak yaptığı, "Bankaların vicdan azabı çekmesi ve özür dilemesi gereken bir süreç yaşandı. Sanıyorum artık bu sürecin sona ermesi gerekiyor" açıklaması, İngiltere'deki siyasiler tarafından oldukça sert şekilde eleştirildi.

Diamond'un, Lehman Brothers'tan kalanları yok pahasına alan Barclays'in, bu varlıklardan elde ettiği kâr sayesinde bu sene 13 milyon dolarlık bir ikramiye alacak gibi görünüyor.

GOLDMAN SACHS DA AYNI YOLDA

ABD'nin bir diğer büyük bankası olan Goldman Sachs'ın çalışanları da bu dönemde açlık çekmeyecek gibi görünüyor. Her ne kadar bankanın dördüncü çeyrek kârı iyi gelmese de, tüm yıl sonuçları göz önünde bulundurulduğunda kurum oldukça kazançlı bir sene geçirdi.

Geçtiğimiz dönemde milyarlarca dolar kâr eden Goldman Sachs kamuoyunun tepkisini çekmemek için ikramiyelerin nakit yerine hisse senedi olarak dağıtılmasını tercih etmişti.

Her şeye rağmen bu kurumlar para basmaya devam ediyor. Wall Street'te sadece bir günde açıklanan satın alma anlaşmaların bunun en büyük göstergelerinden biri. Duke Energy, Progress Energy'i almak için 13.7 milyar dolar vermeyi düşünürken, DuPont ise Danimarkalı Danisco'yu almak için 6 milyar doları gözden çıkarmış durumda.

Bununla birlikte son çeyrek kârı hayal kırıklığı yaratan Citibank için de çok üzülecek bir durum yok çünkü bankanın bu dönemdeki kârı 1.3 milyar dolar oldu.

Büyük bankaların yüklü miktarda kâr yapmasında hiç bir sakınca yok elbette ancak bu haberler, finansal kriz döneminde vergileriyle zararları finanse eden sokaktaki vatandaş tarafından öfkeyle karşılanıyor.

* Bu yazı Time Dergisi'nde, "The Big Bad Bankers, and Their Bonuses, Are Back" başlığıyla yayımlanan haberden derlenmiştir.

FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
Hükümet tefecilere savaş açtı
Piyasadaki büyük şirketlerden alacaklarını zamanında tahsil edemediği için tefecilerin eline düşen küçük işletmelere koruma geliyor
Hükümet, özellikle kriz döneminde zora giren işletmelere yüksek faizlerle borç veren tefecilere savaş açtı. Türk Ticaret Kanunu'na son dakikada eklenen bir önergeyle, tefecilerin eline düşen küçük işletmeler korumaya alındı. Buna göre, sözleşmelere küçük işletmeleri mağdur edecek hiçbir hüküm konulamayacak, konulsa bile geçersiz sayılacak. Küçük işletmeden aldığı mal ve hizmetin bedelini vadesinde ödemeyen her bir taksit için temerrüt faizi ödenirken bu işletmelerin alacakları öncelikli olacak.

AĞIR YAPTIRIMLAR GELİYOR

Sanayi Bakanı Nihat Ergün, yasaya küçük işletmelerin alacaklarının önce ve zamanında ödenmesine ilişkin bir hüküm eklediklerini belirterek, "Avrupa'da yapılan bir araştırmaya göre küçük işletmelerin yüzde 25'i alacaklarını zamanında tahsil edemediği için batıyor. Bizde de paralarını aylarca alamıyorlar, yüksek faizle borçlanmak zorunda kalıyorlar, tefecilerin eline düşüyorlar. Bunun için ağır yaptırımlar getiriyoruz. Önce 'küçük olanı düşün' ilkesi getirdik. Artık büyük şirketler küçük işletmeleri kendilerine finansman aracı olarak görmesin" dedi.

VADESİNDE ÖDEMEYEN YANDI

Yeni düzenlemeye göre, sözleşmelere özellikle küçük üretici ve tedarikçileri sıkıntıya sokacak haksız şartlar konulamayacak, konulsa bile geçersiz sayılacak. Sözleşmede faiz şartı olmasa bile küçük işletmeden mal ve hizmet aldığı tarihten sonraki 30 gün içinde ödenmeyen borçlar için ihtara gerek kalmadan temerrüt faizi ödenecek. Faiz oranının belirtilmediği durumlarda, düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra uygulanacak faiz, gecikme faizinden en az 8 puan daha fazla olacak. Taksitle ödenecek mal ve hizmet bedellerinin vadesinde ödenmeyen her bir taksiti için temerrüt faizi ödenecek. Böylece küçük işletmeler alacaklarını temin edemediği için ağır şartlarda banka kredisi ya da tefecilerden yüksek faizle para almak zorunda kalmayacak.

MALİYE İZLEMEDE

Maliye Bakanlığı da, kriz döneminde nakde sıkışan esnafa yüksek faizle para satan binin üzerinde tefeciyi yakın takibe aldı. Altın satar gibi kredi kartından çekim yaparak faizle para satan kuyumcuların yanı sıra kredi kartı üzerinden tefecilik işlemleri, POS cihazlarındaki anormal yükselişler inceleniyor. Tefecilerin para verdikleri kişilerin ev, arsa gibi gayrimenkullerine ipotek koyduklarını tespit eden Maliye, Tapu Kadastro'dan aldığı bilgilerden yola çıkarak ipotek koyanların tefeci olup olmadığına ulaşılıyor.

Emniyet de alarma geçti

Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri de tefecilikle mücadele kapsamında eş zamanlı operasyonlar gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz günlerde Bursa, Ankara, Yalova'da yapılan operasyonda tefecilik yaptıkları öne sürülen çok sayıda kişi tutuklandı. Yüzde 25 faizle borç veren tefecilerin, bu parayı ödeyemeyen kişileri zorla tehdit ettikleri, ödeyenlerin senetlerini ise iade etmeyerek tehditle tekrar para tahsil etmeye çalıştıkları belirtiliyor. Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde tefecilik suçu işleyenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 500 bin liraya kadar para cezası öngörüyor.

KORUMA KALKANI NELERİ İÇERİYOR?

Küçük işletmelerin alacaklarına öncelik verilerek tefecilerin eline düşmesi engellenecek

Küçük esnafı sıkıntıya sokan sözleşmeler geçersiz olacak

POS kullanan mükellef, aylık satışlarındaki sıçramaların hesabını verecek

Tefecilerin gayrimenkullere koydurdukları ipotekten iz sürülecek

Altın satmış gibi kredi kartından çekim yapıp para satan kuyumcular anında enselenecek

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'ndeki ipotek kayıtları tek tek incelenecek

FİNANSGÜNDEM 24/01/2011
Zararlı sermaye akışı için ek önlemler de alabiliriz
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası'nın faiz indirimini desteklediklerini belirterek şirketleri kısa dönemli sermaye giriş çıkışlarından korumak için gerekirse ek önlemler de alabileceklerini söyledi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Japonya'nın en yüksek tirajlı ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun (NIKKEI) verdiği demeçte Merkez Bankası'nın faiz kararını desteklediklerini söyledi. Türkiye'nin serbest sermaye hareketlerini desteklediğini ve ülkenin etrafına duvarlar örmeye benzeyen önlemleri almaya niyetli olmadığını ifade eden Babacan, 'Biz kısa dönemli sermaye giriş çıkışlarının etkilerinden şirketlerimizi koruyacağız. Şu ana kadar da önlemler almış durumdayız ve gerekli görülürse, ek önlemler de alabiliriz' dedi.
HEDEF KISA VADE
Merkez Bankası'nın politika faizinin, kısa vadeli sermayenin girişini kolaylaştırmayacak kadar düşük, aynı zamanda iç talepte aşırı ısınmaya neden olmayacak kadar yüksek olması gerektiğine işaret ederek, 'Para biriminin değerlenmesinin ihracat üzerindeki etkisi fazla değil, ithalat üzerindeki etkisi ise büyük' diye konuştu. Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini desteklediğine vurgu yapan Babacan, 'Gerekirse ek önlemleri de düşünebiliriz' diye konuştu. Öte yandan Babacan, 'Türkiye'de sermayenin serbest dolaşımını destekliyor ve uzun vadeli yatırımları artırıyoruz. Uluslararası finansal işlem vergisi düşünmüyoruz' açıklamasında bulundu.
ENERJİDE BAĞIMLIYIZ
Arka arkaya nükleer santral istenmesiyle ilgili olarak Başbakan Yardımcısı, Türkiye'nin enerji talebinin yaklaşık yüzde 75'inin ithalata bağımlı olduğunu söyledi. Babacan, şöyle devam etti: 'Yüksek hızdaki ekonomik büyümemizle beraber artan enerji talebi nedeniyle nükleer santrallerin yapımında acele ediyoruz. Japonya ile müzakerelerin de hızla sonuçlandırılmasını ümit ediyorum. Nükleer santraller fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak ve cari dengede iyileşmeye katkı yapacak.'
ENERJİ TALEBİ ARTIYOR
Türkiye'deki ekonomik kalkınmayla birlikte enerji talebinin her yıl ortalama yüzde 7-8 oranlarında arttığına işaret eden Babacan, hükümetlerinin politikasının da, 2020 yılına kadar toplam elektriğin en az yüzde 5'ini nükleer enerjiden sağlamak olduğunu belirtti.
YENİ ŞAFAK 24/01/2011
En çok bankalara çağrı attık
Çağrı Merkezi İstatistikleri Raporu'na göre, 2010 yılında çağrı merkezine gelen toplam çağrı sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık 31 milyon, çağrı merkezi çalışan sayısı ise 763 kişi arttı. Çağrı merkezi hizmetleri ve bu hizmetlerin kullanılmasına ilişkin istatistiki bilgileri içeren, bankaların dönem içindeki gelişmelerini izlemeyi amaçlayan ve üçer aylık dönemler halinde yayımlanan Çağrı Merkezleri İstatistikleri Raporu, çağrı merkezi hizmeti veren 22 bankanın bilgilerinden oluşuyor. Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) sitesindeki Çağrı Merkezi İstatistikleri Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, çağrı merkezlerinde çalışan sayısı, Aralık 2010 itibariyle, 6 bin 508 kişiye ulaştı. Ekim-Aralık 2010 döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre çağrı göre merkezi çalışan sayısı 763 kişi artarken, dönemlerde çağrı merkezinde çalışan kadınların oranı yüzde 73'ten yüzde 74'e, yönetici konumda olan kadınlar yüzde 60'dan yüzde 65'e yükseldi.
Bir yılda 31 milyon arttı
2009 yılında 241 milyon 915 bin olan çağrı merkezlerine gelen toplam çağrı sayısı 2010 yılında 273 milyon 76 bine ulaştı. Çağrılar bir yılda yaklaşık 31 milyon arttı
YENİ ŞAFAK 24/01/2011
Konya Şeker'in 5 yılda 50 bin hayvanı olacak
Daha önceden Angus getiren Konya Şeker, bu sefer ABD'den bin 300 Holstein ırkı süt ineği Konya'ya getirdi. Firma, 5 yılda 50 bin hayvan sayısını yakalayacak
ABD'den gemilerle yola çıkan ve dün akşam saatlerinde Mersin limanına indirilen inekler, kamyonlarla Konya'ya getirildi. Süt ineklerinden bin tanesi Konya Şeker A.Ş'ye ait Şeker Süt Damızlık Çiftliğine, 300'ü de Ilgın Pancar Ekicileri Kooperatifine teslim edildi. PANKOBİRLİK Genel Başkanı, AB Holding ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, ineklerin kamyonlardan ahırlara indirilmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve Konya için gayet güzel bir gün yaşadıklarını söyledi.Türkiye'nin etle ilgili sıkıntısını gidermek, et hayvancılığında altyapıyı oluşturmak adına 2010 yılında Avustralya'dan Angusları Türkiye'ye getirdiklerini anımsatan Konuk, "Bugünkü göçmenlerimiz ise önceki göçmenlerimizle aynı değil. Bugün sütün, süt sığırcılığının anası kabul edilen Holstein ırkı bu hayvanlar Amerika'dan geldi. Konya'ya bin 300 adet geldi. Bin adeti burada, 300 adeti de Ilgın'a gönderildi' dedi. Recep Konuk, Konya Şeker olarak hayvancılıkta sürdürülebilirliği yakalamak için önümüzdeki 5 yılda 50 bin hayvan varlığına ulaşacaklarını anlattı.
YENİ ŞAFAK 24/01/2011
Türkiye tarımda İsrail'i 4'e katladı
Tohumculukla ilgili bilgilerin çarpıtıldığına dikkat çeken Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 2009'da İsrail'e 141 milyon dolarlık tohum dahil tarım ürünü ihraç edildiğini, bu ülkeden ise 27 milyon dolarlık ithalat yapıldığı bilgisini verdi

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ette ithalat kapısının açılmasının ardından kıyma ve kuşbaşı fiyatlarında önemli oranda düşüş olduğunu söyledi. 26 Nisan 2010 ila 23 Ocak 2011 arasında kıymanın fiyatının yüzde 26 gerilediğini aktaran Eker, kuşbaşındaki düşüşün ise yüzde 22 civarında olduğunu bildirdi. Eker, "İthalat etkisini gösterdi. Dün itibariyle kıyma ve kuşbaşı fiyatları önemli oranda geriledi" dedi. Bazı özel sektör firmalarının besicilikten çıkma kararını değerlendiren Eker, şirketlerin kâr nerede ise oraya gittiğini söyledi.
RAKAMLAR ÇARPITILIYOR
Tohumculuk hakkında bilgilendirme toplantısına katılan Eker, sektöre yönelik rakam ve sayıların çarpıtıldığını kaydetti. Türkiye'nin İsrail'den gerçekleştirdiği tarımsal ürün ithalatının toplam ithalatın yüzde 6'sı olduğunu vurgulayan Eker, Türkiye'nin 2009'da bu ülkeye 141 milyon dolarlık tohum dahil tarım ürünü ihraç ettiğini, ancak 27 milyon dolarlık ithalat yapıldığını bildirdi. Eker, 2011 tarım ödemelerinin önemli bir kısmının hazirana kadar çiftçiye ödeneceğini kaydetti.
Çalışılsaydı, yerli oto ihraç ederdik
May Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yormazoğlu da medyada tohumculuk sektörünün ithalata bağımlı olduğuna yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Sadece firma olarak dev batılı şirketlerle yarıştıklarını belirten Yormazoğlu, "30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Diğer sektörler de tohumcular gibi çalışsaydı bugün yerli otomobil üretilip ihraç edilecek hale gelirdi. Bu sıkı bir hamle ile olabilecek şey" dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker de tohumcuların başarısının tüm sektörler tarafından örnek alınması gerektiğini söyledi. Eker, "Sayın Başbakan'da zaten yerli otomobil üretilmesini sektörden istemişti. Bu olmayacak bir şey değil" diye konuştu.
YENİ ŞAFAK 24/01/2011
Devletle vatandaşın 120 milyarlık barışı
224 maddelik tasarıda vatandaşın kamuya olan 110 milyarlık borcu ile belediyelerin Hazine'ye olan 10 milyarlık borcu yeniden yapılandırılacak
Bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen 224 maddelik tasarıda vatandaşın kamuya olan 110 milyar liralık borcu ile belediyelerin Hazine'ye olan 10 milyar liralık borcu yeniden yapılandırılacak. Devlet, düzenlemeden 40 milyar liralık gelir bekliyor
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en geniş kamu alacaklarını yeniden yapılandırma yasası olarak nitelenen ve kapsamı nedeniyle tüm kesimlerin merakla beklediği torba yasa tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonu metni hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderildi. Bu hafta çarşamba günü TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanması beklenen 224 maddelik yasa tasarısına Yeni Asır ulaştı.
İlk açıklamayı geçtiğimiz Temmuz ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı yasa tasarısı, genel kurulda görüşülmeden önceki son şeklini aldı. Buna göre vatandaşın belediyeler de dahil olmak üzere kamuya olan 120 milyar liralık borcu yeniden yapılandırılıyor. Bu rakamın içinde belediyelerin Hazine'ye olan 10 milyar liraya yaklaşan borcu da var. Bu düzenlemeden devlet ise yaklaşık 40 milyar liralık gelir bekliyor.
Torba yasada İstanbul finans merkezi projesinden büyükşehir belediyelerine ait projelerin Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılmasına, sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası sisteminden çalışma yaşamındaki değişikliklere, öğrenci affına kadar milyonlarca vatandaşı ilgilendiren bir çok düzenleme yer alıyor.

TARİH ARALIK 2010
Tam adı 'Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nda, Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, belediyeler, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri, elektrik dağıtım şirketleri, Yurt-Kur, TRT, TOBB ve organize sanayi bölgelerinin alacakları, 36 aylık dönemde ödenmek şartıyla yeniden yapılandırılıyor.
Komisyonda kamu alacaklarını yeniden yapılandıran düzenlemenin öngörülen tarihi Temmuz 2010'dan 31 Aralık 2010'a çekildi. SGK borçlarının uygulama süresi ise Haziran 2010 yerine Kasım 2010 olarak belirlendi. Böylece milyonlarca kişinin daha barıştan yararlanmasının önü açıldı.
31 Aralık 2010 tarihinden, bu tarih dahil olmak üzere, önceki dönemlere ait vergi usul kanunu kapsamına giren vergiler, vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları yeniden yapılandırılıyor. Yeniden yapılandırma kapsamında gümrükle ilgili vergi ve ödemeler, Sosyal Güvenlik Kurumu primleri, belediye alacakları da yer alıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin oda ve borsalardan, oda ve borsaların da üyelerinden olan aidat alacakları, askerlik, seçim, trafik ve nüfus idarelerince verilen idare para cezaları de yapılandırma kapsamında. Yeniden yapılandırma ile alacakların aslının tamamı ödenecek. Ancak alacaklara bağlı zam ve faizler, enflasyon oranında yeniden belirlenip taksitlere bağlanacak.

18 TAKSİTTE
Mecliste görüşülecek tasarı ile vatandaşın kamuya borcunu nasıl ödeyeceği de netleşti. Vergi, gümrük, özel idareler, belediyeler gibi kuruluşlara ödenecek tutarların ilk taksidinin, kanunun yayımlandığı tarihi izleyen 3. aydan, Sosyal Güvenlik Kurumu'na bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarın ilk taksidinin de kanunun yayımlandığı tarihi izleyen 4. ayından itibaren ödenmesi öngörüldü.
Borçlar ikişer aylık dönemler halinde en fazla 18 eşit taksitte ödenebilecek. Borçların taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla, borçluların başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şart.
Yasada stok beyanı, öğrenci kredileri, TOBB aidat alacakları, orman köylüleri, sulama tesisleri yatırımları gibi bazı alacaklar için farklı ödeme ve taksitlendirme süreleri belirlendi.
Torba yasa tasarısı ile gelir ve kurumlar vergisinde, katma değer vergisinde matrah artırımı getirildi. Matrah ve vergi artırımında bulunulan yıllarla ilgili inceleme yapılmayacak. Stok affı getiren tasarı ile işletmede bulunduğu halde kayıtlarda yer almayan bazı varlıkların kayda alınmasına olanak sağlanıyor.

Belediye borcuna 72 ay
Tasarıda belediyeler, spor kulüpleri, çiftçi kesiminin borçlarına 72 ay taksitle ödeme imkanı getirildi. Dahilde işleme rejiminden kaynaklanan ihracatçı borçları da yapılandırma kapsamında. Öte yandan firmaları yakından ilgilendiren kasa alacaklarının ve ortak cari hesapların düzeltilmesi düzenlemesinde uygulama tarihi 2010 sonu olarak belirlendi.

'Peşin ödemekte yarar var'
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanlık Danışmanı Adnan Yıldırım konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Tasarı çok fazla yasayı, konuyu ve kesimi ilgilendiriyor. Uygulamada karmaşa ve hatalar olabilecek. İzleyen yıllara taşınacak sorunlar doğabilecek. Kamu idareleri, doğru ve kolaylaştırıcı uygulamalarla bu sorunları asgariye indirme çabası içinde olmalı. Vergisini düzenli ödeyenleri ödüllendirecek düzenleme yapılmamıştır. Öte yandan yeniden yapılandırmanın faizi yüksek. Bu nedenle peşin ödemekte fayda var."

İŞTE TASARIDAKİ BAZI DÜZENLEMELER
- Vergi, sosyal güvenlik primi başta olmak üzere vatandaşın kamuya borcu 36 aya kadar taksitlendiriliyor.
-Vatandaş borcunun aslını ödeyecek ancak faiz ve cezalar yeniden düzenlenecek.
- Vatandaş ödemesini 2 ayda bir olmak üzere 18 eşit taksitte yapabilecek.
- Barış 31 Aralık 2010 ve önceki tarihlerdeki borcu kapsayacak.
- Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı getiriliyor.
- Firmalara stok beyan affı getiriliyor.
- Belediyelerin Hazine'ye borcu 72 ayda ödenebilecek.
- Ulaştırma Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun'a bir madde ekleniyor. Buna göre Bakanlar Kurulu'nca devralınabileceğine karar verilen her bir proje bakımından ayrı ayrı geçerli olmak üzere, yüklenicilerin belediyelerle akdedilmiş bulunan sözleşmeleri ile aynı şartlarda işi yürütmeye yazılı olarak muvafakat etmeleri kaydı ile Bakanlık; söz konusu projelerin mevcut sözleşmeleri ile devralınmasına da karar verebilecek.
- Varlık barışı kapsamında bildirim ve beyanda bulunanlardan yurtdışında bulunun varlıklarını süresi içinde Türkiye'ye getiremeyenlere yeni hak tanınıyor.
- Kredi ve Yurtlar Kurumu borçlarını mezuniyetten 2 yıl sonra kredi aldığı sürede ödemek zorunda olan öğrenciye kolaylık geliyor. Kurumca ödeme süresi bir yıl uzatılabiliyor. Ödeme askerlik dönemine rastlarsa enflasyon uygulanmadan askerlik döneminin sonuna kadar erteleniyor.
- Yükseköğretim kurumlarında yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar, terör suçundan hüküm giyenler hariç her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenlere öğretim yolu tekrar açılıyor.
- Daha önce uzlaşmaya girmemiş olan büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri ile Hazine Müsteşarlığı'na borcu olan ve üyeleri belediyelerden oluşan mahalli idare birlikleri, borç ve alacaklarını takas ve mahsup edebilecek.
- Sermaye Piyasası Kurulu'na bağlı borsaların faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin azami yüzde 10'u kurul bütçesine gelir olarak kaydedilecek. Bu yasa VOB'u etkileyecek.
- Çalışma süreleri esnekleşiyor. Çağrı ile evden veya uzaktan çalışma yöntemi geliyor.
YENİ ASIR 24/01/2011
Türk şirketine, Türkmenistan'da 1 milyar dolarlık proje
Rönesans Holding'in Türkmenistan'da ihalesini aldığı amonyak ve gübre üretim fabrikalarının temeli yakın bir zamanda atılacak. Türkmen basınında yer alan haberde, projenin bedelinin yaklaşık 1 milyar doları bulacağı kaydedildi.
Petrol ve doğalgazdan sorumlu Devlet Başkanı Yardımcısı Baymurat Hocamuhammedov, Bakanlar Kurulu toplantısında Mari vilayetinde inşa edilecek gübre ve amonyak üretim fabrikalarının temel atma törenine hazırlık yapıldığını kaydetti. Projenin maliyetinin 1 milyar doları bulacağını kaydeden Hocamuhammedov, 640 bin ton gübre ve 400 bin ton amonyak üretecek fabrikaların inşa edileceğini belirtti. Türkmen yetkili, kimya sanayisine kazandırılacak yeni fabrikaların Japonya, Almanya ve Hollanda'nın teknolojisi ile donatılacağını bildirdi.
Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, 10 Oacak'ta yeni fabrikaların kurulmasına ilişkin ihale kararını imzalamıştı. Karar gereğince, bu fabrikaların inşaat ihalesini Rönesans İnşaat Türk şirketi kazanmıştı.
Türk şirketi, başkent Aşkabat'a yaklaşık 400 kilometre mesafedeki Mari vilayetinde yıllık kapasitesi 640 bin ton gübre ve 400 bin ton amonyak üretim fabrikalarını inşa edecek. Rönesans İnşaat, bunun yanı sıra fabrikaların teknik malzemelerinin donatımı, montaj çalışmaları ve teminatını da üstlenecek.
Şirketin projenin inşaatına Ocak 2011'da başlaması ve Haziran 2014'de tamamlayarak teslim etmesi bekleniyor. Türk şirketin inşa edeceği fabrikalar, Türkmenistan'da tarım sektörünün gübre ihtiyacını önemli ölçüde karşılayacak ve tarım ürünleri üretiminin arttırılmasına katkı sağlayacak.
ZAMAN 22/01/2011
Nevşehir'e 500 milyon dolarlık dış yatırım yapılacak
Nevşehir'de yap-işlet-devret modeli ile tamamı doğrudan dış yatırım olarak gerçekleştirilecek Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin 2013 yılında hizmete geçmesi hedefleniyor. Bin kişilik bir istihdamı da birlikte getirecek merkez için 500 milyon dolar harcanacak.
Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin yapımını gerçekleştirecek firma yöneticileri, Nevşehir'deki üst düzey yöneticiler ile sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı kokteylde bir araya geldi. Kapadokya Dedeman Otel'de Nevşehir Belediyesi ve Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde gerçekleştirilen kokteylde Erciyes Üniversitesi Oda Orkestrası Trio ekibi Türk Sanat Müziğinin yanı sıra Batı müziğinden çeşitli eserler seslendirdi. Kokteylin açılışında Nevşehir'in Göre Boğazı mevkiinde yaptırılması planlanan Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli ile ilgili bir sunum yapıldı.
Kokteylde konuşan Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arif Parmaksız, Nevşehir Belediyesi'nin Kapadokya bölgesinin ana idari merkezi Nevşehir'in dokusuna yaraşır bir düzeyde Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin ekonomik,sosyal ve kültürel alandaki gelişimi hızlandıracağına inandığını söyledi. Parmaksız, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Yap-İşlet-Devret modeli ile tamamen doğrudan dış yatırım olarak Şubat veya Mart ayından itibaren eski Göre Yolu üzerinde bulunan alanda uluslararası finans kuruluşu ICPED(The International Co-ordination Programme for Economic Development, Inc)'in İtalya'daki ortağı konumundaki Frınbank tarafından finansmanının karşılanacağı Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin hizmete kazandırılması ile 1000 kişilik bir istihdam imkanının da ortaya çıkacağını kaydetti. Parmaksız, şöyle konuştu, "Hayal ile hedeflerin çok iyi analiz edilmesi ile ortaya çıkan bu dev proje, Nevşehir'de en geniş kapsamlı ilk yatırımıdır. 2013 yılında tamamlanması planlanan proje için yaklaşık 500 milyon dolar seviyesinde bir harcama yapılmasının planlanmaktadır. 20 yıl süre ile işletildikten sonra Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası'na devredilecek Kapadokya Uluslar arası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin bölgenin ekonomik göstergelerinin ciddi manada ivme kazanmasına önemli bir etki oluşturacağına inanıyorum." dedi.
ÜNVER: 2009 YILINDAKİ HAYALİMİZİN ARTIK GERÇEKLEŞMEK ÜZERE
Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver'de Göre Yolu üzerinde kurulacak Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nde oldukça net bir şekilde ortaya konulduğunu ifade etti. Ünver, "Böyle bir proje bazen paylaşarak ve bazen de bölüşerek gelişebileceğimiz ve hedeflediğimiz noktalara ulaşabileceğimiz düşüncesi, bir hayal ile ortaya çıktı. 2009 yılında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Arif Parmaksız ile görüşme yaparken Nevşehir'de böyle bir merkez hayal ettik. Sonrasında paylaştık ve bugün 2009 yılındaki hayalimizin artık gerçekleşmek üzere olduğunu görebiliyoruz.Bundan önce Nevşehir,sonra ülkemiz ve daha sonra tüm dünya insanları yararlanacak.500 milyon dolar civarındaki bir harcama ile gerçekleştirilecek Kapadokya Uluslar arası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli'nin 2013 yılının Haziran ayı içerisinde kullanılıyor olacak.Ve Nevşehir Belediyesi olarak ilkini 2005 yılında düzenlediğimiz Uluslar arası Yerel Yönetimler Dünya Barış konferansının ikincisini bu merkezde gerçekleştirme kararlılığı içerisindeyiz." dedi.
Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş' da dünyanın eşsiz güzelliklerini barındıran Kapadokya bölgesinin Kapadokya Uluslararası Kongre Merkezi ve Kongre Oteli ile önemli bir ivme kazanacağına inandığını söyledi.
Bu çalışmada emeği geçen herkese teşekkür eden Vali Savaş,projenin bir an önce hayata geçirilmesi temennisini yineledi. Kokteylde Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, Frınbank yöneticileri Frınbank yöneticisi L.Laura A Indinimeo ve Frınbank yöneticilerinden Pier Funk Ekamba Louma'ya halı hediye etti.
ZAMAN 22/01/2011
TOKİ, Venezuela'ya da el atıyor
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar, konut ihtiyacı olan Venezuela'ya en az 10, en fazla 100 Türk müteahhidi götürebileceklerini ve ilk etapta ülkede 100 bin konut yapabileceklerini bildirdi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, 2 milyon konuta ihtiyacı bulunan Venezuela'dan ''TOKİ'yi buraya bekliyoruz'' teklifinden heyecan duyduklarını ve heveslendiklerini söyledi.
Kanuna göre TOKİ'nin yurt içinde ve yurt dışında doğrudan ve iştirakleri aracılığıyla proje geliştirmek, konut, altyapı ve sosyal donatı uygulamalarını yapmak veya yaptırmak yetkilerine haiz olduğunu kaydeden Bayraktar, ''Fakat bu teklif için hükümetimiz karar vermesi gerekiyor. Eğer biz talimatlandırırsak Venezuela'ya gidebiliriz, yasa bakımından herhangi bir engel yok'' dedi.
Bunun da Türk müteahhitleriyle eliyle yapılacağını ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:
''Türkiye'den oraya (Venezuela'ya) en az 10, en çok 100 müteahhit götürürüz. Taşeronlarımızı, teknolojimizi götürürüz ve ciddi manada malzeme transferi yaparız. Bu da Türk müteahhitlik sektörü için çok ciddi bir açılım olur. Biz ilk etapta hemen pat diye bir 100 bin konutu organize ederiz, arkası da dalga dalga gelir. Devletlerimiz anlaşma yaparsa, biz kaynağı oluştururuz. Müteahhitleri organize ederiz, onların paralarını biz öderiz. Venezuela'dan da devlet nezdinde para alırız. Bu şekilde bir organizasyon yapmayı düşünüyoruz.''
Bayraktar, Venezuela'daki inşaat maliyetlerini bilmediğini, fakat ilk etapta ülkede 6-7 milyar dolarlık bir iş hacmi oluşabileceğini vurguladı.
-TOKİ'NİN YURT DIŞINA AÇILMA VAKTİ GELDİ-
Bugüne kadar TOKİ olarak yurt dışında 10 ülkeyle protokol yaptıklarını, 21 tane de karşılıklı temaslarda bulundukları ülke bulunduğunu anlatan Bayraktar, ''(Hemen gel ülkemizde konut yap) diyen ülke var. Fakat bu dönemde Türkiye'de çok ciddi şekilde hem konut yaptık, hem kentsel dönüşüm yaptık, hem afet konutu, hem de kamuya konut yaptık. Bu yüzden bugüne kadar imkan bulup da yurt dışına açılamadık. Tabii devlet de bize çok ciddi manada bir talimat vermedi. Ama artık bunun sırası geldi'' dedi.
TOKİ müteahhitlerinin çok ciddi şekilde yetiştiğini ve bu müteahhitlerin ellerinde tünel kalıptan, kule linçlere kadar çok ciddi malzeme ve teknik eleman bulunduğunu kaydeden TOKİ Başkanı, bu eleman ve malzemelerin atıl kalmaması için bunları değerlendirmek gerektiğini vurguladı
Bayraktar, ''TOKİ'nin organizatörlüğünde bunları değerlendirmek lazım. Bu tür projeler Türk müteahhitlik sektörünün çok işine yarayabilir'' dedi

ZAMAN 22/01/2011
İnşaattaki canlanma mobilya talebini arttırdı, iki fabrika daha kuruyor
Küresel krizde yaşanan durgunluğu geride bırakan inşaat sektöründeki hareketlilik en çok mobilyacıları sevindiriyor. MDF ve sunta üretiminde pazarın önemli oyuncularından Yıldız Entegre, talepleri karşılamak ve ihracatı artırmak için 170 milyon Euro'ya Mersin ve Manisa'ya fabrika kuracak. Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yıldız, yeni tesislerde 500 kişiyi daha istihdam edeceklerini söyledi.
Son yıllarda Türkiye'de artış gösteren inşaat yatırımları pek çok sektörü olduğu gibi mobilyacıların da yüzünü güldürüyor. Türkiye'nin önde gelen orman ürünü üreticilerinden Yıldız Entegre, büyümeden payını alan şirketlerden biri. Şirket Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Yıldız, "İnşaat sektörünün daha çok büyümesi mobilya sektöründeki gelişimi hızlandırdı. Türkiye büyüdükçe biz de büyüyoruz." diyor. Yıldız, 2009 krizinde sektörün büyük firmaları bile zorluk çekerken 53 milyon TL'lik yatırım yaptıklarını söylüyor.
1890 yılında Hasan Yıldız'ın Trabzon'da kereste ticaretiyle temellerini attığı Yıldız Entegre bugün Türkiye'nin önde gelen orman ürünü üreticilerinden biri. Özellikle mobilyanın ana hammaddesi MDF'de günlük 4 bin metrekare üretimle lider. Aile şirketi olarak tam 121 yıldır faaliyet gösteren Yıldız Entegre bugün Fehmi Yıldız ve 4. kuşak olan oğulları Hasan ve Hakkı Yıldız ile başarılı çalışmalarını sürdürüyor. Almanya'nın Köln şehrinde düzenlenen Möblemesse Uluslararası Mobilya Fuarı'na 250 firmayla çıkarma yapan Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yıldız, 2010 değerlendirmesi ve gelecek yatırımlarını anlattı. Yıldız, sanayi üretim tesislerinde 2010 yılında 978 milyon 22 bin TL, ticari ürünlerde de 301 milyon 841 bin TL'lik ciro elde ettiklerini dile getirdi. Toplam cirolarının 1 milyar 280 milyon TL'ye ulaştığını söyleyen Yıldız, Türkiye'nin son yıllarda gösterdiği siyasi ve ekonomik istikrarın sektördeki büyümeyi de beraberinde getirdiğini ifade etti. Bir firmanın ne kadar büyüme ve üretim kapasitesine sahip olursa olsun satış yapamadığı sürece kâr elde edemeyeceğinin altını çizen Yıldız, inşaat sektöründeki gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu belirtti.
Firma olarak Türkiye'de olmazsa olmazlar arasında yer almak gibi bir iddiaları olmadığını dile getiren Hasan Yıldız, ürünleriyle sektörün aranan markası olduklarını anlattı. Bolu Mudurnu'da faaliyet gösteren Masstaş fabrikasının tamamını 3 Ocak 2011'de satın alan Yıldız Entegre, sunta üretimindeki pazar payı eksikliğini artırmayı hedefliyor. Yıldız, 2012 yılı içinde ihracatını artırmak amacıyla ise 170 milyon Euro'luk iki yatırım müjdesi veriyor. Mersin Tarsus'ta 90 milyon Euro'ya mal olan üretim tesisi ile Manisa Akhisar'da 80 milyon Euro'luk sunta üretim tesisi, 3 adet dekor kâğıdı kaplama tesisi, 1 adet boyalı arkalık ve boyalı levha üretim tesisi kurulacak. Yıldız, yeni kurulacak tesislerde yaklaşık 450-500 kişiye daha iş imkânı sağlanacağını dile getiriyor. Yıldız Entegre, yeni yatırımlarla kapasitesini günlük 4 bin metreküpten 7 bin 500 metreküpe çıkarmayı hedefliyor.
Avrupa'nın en büyük dekor kâğıdı üreticisi Türkiye'ye geliyor
Almanya ve Avrupa'nın en büyük dekor kâğıdı üreticisi Schattedecor, 13. üretim merkezini Türkiye'de açtı. 20 milyon Euro yatırımla Gebze'de kurulan tesislerinde 2010 yılı Aralık ayında ilk baskılı dekor kâğıdı rulosunun basımını gerçekleştiren Schattedecor, Türkiye ve komşu piyasalardaki müşterilerinin isteklerine yerinde daha çabuk cevap verecek. Şirket Genel Müdürü Reiner Schulz, Türkiye'nin 25 bin ton ham kâğıt ihtiyacı olduğunu belirterek, firma olarak bunun 10 bin tonunu karşıladıklarını söylüyor. Türkiye'nin kendileri için önemli bir yatırım alanı olduğunu dile getiren Schulz, adım adım üretim merkezini Türkiye'ye kaydıracakları bilgisini veriyor.
ZAMAN 23/01/2011
Tekstilcinin yüzünü Avrupa soğukları güldürdü
Kış aylarının öngörülenden sıcak geçmesiyle endişelenen triko, kaban ve mont üreticilerinin imdadına Avrupa soğukları yetişti.
Sezonun açıldığı günlerde Türkiye sıcak günler geçirirken, Avrupa'da görülen soğukların geleceği beklentisi kışlık ürünlerin satışına olumlu yansıdı. Kışın ilk günleri itibarıyla sıcaklıkların mevsim normallerini aşmasının paniğe yol açtığını ifade eden sektör temsilcileri, ancak tekstilcinin bu durumdan Avrupa soğukları sayesinde derin yara almadan kurtulduğunu söyledi. Hazır giyim sektörünün önde gelen markalarından LC Waikiki'nin patronu Vahap Küçük, kış aylarının sıcak geçmesinin beklendiği gibi satışlarına sekte vurmadığını ifade etti. Küçük, "Ekimde bir soğuk yaşandı. Bu soğuktan mağazalarımız yararlandı. Soğuğun devam edeceği beklentisi taleplere olumlu yansıdı." dedi. Yine hazır giyimde akla ilk gelen markalardan Rodi Mood'un üst yöneticisi Ahmet Can da, talep daralmasına rağmen kışlık kıyafetlerin ellerinde kalmadığını söyledi. Can, "Havaların soğuk olduğu 1-2 haftalık dilimde talepler arttı. Avrupa'dan soğuk hava geleceğine dair beklenti de satışları tırmandırdı. Stoklar tam olarak erimedi ama kışlık ürünler elimizde kalmaz." şeklinde konuştu. Negreti Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Cem Negrin, Avrupa'da beklenenin çok üzerinde kar yağması üzerine, Türkiye'de bu beklentiyle iyi satış yapıldığını kaydetti. Aynı zamanda Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) başkanlığını da yürüten Negrin, "Stoklar büyük ölçüde eridi, kış ürünlerimiz raflarda kalmadı. Satışlar geçen seneyle hemen hemen aynı gidiyor." bilgisini verdi. Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, kışın sıcak geçmesine rağmen triko satışlarını önceki senelere oranla artırdıklarına işaret etti. Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş ise meslektaşlarının görüşlerine katılmıyor. TOBB Hazır Giyim Meclis Başkanı da olan Bektaş, kış sıcaklıklarının trikodan çok mont ve kaban satışlarını vurduğunu dile getirdi.
ZAMAN 23/01/2011
Borsa'ya Lokman Hekim geliyor
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun geçen yıl başlattığı halka az seferberliğine şirketlerin ilgisi her geçen gün artıyor.
Geçen yıl 22 halka arz gerçekleşirken bu yılın ilk ayında Hateks ve Kiler'den sonra Lokman Hekim Hastaneleri de katılıyor. Şirket, Borsa'da satış yöntemiyle 25-26 Ocak tarihlerinde 11.00-12.30 saatleri arasında halka arz edilecek. Sermayesinin yüzde 20'sini Borsa'ya açacak olan hastane, 1 TL nominal değerli bir hissenin bedelini 3,75 TL olarak belirledi. Lokman Hekim Engürüsağ AŞ Genel Müdürü İrfan Güvendi, "Halka arz tarihi boyumuzun ölçüsünü alacağımız, kendimizi aynada göreceğimiz bir süreç olacak." dedi. Acıbadem Hastaneleri'nin ardından halka arz edilen ikinci hastane olma özelliğini taşıyan Lokman Hekim Hastaneleri'nin halka arz edilecek miktarı 2 milyon 782 bin 500 adet olarak belirlendi. Ankara'da gazetecilerle bir araya gelen İrfan Güvendi, halka arz ile ilgili soruları cevapladı. Güvendi, Engürüsağ AŞ'nin 1996 yılında 5 ortaklı olarak kurulduğunu ifade ederek bugün ortak sayısını 150'ye çıkardıklarını bildirdi. Salı günü halka arz sürecinin başlayacağı Lokman Hekim Hastaneleri'nin mevcut ortaklarının yüzde 99,75'inin halka arz sürecinde 6 ay boyunca satış yapamayacaklarını ifade eden Güvendi, "Halka arz sonrası sağlanacak kaynak nasıl kullanılacak?" sorusuna "Bu kaynakla bilançoyu sağlamlaştıracağız. Sağlık sektöründe bazen uygun fiyatla malzeme imkânı doğuyor, bunun için de peşin para gerekli. Parayı buralarda da kullanma imkânı bulacağız. Bina ya da şirkete para yatırmayı düşünmüyoruz, ama hastanelerin işletmelerini alabiliriz." diye konuştu. Güvendi, bir gazetecinin "Hisse bedelini neden 3,75 TL olarak belirlediniz?" sorusuna, "Uzmanlara yaptırdığımız analizde hisse değeri için 5 TL'lik bir rakam çıktı. Ancak alıcıya yüzde 25'lik bir iskonto yaparak bu rakamı 3,75 TL seviyesine çektik. Ancak alıcı bu öngörülen rakamın yüzde 10 üzerine çıkabiliyor. Böylece tavanımız 4,12 TL'ye kadar ulaşabilir." cevabını verdi.
ZAMAN 23/01/2011


Gazprom ile Socar el sıkıştı

Taraflar, Azeri gazı konusunda daha önceden varılan uzlaşmayı temellendirdi.
İSTANBUL - Gazprom ve Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR), 2011 yılında 2 milyar metreküp, 2012 itibariyle 2 milyar metreküpün üzerinde Azeri gazı alımı konusunda daha önceden varılan uzlaşmayı temellendirdi.
Gazprom'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Alexey Miller ve SOCAR Başkanı Rovnag Abdullayev'in yaptığı görüşmede, şirketler arasında 2010 yılında başlatılan işbirliği, sonuca bağlandı.
Taraflar, Gazprom ve SOCAR arasında Azerbaycan'dan Rusya'ya doğalgaz sağlanması konusundaki işbirliğinin sonuçlarının son derece olumlu olduğu konusunda görüş birliğine varırken, görüşme sırasında, Rusya'ya yapılan gaz sevkıyatının Azeri gazı için en güvenilir ve sürdürülebilir rotayı oluşturduğu ifade edildi.
2011 yılında Gazprom'un SOCAR'dan 2 milyar metreküp doğalgaz alması kararlaştırılırken, iki şirketin yönetim kurulu başkanları "başarılı ve verimli" işbirliğini devam ettirme konusunda da görüş birliğine vardı. İki yönetici ayrıca, doğalgaz alımını 2012 yılında, 3 Eylül 2010'da yapılan kontrata dayanarak, satın alınan miktarın üzerine çıkarma konusunda anlaştı. Taraflar, Azerbaycan'dan satın alınacak doğalgazın petrol sepetine dayalı bir fiyat formülüne bağlı olacağını ancak uzun vadede satın alınacak miktar konusunda sınırlandırma yapılmayacağını bildirdi.
DÜNYA 23/01/2011
Kebapçı zinciri ‘Hasanusta’ inşaat sektörüne adım attı
ADANA - Gıda sektöründeki faaliyetlerine İstanbul’da başladıkları yatırımlarla inşaat sektörünü eklediklerini aktaran Şakir Oral, Adana’da beş, İstanbul’da bir inşaat projesine devam ettiklerini açıkladı.
‘Hasanusta Kebap’ markasıyla gıda sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren Oral Kardeşler, İstanbul’da inşaatına başladığı ve 2011 içinde satışa sunmayı planladığı 22 katlı, 70 dairelik rezidans ile yeni bir sektöre girdi. Şirketi sağlam temeller üzerine oturtmak, genel ve finansal yapısını güçlendirmek adına böyle bir yatırıma yöneldiklerini belirten Oral Kardeşler Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Oral, “Kebapçı zincirimize inşaat sektöründeki yaptığımız yatırımları da ekleyerek, şirketimizi güçlendiriyoruz. Adana’da beş, İstanbul’da bir inşaatımız devam ediyor. Bununla birlikte Hasanusta markasıyla da çeşitli yatırımlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Yönetim ve kurumsal altyapısıyla doğru adımlar attıklarına ve geleceğe yönelik ciddi yatırımlar yaptıklarına işaret eden Şakir Oral, Adana’nın marka kebapçısı olma unvanına sahip olduklarını söyledi. Oral, “Son beş yılda sahip olduğumuz bu markayı, uzun yıllar korumayı hedefleyen bir kurumsal sürecin içindeyiz. Gıda sektöründe kalite anlayışımızla öncülük ettik. Hasanusta Kebap olarak sağladığımız gıda güvenliği ile de müşterilerimizin gözünde güvenilir bir marka olma imajımızı sürdürmeye özen göstereceğiz” dedi.
“Hasanusta markasını yabancı bir ortakla yurtdışına taşımayı planlıyoruz”
Hasanusta Kebap olarak İstanbul Çamlıca’daki şubeyi 2011 içinde devreye almayı planladıklarını kaydeden Oral, ilerleyen dönemlerde de Türkiye geneline açacakları 30 şube ile yayılmayı hedeflediklerini bildirdi. Yan kuruluşlarla beraber finansal yapıyı sağlam temeller üzerine oturttuktan sonra yatırımlarına ara vermeden devam edeceklerini söyleyen Oral, “Bu 30 şubemiz amiral gemilerimiz olacak, çünkü açacağımız her şube mutlaka ciddi bir altyapı gerektiriyor. Özellikle İstanbul gibi bir metropolde açacağımız şube, daha fazla altyapı ve sermaye gerektiriyor. İstanbul’da şube kurduktan sonra, diğer iller için önemli bir zemin oluşturacak. Kısa vadede, Ankara, İzmir, Bursa ve Mersin’de olmak üzere kendi işlettiğimiz şubeler açmayı hedefliyoruz. Yurtiçindeki yatırımlarımızı hayata geçirdikten sonra ise, Hasanusta markasını yabancı bir ortakla yurtdışına taşımayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Adana’yı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere Adana ve Adana kebabının tanıtımını en iyi şekilde yaptıklarını anlatan Şakir Oral, catering ve toplu yemek organizasyonlarında da yer aldıklarını ifade etti. Oral, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Motivasyonu artırmak adına personeline özel bir yemek sunmak isteyen işletmelerin de tercih ettiği bir markayız. Dernek toplantılarında, büyük çaplı pikniklerde de kebabı tercih edenlere hitap ediyoruz. Davetlerde, kutlamalarda, seminer ve özel günlerde, müşterilerin tercih ettiği en önemli işletmelerden birisi konumundayız. Toplu yemeklerin yanında, açık havada veya başka bir ortamda özel ocakbaşı hizmeti de sunuyoruz.”
DÜNYA 23/01/2011
‘40 yıldır sadece paketli kuruyemiş üretiyoruz’
İSTANBUL - Tadım Kuruyemiş Genel Müdürü Emre Tekinalp, paketli kuruyemiş alanında firmalarının Türkiye’nin ilk markası olarak anıldığını belirterek, “Kurulduğumuz 1971 yılından bu yana sektöre sürekli yenilikler getiriyoruz. Türkiye’de kuruyemişi paketleyerek satan ilk markayız ve 40 yıldır yalnızca paketli kuruyemiş ve kuru meyve üretiyoruz” diye konuştu. Firmalarının kurulduğu günden bu yana sektöre yönelik yenilikleriyle öncülük ettiğine dikkat çeken Tekinalp, 2007 yılında piyasaya çıkardıkları kuruyemiş bar Tadımca’nın, kendi sektörüne öncülük ettiğini vurguladı. Yüzde 60'ı kuruyemiş ve kuru meyve karışımından oluşan Tadımca’nın, Türkiye’de ve dünyada benzerinin bulunmadığını iddia eden Tekinalp, “Düşük kalorisiyle dikkat çeken Tadımca, Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü’nden (ITQI) “Üstün Lezzet Ödülü” aldı. Ürün son olarak 2010’da Türkiye’de iki yılda bir gerçekleştirilen ‘Superbrand Ödülleri’nde “Atıştırmalık” kategorisinde ödüle layık görüldü. Yine 2010 yılı Temmuz ayında kabuklu bademi ilk kez paketleyerek piyasaya sunduk. Kuruyemişçilerde son yıllarda yaygınlıkla görülen kabuklu bademi markamızın güvencesiyle tüketicilerimize sunarak yaygınlaştırdık” dedi.
Firmalarının üretimlerinin yüzde 90’ını iç pazara, yüzde 10’luk kısmını ise ihracata kanalize ettiğini kaydeden Tekinalp, Türkiye’nin paketli kuruyemiş ihtiyacının yarısından fazlasını karşıladıklarını vurguladı. İç pazarda Türkiye’nin en yaygın dağıtım ağlarından birine sahip olduklarının altını çizen Tekinalp, yurtdışında ise yaklaşık 20 ülkeye ihracat yaptıklarını dile getirdi. Firmalarının 2010 yılı satışları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tekinalp, “Bu dönemde 2009’a oranla hem ciro hem de miktar bazında bir büyüme gerçekleştirdik. 2010 yılında paketli kuruyemiş pazarı, miktar bazında yüzde 25 civarında büyüdü. Tadım olarak ise pazar ortalamasının üzerinde bir büyüme grafiği yakaladık. Bu anlamda başarılı bir yıl geçirdiğimizi ifade edebilirim” şeklinde konuştu.
“Müşteri kitlemiz çok sadık”
Pazarın üstünde büyümelerine hammadde seçiminden paketlemeye, ürünün kullanımından tüketiciye ulaşmasına kadar her aşamada şirket olarak çok hassas davranmalarına bağlayan Tekinalp, “Ürünlerimizi el değmeden, dalından koptuğu andaki tazelikte tüketiciye ulaştırıyoruz. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek kendimizi sürekli yeniliyoruz. Bu nedenle çok sadık bir müşteri kitlemiz bulunuyor. Tüketicilerimiz Tadım Ailesi’nin ayrılmaz bir parçası. Sektördeki lider konumumuzu da tüketicilerimize borçluyuz” ifadesini kullandı.
Paketli kuruyemiş pazarının son yıllarda sürekli geliştiği görüşünde olan Tekinalp, pazardaki genişlemeye paralel cirolarının da arttığını aktardı. Artan cirolarında yeni çeşit ürünlerin etkili olduğunu bildiren Tekinalp, “2010 yılı içinde kabuklu badem ürünümüzle birlikte bol tuzlu ay çekirdeği çeşitlerimize iki farklı alternatif ekledik. Yeni ürünlerin oluşturduğu sinerji de büyümemizdeki en büyük etkenler arasında sayılabilir” dedi.
Sağlıklı yaşam trendinin de pazarın büyümesinde etkili olduğunu savunan Tekinapl, kuruyemişin faydaları konusunda tüketicilerin sürekli bilinçlendirilmesinin sektöre olumlu yansıdığını söyledi. Tekinalp, “Tüketici, sağlıksız gıdalar yerine doğal ve katkısız ürünleri tüketmeye özen gösteriyor. Ayrıca tüketicilerimizin hijyen konusunda daha bilinçli davranması ve açık ürünlerden kapalı ürünlere kayması sektörün büyümesinde önemli bir etken. Bundan üç yıl öncesine kadar açık kuruyemiş tüketenlerin oranı yüzde 30’larda iken bugün bu rakam yüzde 20 seviyesine indi” diye konuştu.
“Tadım’ı Ortadoğu ve Afrika pazarına taşımak istiyoruz”
Firmalarının 2011 yılı hedeflerini de açıklayan Tekinalp, öncelikle genel üretimden yüzde 10 pay alan ihracatlarını, yüzde 20 seviyesine çıkarma hedefine odaklandıklarını vurguladı. Şu anda 20 ülkeye ihracat yaptıkları bilgisini veren Tekinalp, “Yeni dönemde Tadım’ı, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına da taşımak istiyoruz. 2009 ihracat rakamlarına baktığımızda paketli kuruyemiş ihracatında, Tadım olarak ilk sırada yer alıyoruz. Ancak orta vadede ihracat oranımızı yüzde 20’ye taşımayı hedefliyoruz” açıklamasın yaptı. Firmalarının sadece paketli kuruyemiş ihracatı yaparak açık kuruyemişin de dahil olduğu İstanbul Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği üyeleri arasında en çok ihracat yapan ikinci şirket seçildiğine işaret eden Emre Tekinalp, “İhracat çok büyük fırsatlar sunuyor fakat yurtdışında hem bilinirlik hem de tüketim seviyesi olarak kuruyemiş ürünleri olması gereken seviyelerin çok altında. Tadım ihracat ödüllü bir marka olmasına rağmen, toplam cirosunun yaklaşık yüzde 90’ını iç pazardan elde ediyor. ihracatı orta vadede artırma hedefimize rağmen ağırlığı iç pazara vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Şu anda Amerika, Avrupa, Türk cumhuriyetleri ve KKTC de dahil olmak üzere 20’ye yakın ülkeye Tadım ürünlerini orijinal ambalajıyla ihraç ettiklerini sözlerine ekleyen Tekinalp, Romanya, Kosova, Azerbaycan, Almanya ve Hollanda’ya da ihracat yaptıklarını anlattı.
“Tarımsal sıkıntılar sektörü etkiliyor”
Kuruyemiş sektörü doğrudan tarıma dayalı olduğu için, tarımsal sıkıntıların sektöre doğrudan yansıdığı görüşünde olan Tekinalp, “Türkiye’de tarım yapılan toprakların parçalanmış olması, ekilemeyen arazilerin miktarını oldukça çoğalttı. Bu durumun mutlaka önüne geçilmesi ve ekili alanların artması lazım. Ekilecek ürünlerin yönetimi de çok büyük öneme sahip, mesela komşumuz Bulgaristan’da ceviz ve badem ormanları var. Bizde ise yeterli üretim olmadığı için bu ürünleri ithal etmek zorunda kalıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
DÜNYA 23/01/2011
AB Invest, Abu Dhabi’de şirket açacak
İSTANBUL - Toplam büyüklüğü 60 milyon doları bulan ‘White Side Apartments’ konut projelerini tamamladıklarını bildiren Zafer Arslan, 2010 yılı itibari ile yatırım rotalarını ağırlıklı olarak Abu Dhabi ve Dubai gibi körfez bölgelerine kaydırdıklarını söyledi.
Toplam 242 konuttan oluşan ‘White Side Apartments’ konut projelerini 2010 yılı itibariyle tamamladıklarını bildiren AB Invest Gayrimenkul Geliştirme İnşaat Yatırım şirket ortağı Zafer Arslan, daire sahiplerine anahtarlarını teslim etmeye başladıklarını kaydetti. Bu projeye 2005 yılında İskandinav gayrimenkul yatırım şirketi Laref ile kurdukları ortak girişimle başladıklarını açıklayan Arslan, yatırımın toplam büyüklüğünün 60 milyon dolar olduğunu belirtti. White Side Apartments konut projelerinde sosyal tesislerin yanı sıra havuz ve 24 saat aktif kameralı güvenlik sisteminin bulunduğunu anlatan Arslan, “White Side projemizde bulunan, büyüklüğü 68 ile 295 metrekare arasında değişen dairelerimizi Akıllı Ev sistemiyle inşa ettik. Bu sistem sayesinde güvenlik sensörleriyle yangın, gaz kaçağı, su basması ve hırsızlığa karşı konut sahiplerinin güvenliği ön planda tutuluyor. Ayrıca daire sakinleri dairedeki ısı kontrolünü de uzaktan kumanda ile yönetebiliyor” açıklamasını yaptı. AB Invest’i 2005 yılında Melih Arslan’la birlikte Türkiye'de ve yurtdışında gayrimenkul yatırımı geliştirme ve danışmanlığını yapma amacıyla kurduklarını açıklayan Arslan, Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu’da körfez bölgesinde ve Kuzey Afrika’da gayrimenkul geliştirme ve inşaat projelerine girmeyi hedeflediklerini söyledi. 2010 yılı itibari ile yatırım rotalarını ağırlıklı olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Abu Dhabi ve Dubai gibi körfez bölgelerine kaydırdıklarını aktaran Arslan, bu amaçla Abu Dhabi’de bir şirket kurmak için işlemleri başlattıklarını belirtti.
Ernst & Young’un gayrimenkul yatırımları alanında Türkiye’ye dair gelecek vaat eden ülke tanımı yaptığına dikkat çeken Zafer Arslan, Türkiye gayrimenkul piyasasına olan ilgiyi başta ipotekli konut kredisi sisteminin burada da uygulanmaya başlaması ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hız kazanmasına bağladı. Ayrıca Marmara Bölgesi’nde deprem yüksek riski nedeniyle kent merkezindeki eski yapıların yerine yeni binaların yıkılıp yeniden yapılmasının da bu gidişatta etkili olduğu görüşünü savunan Arslan, son olarak artan ofis ihtiyacını bu talebe neden gösterdi. Türkiye’de gayrimenkul sektörünün son dönemde büyük gelişme göstermiş olmasına karşın halen gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığını dile getiren Arslan, şunları söyledi: “Yatırımcıları çekmek ve Türkiye’nin karlılığını arttırmak adına hükümet desteği ile tanıtıcı çalışmaların çeşitlenmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Yabancı yatırımcı ve geliştiriciler ile Türkiye’ye ışık tutabilecek örnek projelerin mutlaka yerel platformda buluşması gerekiyor. Yerel yatırımcıların da aynı şekilde dünya çapında kendini gösterebilmesi şart. Bu bağlamda organize edilecek fuar ve kongrelerin de desteği ile Türk yatırımcılarının, geliştiricilerinin ve inşaat şirketlerinin önünün açılmasında büyük potansiyelin var olduğunu düşünüyoruz.”
“Konuta olan ihtiyaç devam ediyor”
Devletin ‘2B’ diye tarif edilen arazilerinin büyük bölümünün kaçak yapılar tarafından işgal edildiğini dile getiren Zafer Arslan, bunların imara açılmasıyla 100 milyar dolarlık gelir elde edilebileceğini vurguladı. Arslan, sektörün; imarlı arsa üretimi, konut kredilerinin finansmanının kolaylaştırılması için ikincil piyasaların kurulması ve düzenleyici bir devlet denetiminin oluşturulması ile daha hızlı gelişim göstereceğini savundu. Araştırmalara göre 2015 yılına kadar Türkiye genelinde 3.4 milyon yeni yapılacak konuta ihtiyaç olduğunun altını çizen Arslan, “Bu değerlendirmelere göre orta ve düşük gelir grubu bu raporda belirtilen sayının büyük bölümünü oluşturuyor. Devlet tarafından belli teşviklerin oluşturulması önem arz ediyor. Bu gelişmelerle kamu-özel sektör işbirliği önemli bir yol kat edecek” şeklinde konuştu. Sektörün çözümlenmesi gereken önemli konuların başında KDV’nin geldiğini belirten Arslan, “İnşaat için gerekli her kalem yüzde 18'le alınıyor. Ancak belirli bir metrekarenin altındaki daireler yüzde 1 KDV ile satılıyor. Aradaki yüzde 17'yi devletten geri almak için inşaatın bitmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı. Yüzde 17'lik bir kar elde edilmesine karşın KDV farkının sonradan geri alındığını dile getiren Arslan, devletin KDV iadesinin de sadece projelerin konutlara ait olan kısmını kapsadığını anlattı. Arslan, projelerde bulunan garaj ya da yeşil alan gibi diğer önemli kısımlara ait olan geri ödemelerin ise söz konusu olmadığını ifade etti.
DÜNYA 23/01/2011

YTÜ'nün arsasına en yüksek teklifi Nurol verdi

TOKİ'nin Çağlayan'da ihale ettiği arsaya en yüksek teklif Nurol OGG'den geldi.
İSTANBUL - Nurol Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş., Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile oluşturduğu Ortak Girişim Grubu ile katıldığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından düzenlenen arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı işi ihalesinde en yüksek teklifi sunduğunu bildirdi.
Nurol Gayrimenkul'ün Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, şirketin Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile oluşturduğu Ortak Girişim Grubu ile katıldığı Toplu Konut İdaresi tarafından düzenlenen, "İstanbul İli, Şişli İlçesi, Mecidiyeköy Mahallesi, 9773 Ada, 1 ve 2 Parselde Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi ihalesi 2. Oturumunda", öngörülen 260 milyon lira tutarındaki toplam hasılatın yüzde 43'üne isabet eden 111 milyon 800 bin lira tutarındaki idare payı teklifi neticesinde en yüksek teklifi sunduğu kaydedildi.
Açıklamada, söz konusu ihalenin TOKİ'nin onayı neticesinde resmileşeceği belirtildi.
DÜNYA 21/01/2011

Troy, emtiada IMEX'i kurdu

Troy Madencilik, Türkiye'deki emtia alıcısı ile satıcısı arasındaki sıkıntıları ortadan kaldıracak İstanbul Metal Borsası'nı (IMEX) hayata geçirdi.
İSTANBUL - Troy Madencilik San.ve Tic. AŞ, İstanbul Metal Borsası (IMEX) Ticaret Platformu'nu hayata geçirdi ve 20 Ocak 2011 tarihi itibariyle fiziki maden, mineral ve emtia alım – satım teklif kabullerine başladı.
Troy Kıymetli Maden Ticareti AŞ Genel Müdürü Hüseyin Çelik, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de ilk olan bu ticaret platformundaki işlem hacminin 2015 yılına kadar 500 milyon dolarlık büyüklüğe ulaşmasını beklediklerini söyledi. Troy olarak kuruluşlarından bu yana emtia piyasaları ile çok iç içe olduklarını belirten Çelik, "Bu piyasalardaki gelişmeleri hissetme ve görebilme özelliğimiz var diye düşünüyorum. 2005'de kurulduğumuzdan itibaren İAB üyesi olduk ve hemen kıymetli maden piyasasında kısır döngü haline gelmiş olan piyasamız ile uluslararası piyasalara arasındaki ilişkiyi sağlayan önemli bir hizmeti üstlendik" dedi.
Son yıllardaki performansları ile en hızlı büyüyen şirket sıralamalarına ulaştıklarına dikkat çeken Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; "Edindiğimiz birikimimizi kıymetli maden haricindeki emtialarda da kullanmak istedik. Türkiye'deki emtia alıcısı ile satıcısı arasında ciddi bir sıkıntı olduğunu görerek, bu bağlamda emtia piyasalarına dönük çalışma başlattık ve İstanbul Metal Borsası Ticaret Platformu'nu (IMEX) gerçekleştirdik.
Söz konusu platformu zengin maden, mineral ve emtia varlığımızın uluslararası piyasalara arzını temel hedef alarak hayata geçirdik. Nedir bunun esprisi dediğimizde ise Türkiye'de emtia ve maden üreticileri var. Ama bu üreticiler satış kısmında problem yaşıyorlar ve alıcı bulamıyorlar. Komisyoncuyla uğraşıyorlar, çantacılarla, alıcı satıcı gerçek fiyattan mı aldı, iyi fiyat mı kötü fiyat mı bunu karşılaştıramıyorlar. Uzun – orta vadeli işlem yapacaksa kendini hedge etme noktasında başka bir alternatifi yok. Bunları düşünerek çalışmalara başladık ve fiziki mal sistemine dayalı bir ticaret platformunu hayata geçirdik."
Alıcı ile satıcı arasında şeffaf bir platform
Söz konusu platforma üye olmanın bazı kriterleri olduğunu ve henüz lansmanını dahi yapmadıkları platforma yoğun bir ilgi olduğunu belirten Hüseyin Çelik, "Sistem birkaç gün önce faaliyete geçti. Tanıtım yapmadığımız halde 30'dan fazla şirket bizi onayımızdan geçmeyi bekliyor. Sisteme bireyler üye olamıyor. Belli kriterlere sahip olan şirketler müşteri olabilecek. Müşteri olma kriteri, borsaya nasıl üye olunuyorsa burada da aynı. Firma inceleniyor olumlu karşılanırsa teklif verebiliyor.
Müşteri dediğimiz kıstasta madenciler, üreticiler, toptancılar, brokerlik yapanlar, tüketicileri, sanayicileri bu işlemin içine koymak istiyoruz. Bu fonksiyonu, özellikle Türkiye'de ve dünyada LME bir piyasa var, bunun sadece ana metallerin, madenlerin saf halinin olduğu bir yapı var.
Emtianın, maden, cevher ya da standart olan olmayan koşulu olmadan standart sadece teklifte kriterleri henüz yok. İşte biz burada en önemli nokta burada üretilen emtiaların dünya piyasalarına çıkışını sağlamak. Mesela krom fiyatının ne olduğu bilinmiyor burada fiyat oluşacak. Taşıma, lokasyon bunların her biri kriter ama teklifler Türkiye'deki bir teslimatı alabileceği gibi dünya üzerinde başka bir ülkeyi de alacak.
Troy olarak biz hem lojistik hem takas hem de ödeme noktasında pozisyon alıyoruz. Lojistikte gözetleme firmaları üzerinden teslimatları yapacağız. Diğer özelliği de vadeli teklifler verebilmek süretiyle fiyat hareketlerinden kendilerini koruya bilecekler. Platformda, fiyatlama ve teklif noktasında her türlü değiştirebilme olabilir.
Ödeme, tahsilat teslimat sorunu yaşamadan alış satış yapabilecek. Ürün ister blok şeklinde, ister parça parça şeklinde olabilecek. Teslimat Türkiye ile sınırlı değil ve dünyanın herhangi bir noktasına da olabiliyor. Biz satıcı için alıcı, alıcı için satıcıyız. Müşterilerimizi göreceğimiz web tabanlı bir ticaret platformu oluşturduk" diye konuştu.
2020'de 1 milyar dolarlık hacim hedefi
Yeni ticaret platformu ile pazarlama, satış, lojistik ve operasyonla birlikte toplam 20 kişiye yakın istihdam planladıklarını ifade eden Çelik, Troy'un sistemden kazancının komisyon değil kabul edilen fiyat üzerinden iskonto ya da prim kazancı olacağını söyledi.
"IMEX'in işlem hacminin ciddi büyüklüklere ulaşacağını düşünüyoruz." diyen Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; "2015'e kadar 500 milyon dolarlık hacim büyüklüğüne ulaşmasını bekliyoruz. Kıymetli madenlerde edindiğimiz deneyim bunu gösteriyor. 2020'de 1 milyar dolarlık yüzde 70-80 ihracat olan bir büyüklük hedefimiz var. Biz başlangıcını yaptık. Öte yandan diğer yetkili kurumları da bu işin bir parçası haline getirmek istiyoruz. Gerçekleştirmek istediğimiz proje Türkiye'ye ciddi anlamda katkı sağlar."
Şifreler verilmeye başladı
İlk ürün satışının indium'da gerçekleştiği bilgisini veren Çelik, bu satışın yurtiçinde olduğunu söyledi. Yabancı teklifler konusunda Hong Kong ve Uzakdoğu'dan gelenler olduğunu ve yerli yabancı toplam 30'dan fazla firmanın başvurusunu yaptığını ve gerekle incelemeler bittikten sonra şifrelerini alacaklarını ve dünden itibaren şifreleri vermeye başladıklarını ifade etti.
Kıymetli madenler bankacılığı yapıyoruz
TROY KIYMETLİ Maden'in gerçekleştirdiği ilklere değinen Hüseyin Çelik, şirket olarak Türkiye'de kıymetli maden hesabı açma mantığını ilk başlatan şirket olma gururunu yaşadıklarının altını çizdi.
"Bunun yanına kıymetli madenler bankacılığı ilk biz başlattık."diyen Çelik şunları söyledi; "Bankada hesap açar gibi Troy'da altın hesabı açılabiliyor, transfer yapılabiliyor. 2010'da 500 kilodan fazla transfer yaptık. Müşterimiz fiziki alım yapabilir, uluslararası piyasalardan saklama hesabımız var. Mesela Japonya' dan mücevher ihracatı yapan müşterimiz, tahsilatını altın olarak yapmış ben ona İstanbul'da ya da Londra da teslimat yapabiliyorum. Kıymetli maden, yatırım, saklama hesabı sadece ve sadece kağıt değil fiziki olarak geniş hizmet ağlarımız da müsait.
Altın transfer sistemi, altın virmanı altın transferi herhangi bir hesaba altın ödemesi yapıyor. Herhangi bir lokasyonda teslimat yapabiliyoruz." Çelik, Troy Kıymetli Madenler'in 150'nin üzerinde kurumsal, 50'nin üzerinde de bireysel müşterisi bulunduğunu da belirtti.
Altın gözde olmaya devam edecek
TROY KIYMETLİ Maden Ticareti AŞ olarak 2011 yılı beklentilerini sorduğumuz Hüseyin Çelik, global ekonomik konjonktürde makro bazda iyileşmelerin ilk altı ayda yetersiz kalacağı öngörüsü ile altın, gümüş ve pgm grubu emtialarda fiyatlara yönelik tahminlerini yıllık bazda en düşük, en yüksek ve ortalama olarak belirlediklerini ifade etti.
Çelik, gelişmekte olan piyasalarda yaşanan büyümenin, gelişmiş ülkelerin uyguladığı, gevşek para politikalarının yaratacağı enflasyonist baskıların ve Euro Bölgesi yüksek borçlu ülkelerinin tahvil ihaleleri ile satın aldığı zamanın, sorunları çözmeye yetmeyeceği beklentileri doğrultusunda yapmış oldukları tahminlerin öncelikle, hem likit, hem de rezerv olma özelliği ile güvenli liman olan altının, yine yatırımcıların gözdesi olarak yükseleceğini ve emtiaları da peşinden sürükleyeceği öngörüsünde bulundu.
Çelik, kurum olarak 2011'de altın da 1590 dolar/ons'u tavan, 1260 dolar/ons'u da taban olarak gördüklerini, gümüşte 39 dolar/ons tavan, 23.50 dolar/ons'u taban, platinde de 2100 dolar/ons'u tavan, 1600 dolar/ons'u da taban olarak öngördükleri belirtti.
Avustralya Darphanesi'nin distribütörlüğünü aldı
Troy olarak 2010' da yurtdışında yoğun görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Hüseyin Çelik, Aralık ayında Avustralya Darphanesi ile anlaşma imzaladıklarını söz konusu ülkenin darphanesi Perth Mint'in ürünlerini Türkiye distribütörlüğünü aldıklarının altını çizdi. Perth Mint ürünlerinin dünya genelinde isim yapmış ve çok tutulan ürünler olduğunu belirten Çelik, diğer darphaneleri de almak gibi bir düşünceleri olduğunu ifade etti.
DÜNYA 21/01/2011

Merkez B Tipi Menkul Kıymet'in sırası durduruldu

Şirketin işlem sırası, yapılacak pazar ve işlem yöntemi değişikliği dolayısıyla geçici olarak durduruldu.
İSTANBUL - Merkez B Tipi Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı'nın işlem sırası, yapılacak pazar ve işlem yöntemi değişikliği dolayısıyla geçici olarak durduruldu.
İMKB'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan duyurusunda, Merkez B Tipi Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı A.Ş.'nin sırasının, şirketin faaliyet konusunun ve unvanının Avrasya Petrol ve Turistik Tesisler Yatırım A.Ş. olarak değiştirilmesinin, 19 Ocak 2011 itibarıyla tescil edildiğinin şirket tarafından 20 Ocak 2011'de KAP'ta geçilen mesaj ile bildirilmesi nedeniyle, yapılacak pazar ve işlem yöntemi değişikliği dolayısıyla geçici olarak durdurulduğu kaydedildi.
DÜNYA 21/01/2011


ING Bank, 'Turuncu Hesabı' piyasaya sundu

Müşteriler, Turuncu Hesap'tan istedikleri zaman para yatırıp çekebilecekler.
İSTANBUL - ING Bank, günlük faizin verildiği, vadesiz, alt limitin olmadığı, istenildiği zaman paranın yatırılıp, istenildiğinde çekilebileceği serbest tasarruf hesabı olan "Turuncu Hesap" ürününü piyasaya sundu.
ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Johan de Wit, ürünün tanıtıldığı basın toplantısında, 2010 3. çeyrek itibarıyla ING Grubu'nun 1 milyar 43 milyon euro, ING Bank'ın da 1 milyar 513 milyon euro operasyonel net kar açıkladığını hatırlattı.
Wit, ING'nin global tasarruf hacminin 428 milyar euro olduğunu ve bunun Türkiye'deki toplam bireysel tasarruf mevduatının yaklaşık 3 katına denk geldiğini belirterek, "Turuncu Hesap, bu mevduatın büyük kısmını oluşturuyor. Mevduatta amiral gemimiz Turuncu Hesap" diye konuştu.
Dünyada 11 ülkede toplam 25 milyon müşterinin bu ürünü satın aldığının altını çizen Wit, Türkiye'nin Turuncu Hesabın varyantının lanse edildiği 12. ülke olduğunu kaydetti.
Sürdürülebilir büyüme için Türkiye'nin daha fazla uzun vadeli ulusal tasarrufa ihtiyacı olduğunun altını çizen Wit, "Düşük tasarruf rasyosu, bankaların ulusal kaynaklarla bilanço büyümesi sağlamalarını kısıtlıyor. Turuncu Hesap, daha çok ulusal tasarruf, daha güçlü ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye katkıda bulunacak" yorumunu yaptı.
Turuncu Hesapta "küçük yazılarla" yazılmış hiçbir şey olmadığını, açık, basit, şeffaf olduğunu belirten Wit, "Normalde bir hesap açmak için belki 10 imza atmak gerekecek. Biz 10 imzayı tek imzaya indiriyoruz" dedi.
ING Bank, ilk 5'e girmeyi hedefliyor
Wit, sorular üzerine de, Türkiye'nin ING'nin bir parçası olduğunu ve öyle kalmaya devam edeceğini dile getirerek, "ING, uzun vadeli olarak burada kalacaktır. Amacımız, Türkiye'de pazar payımızı artırmak. Son bir yıldır da bunun üstünde çalışıyoruz. Türkiye'de tasarruf mevduatı piyasalarında ilk 5 özel banka içinde olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Johan de Wit, Turuncu Hesapta faiz oranının yüzde 8,5, ilk 90 gün için ise yüzde 9,5 olmasına ilişkin de, "Bu, bilanço stratejimizin de bir parçası. Bilançomuzu ulusal kaynakları cezbederek büyüteceğiz. Hoşgeldin faizi yüzde 9,5... Bu tabii ki bir maliyettir. Ama bunun sonucunda aktif yaratacağız. Faizi, bir nevi giriş stratejisi olarak düşünebilirsiniz. Bu ürünle müşteri sayımızda artış olacak. 10 tane 20 bin liralık mevduatı olan müşterimiz olacağına, 20 tane 10 bin liralık mevduatı olan müşterimiz olsun" şeklinde konuştu.
Wit, 90 günün sonunda Turuncu Hesabın faiz oranının yine piyasada rekabetçi bir oran olacağını söyledi.
Hesaptan sınırsız tutarda para çekilebiliyor
ING Bank Bireysel Bankacılık Pazarlama ve Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Tabakoğlu Turuncu Hesabın özelliklerine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Turuncu Hesap, vadeli gibi çalışıyor, ancak vade söz konusu değil. Herkese aynı faiz oranını sunuyoruz. Tezgah altı veya pazarlık gibi şeyler söz konusu değil. Faiz gecelik işliyor ve elde edilen faiz hesabınıza ertesi gün geçiyor. Vade olmadığı için istenildiği zaman para yatırılabilir, sınırsız tutarda ve sayıda para çekilebiliyor. Hiçbir alt limit yok. 1 lirayla bile hesap açtırabilirsiniz. Yüzde 8,5'luk Turuncu Hesap faizi üzerine ilk hesap açılışını takip eden 90 gün boyunca sabit hoş geldin faizi yüzde 9,5... Masrafsız. Hesap işletim ücreti, EFT ücreti yok. İnternet ve telefon bankacılığı kullanıldığında EFT/havale masrafı yok."
DÜNYA 21/01/2011
VW'de makyaj başladı 2 yılda 49 milyon dolarlık yeni yatırım geliyor
Alman otomotiv devi 2018 yılındaki dünya liderliğine hazırlanmak için 'bayilere yeni görünüm' kararını uygulamaya koydu. Dünya çapındaki uygulamanın öncü ülkesi Türkiye oldu. Buna göre 2012 sonuna kadar Türkiye'deki 58 VW bayii, 49 milyon doları bulan yatırımla 'Module Concept' adlı yeni standartlara dönüşecek
Volkswagen'in dünya çapında başlattığı yeni bayilik konsepti projesinin öncü ülkesi Türkiye oldu. Dünya çapında uygulanmaya başlayan yeni standartlar içeren ve Module Concept adı verilen proje, Türkiye'de 2 yıl içinde 49 milyon dolarlık yatırıma start verdi.
Şu ana kadar 58 VW bayisinden Acarlar, Doğuş Otomotiv Maslak, Manisa ve Bodrum VW tamamen yenilendi. Bu dönüşüm için bayi başına arsa hariç 3.5 milyon dolar yatırım yapılıyor. 13'ü tamamen sıfırdan yapılacak bu yatırımların dışında mevcut bayiliğin dönüşümü içinse bayi başına 60 bin dolar gerekiyor. Yatırım miktarı, bayinin lokasyonuna ve proje büyüklüğüne göre değişiyor.
2012 yılı sonuna kadar tamamen yeni bayi yatırımı 13'e çıkacak. Diğer 35 bayi ise mevcut yerinde 60 bin doları bulacak yatırımlarla yenilenerek, Module Consept uygulamasına geçecek.
Doğuş Otomotiv VW Binek Otomobil Genel Müdürü Vedat Uygun, 2 yıl içinde tüm VW bayilerinin yeni yatırımla ortaya çıkacak binalarda hizmet vereceklerini belirterek, şunları söyledi: 'Yeni module concept için 2 yıl içinde 46 milyon doları yeni yatırımlar, 3 milyon doları da dönüşüm maliyeti olmak üzere yaklaşık 49 milyon dolar ilave teşkilat yatırımı yapılması planlanmaktadır. Böylece iki yıl içerisinde yeni module concept noktalarda hizmet veriyor olacağız.'
BAYİLERE MODULE CONCEPT
VW mimarlarının otomobillerin beyaz içinde daha iyi göründükleri anlayışından yola çıkarak geliştirdikleri konsept, geniş bir showroom alanının fuar mantığıyla dekore edilmesine dayanıyor. Otomobiller, müşterilerin en ince detaylarına kadar inceleyebilecekleri cazip ortamlarda sergileniyor. Müşteriler, beyaz ağırlıklı ortamda hem satış temsilcilerine hem finans temsilcilerine hem de servis temsilcilerine ulaşabiliyor.
HİPERMARKETE DÖNÜŞEBİLİR
VW, yeni konsepti yaratırken bayi yatırımı yapan girişimcileri düşünmüş. Daha önce showroom ve servis olarak kullanılan alanların daha sonra başka bir iş alanına çevrilebilmesi ekstra maliyet yaratırken, yeni sistemde bayilik değişince sade mekan fazla maliyet çıkarmadan istenilen şekilde değerlendirilebilecek. Sade tasarım anlayışıyla ergonomi yaratan VW mimari anlayışı, daha çok teknolojik ürünleri bayilere de yönlendiriyor. Böylece bugün otomobil showroom'u ve servis olan bir mekan, daha sonra kolaylıkla düğün salonu ya da hipermarkete de dönüşebilecek.
2012 hedefi 50 bine bir yıl erken ulaşacak
2010'da % 45 büyüyen Doğuş Otomotiv-Volkswagen Binek, bu yıl hedef büyüttü. Şirket, 2011'de en az 45 bin otomobil satıp, 2000 yılındaki 41 bin adetlik rekorunu kırmayı hedefliyor. Genel müdür Vedat Uygun, bu yıl binek oto pazarını 500 bin adetlerde beklediklerini söyleyerek, 'Kasım 2010'da 450 binlik bir pazar öngördük. Minimum 45 bin araç satarız dedik. Araç tedariğinde sorun yaşamazsak, 50 bin adede ulaşırız' şeklinde konuştu. Uygun, böylece 50 bin adetlik satışla 2012 hedeflerini 1 yıl önce yakalamış olacaklarını belirtti. Geçen yıl tedarik sorunu yüzünden 39.822 adette kaldıklarını söyleyen Uygun, daha sonra şunları kaydetti: 'Pazar payımızı geçen yıl % 7.8'e çıkardık. 2010 başında hedefimiz 29 bindi. 10 bin araç daha fazla sattık. Meksika'da üretilen otomobile ABD'den yoğun ilgi gelince, yeni Jetta lansmanı ertelemek zorunda kaldık.' Uygun, yeni model ataklarını sürdüreceklerini belirterek, yılın ilk çeyreğinde Polo GTI'yı ve ikinci yarıda yenilenen Tiguan'ı piyasaya süreceklerini söyledi.
Etiketi 41 bin liradan başlayan yeni Jetta'ya 1600 sipariş geldi
2017 yılına kadar 90 bin adetlik satış planlanan yeni Jetta, Türkiye'de. Dünyada en çok ABD ve Türkiye'de satılan Jetta, Avrupa kıtasına Türkiye'den adım atmıştı. İlk İstanbul Autoshow'da sergilenen yeni Jetta, uzayan boyu ve gelişmiş teknolojisiyle dikkat çekiyor.
İlk planda 1.2 litre TSI 105 hp manuel ve 1.6 lt TDI 105 HP manuel ve 7 ileri DSG şanzıman seçenekleriyle ithal edilen yeni Jetta'nın ön siparişleri 1.600 adedi buldu. İlk 40 adedi pazartesi günü teslim edilen araçlardan bu yıl 13 bin adet satılması hedefleniyor. Eylül ayında 1.4 lt TSI 122 hp manuel ve DSG seçeneği ürün gamına eklenecek.
Vedat Uygun, 'Passat'tan sonra yeni bir modeli daha sevenlerimizle buluşturduk. Yeni Jetta'nın Trendline, Comfortline ve Highline olmak üzere üç farklı donanım seviyesi var' dedi. Uygun, 2011'de 13 bin adet Jetta satmayı planladıklarını 2017 yılına kadar ise 90 bin adetlik satışa ulaşacaklarını söyledi.
3.3 lt yakıt tüketen 1.2 dizel motor müjdesi
VW Binek Araç, 2011 yılında Volkswagen Grubu'nun 1.2 lt 70 beygir gücündeki Bluemotion teknolojili dizel motorlu araçlarını piyasaya çıkaracak. Genel Müdür Vedat Uygun, 'En önemli atağımız, ThinkBlue projesi olacak' dedi. ThinkBlue kapsamında, BlueMotion teknolojili modelleri geçtiğimiz yıl tüketicilerle buluşturmaya başladıkları söyleyen Uygun, şöyle devam ediyor: 'Bu yıl BlueMotion teknolojisine sahip Passat, Polo ve Golf satışa çıkacak. Araçların yakıt tüketimi dikkat çekiyor. Örneğin Polo modelimiz Bluemotion olarak tercih edilirse, 100 km'de ortalama 3.3 lt yakıt tüketiyor.'
AKŞAM 24/01/2011
Anadolu holdingleri borsa yolunda
Anadolu’daki 227 şirketin borsaya girişini kolaylaştırmak üzere başlatılan çalışmalara hız verilirken, firmaların İMKB’ye gelmeleri için açık davet yapıldı.


2011 HALKA ARZ YILI OLACAK
İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, kurum olarak 2011’i “yatırımcı seferberliği yılı” ilan ettiklerini açıklamıştı. Erkan, şirket tarafında halka arz konusunda ciddi bir farkındalık oluştuğunu belirterek, talep tarafında da bazı çalışmalar yapılması gerektiğini söylemişti.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Anadolu’nun dört bir yanındaki 227 borsa dışı halka açık şirketle ilgili 1 yıl süren çalışmasını tamamladı. Çalışma sonucu hazırlanan rapora göre bu şirketlerin bir kısmının borsaya kote olmalarının önünde mali ve hukuki bir engel bulunmadığı sonucuna varılırken, İMKB’ye gelmeleri için açık davet yapıldı. Geçtiğimiz yıllarda çok ortaklı Konya merkezli İttifak Holding ve Niğde merkezli Birko Holding, SPK ve İMKB’ye başvurarak borsada işlem görmeye başlamıştı. Anadolu’da kurulan ve SPK kaydında bulunan çok ortaklı şirketler arasında, Kombassan, Yibitaş, Yimpaş, Saray Tarım ve Hayvancılık, Kastamonu Holding, Yeni Gimat, İşbir Holding ve Kuyumcukent gibi pek çok farklı sektörden 227 şirket yer alıyor.

PATRONLAR BİLGİLENDİRİLDİ
Çalışmayla holdinglerin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında karşılaştıkları problemler hakkında bilgi alınırken, ortaklık yapıları ve faaliyetleriyle ilgili SPK’da mevcut veri tabanı güncellendi. Ayrıca özellikle Anadolu’nun dört bir yanında yer alan bu şirketlerin yönetim kurulları başkan ve üyelerine İMKB’de işlem görmelerinin avantajları anlatılarak konuyla ilgili bilgilendirildi. Hazırlanan rapora göre, borsa dışı halka açık şirketlerin halen ortak sayısı toplam 337 bin 170 kişiye ulaşmış bulunuyor. Ayrıca borsa dışı halka açık şirketler toplam 19 bin 147 kişi istihdam ederken, 50’si ürünlerini yurt dışına ihraç ediyor.
Borsa dışı halka açık şirketlerin sadece 87 adedi şirket idaresi için profesyonel yönetici istihdam ederken, geri kalan şirketlerin genel müdürleri genellikle aile içinden atanıyor. Ayrıca bu şirketlerde şirket yönetim kurulu başkanı ile genel müdürünün genelde aynı kişilerden oluştuğu görüldü. Borsa dışı halka açık şirketlerin 2009 yılı sonu itibariyle toplam aktif büyükleri ise 12.1 milyar TL’ye ulaşıyor.


TÜRKİYE 24/01/2011
Garanti’den 100 TL taksitle kredi
Garanti Bankası, “tam destek” kampanyası ile düşük taksitli, kolay ödenebilir kredi veriyor.

Garanti Bankası, “tam destek” kampanyası ile düşük taksitli, kolay ödenebilir kredi veriyor. Kampanya kapsamında, 5.000 TL tutarında 60 ay vadeli kredi için ilk yıl 100 TL, sonraki yıllar 112 TL; 10.000 TL tutarında 60 ay vadeli kredi için ise ilk yıl 200 TL, sonraki yıllar 230 TL taksit ödeniyor. Ayrıca tüketiciler danışmanlık, kredi miktarını artırma, taksitleri azaltma ya da erteleme imkanından da yararlanabiliyor. Kredi bitiminde ise yeni kredi alma ve eski müşteri indiriminden yararlanma fırsatını da sunuluyor. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil “Müşterilerimizin kısa ve uzun vadeli tüm nakit ihtiyaçlarına anında çözüm yaratmak amacıyla, kolay ödenebilir ve yepyeni bir kredi kampanyası başlattık. Böylece Tam Destek uygulamaları kapsamında bir ilki daha gerçekleştirerek müşterilerimizin yanında olmaya ve onlara en iyi imkanları sunmaya devam ediyoruz” dedi.

TÜRKİYE 24/01/2011
Yapı Kredi, 19 emtiayı bir fonda topladı
Yapı Kredi, 2010’da sunduğu “%100 Anapara Garantili Yatırım Fonu”nu yatırımcılarından gelen yoğun talep doğrultusunda ikinci defa halka arz ediyor.

Yapı Kredi, 2010’da sunduğu “%100 Anapara Garantili Yatırım Fonu”nu yatırımcılarından gelen yoğun talep doğrultusunda ikinci defa halka arz ediyor. 21 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında satışa sunulacak %100 Anapara Garantili Onbeşinci Alt Fonu’nun yatırım dönemi 4 Şubat 2011’de başlayıp, 25 Ocak 2012’de sona erecek.

MİNİMUM 5 BİN TL
Minimum 5 bin TL ile yatırım yapılabilinecek fon, tarım, enerji, metal ve kıymetli maden olmak üzere dört farklı sektörde 19 farklı emtiaya yatırım yapma imkânı sunuyor. Kredi Portföy Yönetimi Genel Müdürü Gülsevin Yılmaz “Hem yatırımcılarımızın talepleri hem de global gelişmelere paralel olumlu emtia piyasası beklentimiz doğrultusunda 2010 yılı ağustos ayında %100 Anapara Garantili Sekizinci Alt Fon’u sunmuştuk. Fonumuz yatırım dönemi başından bugüne yıllık bileşik bazda %22 gibi yüksek bir getiriye ulaştı. Aynı yapıdaki %100 Anapara Garantili Onbeşinci Alt Fon’u ile yatırımcılarımıza bir fırsat daha sunmuş olacağız” dedi.
TÜRKİYE 24/01/2011
Seramikte dijitali yakaladı İtalya’da fabrika alacak
Yurtbay Seramik, yeni dijital baskı sisteminden sonra yurt dışında da fabrika satın almayı planlıyor.

YATIRIM 150 MİLYON LİRAYI AŞTI
Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Girgin, Zeki Yurtbay ve İşletme Genel Müdürü Köksal Çınar yaptıkları açıklamada, grubun bütün yatırımlarının 150 milyon liranın üzerinde olduğunu belirtti.

Cumhuriyet tarihinin en büyük darboğazı olan 2001 krizinde büyüme kararı alan ve hemen her yıl yeni bir yatırımı devreye sokan Yurtbay Seramik, 2008’deki küresel krize rağmen dünyanın bir numarası olan İspanyol markasıyla iş birliği yaparak dijital yatırımı devreye soktu. Yurtbay Seramik ayrıca. İtalya’da fabrika almayı da planlıyor. 450 bin dolarlık makinaların birinin devreye alındığını diğerinin ise yolda olduğunu belirten Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay, Grup olarak 2010 yılında granit tesislerini, dijital seramik tesislerini, prekat ve yapı kimyasalları üretimini devreye soktuklarını belirtti. Yurtbay, “Konsepte bir eksiğimiz kaldı. O da vitrifiye. Seramik sektöründe olmamak kaydıyla satılık olan fabrikalar varsa peşin parayla almaya hazırız” diye konuştu. Peşin para işine açıklık getiren Yurtbay şöyle konuştu: “Hiç paramız yok ama itibarımız namütenahi. Merkez Bankasında param olacağına Yurtbay’da olsun diye bir söz vardır. İmajımızın güzel olması sebebiyle malzemeyi de yüzde 5-10 daha ucuz alıyoruz.” İtalya’da sektörün teknolojik olarak daha güçlü olduğunu söyleyen Yurtbay, “Yeni satın almayla bu teknolojiyi de almış olacağız” dedi.

Dijital baskıyla seramik daha şık
Yurtbay’ın yeni dijital sisteminde, klasik düz zemine yapılabilen baskının ötesine geçilerek girintili yüzeylerde de baskı yapılıyor. Seramiklere tabii çakıl taşı deseni ya da farklı şekillerde figürler işlenebiliyor. Böylece seramik yerden duvara, oturma odalarına, dış mekânlara kadar her alanda kullanılabiliyor. Dijitalle normal seramik arasında yüzde 30 fiyat farkı bulunuyor. Seramikte dijital baskı, dünyada yaklaşık 50 fabrikada kullanılıyor. Türkiye’de 3 firma bu teknolojiye sahip.
TÜRKİYE 24/01/2011
'Seramiğin 100 milyon dolarlık hacmi otomotivin 1 milyarından daha önemli'
Toplam cirosunu geçen yıl 2 milyar liraya çıkaran seramik sektörü, bu yıl yüzde 20 büyümeyi hedefliyor. Yurtbay Seramik'in yönetim kurulu başkanı Zeki Yurtbay, sektörde üretimin yüzde 90'ının yerli olduğuna işaret ederek, bu sebeple seramikte 100 milyon dolarlık iş hacminin bile ülke ekonomisi için otomotivin 1 milyar dolarından önemli olduğuna işaret ediyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin önde gelen işadamlarına 'Artık montajcılığı bırakın, kendi otomobilimizi üretelim' sözleriyle dikkat çektiği otomotiv sektöründeki yerli oran düşüklüğüne iş dünyası da katılıyor. Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay, otomotiv sektörünün şu anki durumunu, "Seramiğin 100 milyon dolarlık iş hacmi otomotivin 1 milyar dolarlık iş hacminden evladır." sözleriyle dile getiriyor. Sektörün duayenlerinden Yurtbay, seramik sektörünün dışa bağımlı olmadığını, üretimin yüzde 90'ının yerli olduğunu ifade ediyor. Faizlerin düşmesiyle sektörlerinin daha da güçleneceğine işaret eden Yurtbay, sadece 2011'de seramik pazarında yüzde 20'ye yakın büyüme olacağı görüşünde.
Ek yatırımlarla kapasitesi yüzde 100 büyüyen Yurtbay Seramik'in Eskişehir'deki yerleşkesinde düzenlediği toplantıda konuşan Zeki Yurtbay, ülkenin son 8 yılda çok önemli mesafeler kat ettiğini, bu sebeple şu an birçok fırsatın yatırımcısını beklediğini vurguladı. Şirket olarak bu sebeple 8 ay gibi kısa bir sürede porselen karo ve yapı kimyasalları üretimine yönelik yeni bir yatırımı tamamladıklarını açıklayan Yurtbay, böylece yıllık seramik üretim kapasitelerini 20 milyon metrekareye çıkardıklarını söyledi.
Türk seramik sektöründe 30 bin kişi çalışıyor. Yan sanayi ile birlikte bu rakam 150 bini buluyor. Türk seramik sektörünün yıllık kurulu kapasitesi 360 milyon metrekare iken, 2009'daki toplam üretim 225 milyon metrekare olarak gerçekleşti. Yaklaşık 10 firma geçici olarak üretimden çekildi ve 60 milyon metrekarelik kapasite atıl kaldı. Geçen sene ise toplam üretim 240 milyon metrekareye çıktı. Böylece 25 oyuncunun bulunduğu sektörün toplam cirosu da 2 milyar lira olarak gerçekleşti. Zeki Yurtbay, yine de ülkede seramikte arz fazlası olduğunu, bu sebeple ihracatın giderek önem kazandığını vurguluyor. Sektörün 2010 ihracatı 87 milyon metrekare olarak gerçekleşti. Bunun 6 milyon 300 bin metrekaresini Yurtbay Seramik gerçekleştirdi. Cirolarının 35 milyon dolarını 50 ülkeye yapılan ihracatın oluşturduğuna işaret eden Yurtbay, 2009'da 98 milyon lira olan cirolarının 2010'da 131 milyon liraya çıktığını söyledi. "Bu yıl ise 200 milyon lira ciro bekliyoruz. Çünkü son iki yılda yaptığımız yatırımların meyvesini ancak bu yıl almaya başlayacağız. Bu yatırımlar ciroyu yüzde 35-40 etkileyecek." Yurtbay, Avrupa'da seramik sektöründe yaşanan yüzde 35 daralmanın kendilerini etkilemediğini, yurtdışındaki müşterilerin sürekli üretim yapan güvenilir firma istediklerini belirtti. Türkiye'nin ilk dört seramikçisi arasında yer alan şirketin sadece seramik kısmında 729 kişi çalışıyor. 100 kişinin daha burada istihdam edileceğini söyleyen Yurtbay, Çaycuma ve Düzce'deki tuğla, kiremit ve yem fabrikaları da hesaba katıldığında 2 bin kişiye iş sağladıklarını kaydetti.
Rakamlarla seramik sektörü
Sektörde 25 büyük firma faaliyet gösteriyor.
Bu fabrikalarda 30 bin kişi çalışıyor.
Yan sanayi ile birlikte çalışan sayısı 150 bini buluyor.
Sektörün kurulu kapasitesi 360 milyon metrekare.
2010'da toplam üretim 240 milyon metrekare oldu.
Sektörün toplam cirosu 2 milyar lira.
2010 ihracatı 87 milyon metrekare olarak gerçekleşti.
Türk seramik sektörü dünyanın en büyük 9. pazarı.
Dijital seramik üretimine başladı
Yurtbay Seramik, yakın zamanda İtalya'da geliştirilen dijital seramik teknolojisini Eskişehir'deki fabrikalarına taşıdı. Bunun için yaklaşık 1 milyon Euro'ya 2 dijital seramik üretim makinesi satın alan, toplamda ise 20 milyon lira yatırım yapan firma, bu yıl toplam 20 bin metrekare üretim yapmayı planlıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Girgin, "Eskiden seramik üzerine serpme veya kondurma yapıyorduk. Şimdi bilgisayarda tasarladığımız her şeyi seramik üzerine işleyebileceğiz. Bu da seramiğin yer döşemelerinden duvarlara, yatak odalarından mutfaklara, bahçelere, caddelere kadar her yere girmesini sağlayacak." dedi. Bu teknoloji Türkiye'de üç firmada bulunuyor. Dijital seramik, ilk etapta normal seramiğe göre yüzde 30 fiyat farkıyla satılacak.
ZAMAN 24/01/2011
Fas'ta 620 milyon dolarlık ihalenin galibi Tekfen oldu
Dünyanın en büyük fosfat yataklarına sahip Fas'ta kurulacak iki gübre fabrikasının inşaatı ile ve fosfatın taşınacağı boru hattının inşasını Türk inşaat şirketi Tekfen gerçekleştirecek. İhaleye çıkan Fas devlet kurumu OCP'nin Fransız kredisiyle fonladığı 620 milyon dolarlık ihaleyi, Fransız ve Hintli şirketleri geride bırakan Tekfen İnşaat kazandı.
Tekfen Holding, dünyanın en büyük fosfat yataklarına sahip ve dünya ihracatının yüzde 30'unu kontrol eden Fas'a fosfat boru hattı döşeyecek ve gübre tesisi kuracak. 44 yılını Fransız işgalinde geçiren Fas'ın devlet kurumu Office Chérifien des Phosphates'in (OCP), Fransız kredisiyle fonladığı ihalede ipi Fransız ve Hintli rakiplerini geride bırakan Türk şirketi Tekfen göğüsledi. İki ihaleyi kazanan Tekfen İnşaat, 620 milyon dolarlık anlaşmaya imza attı.
Yurtdışında aldığı projelerin değeri milyar dolarları bulan Tekfen İnşaat, dünyanın en büyük fosfat rezervine sahip Fas'ın fosfat gübre fabrikasının ve bu gübrenin limana kadar taşınmasını sağlayan boru hattının döşenmesi ihalesini de kazandı. OCP'nin fosfat çamurunu taşıyacak boru hattı ile her biri yıllık 850 bin ton kapasiteli 2 adet DAP (Diammonium Fosfat) gübre tesisi ve destek ünitelerinin inşaat ve montajını kapsayan projelerin imza töreni 20 Ocak 2010 tarihinde Fas'ın Kazablanka kentinde gerçekleştirildi. DAP gübre tesisi Haziran 2012'de, yaklaşık 240 kilometrelik boru hattı ise Nisan 2013'te teslim edilecek. Yaklaşık 460 milyon dolar bedel ile 28 ayda tamamlanması planlanan Fosfat Çamuru Taşıma Projesi kapsamında 1.500 kişi istihdam edilecek. İnşa edilecek tesisler yılda 30 milyon ton kapasiteli olacak. İkinci proje ile Jorf Lasfar'da her biri yıllık 850 bin ton kapasiteli 2 adet DAP kimyevi gübre tesisi ve destek ünitelerinin inşaat ve montajının yapımını öngörüyor. 170 milyon dolarlık projenin 16 ayda tamamlanması hedefleniyor.
Tekfen Holding CEO'su Erhan Öner, imza töreni öncesi Kazablanka'da gazetecilerle bir araya geldi. Fas seyahati sırasında valizleri İstanbul'dan uçağa yüklenmediği için Kazablanka'da yeniden alışveriş yapmak zorunda kalan Öner, "Hayatımın en pahalı anlaşmasına imza attım." diye espri yaptı. 2010'un iyi geçtiğini belirten Öner, "Müteahhitlikte ciro hedefinin yüzde 90'larındayız, kârlılıkta en iyi senelerimizden biri. Müteahhitlikte 2010'un son çeyreğinde bağlanan işlerle miktar 2 milyar doların üzerine çıkacak." diye konuştu.
Tekfen İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Osman Birgili ise Fas'ın yeni yatırım projelerinin 5 milyar dolar olduğunu, 9 tane tesis yapılacağını ve bunun iki tanesini Tekfen'in aldığını kaydetti. Bu ihaleye 3 yıl hazırlandıklarını belirten Birgili, projesi, mühendisliği ve satın alması dahil inşaatın tüm işini Tekfen'in yapacağını açıkladı. İhaleye 5 şirketin katıldığını ve teknik inceleme sonrası Tekfen ile Fransız ve Hintli firmaların yarıştığını dile getiren Birgili, "OCP işi Fransız kredisiyle finanse edecek. Fransızları ve Hintlileri geride bırakıp ipi biz göğüsledik. Fransız kredisiyle Türkler iş yapacak." diye konuştu.
Tekfen'in müteahhitlik işlerinin yüzde 98'inin yurtdışında olduğunu kaydeden Birgili, "Bu yıl Tüpraş ve Petkim'in inşaat ihalelerini alıp Türkiye'deki iş oranımızı yüzde 10-15'e çıkarmayı hedefliyoruz." dedi. Birgili, hedeflerinin iş miktarını 2 milyar dolarda tutmak olduğunu söyledi. Birgili, bu yıl yeniden Irak ile ilgileneceklerini, Bağdat ofisinin yanı sıra petrol firmalarının yer aldığı Basra'ya da ofis açacaklarını kaydetti.
ZAMAN 24/01/2011
KOBİ AŞ, ortak olacak şirket bulamıyor
Küresel krizin ardında dünyada birçok uluslararası şirket birleşirken, "küçük olsun, benim olsun" mantığıyla çalışan Türkiye'deki KOBİ'ler 50 milyon dolarlık fona sahip KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı AŞ'den (KOBİ AŞ) faydalanamıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Halk Bankası, KOSGEB, TESK ve 16 sanayi ve ticaret odasının ortak olduğu KOBİ AŞ, kurulduğu 1999 yılından beri ancak 10 şirketle ortaklık kurabildi.
Ekonomiye katkı sağlayacak projelerin sermaye ve yönetim desteğiyle hayata geçirilmesi amacıyla kurulan KOBİ AŞ, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimlere yatırım yapıyor. 2005'ten itibaren aktif olarak çalışan şirkete, bugüne kadar belirlenen kriterlere uyan 1.500 proje başvurusundan sadece 10'u kabul edildi. Kuruluş, en az yatırım tutarı olan 1 milyon dolar (bilişim sektörü için 500 bin dolar), en fazla 5 milyon dolarla şirketlerin en fazla yüzde 49 hissesini satın alarak ortaklık gerçekleştiriyor. Denizli Sanayi Odası ve KOBİ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, Türkiye'deki KOBİ'lerin tüm yatırım ihtiyaçlarını öz kaynaklarını kullanarak yapmaya çalıştığını belirterek, girişimcilerin yatırım için sermayelerinin bulunmasını yeterli gördüklerini ve işletme kısmını fazla düşünmediklerini ifade ediyor. Keçeci, yatırımın tamamlanıp üretimin başladığı zaman işletme sermayesi ihtiyacıyla karşı karşıya kaldıklarını vurguluyor.
KOBİ AŞ Genel Müdürü Süleyman Yılmaz ise ortak olacakları şirketin, bulunduğu sektör içerisinde rakiplerine üstünlük sağlamış ayırt edici bir özelliğinin olması gerektiğini dile getirerek, "Şirketimiz öncelikli olarak yenilikçi iş fikri aramakta, emtialaşmış ürünler üreten sektörlerle ilgilenilmemektedir." bilgisini veriyor.
ZAMAN 24/01/2011
STFA büyük sınavı nasıl verdi?
12 yıl önce borç içinde yüzen STFA'ya CEO olarak gelen İlker Keremoğlu, kendi tabiriyle kitaplarda yazan ancak uygulaması çok zor olan kararları birbiri ardına verirken, düze çıkışa inananların sayısı çok azdı Bugün 1.2 milyar dolar ciro, 130 milyon dolar kar eden STFA, şu sıralar Boğaz Köprüsü'nün altına 5 metre eninde su borusu döşemekle ve üçüncü köprü için proje hazırlamakla meşgul
Kim bilir belki de Anadolu Holding'in direksiyonundaki Tuncay Özilhan'ı yakından tanımış olduğumdan; 27 yıl grupta önemli görevlerde bulunan, içecek grubunun yurtdışındaki bira ve kola fabrikalarını açan, halka arzlarını yöneten İlker Keremoğlu'nun 50 yaşında atıldığı bir hayli çetrefilli serüvenini dinlerken, o kültürün izlerini gördüm. Keremoğlu, Özilhan ve Yazıcı ailelerinden izin isteyip, Türkiye'nin en eski inşaat şirketlerinden olan ancak o yıllarda borç içinde yüzen STFA'ya CEO olmasının ardından tam 12 yıl geçmiş. Kuşkusuz anlatacağım tam bir başarı, yeniden doğuş öyküsü. Anadolu Endüstri Holding'in çok yıllar önce yaşadığı zorlukları yaşamış Keremoğlu. O nedenle o yılları hatırlattığımda, 'Bir damdan düşmüşlüğümüz var yani daha önce. Tecrübe işimize yaradı tabii' diyor ve o yıllarda 10 bin kişinin istihdam edildiği ve Sezai Türkeş ile Fevzi Akkaya'nın 1938'de kurduğu STFA'da düze çıkış öyküsünü ve bugün nasıl zirveye tırmandıklarını sakin sakin anlatıyor...

1998'de 50 yaşındayken birden bir şey olmalı ki zirvesinde olduğunuz işinizi bırakıp, borç batağındaki bir şirketi kurtarmaya gitmelisiniz. Sizi buna ne itti?
Görevimi değiştirmek istiyordum. Patronlarım fazla ciddiye almamışlardı. İlk iş yerimdi. 27 yıl çalıştım. Heyecanımı kaybetmiştim. Yeni bir şeyler yapmak istiyordum. 50 yaşındaydım. 15 yıl aynı pozisyon fazla gelmişti. Yoksa patronlarımı ve şirketimi çok severdim. Ama insan belli bir dönem sonra 'bütün hayatım burada mı geçecek' diye sorguluyor. O sırada STFA bir müşterek dostum kanalıyla geldi. Ben de izin isteyip, ayrıldım.

1998'den söz ediyoruz. STFA'nın en kötü zamanları olmalı. Bugün olsa bakıyorum iş dünyasına insanlar daha az çalışacakları pozisyonları istiyor 50 yaşında. İnsan niye daha rahatı istemez ki?
Dediğiniz çok doğru. Orta yaş krizi geçirdim herhalde. (gülüşmeler) Evde oturacak halim yoktu, çalışacaktım. Eskiden olsa 50'ye yaşlı diyebilirdik. Ama öyle de değildi artık. Sanırım her şeye rağmen bir yorgunluk, heyecansızlık oluyor. Ben de oldu. Heyecanınızı kaybedince çalışma hakkınız yok bana göre. Dedim ki iş değiştirecek olursam, Anadolu Grubu ile hiçbir şekilde rekabet etmeyecek bir yere geçmeliyim. Ki nitekim STFA öyle bir yerdi. Sezai Türkeş rahmetli olmuş ve ailesi bir arayışa girmişti.

Size göre STFA'yı zora sokan hataların en büyüğü neydi?
STFA yurtdışına ilk giden müteahhitlik şirketiydi. O yüzden hepimizin idolüydü. Fakat yıllar içinde pek çok Türk şirketinin yaptığı gibi çok fazla alana girmiş. Yönetim zorlanmış. Sezai Bey çok ileri yaşlarında tek başına bütün grubu yönetme durumunda kalmıştı.

Bu sizi korkutmadı mı?
Açıkçası şuna baktım. Yüzde 50 şansın var dedim kendime. Öyle bir zarar var ki, daha fazla zarar verecek halim yoktu. Şansımı denerim. Belli bir yaşa gelince bazı düşünceleri de değişiyor insanın. Daha çok para veren bir yere gitmek önemini yitiriyor mesela. Yapı meselesi. Buraya çok katkı yaparım dedim. O zamanın gazetelere bakarsanız, inanmayan, deli misin diyen, bunun altında bir iş var diyen çok oldu.

İlk ne yaptınız?
İlk bir yıl anlamaya çalıştım. Ne olup ne bittiğini raporları okuyarak görmeye çalıştım. 2000 sonralarında alacaklılarımıza ana parayla ilgili plan yapmadan faiz falan ödemeyeceğimizi söyledik ve haklı olarak haciz yağmaya başladı.

Nelerle meşgulmüş o günlerde STFA?
Sedef Tersanesi ve küçük bir limanı vardı. Dört tane kuru yük gemisi vardı. Hepsi zararda. Granit mermer işleme tesisi var, zarar ediyor. Kartepe Kayak Merkezi tahsisi almışız, paraları gömmüşüz. Öylece kalmış. Elektrik direği fabrikası, cıvata fabrikası var…Bütün yapıyı yeniden yapılandırdık. Zarar eden şirketleri ya kapattık ya sattık. Bunlar kitapta yazar ama uygulaması kolay değildir. Binlerce insanın işinden söz ediyorsunuz.

Yeniden yapılanma kaç yıl sürdü?
İflas ertelemeden son şirketimizin çıkması bir yıl öncesini buldu. Bu arada Türkiye'de krizler yaşadı. Allah'a şükür bitti. Bir çok iştirak satıldı. İflas ertelemeden anlımızın akıyla, göğsümüzü gere gere çıktık biz. Bildiğim başka çıkan şirket yok. Ana işimize yani inşaata odaklandık. 25 ülkeye kadar yayılmış şirket bir ara. Biz hedef olarak petrol ülkelerini belirledik. Oralarda şirketimizin itibarı çok yüksek. Krizle mücadele ederken, doğalgaz dağıtım ihaleleri başladı. Ortaklarımızla şirket kurduk ve bankalarla boğuşurken bir yandan da 11 şehirde gaz dağıtımı işini biz aldık. Gaz ithalatı serbestleşirse, gaz ticaretine ya da türevlerine girebilir, depolama ya da küçük santral işleriyle ilgilenebiliriz.
SABAH 24/01/2011
TAV, Osmanlı'nın eski oyun sahasında
İngiliz BBC 'Türkiye'de büyümenin ekonomik ve siyasi ikilemleri' başlıklı haberinde Türkiye'nin krizden başarılı bir sınav vererek çıktığını vurguladı. BBC haberinde, TAV için "Osmanlı'nın eski oyun sahasında ön saflarda" yorumu yapıldı. Haberde "Diğer büyüyen pazarlar gibi, Türkiye de, dış yatırımcıların artan ilgisiyle karşı karşıya" denildi. Haberde ayrıca TAV'ın Mısır, Makedonya ve Gürcistan da dahil birçok ülkede, havalimanı inşa ettiği işlendi.
SABAH 24/01/2011
Mayo devi meğer kasa kralıymış
Türkiye'nin 52 yıllık mayo ve iç giyim üreticisi Ayyıldız, modelini Avusturya'dan aldığı katlanabilir kasa işini sessiz sedasız büyütüp Avrupalı dev zincir marketlerin raflarına sokmayı başardı. Ayyıldız Yönetim Kurulu Başkanı Levent Çebi, 8 milyon euroluk yatırımla Gıda Kodeksi'ne uygun sebze ve meyve kasası ürettiklerini ve en büyük talebi Avrupa'dan aldıklarını söyledi.

MALİYETİ AZALTIYOR
"Türkiye'de piyasanın hâlâ yüzde 70'i sağlığa zararlı olan tahta kasalardan ibaret. Kullanılan plastik kasalar ise kanserojen madde içeriyor. Bunu büyük diye bildiğimiz pek çok hipermarket yapıyor" diyen Çebi, 5 yıl önce Gebze'de kurdukları Aykasa'nın Türkiye'den Avrupa'ya katlanabilir kasa ihraç eden tek firma olduğunu söyledi. Çebi, Avrupalı Kaufpark, Rewe, Edeka, Gratis gibi marketlere kasa verdiklerini ifade etti. Ebatları dolayısıyla dünya patenti Aykasa'ya ait olan mini - box'tan 2010'da Avrupa'ya 10 milyon adet sattıklarını dile getiren Çebi, "Bu yıl 15 milyon adet satış hedefliyoruz" dedi. Çebi, "Marketler üzümü, kirazı mini-box ile sattıklarında satışlarını artırıyorlar. Hatta büyük ebatlı kasalarımızı yapı marketleri satın alıp iki katı fiyata müşteriye dekoratif ürün olarak satıyorlar. Evlerini taşırken içine eşyalarını koyan tüketici işi bittikten sonra kasayı katlayıp yatağının altında saklayabiliyor" dedi. Levent Çebi, sanayi tarafında ise katlanabilir olma özelliği ile kasaların lojistik maliyetlerini en az 1'e 6 oranında azalttığını sözlerine ekledi.

4 mağaza daha açacak
MAYODAN sonra ilk önce iç giyim, daha sonra dış ve ev giyimi işine de giren Ayyıldız, geçen yılı 25 milyon lira ciro ile kapattı. Bu yıl 4 yeni mağaza daha açacaklarını dile getiren Levent Çebi, "Şu anda toplam 34 mağazamız var ve hepsi kendimize ait. Ev giyimi ciroyu yüzde 30 artırdı. Bu yıl da 30 milyon lira ciro hedefliyoruz" dedi
SABAH 24/01/2011
TSKB'den İMKB 30 Yükseliş Fonu

TSKB, yatırımcılara "Altı Ay Vadeli yüzde 98 Anapara Garantili İMKB 30 Yükseliş Fonu"nu sundu.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), yatırımcılara "Altı Ay Vadeli yüzde 98 Anapara Garantili İMKB 30 Yükseliş Fonu"nu sunduğunu bildirdi.
Bankadan yapılan yazılı açıklamaya göre, 24 Ocak 2011 tarihinden itibaren halka arz edilecek ve yatırım dönemi 1 Ağustos 2011'de sona erecek fonun, minimum giriş limiti 5 bin lira olacak.
Kısa vadeli piyasa dalgalanmalarından uzak durarak, portföyünü çeşitlendirmek isteyen tüm yatırımcılara yönelik çıkarılan fonun yüzde 98 anapara garantisi, sadece vade sonuna kadar katılma paylarını elinde tutan yatırımcılar için geçerli olacak. Yatırımcılar, ayda 2 kere çıkış olanağı bulunan fondan, ara dönemlerde, o andaki piyasa fiyatıyla herhangi bir komisyon ödemeden çıkış yapabilecek.
Fon, 24-28 Ocak 2011 tarihleri arasında TSKB ve Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. şubelerinde satışa sunulacak. DÜNYA
SABAH 22/01/2011
GE, 4.5 milyar dolar kar etti

General Electric, geçen yıl dördüncü çeyrekte karını önceki yıl aynı çeyreğe göre yüzde 52 artırdı.
ABD'li General Electric (GE) şirketinin, geçen yıl dördüncü çeyrekte karı 4,5 milyar dolar oldu.
Sanayi ve finans devi GE, ekipman siparişlerindeki güçlü büyüme ve kredi işlerindeki düzelme sonucu, geçen yıl dördüncü çeyrekte karını önceki yıl aynı çeyreğe göre yüzde 52 artırarak 4,5 milyar dolara (hisse başına 42 sent) çıkardı. Şirketin, 2009 yılı son çeyreğinde karı 2,94 milyar dolar (hisse başına 28 sent) olmuştu.
Şirketin gelirleri de geçen yıl son çeyrekte yüzde 1 artışla 41,4 milyar dolara çıktı.
GE'nin siparişleri geçen yıl yüzde 12, ekipman siparişleri yüzde 20 ve hizmet faaliyetleri yüzde 5 büyüdü.
GE Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Jeff Immelt, "şirketin 2010 yılında önemli bir ivme gösterdiğini" söyledi.
DÜNYA 22/01/2011

0 yorum:

Yorum Gönder