Ekonomi Haberleri

İçindekiler Haberin Detayları İçin Lütfen Tıklayınız
280 milyar dolarlık ziyaret 3
'Ses getirecek projeler açıklayacağız' 4
Ticari savaş geliyor 4
Sanayinin çarkı büyümeyle hız kazandı 5
Ek hesabın faizi kredi kartından daha tehlikeli 6
Yeni yılda kazandığımızı bankalara vereceğiz 7
Doların ateşi çıktı yeni hedef 1.60 TL 9
Erdiloğlu, bu yıl satış çıtasını yükseltecek 9
Naksan yabancıların takibinde 10
Elektrikte kayıp kaçak yüzde 10’a inecek, 3.3 milyarı kurtaracak 11
Taciz’ iddiası KESK’te yönetimi yıktı ilk kez bir kadın başkan seçildi 11
Galatasaray’ın eski-yeni stat şovuna 2 milyon dolar gidecek 12
Komşuya ‘sofra malzemesi’yle başladı ‘Cemile’yi zincir yapıp 20 milyon lirayı buldu 12
İthal etle rekabet zor’ dedi, kırmızı etten çıktı 14
İhracat tekleyince sanayi üretimi düştü 15
Detroit nihayet havasını buldu! 15
Tansaş Yuvaya Dönüyor 16
Çin dış ticaret hacminde 3 trilyon dolara dayandı 16
Aksigorta’ya 253.9 milyon lira vergi cezası verildi 17
Tüpraş’ın yatırım teşviği onaylandı 17
Duke Energy, Progress'i 13.7 milyar dolara alıyor 17
'Yeni gaz kontratları ile ilgileniyoruz' 18
Hazine tahvil ihalesinde 6.8 milyar lira borçlandı 18
THY, 11 yeni noktaya uçuş başlatıyor 18
Ergün'den makine sektörüne kredi müjdesi 18
Yatırım Finansman yurt dışına götürüyor 21
Cardin’in Bakü şubesi açıldı 21
Rönesans’tan Türkmenistan’a iki fabrika 21
Aksigorta'ya 253,8 milyon liralık vergi cezası 22
Beylikdüzü'nde fabrika yangını 22
BMW ve Volkswagen'in satışları arttı 23
Real Marketleri satılmayacak 23
Halk Bankası'ndan yeni kredi mekanizması 24
Kibar Metal, sac servis merkezi kurmayı hedefliyor 24
Tuoto, ikinci şubesini açacak 25
Sanat Halı, iç piyasada ilk beş firma arasında olmayı hedefliyor 25
Orıon Isı, yağmura dayanıklı yeni ısıtıcılarını İngiltere’ye ihraç etmeye başladı 26
İş hacmi yüzde 30 artan Kardeşler Vinç, araç parkını güçlendirdi 27
BP'nin hisseleri geriledi 28
OYAK Gözünü Torba Yasaya Dikti 28
2-B'nin Vatandaşa Bedeli Belli Oldu 29
Enerjide yabancı yatırımcı, hukuk sisteminin risklerini almak istemiyor 30
Soğanda fiyat artışı uyarısı 32


280 milyar dolarlık ziyaret
Başbakan Erdoğan’ın toplam 280 milyar dolarlık projeleri olan Kuveyt ve Katar ziyareti dün başladı
Erdoğan’ın beraberinde 2 uçak dolusu işadamıyla yaptığı ziyaretlerde önemli iş bağlantıları yapılacak

2014 yılına kadar mega projeleri hayata geçirmeyi planlayan Kuveyt ve 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Katar, dünyanın ilgi odağı halindeyken Türkiye herkesten hızlı davrandı. Mega projelerden pay almak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde atağa geçti. Erdoğan’ın Kuveyt ve Katar’ı kapsayan ve ekonomik boyutu ön planda olan ziyareti dün başladı. Erdoğan’ın beraberindeki 358 işadamıyla gerçekleştireceği iki ülkedeki toplam yatırım planı 280 milyar dolara ulaşıyor.

2 BİN İŞ GÖRÜŞMESİ OLACAK

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Erdoğan’ın Kuveyt ve Katar ziyaretlerinin ekonomik boyutunun ön planda olduğunu söyledi. Başbakan’ın beraberindeki heyette bulunan Çağlayan, ziyarete 358 işadamının iki büyük uçakla katıldığını, Kuveyt ve Katar’da heyete katılacak yerleşik ve kendi imkanlarıyla gelen işadamlarıyla birlikte bu sayının 500’e ulaşacağını söyledi. Bakan Çağlayan, Kuveyt ve Katar’da 246 masa kurulacağını ve işadamlarının her iki ülkede toplam 2 bin civarında iş görüşmesi yapacaklarını belirtti. Çağlayan, Başbakan Erdoğan’ın görüşmelerinin yanı sıra Kuveyt ve Katar Ticaret Bakanları ve bu ülkelerin yatırım idaresi başkanları ile iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilere dair görüşmelerde bulunacağını ve iki ülke arasında sanayi alanında işbirliğini geliştirmek amacıyla ‘Türkiye-Kuveyt Sanayi Alanında İşbirliği Mutbakat Zaptı’ imzalayacağını ifade etti.

İŞBİRLİĞİ İÇİN BURADAYIZ

Körfez bölgesinin, Türk işadamları için her zaman önemli bir ticari üs olduğunu belirten Çağlayan “Türkiye’nin ticari ve ekonomik işbirliği imkanlarının daha da artırılması, Türk firmalarının pazar paylarının büyümesi, Kuveyt ve Katar’da yapılacak alt ve üstyapı projelerinde işbirliği imkanlarının oluşturulması amacıyla buradayız” dedi.

Çin ve Japonya ile işbirliği

Bu ülkelerde, Çin ve Japon firmalarla rekabete girmek yerine, işbirliğine gideceklerini söyleyen Çağlayan “Katar’da 14 milyar dolarlık yeni Doha Uluslararası Havalimanı Projesi’ni Japon Thai Sei ile Türk TAV ortaklığı başarı ile sürdürmektedir” dedi.

Kuveyt 130 milyar $’lık altyapı yatırımı yapacak

Çağlayan, Kuveyt’in 2010-2014 Yatırım Planı ile toplam tutarı 130 milyar dolar olan bin 100 adet projenin bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu planda yer alan mega projelerden öne çıkanı, 77 milyar dolara mal olacak ve henüz tasarım aşamasındaki ‘Madina Al Hareer’ (İpek Şehri) Projesi’dir. Bu proje, Türk teknik müşavirlerine, müteahhitlerine ve inşaat malzemesi ihracatçılarına büyük fırsatlar sunmaktadır” dedi. Diğer önemli bir işbirliği alanının ise enerji olduğunu belirten Çağlayan “26 trilyon metreküp kanıtlanmış doğalgaz rezervleri el Rusya ve İran’dan sonra dünyanın en büyük rezervine sahip Katar ile özellikle sıvılaştırılmış doğalgaz alanında önemli bir işbirliği imkanları bulunuyor. Ayrıca Türkiye’de ortaklaşa bir LNG terminali inşa edebiliriz” dedi.

Büyük konut projeleri planlanıyor

Kuveyt’teki önemli yatırım imkanları şöyle:

• Bu yıl ihaleye çıkılacak 14 milyar dolarlık ulusal demiryolu ağı ve metro sistemi,
• 6.3 milyar dolarlık 36 bin konutluk Khairan Şehri Projesi,
• 5 milyar dolarlık 9 bin 500 konutluk Sabah Al-Ahmad Future City Projesi’nin üstyapı işleri,
• 3 milyar dolarlık 18 bin konutluk Mutlaa Projesi,
• 2016’ın sonunda bitirilmesi öngörülen 15 milyar dolarlık rafineri projesi.

Katar kupaya 150 milyar $ harcayacak

Bakan Çağlayan, 2022 FIFA Dünya Kupası’nın Katar’da yapılacağı hatırlatarak, petrol ve doğalgaz fiyatlarının yeniden artmaya başlaması nedeniyle ülkedeki müteahhitlik yatırımlarının hız kazanmaya başladığını söyledi. Çağlayan, Katar’ın önümüzdeki 5 yıl için planladığı 200 kadar yatırım projelerinin toplam tutarının yaklaşık 150 milyar dolar düzeyinde bulunduğunu kaydetti. Bakan Çağlayan, Dünya Kupası organizasyonunun yapılacağı Katar’da, 4 milyar dolarlık 9 yeni stadyumun inşası ile 3 stadyumun yenilenmesi, 50 milyar dolara mal olacak metro ve hafif raylı sistemin yapılması dahil olmak üzere pek çok altyapı yatırımı yapılacağını vurguladı. Çağlayan, Katar’ın bu organizasyon vesilesiyle otel ve turizm altyapısı için 17 milyar dolar harcayacağını vurguladı.

Kalkınma projeleri ön planda

• 6 milyar dolar tutarındaki yıllık 6 milyon konyteynır kapasitesine sahip olacak yeni Doha Limanı’nın inşası,
• 24. bin 500 oda kapasiteli oteller, villalar, apartmanlar, alışveriş merkezleri, iş merkezlerini kapsayan ve planlama aşamasındaki 10 milyar dolar tutarındaki Urjan Kalkınma Projesi,
• 6.3 milyar dolarlık Lusail Kalkınma Projesi,
• 6 milyar dolar tutarındaki Ras Laflan Olafin Kompleksi Projesi.
FİNANSGÜNDEM 11/01/2011
'Ses getirecek projeler açıklayacağız'
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, 2011 hedeflerine ilişkin iddialı açıklamalarda bulundu
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, "Citibank'la ses getirecek projeler açıklayacağız. Seçimlerden önce bile not artışı gelebilir. Bankalrın karlılıkları azalacak, alınan önlemler tartışılır. Dövizle boçlanmada hiçbir bankacının suçlu olduğuna inanmıyorum. Sektörde krediler bu yıl yüzde 23 artar. Akbank'ın bu yıl kredilerde büyüme hedefi yüzde 25, mevduatta yüzde 15. " dedi.
FİNANSGÜNDEM 11/01/2011
Ticari savaş geliyor
Kur savaşları konusunda sık sık uyarıda bulunan Brezilya söylemini sertleştirdi. Ülkenin Maliye Bakanı Salgado, Çin, ABD ve diğer ülkelerin yaptığı manipülasyon nedeniyle dünyanın 'ticaret savaşı'na doğru yol aldığı uyarısında bulundu

Küresel ekonomideki gelişmeleri Financial Times gazetesine değerlendiren Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, 'Bu, ticaret savaşına dönüşen bir kur savaşı' değerlendirmesini yaptı. Mantega, 'ticaret savaşı' konusunu Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve G20'ye götüreceğini ifade etti. Mantega, ülkenin para birimi realin daha fazla değerlenmesini önlemek için harekete geçmeye hazırlandığını da belirtti. Mantega'nın değelendirmeleri, geçen hafta Brezilya, Şili ve Peru'nun kurlarına yaptığı müdahale ve Avustralya Doları ile İsviçre Frangı'nda görülen sert yükselişlerden sonra geldi. Yatırımcıların varlıklarını yavaş büyüyen ABD ve Avrupa'dan, gelişmekte olan ekonomilere kaydırması bu ülkelerin para birimlerinde görülen değer artışının başlıca nedeni olarak görülüyor.
ABD'NİN SORUMLULUĞU ÇOK FAZLA
ABD ile 15 milyar dolar olan yıllık dış ticaret fazlalarının, ABD'nin gevşek para politikası yüzünden 6 milyar dolar açığa dönüştüğünü belirten Mantega, Çin'in para birimi yuanın değerinin düşük olmasının dünya ticaretinin dengesini bozduğunu kaydetti. Brezilya'da 2006 yılından bu yana Maliye Bakanlığı görevini yürüten Mantega, geçen yıl Eylül ayında bazı zengin ülkeleri ihracatlarını desteklemek ve ekonomilerini daha rekabetçi yapmak için para birimlerinin değerini kasten düşürmekle suçlayarak, 'kur savaşları' ifadesini gündeme sokmuştu.
YENİ ŞAFAK 11/01/2011
Sanayinin çarkı büyümeyle hız kazandı
Sanayi üretimi 2010 yılı Kasım ayında yüzde 9.1 oranında artış kaydetti. Üretimde bir önceki aya göre yüzde 9.7 azalış olurken imalat hız kesmedi

Türkiye'de, sanayi üretimi kasım ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 arttı, bir önceki aya göre ise yüzde 9,7 oranında azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 yılı Kasım ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. 2010 Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre, sanayinin alt sektörlerinden madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 8,2, imalat sanayinde yüzde 9,7 ve elektrik, gaz, buhar, iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörün de de yüzde 4,7 artış kaydedildi. Takvim etkisinden arındırılmış endeks, 2010 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,4 arttı, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1,3 azaldı.
SERMAYE MALI FARKETTİRDİ
Ana Sanayi Grupları sınıflamasına göre, kasımda geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış, yüzde 20,6 ile sermaye malı imalatında kaydedilirken, bunu yüzde 13,9 ile ara malı imalatı, yüzde 12,8 ile dayanıklı tüketim malı imalatı, yüzde 6,2 ile de enerji izledi. Söz konusu dönemde dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 0,9 gerileme meydana geldi. Alt sektörler itibariyle de en yüksek üretim artışı yüzde 31,0 ile ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatında kaydedildi. Bu sektörü yüzde 30,2 ile başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı, yüzde 26,7 ile motorlu kara taşıtı, treyler ve yarı treyler imalatı takip etti.
İMALATTA ÖNEMLİ ARTIŞ
Elektrikli teçhizat imalatında yüzde 25, diğer imalatlarda yüzde 24,8, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatında yüzde 20,7, içeceklerin imalatında yüzde 18,8, ana metal sanayiinde yüzde 17,5, bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatında yüzde 15,4, kauçuk ve plastik ürünlerin imalatında yüzde 14,7 oranında artış kaydedildi.
Gerçekler ve kanıt rakamlarla ortada
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, sanayi üretim endeksi rakamlarının, ihracatla sanayi üretimi arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, 'ihracata yönelik siparişlerin, sanayi üretimini artırdığını' kaydetti. Çağlayan, yazılı açıklamasında, TÜİK sanayi üretimi ve ihracat endekslerinin, ihracatla sanayi üretimi arasında yüzde 73 oranında doğru orantılı bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Çağlayan,"Üretimin motorunun ihracat olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya konuyor' dedi.
Olumlu bir süreçteyiz
ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, sanayi üretimindeki artışın olumlu olduğunu, 2011'de artış trendlerinin devam etmesi için alınan kararların uygulamasına özen gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Koca, "Belirli bir zamandır sürekli yükseliş halinde olan bu rakamların giderek ülke ekonomisini daha iyi düzeylere taşıma eğiliminden çıkamadığı anlaşılıyor. Rakamlar önemlidir" dedi.
Ümit verici noktalar var
Yazılı bir açıklama yapan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, sanayi üretimindeki kesintisiz artışın 2010 yılının 11. ayında da devam etmesinin beklenen olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, bunun, dördüncü çeyreğe yönelik büyüme beklentilerini de destekler nitelikte olduğunu ifade etti.
YENİ ŞAFAK 11/01/2011
Ek hesabın faizi kredi kartından daha tehlikeli
Kredi kartı aylık faizleri yüzde 2,26 olarak uygulanırken, ek hesap faizlerinin yüzde 5'e yaklaşan oranlarda uygulanıyor
Kredi kartı aylık faizleri yüzde 2.26'ya düşmesine rağmen bankaların ek hesap faizlerinin yüzde 5'e yaklaşan oranlarda uygulandığı bildirildi. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz, Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 26. maddesine göre üç ayda bir Merkez Bankası'nın kredi kartı faizini yeniden düzenlediğini belirtti. Son düzenlemeyle birlikte kredi kartı aylık faizinin 2011'in Ocak ayında yürürlüğe girmek üzere yüzde 2.44'ten yüzde 2.26'ya çekildiğini ifade eden Yılmaz, kredi kartı faizlerindeki bu düşüşe rağmen bankaların ek hesap faizlerinin oldukça yüksek olduğunu söyledi.
YILLIK YÜZDE 60'A ULAŞIYOR
Bankaların ek hesaptan faizlerinin yüzde 5'e yaklaşan oranlarda uygulandığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu: "Yani kredi kartı faizlerinin yaklaşık 2 katı oranda faiz uygulanıyor. Birkaç yıl önce kredi kartı faizinin yüzde 6 ve üzerinde olduğu dönemlerde ek hesaba uygulanan faiz düşük gibi göründüğü için çok dikkati çekmiyordu. Tüketici kredilerinin faizleri, yüzde 1'in altında gösteren reklamlarla cazip gösterilirken, ek hesaba uygulanan faizin yıllık yüzde 60'a ulaşması kabul edilemez.'
FAİZE YARGI YOLU
Sıtkı Yılmaz, ek hesaptan alınan bu yüksek faiz nedeniyle yargı yoluna başvuracaklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu gidiş böyle devam ederse ülkemizde mevcut olan yapının tüketiciyi koruyamadığı kaygısı artacak ve TÜDEF olarak tüketiciyi haksız ve hukuksuz uygulamalardan korunmak için bağımsız bir Danışma Kurulu'na olan ihtiyaç talebimizin haklılığı ortaya çıkacaktır.'
Yurtdışında haksız uygulamaya ceza
Yılmaz, ABD ve Almanya'da bu şekildeki yüksek faiz oranlarına ve haksız uygulamalara yüksek cezalar verildiğini belirterek, "Türkiye'de ise serbest piyasa uygulaması adı altında tüketici açıkça sömürülüyor. Milyonlarca tüketicinin mağdur edilmesine, üzerlerinden haksız kazanç sağlanmasına 'dur' denilmeli' diye konuştu. Bankaların tüketiciye kredi kullandırırken, imzalattırdıkları Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi kapsamında veya maaş ve ücretlere karşılık açılan ya da otomatik talimatlara bağlı olarak çeşitli adlar altında sunulan ek hesaplardan ve doğuracağı sonuçlardan tüketicinin yeterince bilgilendirilmediğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "Tüketicinin kredi kullanması durumunda bankalar tarafından kendisine bir ödeme planı sunulmaktadır. Ek hesabın yararını anlatan banka yetkilileri, hesaptan alınan faizin yüksekliğini tüketiciden saklamaktadırlar. Tüketiciye kredi kullandırılırken imzalattırılan 'Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi'nde, bankalara göre adları değişen ek hesap şartı da yer almaktadır. Bu ek hesabın faizi kullandırılan krediye oranla oldukça yüksektir. Bazı bankalar bu şart nedeniyle ayrıca bir ek sözleşme imzalatmalarına rağmen tüketicinin bu olanlardan yeterince bilgisi bulunmamaktadır.'
YENİ ŞAFAK 11/01/2011
Yeni yılda kazandığımızı bankalara vereceğiz
Yeni yılın girmesiyle birlikte, bankaların takipteki kredi borç miktarları açıklandı. Türkiye'de bugün 41 milyon kişi borçlu. Takipteki borçların tutarı ise, 8 milyar liraya ulaşıyor. Bu durum gösteriyor ki, yüksek faizlerle büyük borçların altında ezilen vatandaş, 2011'de kazandığını bankalara yatıracak

Yeni yılın girmesiyle birlikte, bankaların takipteki kredi borç miktarları da açıklandı. 8 milyar liraya ulaşan takipteki borçların yarısı tüketici kredilerinden, yarısı da kredi kartı borcundan oluşuyor. Bu durum gösteriyor ki, yüksek faizlerle borç batağının içinde yüzen vatandaşımız, bu yıl kazandığını bankalara yatıracak. Türkiye'de bugün 41 mil-yon kişi borçlu. Üstelik yapılan ana-lizler neticesinde bu kişilerin toplam borç miktarının 8 milyar liraya ulaştığı görülüyor.
SORUNLULARDA GERİLEME VAR
2009 sonu itibariyle, 92,6 milyar lirası tüketici kredisi ve 35,4 milyar lirası kredi kartı borcu olmak üzere, vatandaşların bankalara toplam borcu 128 milyar lirayı buluyordu. Aynı dönemde, takipteki borç miktarı ise, 8,2 milyar liraydı. Özellikle, kredi kartlarında sorunun daha önemli bir boyuta ulaştığı saptanırken, 2009 yılı sonu itibariyle yüzde 12 olan takipteki kredi kartı borçlarının toplam kredi kart borçlarına oranı geçtiğimiz yılın ekim sonu yüzde 9,8 geriledi. Bütün bunlara rağmen ortada hâlâ çözüm bekleyen 4 milyar liralık kredi kart borcu bulunuyor. Tüketici kredilerinde ise sorunlu kredi oranı 2009 sonunda yüzde 4 seviyesinde iken, geçtiğimiz yılın sonunda yüzde 3'lere geriledi. 2009'da bankaların takibe aldığı borç tutarı 3,9 milyar liraydı. 2010 sonu itibariyle 120 milyar liraya ulaşan tüketici kredilerine karşılık sorunlu kredi tutarı da 3,76 milyar liraya geriledi. Tüketici kredisi alarak kart borcunu kapatmaya çalışan vatandaşımız ise, daha büyük borçların altına girebiliyor.
LİDERLİĞİ İSTANBUL ALDI
Kart borcu ve kredi borcu olmak üzere, 8 milyar lirayı bulan takipteki borç oranı da aynen bunu söylüyor. Kredi borçluları arasında liderliği İstanbul elinde bulundururken, toplam kredi yüzde 41'ini kullanan ilde kişi başına düşen borç miktarı 14 bin 962 olarak belirlendi.
Türkiye nüfusunun 72 milyon 561 bin kişi olduğu dikkate alındığında ve ortalama her bir kişinin de kredi borçlusu olduğu varsayıldığında, nüfusun yarısından fazlası bankalara borçlu görünüyor.
İKİ KATI ÖDÜYORUZ
Bu noktada incelendiğinde, asgari ücret kazanan bir kredi borçlusunun, kazandığının iki katı kadar borç ödemesi gerekiyor. Görülen o ki, 2011 yılında da vatandaşımız, kazandığının tamamını borca yatıracak.
Konut kredilerinde takip oranı azaldı
Temmuz-Eylül 2010 dönemi itibariyle 3,7 milyar lira olan takipteki krediler, tüketici kredileri ve konut kredileri toplamının yüzde 3,34'ünü oluşturdu. Temmuz-Eylül 2010 döneminde kullandırılan tüketici kredileri ve konut kredilerinden kanuni takibe atılan kredi miktarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında azalarak 714 milyon lira oldu.
Siirtliler borçlarını katladı
Ankara Ticaret Odası'nın(ATO) Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine dayanarak yaptığı belirlemelere göre, Ocak-Eylül 2010 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre kredi borcu en fazla artan il ise yüzde 231.1'lik artışla Siirt oldu. Kredi borcu en az artan il yüzde 27.7 ile Ankara olurken Muş'un da en az kredi borcu olan il olduğu ortaya çıktı. Eylül 2010 sonu itibarıyla, vatandaşların tüketici kredisi, taşıt kredisi, konut kredisi, kredi kartı borçları ile şirketlerin bankalardan sağladıkları kredilerin toplamını oluşturan nakdi krediler, bir yılda yüzde 48.3 artarak 469. 4 milyar liraya çıktı.
Sektörden 2011 yılına 'şeffaf' adım
Öte yandan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bankaların bireysel müşterileri maliyet bilgilerinin 1 Nisan'dan itibaren test amaçlı yayımlanmaya başlayacağını bildirdi. Uygulama, 1 Temmuz 2011'den itibaren de faaliyete geçecek. Bireysel müşterilerle sınırlı olmak üzere, sunulan hizmetler karşılığında telp edilen her türlü faiz dışı unsur ve yasal kesintinin ve temel maliyet unsuru olan faiz oranlarının bankaların ana sayfasından kolayca erişilebilecek bir sembol üzerinden yayımlanacağı belirtildi. Yani bankalar artık, 'Müşteri Hakları' adı altında müşterilerin işlemlerine ilişkin, "bilgi edinme, sözleşme ve bankacılık hizmetlerinden yararlanma" haklarını da korumuş olacak. Bireysel müşterilerden, bu müşterilere sağlanan hizmetler karşılığında farklı adlar altında tahsil edilen tutarların, bankalarla müşterileri arasındaki uyuşmazlıklar içinde önemli bir yer tuttuğu vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi: "Bu bakımdan, konu hakkında bankaların bireyleri ve kamuoyunu doğru biçimde, uygun kanallarla ve zamanında bilgilendirmesi büyük önem taşımaktadır. Söz konusu bilginin karşılaştırılabilir ve kolay erişilebilir olması da "bilgilendirme/bilgilenme' işlevinin yerine getirilmesi bakımından zaruridir. Bu itibarla, bankaların bireysel müşterilerle sınırlı olmak üzere, sunulan hizmetler karşılığında talep ettiği her türlü faiz dışı unsur ve yasal kesinti ile bazı bankacılık ürünleri için temel maliyet unsuru olan faiz oranları, bankaların ana sayfasından kolayca erişilebilecek bir sembol üzerinden yayımlanacak.
YENİ ŞAFAK 11/01/2011
Doların ateşi çıktı yeni hedef 1.60 TL
Avrupa kaynaklı riskler ve ABD'de son gelen veriler ile birlikte dolar rekor üzerine rekor kırıyor. Dün serbest piyasada 1.59 TL'nin üzerine çıkan doların yeni hedefinin 1.60 TL olduğu öngörülüyor

İstanbul serbest piyasada, ABD Doları 1,59 liranın üstüne çıktı. Cuma günü kapanışta 1,5710 liradan günü tamamlayan dolar, bankalararası piyasada ise alışta en düşük 1,5860 lira, en yüksek 1,5895 lira, satışta en düşük 1,5940 lira, en yüksek 1,5950 lira seviyesinde seyretti. Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,2896, sterlin-dolar paritesi 1,5508 yen-dolar paritesi ise 83,13 düzeyinde seyrediyor. Dolar en son Haziran 2010'da bu seviyeyi görmüştü.
RİSKLER AB KAYNAKLI
Avrupa ülkelerinin borçlarına yönelik artan endişelerle avro/dolar paritesindeki gerileme ve fon çıkışları ile doların TL ve diğer para birimleri karşısında yükseldiği belirtilirken, AB kaynaklı gelişmelerin seyri etkileyeceği söyleniyor. Uzmanlar, hafta içi gerçekleştirilecek, Portekiz, İspanya ve İtalya'nın borçlanma ihalelerinin çok önemli olduğunu belirterek borç krizi endişeleri ile Dolar/TL'de 1,60 seviyesinin üstüne de çıkılabilineceğini öngörüyor.
Avro ise, Avrupa ülkelerinin borçlarına yönelik endişelerin artmasıyla birlikte Asya'daki işlemlerde dolar karşısında dört ayın en düşük seviyelerine geriledi. Yatırımcılar zayıf Avro Bölgesi ülkelerinin bu hafta yapacakları kısa ve uzun vadeli borçlanma ihaleleri öncesi endişeliydi. Portekiz, İspanya ve İtalya'nın bu hafta yapacakları borçlanma ihaleleri, zor durumdaki Avro Bölgesi ülkelerinin makul maliyetlerle borçlanıp borçlanamayacağının bu yılki ilk sınavı olarak görülüyor.
İMKB DÜŞÜŞÜNÜ SÜRDÜRÜYOR
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ise dün yüzde 1.30 oranında değer kaybederek, 67 bin 874 puanla kapandı. İlk seanstaki 878,14 puanlık düşüş dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 895,61 puan geriledi. İMKB'deki bu düşüşün sebebinin de AB kaynaklı riskler olduğu belirtilirken, endeksin yılın ilk çeyrekte iyi bir performans göstereceği öngörülüyor.
YENİ ŞAFAK 11/01/2011
Erdiloğlu, bu yıl satış çıtasını yükseltecek
Erdioğlu Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erdil, 2010'da 300 araç sattıklarını, 2011'deki hedeflerinin, bu rakamı 500'e çıkarmak olduğunu söyledi
Geçtiğimiz yıl 300 araç satan Erdil Otomotiv, bu yıl bu rakamı 500'e çıkarmayı hedefliyor. Erdiloğlu Yönetim Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erdil, 1.5 yıl önce girdileri sektörde emin ve hızlı adımlarla ilerlediklerini söyledi. Erdil, "2010 yılıda 300 araç sattık. 2011 yılındaki hedefimiz, bu rakamı 500'e çıkarmak, yani yüzde 35 civarında artırmak" dedi.
Ticari araç sektörünün önde gelen markalarından biri olan Anadolu Isuzu'nun, PTT kargolarının taşınmasında kullanılacak 24 adet Isuzu N serisi kamyonu İzmir Bayii Erdiloğlu Otomotiv tarafından törenle Postaş Taşımacılık, Ege Ulaşım ve Kaştaş A.Ş'nin yetkililerine teslim edildi.

BÜYÜMEYE DEVAM
Kendilerini ve Isuzu markasını tercih eden firma sahiplerine teşekkür eden Adnan Erdil, "İçinde bulunduğumuz yılda, ülke olarak ticari faaliyetlerle ilgili beklentilerimiz yüksek. Yaşanacak haraketlilik, yatırımları da beraberinde getirecek. Bu durum bize de yansıyacak. Sadace satışta değil, serviste de büyümeye devam edeceğiz" dedi.
Teslim töreninde, Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörü fatih Tamay, Satış Müdürü Efe Yazıcı ve Pazarlama Şefi Mehmet Alptekin, hem İzmir Bayisi Erdiloğlu Otomotiv'i, hem de Isuzu'yu tercih eden firmaları yalnız bırakmadı. Yeni yılın ilk teslimat törenini İzmir'de ve Erdiloğlu Otomotiv ile yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Tamay, rakip markalara, "Birgün herkes Isuzu kullanacak" sloganını hatırlattı.
Araçlarını teslim alan firma sahipleri, kendileri için en uygun markanının Isuzu olduğunu vurgularken, Erdiloğlu Otomotiv'in satış ve servis hizmetine dikkat çekti. Firma sahipleri, yakıt cimriliği, yedek parça bulmadaki rahatlık, bakım süresinin uzunluğu ve dünya markası olması nedeniyle Izusu'yu tercih ettiklerini söyledi.

MÜŞTERİLER MEMNUN
İstanbul, Antalya ve Konya'da dahil olmak üzere tüm Batı Anadolu'da faaliyet gösteren ve araç filolarına 5 İzusu daha ekleyen Ege Ulaşım'ın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Koç, "Biz firma olarak tüm teslimatlarımızı 24 saat içinde teslim etmeyi ilke edindik. Bunu da ancak Isuzu marka araçlarla yapabiliyoruz" dedi. Atık kağıt toplama ve ayırma işi yapan Kastaş AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan İkier ise uzun bir araştırmanın ardından Izusu'da karar kıldıkların söyledi. PTT'nin dağıtım ve birçok belediyenin temizlik ilerini yapan Postaş firmasının sahibi Recep Yalçın ise Isuzu ve Erdiloğlu kalitesinden vazgeçemeyeceklerini söyledi.

12 araca aynı anda bakım yapılabiliyor
İzmir Pınarbaşı'nda kısa bir süre önce açılan Erdiloğlu 4S Plaza, toplam 2 bin metrekarelik alan üzerine kurulu. 390 metrekare showroom ve 1500 metrekare servis alınına sahip plazada, 12 araca aynı anda bakım yapılabiliyor. Anadolu Isuzu'nun İzmir'deki gözdesi Erdiloğlu Otomotiv, geniş ve güçlü kadrosu ile müşterilerine kusursuz satış, servis ve yedek parça hizmeti vermeyi hedefliyor.
YENİ ASIR 11/01/2011
Naksan yabancıların takibinde
Avrupa’da en fazla üretim kapasitesine sahip ilk 3 firma arasında yer alan Naksan Holding’e yabancı yatırımcılardan ortaklık teklifi yağıyor.
Holding bünyesindeki plastik, dokuma, halı ve enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketler yabancı yatırımcılar tarafından yakın takibe alındı. Holding şirketlerinden Naksan Plastik, Royal Halı, Nakpilsa Dokuma ve Adularya Enerji şirketlerine yerli yatırımcıların yanı sıra özellikle Alman ve Belçikalı firmalar ortaklık ve satın alma teklifleri getiriyor. Konuyla ilgili bilgi veren Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu, yabancı ortaklarla işbirliğine açık olduklarını belirtti. Nakıboğlu “Naksan Plastik, Royal Halı, Adularya Enerji ve Nakpilsa Dokuma’ya gelen teklifler var. Nakpilsa’nın rakibi olan iki firmayı Amerikan firması satın aldı. Biz de komple satabiliriz, işbirliği yapabiliriz. Alman bir firma Naksan Plastik’e ortaklık teklif etti. Belçikalı firmalar ve yerli firmalar, Royal Halı’ya ortaklık veya satın alma teklifi ediyor. Adularya’ya yerli ve yabancılar ortaklık teklif ediyor. Görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
STAR 11/01/2011
Elektrikte kayıp kaçak yüzde 10’a inecek, 3.3 milyarı kurtaracak
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, 2011 yılı için 21 elektrik dağıtım şirketinin kayıp-kaçak ortalamasını yüzde 15 olarak tahmin ettiklerini, bu oranın 5 yıl içinde yüzde 10’a düşürülmesinin hedeflendiğini belirterek, “3.3 milyar liralık tasarruf edilecek, bu rakam da tüketicilere olumlu yansıyacak” dedi.
7 milyara yakın yatırım
Onayladıkları tarifelere göre 2011’de elektrik ve doğalgaz piyasalarında toplam 6 milyar 852 milyon lira yatırım yapılacağını açıklayan Köktaş, “Yatırımların 5.8 milyar liralık kısmını özel sektör gerçekleştirecek” dedi. Köktaş, önümüzdeki beş yılda elektrik dağıtım şirketlerinin 9 milyar liraya yakın yatırım harcaması yapacağını da kaydetti.
Köktaş, küresel ekonomik krizin ardından sektörde şu anda 7.9’luk bir büyümenin yakalandığına dikkat çekti. 2011’de yaklaşık 8 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek, toplam yatırım tutarı yaklaşık 3.2 milyar lirayı, kurulu gücü 2 bin MW’ı aşan özel sektör yatırımı devreye alınacağını söyleyen Köktaş, bir yıl içinde yatırımlar bakımından 2011’de ilk defa yenilenebilir enerji kaynaklarının diğer enerji türlerini geçmiş olacağını da vurguladı. 2011’de birleşme ve devralmaların yoğun olacağını düşündüğünü belirten Köktaş, “Elektrikte üretim özelleştirmeleri yakında başlayacak. Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımın girmesinin en önemli enstrümanlarından biri enerji sektörü olacak” dedi. Köktaş, yabancı yatırımcıların sorunlarına yönelik ise şöyle konuştu:
Hukuk sistemi riski
“Uluslararası yatırımcı, Türkiye’deki hukuk sisteminin riskini almak istemiyor. Yürütmeyi durdurma veya başka yollarla hukuk sisteminin içerisinde takıldı, kaldı. İzmir limanı, İstanbul’da İETT arazisi, Tüpraş’tan, Erdemir’e kadar birçok uygulama, yürütmeyi durdurma ile karşılaşmıştır.”
Hasan Köktaş, akaryakıt ve LPG sektöründe 1 Şubat’tan itibaren tüm mal ve promosyonların kalkacağını belirtirken, amacın sektörü kendi ürün maliyetleri dışındaki maliyetlerinden arındırmak olduğunu kaydetti.

HÜRRİYET 11/01/2011
Taciz’ iddiası KESK’te yönetimi yıktı ilk kez bir kadın başkan seçildi
Yöneticilerden birinin sendikada çalışan bir kadını taciz ettiği iddiaları üzerine Genel Başkan Sami Evren’in istifasının ardından gerçekleşen olağanüstü genel kurulda, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) ilk kez bir kadın başkan seçildi. KESK’in yeni başkanı Döndü Taka Çınar, yönetim kuruluna 3 asil, 4 yedek kadın üye seçildiğine de dikkat çekerken, tartışmalardan kurtulup KESK’in kendi rolünü oynaması için çalışacaklarını açıkladı.
KESK’in önceki gün yapılan olağanüstü genel kurulunda, konfederasyonu olağan genel kurula kadar yönetecek merkez yönetim kurulu belirlendi.
14 üyenin 7’si kadın
Yönetim kuruluna Döndü Taka Çınar, İlhami Şahbaz, Canan Çalağan, Kasım Birtek, Yaşar Gül, Hamide Yiğit ve Akman Şimşek seçildi. Bu arada, seçim sonrasında Merkez Yönetim Kurulundan 3 kadının görev alması dikkati çekti. görev dağılımının daha sonra yapılacağı belirtilmekle birlikte, KESK’in yeni genel başkanı halen Büro Emekçileri Sendikası Genel Sekreterlik görevini sürdüren Döndü Taka Çınar olacağı öğrenildi. Böylece, tarihinde ilk kez olağanüstü genel kurul yaşayan KESK’in genel başkanlığını yine ilk kez bir kadın üstlenecek. Yedek üyeliklerin 4’üne de kadınlar seçildi. Önceki yönetimden tekrar görev alan tek isim ise Akman Şimşek oldu. KESK’in yeni başkanı Çınar şöyle konuştu: “İddiaların tartışılmaması, ilgili kurulların işletilmemesi eleştirildi. Taciz ya da komplo iddialarının disiplin suçu sayılması, bu bir bilirkişilik mekanizması oluşturulması yönünde öneriler getirildi. Genel kurulda bir anlamda özeleştiriler yapıldı.”
Kadınlar biraz öne çıktı
Döndü Taka Çınar, yönetim kurulundaki kadın sayısı konusunda da “Kadınlar biraz daha öne çıkmış oldu” dedi. Bu arada TBMM gündeminde bulunan “Torba Tasarı”da kamu çalışanlarının iş güvencesini tehdit eden, esnek çalıştırılmasının önünü açan düzenlemeler bulunduğunu savunan Çınar, “Genel kurulda önümüzdeki dönemin bir mücadele dönemi olduğu vurgulandı” dedi.

HÜRRİYET 11/01/2011
Galatasaray’ın eski-yeni stat şovuna 2 milyon dolar gidecek
Galatasaray, yeni stadı Türk Telekom Arena’ya şovlarla merhaba derken, eski stadı Ali Sami Yen’e de veda edecek. 2 stadyumda gerçekleşecek şovlar toplam 7 saat sürecek. Açılış ve kapanış seremonileri için yapılacak harcama 2 milyon dolara yaklaşacak.
CUMARTESİ günü Galatasaray Türk Telekom Arena’da ilk maçına çıkarken, Ali Sami Yen’e de veda edecek. İki statta maç öncesi yapılacak gösterilere 2 milyon dolar harcanacak. 500’den fazla kişinin çalışacağı açılış töreni 19.30’da başlayacak. Türk Telekom Arena Stadı’nın açılış gecesi için dünyanın en iyi multimedya direktörlerini Türkiye’ye getirdiklerini belirten CEO Organizasyon Genel Koordinatörü Cevat Olçok, “Stadın açılışı için uzun süredir çalışıyoruz. Cumartesi gecesi çok büyük sürprizler olacak. Açılış ve kapanış için 2 milyon dolar civarında bir bütçe hazırlandı” dedi.
4 kamyon malzeme
Türk Telekom Arena’nın sadece bir spor mekanı olmadığını belirten açılış gösterilerini hazırlayan Kanadalı Sanat ve Multimedya Yönetmeni Erick Villeneuve, şu değerlendirmeyi yaptı: “Burası modernliğin de simgesi. Kendimizi ifade etmek için kollektif olarak kullanabileceğimiz bir yer. Buradaki logo gibi yıldızlı bir gökyüzü altında muhteşem bir gece olacağını düşünüyoruz. Gösteriler sporla çok ilgisi olmayacak. Gösteriler için gerekli olan malzeme 4 kamyonla İstanbul’a getirildi ve teknik ekipman stadın her tarafına yerleştirilecek.”
90 dansçı olacak
Yapılacak bazı şovlar hakkında bilgi veren Villeneuve, şöyle konuştu: “Sahanın ortasında televizyon ekranı gibi beyaz bir ekran olacak ve onun üzerinde yaklaşık 90 dansçımız gösteri yapacak. Onların performansıyla birlikte multimedya olarak ekranda da gösteriler izlenecek. Yukarıdan seyrettiklerinde oldukça güzel bir görüntü ortaya çıkacak. Başka sürprizler var ama onları gelen seyirciler o gün izleyecekler.”
Yüzde 10’luk sıkıntı
UEFA kriterlerine uygun stadın bir takım sıkıntılar olsa da açılışının 15 Ocak’ta gerçekleştirileceğini söyleyen Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Ali Haşhaş, “Yüzde 10’luk sıkıntılar olur. Bunları da halledeceğimizi düşünüyorum” dedi.
Stadın isim hakkı süresini 5 yıl daha uzatabiliriz
YALNIZCA İstanbul’daki Arena’ya değil, birçok farklı tesise ve amatör kulüplere sponsorla destek verdiklerini belirten Türk Telekom Pazarla-ma ve İletişim Başkanı Erem Demir-can, “Spor tarihinde bir ilke imza atarak stadın 10 yıl süre ile stadın isim hakkı sponsorluğunu aldık ve bu süreyi 5 yıl daha uzatma imkanına sahibiz” dedi.
Doğulu konser verecek, sahanın üzeri ekran gibi kullanılacak
Türk Telekom Arena üzerine ekran kurularak, gösterilerin tamamı çim üzerine yansıyacak.
2 metre çapındaki davullar şovun önemli bir parçası olarak saha ortasında multimedia efektlerin desteğiyle kullanılacak.
Gösteriler Galatasaray’ın maçlarından görüntülerle bütünleştirilirken, gösterinin sonunda takım topluca sahaya çıkacak.
Toplam 90 dansçının yer alacağı açılış töreninde Kenan Doğulu da konser verecek.
Türk Telekom Arena’ya varan konvoy ve seyirciler aslan tırnaklarını temsil eden aslanlı yoldan stada giriş yapacak.
Pençe darbesi ile sahne perdesi üzerinde tırnak izlerinden dev bir pençe izi oluşurken, aslan kükremesi ile sahanın tam üstündeki LED ekrandan su efekti bir şelale gibi sahaya akacak.

HÜRRİYET 11/01/2011
Komşuya ‘sofra malzemesi’yle başladı ‘Cemile’yi zincir yapıp 20 milyon lirayı buldu
Çanakkale Cemile Levi’nin komşu-tanıdık evlerde ‘sofra’ ürünleri satarak başlayan girişimciliği oğulları İzak ve Sedat’ın gayretleriyle önce büyük toptan ticarete, sonra Cemile adıyla mağaza zincirine dönüştü. İzak Levi, 9 ayda 12 ilde 17 ‘Cemile’mağazası açtı ve 2010’da 20 milyon lira ciro yakaladı.
TÜRK züccaciye sektörünün yeni ‘iş merkezi’ Tophane Boğazkesen’de yeni bir mağaza markası doğdu. Babası zahire tüccarı, annesi ev hanımı olan Çanakkaleli Cemile Levi’nin evlendikten sonra taşındığı İstanbul’da komşu-tanıdık evlerde ‘sofra’ ürünleri satarak başlayan girişimcilik öyküsü, oğulları İzak ve Sadıt’ın çabalarıyla önce büyük toptan ticarete, şimdi de Cemile adıyla mağaza markasına dönüştü. Ani bir karar alarak son 9 ayda 12 ilde 17 ‘Cemile’ açan, 2010’da 20 milyon lira ciro yakalayan İzak Levi, “2011’de ciromuz 35 milyon lirayı bulacak” diyor. Ticareti büyük ölçüde annesinden öğerendiğini söyleyen İzak Levi, bu yıl 20 yeni mağaza daha açacaklarını belirtirken Cemile Levi şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya:
17 yaşımda evlendirdiler
“Çanakkale’de ev hanımı bir anne ve zahire tüccarı bir babanın 4 çocuğundan biri olarak hayata atıldım. Bir ağabeyim iki erkek kardeşim vardı ve ben de bir kız çocuğu gibi değil erkeklere özenerek büyüdüm. Küçük yaşta pantolon giydim, bisiklete ata bindim. Çanakkale’de pek öle diğer kız çocuklarını gibi değildim. Ailem beni okutmadı ama biçki dikiş öğrendim. 17 yaşımda da evlendirildim. Bu yüzden de içimde hep kendi başıma birşeyler yapma hevesi kaldı.”
Eşe yardım için ticaret
Eşi Nesim Levi’nin İstanbul Beyazıt’ta ‘mukavva kutu imalatçısı’ olduğunu söyleyen Cemile Levi, “Ama 3-4 ortaklardı ve işleri de büyümüyordu. O dönemlerde bir Alman gümüşü modası patlamıştı ve eşim de o ürünler için mukavva kutu yapıyordu. Çok dürüst tüccardı ve ben de dürüstlüğün ticarette çok önemli bir sermaye olduğunu ondan öğrendim” diyor. Cemile Levi, şöyle devam ediyor: “Önce ev için mutfak ve sofralar için Beyazıt’tan birkaç şey alıp komşularla buluştukça satmaya başladım. Eşimin işi nedeniyle Alman gümüşleri, çay tabakları, kaşıklar, tepsiler, gondollar süsler v.s. hepsine ulaştım. Ev hanımları da bu ürünlere çok merak sarmıştı. Ben satmaya başlayınca baktımki ürün yetiştiremiyorum. 3 çocuk annesi olmuşum, ehliyetim yok araba kullanamıyorum ama işlerim de sürekli büyüyor. Evimin bir odası ürün dolmuştu. Artık komşular da şikayetçi olmaya başlamıştı. Ne alsam satıyordum, hep de eş dost tanıdık evlere götürüp satıyordum. Bir süre sonra bu işin böyle olmayacağı anlaşıldı ve bir dükkan tuttum.”
İlk dükkan Gayrettepe’de
1985’e kadar elinde çantalarla kapı kapı ev ziyaretleri yaptığını söyleyen Cemile Levi, şöyle konuşuyor: “1983-84 yıllarıydı. Avrupa’dan mutfak ürünleri geliyordu ve benzer ürünlerin imalatları da Beyazıt’ın arkalarındaydı. Sarı döküm saksılıklar, şemsiyelikler bulup götürüyorum. Ev hanımları ne götürsem alıyorlardı. 1985’te Gayrettepe’de ara sokakta dükkan açtım. Şahıs şirketi kurdum ve Cemile de marka olma yoluna çıktı. Oğlum İzak 17-18 yaşlarındaydı yardım etmeye başladı. Yaz aylarında da Büyükada’da mağazamız olmuştu ve 8-9 yıl böyle yürüdük. Sonra İzak askere gitti geldi ve 1992’de Nişantaşı’nda bizim için asıl çıkışı sağlayan Cemile’yi açtık. İzak, 1996’Da da Tophane Boğazkesen’e bir yer açtı ve işin toptanını organize etmeye başladı.”
Napoli’nin renkli camı ve Royal ile büyüdük
CEMİLE Yönetim Kurulu Başkanı İzak Levi, annesiyle çalıştığı yıllarda büyük deneyim kazandığını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Nişantaşı mağazamız bizi çok tanıttı ve İstanbul dışından da çok sayıda müşterimiz oldu. Ben de aracılardan almak yerine ‘artık ürünleri kendimiz getirmeliyiz’ diye 20 yaşımda ilk ithalatı yaptım. İyk başta gümüş kaplama, renkli cam ürünler getirdik, kapış kapış gitti. Bu ürünleri Napoli’de yaptırıyorduk. Royal Bone China porselen markamız var ki onu da her dönem çok sattık.”
2011 sonunda 35 ‘Cemile’ olacak
İZAK Levi, “Franchising yöntemiyle büyüyoruz. 1000’den fazla toptan bayimiz var ama mağazalaşmak çok önemli. Son küresel krizle mağazalaşma kararı aldık. 1.5 yıl önce mağazalaşma kararı aldık, altyapı çalışmalarımızı tamamladık ve ilk franchising mağaza 9 ay önce açıldı. Özellikle de kadınlar bu alanda girişimci olmak istiyordu ve 9 ayda 17 Cemile açıldı. 2011’de ayda 1.5 mağaza açacağız ve 20 ilde 35 ‘Cemile’miz olacak. 2 yılda 60 mağaza olacağız. Şu anda Cemile kadrosunda 59 kişi mağazalarda da 60 kişi çalışıyor. 2010’da 20 milyon liraya yakın ciromuz oldu. 2011’de 35 milyon lira hedefliyoruz. Üç satış kanalımız olacak; kornerlar, Cemile mağazaları ve toptan, e-ticaret. Şirkette annem onursal başkanımız. Kardeşim Sedat Genel Müdür Yardımcısı. Ben de başkanım.”
Senegal, Kayserilileri yatırıma davet ediyor
SENEGAL Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Issakha Mbacke, Kayseri Genç Sanayici ve İşadamları Derneği (GESİAD) üyesi işadamlarını Senegal’e yatırıma davet etti. Senegal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Issakha Mbacke ve Büyükelçilik Ticaret Müsteşarı Moustapha Sokhna Dıop, GESİAD üyesi işadamlarıyla biraraya geldi. Büyükelçi Mbacke, iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha iyi seviyelere gelmesi için gayret gösterdiğini kaydetti. Kayseri’nin ticarette ve birçok farklı sektörde gelişen bir ekonomiye sahip olmasından etkilendiğini kaydeden Büyükelçi Mbacke, Senegal şehirleri ile Kayseri arasında işbirliğini geliştirmek için ticari zirvelerin devam etmesini istediklerini sözlerine ekledi. GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Kınaş da, “Senegal, Afrika’daki konumu nedeniyle Kayserili işadamlarının yatırımları açısından önemli pazar özelliği taşımakta” dedi.
Türk kalıpçılar destek görürse 2015’te 1 milyar dolar ihracat yapacak
İMALAT sanayinin altyapısını oluşturan ve Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde stratejik öneme sahip sektör olan kalıpçılık, dünyada 65 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip. Türk kalıpçılık sektörü ise kalıp pazarından yeterli pay alamıyor. Dünyada üretilen kalıpların yüzde 70’i otomotiv sektöründe kullanılıyor, Türk otomotiv sektörü ise kalıp ihtiyacının yüzde 80’ini yurt dışından temin ediyor. Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği (UKUB) Başkanı Şamil Özoğul, “Kalıpçılığın gelişmesi için devletten ‘pozitif ayrımcılık’ bekliyoruz. Adımlar atılabilirse 2015’e kadar yılda 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabiliriz. Son 10 yılda Türk otomotiv sektörünün ithal ettiği kalıplardan yaşanan döviz kaybı 1.2 milyar dolar civarında” dedi.

HÜRRİYET 11/01/2011
İthal etle rekabet zor’ dedi, kırmızı etten çıktı
Banvit, yerli et üretiminin ithal et ile rekabet etme imkânının olmadığını, bu nedenle kırmızı et üretimini durdurduğunu açıkladı
Banvit Bandırma Vitaminli Yem Sanayi, mevcut kırmızı et ithalat rejimi yürürlükte iken yerli üretilen etin ithal et ile rekabet etmesinin imkânı olmamasından dolayı, kırmızı et üretimini durdurma kararı aldığını açıkladı.
Banvit’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği açıklamada, şirketin yaklaşık 21 bin baş besi hayvanı ile Türkiye’nin “önde gelen” kırmızı et üreticisi olduğu belirtildi.
Türkiye’de yeterince besi hayvanı olmaması, üretimdeki yüksek maliyet ve diğer sebeplerden dolayı kırmızı et fiyatlarının yükseldiği ve ithalatın serbest bırakıldığı anımsatılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Mevcut kırmızı et ithalat rejimi yürürlükte iken yerli üretilen etin ithal etle rekabet etmesinin imkânı olmadığından kırmızı et üretimimizi durdurma kararı almış bulunuyoruz. İleride kırmızı et ithalatı yerli üreticinin de üretim yapmasına elverdiği takdirde tekrar üretime başlayabiliriz.”
Etin maliyeti 16 lira
Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, bugün itibariyle yeni besi hayvanı alımını durdurduklarını, ellerindeki 20 bin civarındaki hayvanın peyderpey kesime gönderileceğini, bunun da 8-10 ay süreceğini söyledi. Görener, kırmızı ette bugün uygulanmakta olan ithalat rejimi devam ettiği sürece yeniden üretime başlamayı düşünmediklerini belirtti.
AB’den ithal edilen etin maliyetinin en fazla 10 lira olduğunu öne süren Görener, “Bizim maliyetimiz 15-16 lira iken yerli üreticinin zarar edip satış yapmasını kimse bekleyemez. Bu ithalat düzeni, sadece ithalatçıyı kayırıyor. Üreten insan spekülasyon yapamaz. Sadece alıp satan spekülasyon yapar. Yerli üreticinin korunmasını da istemiyoruz, ama ithalat rejiminin yerli üreticiye adil olması gerekir. Ama adil değil, bu ithalatçıyı kayıran bir düzen” dedi.
‘İthalatçı olmak durumundayız’
Görener, kendilerinin de kırmızı eti işleyip sattığını hatırlatarak, “Bizim de kırmızı ete ihtiyacımız var, müşterilerimiz var. Elimizdeki mal bitince büyük ihtimalle ithalatçı olmak durumundayız. Arkadaşlar çalışıyorlar üzerinde, peyderpey getirmeye başlayacağız” açıklamasında bulundu.
Geçtiğimiz kasım ayında ithal et nedeniyle yaşanan sıkıntılara dikkat çekmek isteyen Banvit, “Ülkemizde besiciliğin bitmemesi için bir uyarımız var” diyerek gazetelere ilan vermişti.
Kırmızı et için 2005 yılında yatırıma başlayan ve toplam 45 milyon liralık yatırım yapan Banvit, 2009 yılında ‘Banvit Kırmızı’ markasıyla kırmızı et satışına başlamıştı.
Bu arada, geçen yıl eylül ayında Banvit’in büyükbaş hayvan çiftliğinde bulunan 800 hayvanda şap hastalığına rastlandığı, yapılan tedaviler sonrasında 200 büyükbaş hayvanın şaptan kurtulduğu belirtilmişti.
İthalata ‘referans fiyat’ önerisi
Türkiye’de etin maliyetinin 15-16 lira olduğunu, bunun yem ve buzağı maliyetlerinden kaynaklandığını anlatan Görener, ithalata karşı olmadığını, ancak adil olması için “referans fiyatı” uygulanması gerektiğini vurguladı. Görener şöyle devam etti:
“Dünyada iç üreticinin üretim maliyetleri ile orantılı referans fiyatı sistemi var. Bunu AB yapıyor, ayrıca bazı ürünlerde TMO da uyguluyor ve bazı ürünlerin iç piyasa fiyatlarından daha aşağıda yurtiçine girişine izin verilmiyor. Türkiye’de maliyet ne ise o fiyata kadar mal gümrüklenebilmeli. Türkiye’de buzağı, yani besi materyali çok pahalı. Türkiye’de buzağı fiyatı, bugünlerde 1.200 lira. Ama AB’de bunun fiyatı 150-200 euro, yani 400 lira. Birliklerin, özel sektörün ve bakanlığın bir araya gelip, buzağı fiyatının ne olması gerektiği konusunda mutabakat sağlaması gerekir. Her kesimi memnun edecek, 700-800 liralık bir fiyat belirlenmeli.”

MİLLİYET 11/01/2011
İhracat tekleyince sanayi üretimi düştü
Sanayi üretimi, Kasım 2010’da Kasım 2009’a göre yüzde 9.1 arttı, Ekim 2010’a göre ise yüzde 9.7 azaldı. Devlet Bakanı Çağlayan, “İhracat da kasımda geriledi. İhracat sanayi ilişkimiz ispatlandı” dedi
Sanayi üretimi, Kasım 2010’da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.1 artarken, Ekim 2010’a göre ise yüzde 9.7 azaldı. Sanayi üretim endeksi kasımda 116.5 düzeyinde gerçekleşti. Sanayi üretiminin alt sektörlerinde, Kasım 2009’un aynı ayına göre madencilik sektörü endeksi yüzde 8.2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 9.7, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü endeksi yüzde 4.7 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım 2010 Sanayi Üretimi Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, kasımda sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.1 artttı, ancak bir önceki aya göre de yüzde 9.7 gerileme gösterdi. Böylece ağustosta ilk kez kriz öncesi seviyenin üzerine çıkan, ekimde ise 2005’den bu yana en yüksek seviyeyi gören endeks, kasımda bir önceki aya göre gerilemiş oldu.
Takvim etkisinden arındırılmış endeks, Kasım 2010’da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8.4 arttı, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1.3 azaldı.
Aralık için beklenti yüksek
Devlet Bakan Zafer Çağlayan, TÜİK’in sanayi üretimi ve ihracat endekslerinin, ihracatla sanayi üretimi arasında yüzde 73 oranında doğru orantılı bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, “Ekimde 10.9 milyar dolar olan ihracat, kasımda yüzde 13.9 gerileyerek 9.4 milyar dolara indi. Sanayi üretimi de yüzde 9.7 geriledi. Aralık ihracatımız kasıma göre yüzde 21.3 artarak 11.6 milyar dolara ulaştı. Bu da aralıkta sanayi üretiminin artacağını ortaya koyuyor. İhracat siparişleri arttınca üretimimiz artıyor. Bu da, üretimin motorunun ihracat olduğu gerçeğini ortaya koyuyor” dedi.
Ana Sanayi Grupları Sınıflaması’na göre, kasımda geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 20.6 ile sermaye malı imalatında olurken, bunu yüzde 13.9 ile ara malı imalatı, yüzde 12.8 ile dayanıklı tüketim malı imalatı, yüzde 6.2 ile enerji izledi.
Kurban ‘tatili’ olumsuz etkiledi
Sanayi Bakanı Nihat Ergün, kasıma Kurban Bayramı’nın uzun bir tatil olarak devreye girdiğini anımsatarak, burada takvim etkisinin dikkate alınması gerektiğini kaydetti. Bazen ağır kış ve yaz şartlarının üretimi etkileyebildiğini belirten Ergün, “Bunlar dikkate alınmazsa verilerin analizi ve sonuç alınması son derece zor oluyor. Onun için mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler çok önemli. O verilerde bir sıçrama varsa Türkiye ekonomisindeki ilerleme sağlam bir zeminde olmaktadır” dedi.

MİLLİYET 11/01/2011
Detroit nihayet havasını buldu!
Küresel kriz nedeniyle büyük çöküş yaşayan ve kan kaybeden Amerikan otomotivi, Detroit Otomobil Fuarı’nda toparlanmanın ve artan satışların getirdiği iyimserliğin etkisiyle adeta başram yapıyor.
Aynı zamanda 2011 yılının ilk otomobil fuarı olan Detroit, son iki yılın sönüklüğünü üzerinden atarken, eğlenceli tanıtımları ve yeni model yağmuruyla deyim yerindeyse “tam havasını bulmuş” durumda.
15 Ocak’ta halka kapılarını açacak fuarda sergilenen ve tanıtılan yeni modellerin çokluğu, geçen yıl yaklaşık 12 milyon aracın satıldığı ve 2011 için 13-15 milyon adet arasında tahminlerin yapıldığı ABD’de işlerin yavaş yavaş yolunad girmeye başladığının bir göstergesi. Nitekim geçen yıl sadece 18 yeni modelin tanıtıldığı fuarda, bu yıl sayı 40’ı geçiyor. Kriz nedeniyle üç yıldır fuara katılmayan Porsche, bu yıl ilk kez dünyaya tanıtacağı 918 RSR ile geri dönerken, Nissan, Infiniti, Mitsubishi, Rolls Royce ve Suzuki gibi üreticiler bu yıl da Detroit Fuarı’nda yer almadılar.
Amerikanların dönüşü
İflasın üzerinden sadece 18 ay geçmesine rağmen Detroit’in iki önemli üreticisi General Motors ve Fiat destekli Chrysler, yeni modelleriyle fuarı renklendirdi. Krizden kendi başına çıkan ve Transit Connect dahil Avrupalı modellerini ABD’de satmaya başlayan Ford ise tam bir model atağında.
GM, yeni Chevrolet Sonic (Aveo) HB ve Sedan ve Buick Verano gibi yeniliklerini ilk kez sergilerken, elektrikli Volt ile fuarda “Kuzey Amerika’da Yılın Otomobili” ödülünü aldı. Chrysler yeni 300C’sini ve yenilenen Jeep modellerini sergilerken, diğer yanda ortağı Fiat da 500 modelinin versiyonlarını Amerikalılara tanıttı. Ford ise, aralarında Gölcüklü Transit Connect’in de bulunduğu bir dizi elektrikli modelle adeta gövde gösterisi yaparken, Avrupalı yeni C-Max’i ve Kuga’dan geliştirildiği belli olan Vertek konseptini sergiliyor.
ABD’de gelişen otomobil satışları, özellikle Alman firmalarını da harekete geçirmiş durumda. Tüm Alman markaları eksiksiz fuarda yer alırken, Volkswagen, tamamen Amerikan pazarı için geliştirdiği yeni bir sedan otomobili Amerikalıların beğenisine sundu. Passat adını taşıyan ve mevcut Passat’tan farklı olan bu model, markanın ABD’de yerini kuvvetlendirmek için attığı bir adım. Audi ise, yenilediği A6’yı burada gösteriyor.
Hyundai yeni Veloster Coupe’sini ve Curb adlı konseptini ilk kez Detroit’e getirirken, Honda 9. nesil Civic’i, Mercedes makyajladığı C-Serisi’ni, Toyota ise Prius’un MPV yani minivan versiyonunu tanıtacak.

MİLLİYET 11/01/2011
Tansaş Yuvaya Dönüyor
İzmir’de kurulan ardından açtığı mağazalarla yurtiçinde yayılan market zinciri Tansaş strateji yeniledi. Migros bünyesindeki markanın faaliyetleri bundan böyle Ege ve Akdeniz bölgesine odaklanacak
Ege’den çıkan market zinciri Tansaş markası yurtiçinde yayılma stratejisinden vazgeçerek yeniden Ege’ye dönüyor. Marka, Ege ve Akdeniz bölgesi dışındaki operasyonlarından çekiliyor. Migros grubunun içinde yer alan Tansaş’ların yerini Migros markasının alması bekleniyor.
1973 yılında tüketicilere ucuz et ve kömür sağlamak hedefiyle İzmir’de “Tansa” adıyla kurulan Tansaş, 2005 yılında Migros bünyesine katılmıştı. Ege’de doğan, bölgesel bir marka olarak başladığı yolculuğunda yurtiçine yayılarak ulusal bir marka haline gelen Tansaş, yaklaşık 300 mağazayla faaliyet gösteriyor.
Edinilen bilgilere göre perakende devi Tansaş’ın bundan sonra sadece Ege ve Akdeniz bölgelerinde hizmet vereceği belirtiliyor. Daha önce yapılan açıklamalarda markanın ulusal bir marka olarak açılacak yeni mağazalarla ülke sathına yayılacağı ifade ediliyordu. Ancak edinilen bilgiye göre arkayla ilgili yaygınlaşma stratejisinin değiştiği ve Ege ve Akdeniz bölgelerinde odaklanıldığı söyleniyor.
‘İzmir bulunmaz laboratuvar’
Tansaş, Ege ve Akdeniz bölgeleri dışında Ankara, Çorum, Ordu, Karabük, Bartın, Zonguldak, Düzce, Sakarya, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli ve Eskişehir illerinde hizmet veriyor. Sözkonusu bölgeler dışında kalan Tansaş Mağazaları’nın bundan sonra Migros markasıyla faaliyet göstereceği ifade ediliyor.
Migros Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Özgür Tort’un hafta sonu İzmir’de yaptığı açıklamalar da Tansaş ile ilgili bu strateji değişikliğinin bir sinyali gibi değerlendiriliyor. Özgür Tort yaptığı açıklamada “2011 yılında da rotamızda yenilikçilik olacak” derken, perakende sektörü için İzmir’in bulunmaz bir laboratuvar görevi üstlendiğini söylemişti.
Tort, “Biz biliyoruz ki, bir yenilik İzmir’de tutarsa, tüm Türkiye’de de kısa zamanda tutar. İzmir perakendede değişim ve yenilik için sembol bir şehir” diye konuşmuştu.
* 1973’te kuruldu
* İlk adı ‘Tansa’ydı
* 2005’te Migros aldı
Tansaş’ın kuruluşu 1973 yılına dayanıyor. İzmir’de Tansa adıyla kurulan şirket 1976 yılına gelindiğinde, “Tanzim Satışlar Müdürlüğü” çatısı altında Konak’ta ilk mağazasını açtı. Ardından 1986 yılında mağaza sayısı 12’ye ulaştı. Bu gelişmeyle birlikte ortaya çıkan şirketleşme düşüncesi doğrultusunda 15 Aralık 1986 tarihinde Tansaş İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Ticaret A.Ş. kuruldu. 1996 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tansaş hisselerinin yüzde 32.98’i halka açıldı.
Sonrasında 1999 yılında hisselerinin büyük bölümü Doğuş Grubu’na geçti. Tansaş, hizmet kalitesini yükseltmek ve verimliliği daha üst seviyelere çıkarmak amacıyla 2002 yılı içinde Macrocenter’ı kendi bünyesine katma kararı aldı. Şirket 10 Kasım 2005’te Migros Ticaret A.Ş. bünyesine katıldı. 2008 yılı sonunda Tansaş mağaza sayısı 270’e çıktı.

MİLLİYET 11/01/2011
Çin dış ticaret hacminde 3 trilyon dolara dayandı
Çin’in dış ticaret hacmi geçen yıl 2.97 trilyon doları buldu.
Gümrükler Genel İdaresi tarafından açıklanan verilere göre, Çin’in dış ticareti 2010’da bir önceki yıla göre yüzde 34,7 genişlerken, ticaret fazlası yüzde 6,4 azaldı. Çin, 2010’da 183,1 milyar dolar ticaret fazlası gerçekleştirdi.
Çin’in ihracatı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 31.3 artarak 1.58 trilyon dolara, ithalatı da yüzde 38.7 artarak 1.39 trilyon dolara çıktı.
Çin’in aralık ayındaki ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,9 artarken, ticaret fazlası 13,1 milyar doları buldu. Bu dönemde ihracat yüzde 25,6 arttı, ancak bu oran kasım ayındaki yüzde 37,7’lik artışın gerisinde kaldı.

MİLLİYET 11/01/2011
Aksigorta’ya 253.9 milyon lira vergi cezası verildi
Aksigorta, Maliye’nin kendisine kurumlar vergisi, geçici vergi, gelir stopaj vergisi ve kurum stopaj vergisine ilişkin toplam 253.9 milyon lira vergi ve cezası tarh ettiğini; ancak uzlaşma dahil her türlü yasal hakkı kullanacağı için bu aşamada herhangi bir ödeme yapılmasının söz konusu olmadığını açıkladı.
Şirket tarafından KAP’a yapılan açıklamaya göre, kurumlar vergisine ilişkin 12.7 milyon lira vergi, 19 milyon lira ceza, geçici vergiye ilişkin 62.9 milyon lira vergi, 94.4 milyon lira ceza, gelir stopaj vergisine ilişkin 4.8 milyon lira vergi, 7.1 milyon lira ceza, kurum stopaj vergisine ilişkin 21.2 milyon lira vergi, 31.8 milyon lira ceza tarh edildi.
Açıklamada, “Raporlarda yer alan iddialara karşı uzlaşma dahil her türlü yasal hakkımız kullanılacaktır. Bu aşamada herhangi bir ödeme yapılması söz konusu değildir” denildi.
Reuters verisine göre, Aksigorta’nın piyasa değeri yaklaşık 430 milyon dolar ve yüzde 38 hissesi borsada işlem görüyor. Erste Securities analisti Sadrettin Bağcı, şirkete verilen cezanın Aksigorta’daki geçen yıl gerçekleştirilen kısmi bölünme ile ilgili olduğunu belirterek, “Bu haber satış sürecini uzatır” dedi. Bağcı, cezayla ilgili uzlaşmaya gidilebileceğini ve rakamın aşağı çekilebileceğini de ifade etti. Aksigorta’da olası ortaklık için 26 Ekim’de Sabancı Holding ile Citigrup Global Markets ve Ak Yatırım arasında finansal danışmanlık anlaşması yapılmıştı.

MİLLİYET 11/01/2011
Tüpraş’ın yatırım teşviği onaylandı
Tüpraş’ın İzmit Rafinerisi’ndeki fuel-oil dönüşüm projesi için Yatırım Teşviği Belgesi Hazine tarafından onaylandı.
Tüpraş, 2.33 milyar liralık yatırımda teşviğin KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, büyük ölçekli yatırımlar için uygulanan kurumlar vergisi indirimini kapsadığını bildirdi.

MİLLİYET 11/01/2011
Duke Energy, Progress'i 13.7 milyar dolara alıyor
ABD'nin önde gelen enerji şirketlerinden Duke Energy Corp, bir diğer Amerikan enerji şirketi olan Progress Energy Inc'yi 13.7 milyar dolar bedelle satın almak üzere anlaştığını açıkladı. Satın alma hisse başına 46.48 dolardan 13.7 milyar dolar bedelle gerçekleşecek. Fiyat, Progress Energy hisselerinin 3 aylık ortalamasının yüzde 4 üzerinde bulunuyor. Satın almanın 2011 yılı sonunda tamamlanması bekleniyor. Tamamı hisse satın alımı olarak yapılacak ödemeyle 37 milyar dolar piyasa değeri olan ABD'nin en büyük enerji şirketi kurulacak. Duke Energy'nin ABD dışında Kanada ve Latin Amerika'da da varlıkları bulunuyor.

SABAH 11/01/2011
'Yeni gaz kontratları ile ilgileniyoruz'
AVUSTURYALI OMV'nin yüzde 40 ortak olduğu Enerco'nun CEO'su Fatih Baltacı, 2011'de özel sektöre devredilmesi gündemde olan doğalgaz kontratları ile yakından ilgilendiklerini söyledi. Baltacı, şöyle konuştu: "Bu tür kontratlar uzun vadeli kontratlar ve iki tarafın da kimyasının uyuşması lazım. Kimyamız uyuşuyor. Bunun için şansımızın diğerlerine göre yüksek olduğunu düşünüyoruz. 6 milyar metreküp ve diğer gaz alternatifleri ile ilgili olarak ciddi biçimde çalışıyoruz. Manalı bir büyüklükte gaz hakkı konusunda ciddi irtibatlarımız var. Gazprom'la yakın çalışıyoruz."

SABAH 11/01/2011
Hazine tahvil ihalesinde 6.8 milyar lira borçlandı
Hazine, dün düzenlediği devlet tahvili ihalesinde 6 milyar 876.7 milyon lira borçlandı. 22 ay vadeli TL cinsi, iskontolu devlet tahvilinin ilk ihracını gerçekleştiren Hazine'nin ihalesine nominal 6 milyar 342 milyon lira tutarında teklif geldi. Nominal satışın 3 milyar 176.9 milyon lira olarak gerçekleştiği ihalede, net satış ise 2 milyar 808,7 milyon lira oldu. Basit faizin yüzde 7.17, bileşik faizin ise yüzde 6.98 olarak belirlendiği ihalede, kamu kuruluşlarına da net 1 milyar 700 milyon liralık satış yapıldı. İhaleye piyasa yapıcılarından 23 milyar 680 milyon liralık net teklif geldi.

SABAH 11/01/2011
THY, 11 yeni noktaya uçuş başlatıyor
TÜRK Hava Yolları (THY), 2011'de, 11 uluslararası hatta sefer düzenleyecek. THY'den yapılan açıklamada, ilk uçuş tarihleri belirlenen Guangzhou'ya (Çin) 30 Ocak'tan itibaren haftada 3, Los Angeles'a (ABD) 3 Mart'tan itibaren haftada 4, Şiraz'a (İran) 14 Mart'tan itibaren haftada 4 frekans uçuş gerçekleştirecek. THY ayrıca, Malaga, Selanik, Valencia, Toulouse, Manila, Napoli, Torino ve Cenova hatlarına 2011'de sefer başlatmayı planlıyor.

SABAH 11/01/2011
Ergün'den makine sektörüne kredi müjdesi
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Halk Bankası'nın muhtemelen yarın, makine sektörüyle ilgili bir kredi mekanizması açıklayacağını ve bu kredinin 10 yıl vadeli ve düşük faizli olacağını bildirdi.
Ergün, Bloomberg TV'de katıldığı bir programda ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bir soru üzerine KOSGEB aracılığıyla KOBİ'lere kredi faiz destekleri verdiklerini anımsatan Ergün, böylece KOBİ'lerin finansmana daha kolay eriştiğini söyledi.
Ancak yeni finansman kaynakları da oluşturmaları gerektiğine dikkat çeken Ergün, bunun için Gelişen İşletmeler Piyasası adıyla İMKB'nin çatısı altında bir KOBİ Borsası kurulması konusundaki çalışmanın halen Sermaye Piyasası Kuruluyla (SPK) birlikte yürütüldüğünü kaydetti.
Bu ay içerisinde bu konuda bir çerçevenin ortaya çıkmış olacağını belirten Ergün, ''KOSGEB'le beraber çalışıyorlar ve mümkün olduğu kadar KOBİ'lerin borsaya girişi onlara, herhangi bir mali yük getirmeyecek.
Bir takım destekleri KOSGEB verecek. Bir kısımını da borsa kendisi, 100 liraya kadar olan maliyeti 10 liraya kadar düşürecek. O, 10 liraya da destek verecek'' dedi.
KOBİ Borsası ile ilgili çalışmada son noktaya gelmek üzere olduklarını ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
''İnşallah bu ay içerisinde onunla ilgili çalışmalarda önemli bir mesafe almış olacağız ve 2011 yılında KOBİ borsasını da devreye sokmak istiyoruz.
Ve KOBİ'lerin bu finansman alanından da istifade etmelerini istiyoruz. Bu sadece finasman meselesini sağlamayacak. Aslında nitelikli KOBİ'lerin sayısını da gün geçtikçe arttıracak.
Çünkü oraya gelen KOBİ'ler daha özenli iş yapma alışkanlığını edinmiş olacaklar. Kendi işlerini daha dikkatli bir şekilde sürdürecekler ve bu KOBİ'lerin gün geçtikçe niteliğini arttıracak.
KOBİ borsası finansmanda önemli bir konu. Kredi Garanti Fonu finansmanı kolaylaştırıcı bir unsur. Teminat sorunu çeken KOBİ'ler için belirli bir oranda teminat sağlayan bir mekanizma.
Orası da şimdi daha iyi işlemeye başladı. Başta bazı aksaklıklar oldu. Ama şimdi daha iyi işleyen bir mekanizma olduğunu ve gün geçtikçe oradan yararlanan KOBİ sayısında da bir artış olduğunu söyleyebilirim.''
HALKBANK'TAN MAKİNE SEKTÖRÜNE YENİ KREDİ
Bakan Ergün, bir başka soru üzerine de Halk Bankası'nın muhtemelen yarın makine sektörüne ilişkin yeni bir kredi mekanizması açıklayacağını bildirdi.
Söz konusu kredinin 10 yıl vadeli ve düşük faizli olacağını belirten Ergün, ''Yani; (içeride makina ihtiyacı için pahalı bir kredi mekanizması var.
Yurt dışından bu bana daha ucuza ve uzun vadeli olarak geliyor. Adam bana makinasının yanında kredisini de getiriyor) diyen biri varsa biz ona Türkiye'de bu fırsatı, bu imkanı da sunmuş olacağız. Yurt dışındaki müşteriye de, yurt içindeki müşteriye de sunmuş olacağız.'' dedi.
Ergün, eğer kredilerin niteliğini bu tür yöntemlerle ithalat yapılan alanlara odaklarlarsa cari açık konusunda önemli bir mesafe alacaklarını düşündüğünü anlattı.
Ergün, enerji yatırımlarıyla, ara malı üretimine doğru daha ucuz ve uzun vadeli kredilerin yönlendirilmesi halinde bunun da cari açığın azaltılmasına önemli rol oynayacağını kaydetti.
SANAYİ ÜRETİM RAKAMLARI
Bugün açıklanan sanayi üretim rakamlarıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Ergün, sanayi üretimi, kapasite kullanım oranları, ihracat rakamları, elektrik tüketimi ve tüketici güven endeksindeki artışın ekonomideki önemli göstergelerden olduğunu kaydetti.
Bu göstergelerin birlikte değerlendirildirilmesi gerektiğini belirten Ergün, Kasım ayında sanayi üretiminin ne olabileceğine ilişkin aşağı yukarı herkesin bir tahminde bulunduğunu ve bu tahminin de yüzde 7,2 olduğunu kaydetti.
Ancak ekonominin performansıyla, sanayinin ekonomik performansının, sanayi üretiminin bu tahminlerin de üzerinde olduğunu vurgulayan Ergün, bunun sonucunda Kasım ayı sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 artış göstermesinin önemine işaret etti.
Sanayi üretiminin Aralık ayında da devam edeceğini gördüklerini belirten Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
''Aralık ayı tablosu da bundan daha farklı bir tablo değil. Hatta belki bundan daha iyi bir tablo olacak. Aralık ayı verilerinin bundan daha iyi gelme ihtimali var. Bütün bunlar bize yılın son çeyreğinde Aralık ayı verileri de toplandığında yılın son çeyreğiyle ilgili büyüme tahminini daha net bir şekilde yapabiliriz.
Belki 31 Martı beklemeden, Ocak sonu, Şubat başı gibi daha sağlıklı tahminler yapma ihtimali olacaktır. Ama şimdiden zaten 2010 yılının toplam büyümesini yüzde 6,8'e revize ettik. Ama herkes şunu görüyor ki bunun üzerinde bir büyüme olacak.
Yüzde 7'yi aşacak büyüme. Hatta yüzde 7,5'i aşıp yüzde 8'e yaklaşan bir büyüme tahmini rakamı var. Ben de şahsen bu tabloya yakın bir noktada büyüme rakamını gerçekleştireceğimizi, elimizdeki bu verilere dayanarak söyleyebilirim.''
Sanayi rakamlarının mevsim ve takvim etkisinden arındırılarak değerlendirilmesine ilişkin bir soruya verdiği yanıtta da Ergün, bazı rakamların mevsim ve takvim etkisinden arındırılmadan kullanıma verilmesi halinde ortaya eksi ve artı yönde bazı yanıltıcı tabloların çıkabildiğine vurgu yaptı.
Söz gelimi Kasım ayında Kurban Bayramı'nın uzun bir tatil olarak devreye girdiğini anımsatan Ergün, burada takvim etkisinin dikkate alınması gerektiğini kaydetti.
Bazen çok ağır kış ve yaz şartlarının üretimi etkileyebildiğini ifade eden Ergün, ''Bunlar dikkate alınmazsa verilerin analiz edilmesi ve onlardan politika üretilmesi, sonuç alınması son derce zor oluyor. Onun için mevsim ve takvim etkisinden arandırılmış veriler çok önemli veriler.
O verilerde de bir sıçrama meydana geliyorsa demek ki Türkiye ekonomisindeki ilerleme sağlam bir zeminde olmaktadır. Bu sağlam zeminde gelecek adına hepimize umut vermektedir'' diye konuştu.
İç ve dış bütün ekonomik aktörlere bu mesajları doğru bir şekilde iletmenin önemli olduğun ve onların da bu mesajları yakından takip ettiklerini belirten Ergün, ''Keşke biraz da Türkiye'nin politikacıları daha yakından takip etseler'' dedi.
Zaman zaman muhalefet etme anlayışının ekonomideki verilere dayanmadığını söyleyen Ergün, nerede olumsuz birkaç veri varsa o olumsuzluklarla olumlu şeylerin üstünün örtülmeye çalışıldığını kaydetti. Bu tarz eleştirilerin hiç kimseye katkısının bulunmadığını belirten Ergün şunları kaydetti:
''Bizim ekonomik aktörlerimizin morale ve motivasyona ihtiyacı var. Bu gerçekçilikten uzak bir moral ve motivasyon olmamalı. Gerçekten dünyadaki ve Türkiye'de ki risklerin neler olduğunu görerek bu moral ve motivasyonu sağlamalıyız.
Birbirimizin gereksiz yere moralini bozmamızın bunun kimseye bir faydası olmuyor. Bunu ekonomik krizin başından beri söylüyoruz. Krizin içerisinde moral bozucu konuşmalar yapmak kadar yapılabilecek kötülük yoktur.
Hep arkadaşları uyardık bunu yapmayın, etmeyin. Bugün hepimizin morale, birbirimize destek vermeye ihtiyacı var. Krizden çıkalım, işimiz gücümüz düzelsin. Ondan sonra bakarız.''
AKŞAM 11/01/2011
Yatırım Finansman yurt dışına götürüyor
Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş., alım-satım platformunu yurt dışına da taşıyor. Şirket bundan böyle müşterilerine dünya borsalarında da anlık işlem yapma imkânı sağlayacak.

Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş., alım-satım platformunu yurt dışına da taşıyor. Şirket bundan böyle müşterilerine dünya borsalarında da anlık işlem yapma imkânı sağlayacak. Kurulan sistemle, dünya türev borsalarına doğrudan üye olan yurt dışı işlemler çözüm ortağı sayesinde Yatırım Finansman, birden fazla borsada aynı anda alım-satım işlemi yaptıracak.

TÜRKİYE 11/01/2011
Cardin’in Bakü şubesi açıldı
Türkiye’nin mobilya firmalarından Cardin’in Bakü şubesi açıldı. Cardin Mobilya yetkilileri, Türkiye’de üretime 2006 yılında başladıklarını, o tarihten bu yana Türkiye’nin her noktasına ulaştıklarını, talep sebebiyle yurt dışında da mağazalaşmaya devam ettiklerini bildirdi.

Türkiye’nin mobilya firmalarından Cardin’in Bakü şubesi açıldı. Cardin Mobilya yetkilileri, Türkiye’de üretime 2006 yılında başladıklarını, o tarihten bu yana Türkiye’nin her noktasına ulaştıklarını, talep sebebiyle yurt dışında da mağazalaşmaya devam ettiklerini bildirdi. Markalarının Bakü’de İstanbul Mebel tarafından temsil edileceğini belirten Cardin Mobilya yetkilileri, koltuk takımları, salon takımları, genç ve yatak odalarının yanı sıra panel mobilya, yatak, baza gibi ürünlerin yaygın bir dağıtım ağı ile tüketiciye ulaştırıldığını bildirdi.

TÜRKİYE 11/01/2011
Rönesans’tan Türkmenistan’a iki fabrika
Türk şirketlerinin müteahhitlik sektöründe söz sahibi olduğu Türkmenistan’da Rönesans Holding, Mari vilayetinde amonyak ve gübre üretim fabrikası ihalelerini kazandı.
Türk şirketlerinin müteahhitlik sektöründe söz sahibi olduğu Türkmenistan’da Rönesans Holding, Mari vilayetinde amonyak ve gübre üretim fabrikası ihalelerini kazandı. Gerçekleştirilen anlaşmayla şirket, yıllık kapasitesi 600 bin ton gübre ve 400 bin ton amonyak üretim fabrikalarını inşa edecek.

TÜRKİYE 11/01/2011
Aksigorta'ya 253,8 milyon liralık vergi cezası
Maliye Bakanlığı, Sabancı Holding iştiraklerinden Aksigorta'ya çeşitli vergi cezalarını içeren toplam 253 milyon 827 bin 342,35 TL vergi cezası uyguladı.
Aksigorta AŞ Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yaptığı açıklamada, şirket nezdinde Maliye Bakanlığı vergi inceleme elemanları tarafından yapılan inceleme neticesinde Kurumlar Vergisi'ne ilişkin 12 milyon 687 bin 415,21 TL vergi, 19 milyon 31 bin 122,82 TL ceza, Geçici Vergi'ye ilişkin 62 milyon 907 bin 341,45 TL vergi, 94 milyon 361 bin 11,91 TL ceza, Gelir Stopaj Vergisi'ne ilişkin 4 milyon 761 bin 973,27 TL vergi, 7 milyon 142 bin 959,91 TL ceza, Kurum Stopaj Vergisi'ne ilişkin 21 milyon 174 bin 207,11 TL vergi, 31 milyon 761 bin 310,67 TL ceza uygulandığını bildirdi. Açıklamada, "Raporlarda yer alan iddialara karşı uzlaşma dahil her türlü yasal hakkımız kullanılacaktır. Bu aşamada herhangi bir ödeme yapılması söz konusu değildir." denildi.
Haberin duyulması üzerine piyasa değeri 430 milyon dolar olan ve yüzde 38 hissesi Borsa'da işlem gören Aksigorta hisseleri yüzde 8,02 düşüşle 2,18 liraya geriledi. Erste Securities analisti Sadrettin Bağcı, şirkete verilen cezanın, Aksigorta'daki geçen yıl gerçekleştirilen kısmi bölünme ile ilgili olduğunu belirterek, "Bu haber satış sürecini uzatır. Karşı taraf böyle bir borç görmek istemez, az bir borç değil." dedi. Bağcı, cezayla ilgili uzlaşmaya gidilebileceğini ve rakamın aşağı çekilebileceğini de ifade etti. Aksigorta 26 Ekim'de muhtemel ortaklık opsiyonları konusunda Sabancı Holding ile Citigroup Global Markets ve Ak Yatırım arasında finansal danışmanlık anlaşması yapıldığını ve danışman şirketlerin stratejik opsiyonlar konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü açıklamış, Sabancı Holding Sigorta Grup Başkanı Hakan Akbaş da, Aksigorta'da stratejik ortaklık sürecinin devam ettiğini, ocak-şubat aylarında konuyla ilgili bir açıklama yapabileceklerini söylemişti. Son olarak da Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, şirkette yüzde 50-50 ortaklık için birden fazla yatırımcı ile görüştüklerini dile getirmişti.
ZAMAN 11/01/2011
Beylikdüzü'nde fabrika yangını
Beylikdüzü'nde plastik askı imalatı yapılan 6 katlı binada yangın çıktı. Fabrikadaki yangını söndürmek için çok sayıda itfaiye ekibi seferber oldu. Yangın sırasında işyerinde olan çalışanlar kendilerini dışarı atarak kurtuldu. İtfaiyenin söndürme çalışmaları devam ediyor.
Yakuplu, Bakır ve Pirinç Sanayicileri Sanayi Sitesi Orkide Caddesi 14 numarada bulunan Urhan Plastik adlı fabrikada saat 05.00 sıralarında yangın çıktı. Plastik askı imalatı yapılan altı katlı binanın bodrum katında henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangına ilk olarak fabrika çalışanları müdahale etti. Yangını söndürmeyi başaramayan işçiler, kendilerini dışarı atarak itfaiyeye haber verdi. Olay yerine ilk olarak Beylikdüzü ve Avcılar itfaiye ekipleri ulaştı. Bodrumdaki iki katı da saran alevler nedeniyle olay yerini yoğun duman kapladı. Beylikdüzü ve Avcılar itfaiye ekiplerinin yetersiz kalması üzerine olay yerine Büyükçekmece, Çatalca, Bağcılar, Fatih, Şişli, Seyrantepe, Sultangazi, Bakırköy ve Kocasinan gruplarından takviye ekipler sevk edildi.
İşyeri çalışanları, yangının çıkış nedenini bilmediklerini söyledi. İşçiler, yangını söndüremeyince kendilerini dışarı attıklarını aktardı. 28 işçinin çalıştığı fabrikanın bin 500 metrekarelik imalat bölümünde çıkan yangın, büyük çapta maddi hasara neden oldu. İşyeri sahibi de fabrikanın yanışını çaresiz bakışlarla izledi. İtfaiye, yangına su ve köpükle müdahale etti.
Ölen ya da yaralananın olmadığı yangını söndürme çalışmaları devam ediyor.
ZAMAN 11/01/2011




BMW ve Volkswagen'in satışları arttı

Alman oto üreticileri BMW ve Volkswagen 2010 yılınd satışlarını bir önceki yıla göre yüzde 13'ün üzerinde artırdı.
BERLİN - Alman lüks otomobil üreticisi BMW'nin satışları geçen yıl yüzde 13,6, Volkswagen'in yüzde 13,5 arttı.
BMW tarafından yapılan açıklamaya göre, şirketin BMW, Mini ve Rolls-Royce otomobil satışları, geçen yıl, önceki yıla göre yüzde 13,6 yükselişle 1,29 milyondan 1,46 milyona çıktı. Şirketin, geçen yıl Aralık ayındaki satışları ise önceki yıl aynı aya göre yüzde 14,2 artışla 141 bin 358 oldu.
BMW Yönetim Kurulu üyesi Ian Robertson, 2011 yılında ise toplam otomobil satışlarının 1,5 milyonu geçmesini beklediklerini belirtti.
BMW marka otomobillerin geçen yıl satışları 2009 yılına göre yüzde 14,6 yükselerek 1,22 milyona, Mini satışları yüzde 8,1 artarak 234 bin 175'e ve Rolls-Royce satışları ise yüzde 171 yükselişle 2 bin 711'e çıktı.
Şirketin üçüncü büyük pazarı Çin'de Aralık ayındaki satışları yüzde 59,5 artışla 16 bin 132, 2010 yılının tamamında ise yüzde 86,7 yükselerek 168 bin 998'e ulaştı. İkinci büyük pazarı ABD'de ise şirketin satışları Aralık ayında yüzde 16,9 artarak, 27 bin 600, geçen yılın tamamında ise yüzde 9,9 yükselişle 265 bin 757 oldu.
En büyük pazarı Almanya'da ise şirketin satışları Aralık ayında yüzde 16,6 yükselişle 23 bin 550'yi, 2010 yılının tamamında ise yüzde 3,1 artışla 266 bin 9'u buldu.
Bu arada, Volkswagen'in 2010 yılındaki satışları önceki yıla göre yüzde 13,5 artarak, 6,29 milyondan 7,14 milyona yükseldi.
Audi, Skoda ve Seat gibi markaları bünyesinde bulunduran şirketin geçen yıl Aralık ayındaki satışları ise Aralık 2009'a göre yüzde 22,8 artışla 545 bin oldu.
Grubun 2010 yılında Çin'deki satışları yüzde 37,4 artarak, 1,92 milyona, ABD'de yüzde 20,9 yükselerek 360 bin 300'e ve Hindistan'da da yüzde 181 artışla 53 bin 500'e ulaştı.
Volkswagen, Almanya hariç Batı Avrupa'da geçen yıl önceki yıla göre satışlarını yüzde 11,6 artırarak, 1,85 milyona çıkardı. Şirketin, Almanya'da 2010 yılındaki satışları ise 2009 yılına göre yüzde 16,8 düşerek, 1,04 milyona indi.
DÜNYA 10/01/2011
Real Marketleri satılmayacak

Saveuse, hipermarket sektöründe önde gelen oyunculardan biri olmaya devam edeceklerini vurguladı.
İSTANBUL - Metro AG Yönetim Kurulu Üyesi Joel Saveuse, bazı haberlerde yer aldığı gibi Real Türkiye'nin satışı ile ilgili hiçbir plan olmadığını belirterek, Real Hipermarketlerinin üyesi olduğu Metro Group'un, gelecek vaat eden Türkiye pazarı içindeki tüm markalarının gelişimine inandığını ve tam destek verdiğini kaydetti.
Son günlerde bazı basın organlarında yer alan Real Hipermarketler Zinciri A.Ş Türkiye'nin satışı ve el değiştirmesiyle ilgili haberlere ilişkin şirketten yazılı bir açıklama yapıldı.
Açıklamaya göre Saveuse, "Real Türkiye'nin satışı ile ilgili hiçbir plan olmadığı gibi, Real Hipermarketlerinin üyesi bulunduğu Metro Group, gelecek vaat eden bu pazar içerisindeki tüm markalarının gelişimine inanmakta ve tam destek vermektedir" ifadelerini kullandı.
Saveuse, önümüzdeki süreçte mevcut konumlarını daha da güçlendirerek, hipermarket sektöründe önde gelen oyunculardan biri olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Real Hipermarketleri Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan ise, perakende sektörü içerisinde büyümeye yönelik tüm fırsatları değerlendirdiklerini ifade ederek, Real Türkiye'nin muhtemel satışı veya el değiştirmesi ile ilgili tüm yorum ve haberlerin spekülasyondan ibaret olduğunu belirtti.
DÜNYA 10/01/2011
Halk Bankası'ndan yeni kredi mekanizması

Ergün, Halk Bankası'nın makine sektörüyle ilgili bir kredi mekanizması açıklayacağını ve bu kredinin 10 yıl vadeli ve düşük faizli olacağını bildirdi.
ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Halk Bankası'nın muhtemelen yarın, makine sektörüyle ilgili bir kredi mekanizması açıklayacağını ve bu kredinin 10 yıl vadeli ve düşük faizli olacağını bildirdi.
Ergün, Bloomberg TV'de katıldığı bir programda ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bir soru üzerine KOSGEB aracılığıyla KOBİ'lere kredi faiz destekleri verdiklerini anımsatan Ergün, böylece KOBİ'lerin finansmana daha kolay eriştiğini söyledi. Ancak yeni finansman kaynakları da oluşturmaları gerektiğine dikkat çeken Ergün, bunun için Gelişen İşletmeler Piyasası adıyla İMKB'nin çatısı altında bir KOBİ Borsası kurulması konusundaki çalışmanın halen Sermaye Piyasası Kuruluyla (SPK) birlikte yürütüldüğünü kaydetti.
Bu ay içerisinde bu konuda bir çerçevenin ortaya çıkmış olacağını belirten Ergün, "KOSGEB'le beraber çalışıyorlar ve mümkün olduğu kadar KOBİ'lerin borsaya girişi onlara, herhangi bir mali yük getirmeyecek. Bir takım destekleri KOSGEB verecek. Bir kısımını da borsa kendisi, 100 liraya kadar olan maliyeti 10 liraya kadar düşürecek. O, 10 liraya da destek verecek" dedi.
KOBİ Borsası ile ilgili çalışmada son noktaya gelmek üzere olduklarını ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
"İnşallah bu ay içerisinde onunla ilgili çalışmalarda önemli bir mesafe almış olacağız ve 2011 yılında KOBİ borsasını da devreye sokmak istiyoruz. Ve KOBİ'lerin bu finansman alanından da istifade etmelerini istiyoruz. Bu sadece finasman meselesini sağlamayacak. Aslında nitelikli KOBİ'lerin sayısını da gün geçtikçe arttıracak. Çünkü oraya gelen KOBİ'ler daha özenli iş yapma alışkanlığını edinmiş olacaklar. Kendi işlerini daha dikkatli bir şekilde sürdürecekler ve bu KOBİ'lerin gün geçtikçe niteliğini arttıracak.
KOBİ borsası finansmanda önemli bir konu. Kredi Garanti Fonu finansmanı kolaylaştırıcı bir unsur. Teminat sorunu çeken KOBİ'ler için belirli bir oranda teminat sağlayan bir mekanizma. Orası da şimdi daha iyi işlemeye başladı. Başta bazı aksaklıklar oldu. Ama şimdi daha iyi işleyen bir mekanizma olduğunu ve gün geçtikçe oradan yararlanan KOBİ sayısında da bir artış olduğunu söyleyebilirim."
DÜNYA 10/01/2011
Kibar Metal, sac servis merkezi kurmayı hedefliyor
KAYSERİ - Kayseri’de demir çelik ticareti yapan Kibar Metal, sac servis merkezi kurmayı hedeflerken, trapez sac çekme ve dilme hatları kurarak imalat sektörüne daha geniş hizmet sunmayı planlıyor.
Assan Galvaniz ve Karboline firmalarının yetkili bayiliğini yaparak galvanizli ve dkp sac, oluklu trapez, kepenk sacı, boru, profil köşebent, npı, npu, plastik ve şeffaf çatı malzemeleri gibi ürünlerle hizmet sağladıklarını söyleyen Kibar Metal İşletme Müdürü Ahmet Kibar, “Sektördeki 13 yıllık tecrübemizle firmaların ihtiyacına uygun ürünler sunuyoruz. Bunun yanı sıra çatı kaplama ve izolasyon malzemeleri satışı da yapıyoruz. Yeni Sanayi Bölgesi’nde bin 550 metrekare arsa üzerine kurulu 800 metrekare kapalı merkez satış ve depomuzda ürünlerimizin satışı ile birlikte 6mm’e kadar rulo boy kesme, sac kesim ve büküm işlemlerinin yanında pvc destek sacı üretimi gerçekleştiriyoruz”dedi.
Üretici firmaların taleplerine tam anlamıyla cevap verebilmek için daha fazla yatırım yapacaklarını kaydeden Kibar, “Yeni Sanayi içinde bin 350 metrekare alanda sac servis merkezi kurmayı planlıyoruz. Trapez çekme ve dilme hatlarını da kurarak imalatçı firmalarımıza tam anlamıyla hizmet vermiş olacağız. Alüminyum ve panel satışlarını da 2011 yılı içinde bünyemize eklemeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
DÜNYA 10/01/2011
Tuoto, ikinci şubesini açacak
GAZİANTEP- Araç ön muayene ve teknik servisi olarak 2009 yılında Gaziantep'te faaliyete başlayan Tuoto, bu yıl açacağı ikinci şubesi ile hizmetine devam edecek. Müşteri memnuniyetini ön planda tuttuklarını söyleyen Tuoto Araç Teknik Servis Hizmetleri firmasının sahibi İbrahim Özdemir, "Firmamızda ağır vasıta, hafif ticari araç ile otomobillerin tamir ve bakımını yapıyoruz. Bilgisayarlı fren testi, fren yeterlilik kontrolleri ve aracın muayeneye hazırlanması gibi hizmetler sunuyoruz. Ayrıca firmamızda orijinal yedek parça satışı yapıyoruz. Yılda 15 bin araca hizmet veriyoruz. Hizmetimizin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla ikinci şubemizi açacağız" dedi. 'Araç muayenesi stresi ve gel-git çilesine son verme' sloganıyla yola çıktıklarını aktaran Özdemir, "Araç muayenesi yasal mevzuatları ve teknik muayenede bilgili ve tecrübeli uzman kadromuz ile araç muayenesi ile ilgili tüm eksiklikleri gidermeye çalışıyoruz. Müşterilerimize ekonomik bakım, onarım ve araç ön muayene ile hafta içi ve hafta sonu hizmet veriyoruz. Firmamız 12047 Servis Kalite Sistemi'ne sahip" şeklinde konuştu.
DÜNYA 10/01/2011
Sanat Halı, iç piyasada ilk beş firma arasında olmayı hedefliyor
GAZİANTEP - Kartal Halı tarafından kurulan Sanat Halı sektörde hedef büyüttü. 2010 yılı başında Sanat Halı markası ile yola çıktıklarını ve önemli adımlar atmaya hazırlandıklarını ifade eden Sanat Halı Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Kaplan, “Hedeflerimiz arasında öncelikle, 2010 yıl sonuna kadar Türkiye genelinde yapılanmamızı tamamlamak vardı. Bu hedefi büyük oranda gerçekleştirmiş bulunuyoruz” diye konuştu. 2011 yılında bu yapıyı daha da güçlendireceklerini ifade eden Kaplan, amaçlarının her müşteriye ürünlerini ulaştırabilecek şekilde bir altyapı kurabilmek olduğunu kaydetti. Kaplan, önümüzdeki üç yıl içinde iç piyasada en çok ürün satan ve en çok bilinen ilk beş firmadan biri olmayı hedeflediklerini aktararak, “Bunun yanında kalite ve fiyat politikamızla da kendimizi rakiplerimizden farklı bir yerde konumlandıracağız” dedi.
Müşterilerine daha iyi ve hızlı hizmet verebilmek, farklı segmentlerde ürün sunmak için yeni yatırımlara da devam ettiklerini vurgulayan Kaplan, “Biz, Kartal markasını oluştururken en alttan başlamıştık. Başlangıç noktası olarak, müşteri memnuniyeti, kaliteli ve zamanında üretim kavramlarının tam karşılığını bünyemizde işler hale getirdik. Kaliteli ve seçkin ürün gruplarımız sayesinde müşterilerimize her zaman farklı seçenekler sunmayı kendimize amaç edindik. Sanat Halı olarak da bu felsefeyle hareket etmekteyiz. Bu yıl içinde beş adet yeni makine aldık. Bu yatırımların rakamsal bedeli yaklaşık 4 milyon Euro. 2011 yılında da yeni yatırımlarımız devam edecek” şeklinde konuştu.
“2010 yılını Sanat Halı olarak oldukça iyi geçirdiğimizi söyleyebiliriz” diyen Fahrettin Kaplan şunları söyledi: “Yılın başında koyduğumuz hedeflerimizi bir bir gerçekleştirmiş bulunuyoruz. 2010 yılı öncelikli hedeflerimiz arasında altyapı ve bayilik çalışmaları vardı. Bugün itibariyle ürün gruplarımızdan, satış ve satış sonrası hizmetlere, bayilik çalışmalarından müşteri hizmetlerine kadar pek çok çalışmayı başarı ile tamamladık. Yapılanma çalışmamızın sonuna geldik diyebiliriz. Bugün itibariyle geldiğimiz noktada, Türkiye’nin pek çok yerine ürünlerimizi ulaştırabiliyoruz. Tanıtım ve reklâm çalışmalarını da 2010 yılının son periyodunda başlattık. Tanıtım çalışmalarımız, bölgesel ve ulusal düzeyde artarak devam edecek. Bu bağlamda 2011 yılının bizim için tanıtım ve markalaşma yılı olacağını söyleyebilirim.”
Kartal Halı olarak 1985 yılında yola çıktıklarını, şu an yaklaşık 40 ülkeye ihracat yaptıklarını ve yıllık 10 milyon metrekare halı ürettiklerini dile getiren Fahrettin Kaplan, bu üretimin yaklaşık olarak 2 milyon metrekaresini iç piyasaya vermeyi planladıklarını söyledi. Kaplan, “1985 yılında tek mekikli tezgahlarla başlayan halı yolculuğumuz, bugün 50 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 100 bin metrekarelik alan üzerindeki entegre tesisimizde sürüyor.
Şu an yaklaşık 40 ülkeye ürün satıyoruz. Bugün yaklaşık 10 milyon metrekarelik bir üretim hacmine sahibiz. Bu kapasitemizin yaklaşık 1.5–2 milyon metrekarelik bir dilimini iç piyasaya sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
DÜNYA 10/01/2011
Orıon Isı, yağmura dayanıklı yeni ısıtıcılarını İngiltere’ye ihraç etmeye başladı
Yeni dış mekân ısıtıcıları Orıon-Gold’un yağmur altında dahi kullanılabildiğinin altını çizen Neşe Ferda Çivici, 2010 yılı Kasım ayında satışa sundukları bu ürünlerini yeni olmasına rağmen İngiltere’ye ihraç etmeye başladıklarını vurguladı.
Orıon-Gold markası ile yağmur altında kullanılabilme özelliği olan ‘IP-65’ belgeli dış mekan ısıtıcılarını ürün çeşitlerine kattıklarını bildiren Orıon Isı Sanayi Genel Müdürü Neşe Ferda Çivici, satışına başladıkları ürünün quartz ısıtıcılardan çok daha verimli olduğunun altını çizdi. Çivici, yeni ürünlerinin aynı zamanda radyasyon yaymadığını ve kirli manyetik alan oluşturmadığını açıkladı. Çivici, 2010 yılı Kasım ayında satışa sundukları Orıon-Gold dış mekân ısıtıcısını, yeni olmasına rağmen İngiltere’ye ihraç etmeye başladıklarını vurguladı. Son dönemde iç mekânlar için Orıon-Bıo Far Infrared’i ve dış mekânlar için Orıon-Gold seramik ısıtma cihazını zararlı ısıtıcılara haklı bir tepki olarak tüketicilere sunduklarını belirten Çivici, şunları söyledi: “Piyasadaki normal kabul edilebilir değerlerin yirmi katı fazla radyasyon yayan, infrared denen fakat infrared ışın yaymayan, elektrik tasarruflu denen fakat tasarruf yapmayan ve kansere, körlüğe yol açtığı bilim insanlarınca her fırsatta televizyon, gazete ve internette yayınlanmakta olan bu zararlı ısıtıcılara bir tepki olarak tüketicilere sunuyoruz. Orion Isı Sanayi’nin amacı, halkımıza bu zararlı ısıtıcılara karşın bütün gerekli belgelere sahip olan, zararsız veya sağlığa faydalı ışınlar yayarak, diğerlerinden çok daha fazla ısıtan ürünlerin de yapılabildiğini ve sağlıklarından olmadan da ısınabileceklerini göstermek.”
Orıon Isı Sanayi’nin 1982’den bu yana, endüstriyel infrared seramik ısıtıcılardan, quartz ısıtıcılara, düşük veya yüksek dereceli deney fırınlarından, sanayi fırınlarına ve özel makinelerden, Orıon-Bıo markalı Far Infrared Seramik Isıtma Cihazına kadar farklı segmentlerde ürünler yaptıklarını belirten Neşe Ferda Çivici, endüstriyel ısıtıcıların yıllardır ihracatını gerçekleştirdiklerini anlattı. Başta Japonya, A.B.D, Kanada, İngiltere, Almanya olmak üzere birçok ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden Çivici, 2010’da ihracat yaptıkları ülke sayısının 15’e ulaştığına dikkat çekti. Orion Isı Sanayi’ni 2009 yılına kadar sadece sanayi sektörlerinin tanıdığını belirten Çivici, “Firmamızı, 2009’dan sonra soba sektörü de tanımaya başladı. Ürünlerimiz evlere, iş yerlerine, hastanelere daha fazla girdikçe halkımız da bizi çok daha iyi tanıyacak ve anlayacak. İsteğimiz, halkımızı elimizden geldiğince bilinçlendirmek ve soba alırken de bilinçli seçim yapmalarına yardımcı olmak ve sorgulamalarını sağlamak. Bunun sosyal sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz” dedi
“Sosyal sorumluluğumuzun bilincindeyiz”
Önümüzdeki dönemde yatırım, üretim ve ihracatlarına planları çerçevesinde hız vereceklerini kaydeden Neşe Ferda Çivici, gelecekte sağlıklı, temiz enerji ile çalışan, çevreyi kirletmeyen, enerji tasarrufu sağlayan ve doğal olan ürünlerin ön plana çıkacağını savundu. Çivici, “Ar-Ge çalışmaları daimi olarak sürdürülen, üretiminde titizlik gösterilen ürünlerin ve bu ürünleri üreten firmaların her daim hak ettikleri yeri alacakları düşüncesindeyim” diye konuştu. Piyasada dört-beş yıldır infrared soba olarak lanse edilen ancak infrared özelliği olmayan ısıtıcıların satıldığını belirten Çivici, bu duruma Sağlık Bakanlığının ivedilikle el koyması gerektiğini dile getirdi. Asıl adı quartz ısıtıcı olan, kısa dalga boyu ile çalışan ve sanayide kullanılan bu ısıtıcıların, kirli manyetik alan oluşturduğuna ve dünya bilim insanlarının deneyleri sonucunda kanser, körlük, katarakt gibi hastalıklara sebep olduğuna dikkat çeken Çivici, şunları söyledi: “Ankara Gazi Üniversitesi Radyasyondan Korunma Merkezi tarafından yapılan ölçümlerde, normal kabul edilebilir radyasyon değeri üç birim iken, bu sobalarda 58-60 birim ölçülmüş bulunuyor. Bu sobalar erişkin insanların oda ve iş yerlerinde kullanıldığı gibi, küçük çocuk ve bebeklerin maalesef başucunda da kullanılıyor. Gelişmiş ülkeler halk sağlığını korumak adına, bu tür sobalara bazı kriter ve standartlar getirdi. Geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız, bu ülkenin gelecekteki toplumunu oluşturacak. Sağlıklı bir toplum istiyorsak, onların sağlığını korumak adına, Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce harekete geçmesini diliyoruz.”
DÜNYA 10/01/2011
İş hacmi yüzde 30 artan Kardeşler Vinç, araç parkını güçlendirdi
Krizde düşen iş hacminin 2010 yılında hareketlendiğini belirten Kardeşler Vinçli Nakliyat Genel Müdür Yardımcısı İdris Midilli, kriz zamanında yaşadıkları kayıpları telafi edebilmek ve gelen işlere cevap verebilmek adına araç parklarını güçlendirdiklerini söyledi. Midilli bu yıl, dört adet araç üstü vinç, üç adet sepetli platform ve bir adet kamyoneti araç parklarına kattıklarını aktardı. 2009 yılını, ekonomik krizden en az zararla çıkma ve ayakta kalma mücadelesi vererek geçirdiğimizi hatırlatan Midilli, şunları söyledi: "Ancak 2010 yılı tahminlerimizin de üzerinde bir iş artışıyla başladı ve yıl boyunca devam etti. 2009 yılına göre firmamızın ciro ve iş hacminde yüzde 30'luk bir artış gördük. Bu güven ortamının vermiş olduğu cesaretle büyüme hedeflerimize kaldığımız yerden devam etmek adına adımlar attık ve yüzde 40 büyüme kaydettik. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve en iyi hizmeti verebilmek için yatırımlarımız devam ediyor."
Kardeşler Vinçli Nakliyat'ı 2001 yılında Dudullu'da üç kardeşin ortaklaşa bir aile şirketi olarak kurduğunu anlatan İdris Midilli, günlük ve aylık vinç, forklift ve sepetli platform kiralama hizmetlerinin yanı sıra şehir içi ve şehirlerarası nakliye işlerini de yaptıklarını bildirdi. Midilli, aynı zamanda inşaat sektöründe de faaliyet gösterdiklerini ve firmalarının bitmiş ve devam etmekte olan konut projelerinin bulunduğunu sözlerine ekledi. Bölgesel firmalar arasında ilk üç arasında yer aldıklarını ve yaklaşık 40 kişilik personele istihdam ettiklerini kaydeden Midilli, , şirketlerinin toplam araç sayısının 30 adet olduğunu aktardı.
Varlıklarının maddi değerinin ise 2 milyon 500 bin TL'nin üzerinde olduğunu belirten Midilli, 2011 yılı için yüzde 20 büyümeyi hedeflediklerini dile getirdi. Bu hedefler doğrultusunda yeni yatırımlara devam edeceklerini belirten Midilli, 2010 yılında 1milyon TL civarında yatırım yaptıklarını ve 2011 yılında da 500 bin TL yatırım yapmayı planladıklarını söyledi.
"Firmalar reklama bütçe ayırmalı"
Sektörün eski yıllara nazaran hızla büyüme ve ilerleme kaydettiğini belirten İdris Midilli, şu anda gelmiş olduğumuz noktayı Avrupa ile kıyaslayarak aynı seviyeye geldiğimizi iddia etti. Sektörün gelişimini hızlandırmak adına firmaların reklama bütçe ayırmaları ve sağlam bir reklam çalışması yapmaları gerektiğini ifade eden Midilli, böyle düşünmesini gerektiren etmenleri şu sözlerle dile getirdi. "Çünkü birçok insan vinç, forklift veya sepetli platformun ne olduğunu, ne işe yaradığını, hangi iş ve amaçlar için kullanıldığını bilmiyor. Bu makinelerle çok sık işi olmayan kişi veya firmalar ihtiyaç duyduklarında nasıl ve nereden temin edebileceklerini bilemiyorlar. Dolayısıyla işletmeci firmalar olarak bizlerin kendimizi tanıtması gerekiyor. Sektör gruplarını incelediğimizde firma kategorimize uygun vinç işletmeciliği gibi bir sektör bulunmuyor."
"Ortak sorunumuz kalifiye eleman sıkıntısı"
Sektörlerinde ki tüm firmaların en önemli sorununun kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu vurgulayan İdris Midilli, bunun nedenin ise sektörle ilgili eğitim veren kuruluşların olmamasından kaynaklandığını dile getirdi. Kalifiye eleman bulamamaların vinç, forklift veya diğer iş makinelerinin operatörlerini yetiştiren bir meslek lisesinin olmamasına bağlayan Midilli, dolayısıyla eğitimli iş gücünden yoksun olduklarının altını çizdi. Firmaların bu açığı kendi çabalarıyla kapatmaya çalıştığını ifade eden Midilli, şöyle devam etti: "Bu da sertifikasız, diplomasız ve teknik bilgiden yoksun elemanların piyasada çalışmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra, diğer önemli sorunumuz ise sektörümüzdeki birçok firmanın kurumsallaşamamış olması. İş güvenliği tedbirlerinin yeterli düzeyde alınmıyor ve sigortacılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmanın önemini kavrayamıyoruz. Bu da zaman zaman firmaları ve müşteriyi zor durumda bırakıyor ve iş kazalarının çoğalmasını sağlıyor."
DÜNYA 10/01/2011
BP'nin hisseleri geriledi

Trans Alaska petrol boru hattının kapatılmasıyla birlikte İngiliz petrol şirketi BP'nin hisseleri değer kaybetti.
LONDRA - Trans Alaska petrol boru hattının sızıntı nedeniyle kapatılması petrol fiyatlarını artırırken, boru hattının sahiplerinden biri olan İngiliz petrol şirketi BP'nin hisseleri değer kaybetti.
Alaska'nın Prudhoe koyunda geçen hafta cumartesi günü petrol boru hattında belirlenen sızıntıdan sonra hattın kapatılması, petrol şirketlerini, günlük 630 bin varil olan üretimlerini yüzde 5 oranında azaltmaya zorladı. Bu boru hattından ABD petrol üretiminin yüzde 12'sinin sevkıyatı yapılıyor.
Petrol boru hattının kapatılması nedeniyle hattı işleten Alyeska Pipeline Service'in yüzde 47'sine sahip olan BP'nin hisseleri yüzde 1,8 geriledi. Prudhoe koyundaki petrol sahasından Alaska'nın güneyinde Valdez tanker dolum limanına uzanan bin 280 kilometre uzunluğundaki petrol boru hattının kapatılmasının henüz petrol dolumunu etkilemediği ve Valdez'de tankerlere dolumun planlandığı gibi yapıldığı belirtildi.
Petrol boru hattı açılıncaya kadar üretilen petrolün Prudhoe koyunda depolanacağı kaydedildi.
Bu arada ABD ham petrolünün varil fiyatı şubat ayı teslimi bugün sabahki işlemlerde yüzde 2,2 kadar yükseldikten sonra gerileyerek 88,87 dolardan işlem görmeye başladı. ABD ham petrolünün varil fiyatı geçen hafta cuma günü 30 sent düşüşle 88,03 dolar olmuştu.
Petrol boru hattını işleten Alyeska Pipeline Service'in yüzde 47 hissesi BP'ye, yüzde 28 hissesi ConocoPhillips'e ve yüzde 20 hissesi ise ExxonMobil'e ait.
Alaska'nın North Slope petrol sahalarında üretilen petrolun sevkıyatının yapıldığı hattan akan petrolün yüzde 43'üne ConocoPhillips, yüzde 30'u BP ve yüzde 20'si ise Exxon Mobil sahip bulunuyor.
DÜNYA 10/01/2011
OYAK Gözünü Torba Yasaya Dikti
Kamu İhale Kurumu (KİK) kararıyla imtiyazlarını kaybeden OYAK, umudunu Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen torba yasaya bağladı.
Kamu İhale Kanunu'nun değişmesiyle birlikte diğer şirketlerle eşit kurallara tabi olan kuruluş, KİK'in kararını idare mahkemesine götürmüş, sonuç alamamıştı. Şimdi torba yasaya "OYAK, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı değildir." şeklinde bir hükmün konulması için lobi yapan yöneticiler, bu yolla hem mevzuatın dışına çıkmaya hem de vergi muafiyetini kaybetmemeye çalışıyor.
Hükümetin kendilerinden görüş istediği Kamu İhale Kurumu bürokratları ise, "Bu değişiklik gerçekleşirse, OYAK bazı vergi imtiyazlarını da kaybeder." değerlendirmesinde bulundu. Devlet İhale Kanunu'nun yerine 1 Ocak 2003'te 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu yürürlüğe girdi. Bu kapsamdaki tüm kuruluşlar kanunu uygulamak zorunda. Yani her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri için mevzuata uygun ihale açılması gerekiyor. Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı bir tüzel kişilik olarak kurulan yardımlaşma kurumu, eski kanuna göre imtiyazlıydı ve özel şirket gibi davranabiliyordu. Yeni kanunla imtiyazı ortadan kalkan OYAK'ın buna rağmen 7 yıldır hâlâ İhale Kanunu'na tabi değilmiş gibi hareket ettiği belirtiliyor. Bir şikâyet üzerine harekete geçen KİK de Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun Kamu İhale Kanunu'na tabi olduğuna hükmetmişti. Zaman'ın kamuoyuna duyurduğu kararın ardından OYAK da harekete geçti. Bölge İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı fakat sonuç alamadı. Yeni hedef ise torba yasa. OYAK yetkilileri Milli Savunma Bakanlığı üzerinden lobi çalışmalarını sürdürerek, istedikleri değişikliği hayata geçirmeye çalışıyor.
Ordu Yardımlaşma Kurumu, 27 Mayıs darbesini yapanların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi tarafından 1 Mart 1961 tarihli 205 sayılı kanun ile kuruldu. Kurumun yönetim ve denetimi temsilciler kurulu, genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve genel müdürlük aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Temsilciler kurulu, sayıları 50'den az 100'den fazla olmamak üzere Milli Savunma Bakanlığı koordinasyonunda, daimi üye adedi dikkate alınarak birlik ve kuruluşlarda görevli daimi üyeler arasından, birlik ve kuruluşların kumandan veya amirlerince tespit olunacak temsilcilerden oluşuyor. OYAK Holding, diğer şirketlerden farklı olarak, Kurumlar Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi, Gelir, Damga ve Gider Vergisi gibi vergileri ödemek zorunda değil.
OYAK İŞTİRAKİ ŞİRKETLER
OYAK İnşaat
OYAK Teknoloji
Ataer Holding
Adana Çimento
Mardin Çimento
Bolu Çimento
Ünye Çimento
Aslan Çimento
Oyak Beton
Aslan Beton
Birçim Çimento ve Madencilik
Tam Gıda
OYAK Kağıt Ambalaj
İSKEN
Oyak Renault
Oyak Enerji
HEKTAŞ
TUKAŞ
OYAK Anker Bank
OYAK Yatırım Menkul Değerler
Halk Finansal Kiralama
MAİS
OMSAN
OYTAŞ
OYAK Konut İnşaat
OYAK Pazarlama
Eti Pazarlama
OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri
AKTİFHABER 11/01/2011
2-B'nin Vatandaşa Bedeli Belli Oldu
2-B'ye müracaat için köylü 500, şehirli 2 bin lira ödeyecek. Vatandaş ödeme planında sıkıntıya düşmeyecek.
Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışına ilişkin Maliye Bakanlığı'nın çalışmasının detayları belli oldu.
2-B olarak bilinen bu yerlerin satışı kadastro işlemleri tamamlanan 36 ilden başlayacak ve vatandaş ödeme planında sıkıntıya düşmeyecek. Kırsal kesimde tarımsal arazi için başvuru bedeli 500 lira olarak belirlenirken, aynı rakam belediye mücavir alan sınırının dışındaki yerleşim yerlerinde bin TL olarak uygulanacak. Şehir merkezlerinde yer alan gecekondular için ise 2 bin lira başvuru bedeli alınacak. 2-B'lerin satışından ilk aşamada 10-15 milyar lira gelir elde edilebileceği hesaplanıyor.
Bu miktarlar rayiç bedel belirlendikten sonra ödenecek toplam rakamdan düşülecek. Yine borç yapılandırmasında olduğu gibi 2-B arazilerinin satışında da taksit seçeneği uygulanabilecek. Ödemeyi peşin yapan, indirimden faydalanacak. Kademeli artış öngörülen bu rakamlara ilişkin son kararı siyasi irade verecek. Hükümet, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu'nun ardından orman vasfını kaybetmiş arazilere ilişkin çalışmayı tamamlamayı hedefliyor.
Haziran 2011'de yapılacak seçimlere kadar tamamlanması öngörülen 2-B'lerin satışından ilk aşamada 10-15 milyar lira gelir elde edilebileceği hesaplanıyor. Sonraki satışlarla birlikte toplam rakamın 20-25 milyar lirayı bulabileceği kaydediliyor. Teknik düzeyde tamamlanan çalışma hakkında bilgi veren üst düzey bir ekonomi yetkilisi taslağın ilk halinde hak sahiplerinden başvuru bedeli olarak 10 bin lira alınmasının yer aldığını ifade ederek, "Yeni halinde ise rakamı oldukça düşürdük. Burada asıl olan vatandaşın ödemeye ilişkin niyeti. İlk başvuru sırasında yüksek rakam istenmesi halinde birçok kişi bu parayı ödemeyebilirdi." dedi. Aynı yetkili, özellikle kırsal kesimler olmak üzere birçok arazinin toplam değerinin 10 bin liranın altında olabileceğine dikkat çekti.
Teknik çalışmaları tamamlanan 2-B'lere ilişkin düzenlemede hak sahipliği için süre şartı aranmıyor. 2-B'lerin satışını Maliye Bakanlığı koordine ederken hak sahipleri, 3-6 ay içinde başvuruda bulunacak. Bu süre, Bakanlar Kurulu kararı ile uzatılabilecek. Başvurular, illerde defterdarlıklara, ilçelerde ise mal müdürlüklerine yapılacak. 2-B'ler, rayiç bedelleri üzerinden satılacak. Rayiç bedellerinin belirlenmesinde Hazine taşınmazlarının satışındaki kurallar geçerli olacak. Bu çerçevede il ve ilçelerdeki takdir komisyonları, hak sahiplerine satılacak 2-B alanlarıyla ilgili değer tespitinde bulunacak.
En fazla 2-B arazisi Antalya'da
Türkiye'de kamuya ait taşınmaz sayısı 3 milyonu aşıyor. Hazine'nin 3 milyon 214 bin 531 adet gayrimenkulü bulunuyor. Maliye Bakanlığı verilerine göre 181 milyar 176 milyon 943 bin 189 metrekarelik bir alan Hazine mülkiyetinde kalıyor. Hazine'ye ait alanlar, Türkiye'nin yüzde 23'lük bölümünü oluşturuyor. Orman vasfını kaybetmiş arazilerin en fazla bulunduğu şehirlerin başında Antalya geliyor. Antalya'yı Mersin, Balıkesir, Ankara, Sakarya, Muğla ve İstanbul gibi şehirler izliyor. Toplamda 22 bin 254 hektarlık 2-B alanı üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor. 2-B arazilerinin 6 bin 624 hektarının üzerinde ilçeler, 8 bin 514 hektarının üzerinde beldeler, 7 bin 35 hektarının üzerinde de köyler yer alıyor. Bu ilçeler arasında İstanbul'un Beykoz, Şişli, Sarıyer, Sultanbeyli ve Çekmeköy; Muğla'nın Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Dalaman; Mersin'in Anamur, Sakarya'nın Karasu ve Sapanca; İzmir'in Bornova, Menderes, Karaburun, Ödemiş, Buca ve Güzelbahçe ilçeleri dikkat çekiyor.
İLK aşamada, 2B arazilerinin satışa çıkacağı 36 il: Antalya, Aydın, Adana, Amasya, Ankara, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çankırı, Çanakkale, Denizli, Düzce, Edirne, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kırıkkale, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon, Yalova.
AKTİFHABER 11/01/2011
Enerjide yabancı yatırımcı, hukuk sisteminin risklerini almak istemiyor
Köktaş, EPDK'da düzenlediği basın toplantısının ardından, gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
1 Şubat'tan itibaren akaryakıtta ve LPG piyasasında tüketiciyle üründe fiyat avantajı sağlamayan tüm mal ve promosyonların kaldırılacağının hatırlatılarak bunun benzin fiyatlarına bir düşüş olarak yansıyıp yansımayacağının sorulması üzerine Köktaş, promosyonları yasaklamadaki temel amaçlarının sektörü kendi ürün maliyetleri dışındaki maliyetlerinden arındırmak olduğunu ifade etti.

Sektörün bundan sonra rekabetini başka ürünler vererek değil, kendi ürünü üzerinden yapabileceğini belirten Köktaş, yani tamamen akaryakıt üzerinden yapılacak olan bir promosyon ya da rekabet istediklerini, diğer unsurların bir maliyet unsuru olarak sektörün üzerine olmasını arzu etmediklerini söyledi. Köktaş, bu uygulamanın sonuçlarının, nasıl yansıyacağını da, takip edip göreceklerini ifade etti.

UYARILARI YAPIYORUZ
Akaryakıtta litre fiyatlarının 4 lira dayanması dikkate alındığında tavan fiyat konusuyla ilgili bir gündem maddelerinin olup olmadığının sorulması üzerine Köktaş, akaryakıt sektöründe 2009 yılında tavan fiyat uygulandığını hatırlattı.
O dönemde 60 günlük süre bittikten sonra, sektörü yakından izlemeye devam edeceklerini ifade ettiklerini belirten Köktaş, sektörü o günden bugüne yakınen izlediklerini ve bu izlemenin sonucunda zaman zaman sektörle biraraya gelerek gerekli uyarıları yaptıklarını kaydetti.

İzlemenin kendilerinin asli fonksiyonlarından biri olduğuna, bu izlenimlerden elde edilen bilgilerin ilgili dairelerce değerlendirildiğine dikkati çeken, Köktaş, “bu izleme faaliyeti kesintiye uğramayacak” dedi.
Birleşme- devralmalara ilişkin bir soru üzerine de Köktaş, sektörde birleşme ve devralmaların bir kaç şekilde gerçekleştiğini ifade etti.

Bunların yurt içerisinde özel sektörün satın alma veya satma yoluyla, özelleştirmeler, belli oranda ortaklıklar yoluyla veya uluslararası piyasalardaki yatırımcıların Türkiye'de faaliyet gösteren yatırımları belli bir kısmını satın almaları yoluyla olabileceğine işaret eden Köktaş, “önümüzdeki dönemde bunların bir çoğunu görmüş olacağız” diye konuştu.

Yatırım rakamlarına ilişkin olarak da 2023 yılında enerji sektörünün 125 milyar dolar civarında bir para ihtiyacı olduğunu belirten Köktaş, elektrik üretim, iletim, dağıtım, nükleer dahil yatırımların tümü dikkate alındığında 2030 yılındaki bu rakamın yaklaşık 250 milyar dolara denk geldiğini bildirdi.

“SEKTÖRE KONTROLSÜZ GİRİŞ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Serbest tüketici limitlerine dönük bir soruya da karşılık Köktaş, serbest tüketicinin ulusal tarifeden enerji alma zorunluluğunun ortadan kalktığını, elektrik enerjisini ikili anlaşmalar çerçevesinde alabildiğini anlattı. Böylelikle serbest tüketicinin ulusal tarifeden daha indirimli enerji alabildiğine işaret eden Köktaş, “Dolayısıyla oradaki yüzde 63'lük oran daha da arttığında bir rekabet unsuru da oluşmuş olacak. “ dedi.

Enerji sektörüyle ilgilenmeyen şirketin kalmadığını bunun sektörde kontrolsüz girişe neden olup olmadığının sorulması üzerine Köktaş, şöyle konuştu:

“Herkes enerji sektörüne girmek istiyor, enerji sektörü moda tabiriyle 'in' diyebiliriz, ama bu kesinlikle kontrolsüz bir giriş değil. Kriterler var, o kriterleri yerine getirmek gerekiyor. Son derece kontrollü bir süreçten geçiyorlar. Şu anda askıdan inmiş olan, kurulumuz gündeminde olan finansal yeterliliklerin biraz daha zorlaştırılmasına yönelik mevzuatımızda değişiklik var. Teminat mektubu alma zorunluluğu getirdik. Yani çok ciddi bir kontrol mekanizması söz konusu.”

Enerji sektöründe yatırımcının, düzenleyici kurumun ve finansal sektörün çok iyi senkronize olması gerektiğini vurgulayan Köktaş, düzenleyici kurumun öngörülebilirliği yüksek bir piyasaya, riskleri minimize etmeye yönelik, piyasaya dönük tanımlama yapması gerektiğini, finansal sektörün de doğru finansman koşulları oluşturması gerektiğini kaydetti.

Yatırımcının da uluslararası normlara göre hazırlanmış proje sunmasının önemine işaret eden Köktaş, uluslararası normlara göre hazırlanmış, fizibilitesi doğru yapılmış proje eksikliğinin en büyük risk olduğunu, böyle bir proje hazırlanmadığı takdirde, yerli ve yabancı bankalardan kaynak temin edilemediğini kaydetti. EPDK Başkanı Köktaş, bankaların proje açısından en çok finans ettiği sektörün de enerji sektörü olduğunu sözlerine ekledi.

“YABANCI SERMAYE HUKUK SİSTEMİNİN GETİRDİĞİ RİSKİ ALMIYOR
Enerji yatırımlarında yabancı sermayenin ilk yatırım sırasında çekingen davrandığını, daha çok birleşme devralmalarla sektöre girdiğinin görüldüğünün belirtilmesi üzerine Köktaş, şu değerlendirmede bulundu:
“Doğrudan yabancı sermaye niçin ilk aşamada gelmiyor. Bu sorunun cevabı esas itibariyle Türkiye'de belli bir dönemden beri çok tartışılan konunun cevabıyla birebir örtüşüyor. Uluslararası yatırımcı, Türkiye'deki hukuk sisteminin riskini almak istemiyor.

Yürütmeyi durdurma veya başka yollarla hukuk sisteminin içerisinde takıldı, kaldı. İzmir limanı, İstanbul'da İETT arazisi, TÜPRAŞ'tan, ERDEMİR'e kadar diğer birçok uygulama, ilk aşamada yürütmeyi durdurma ile karşılaşmıştır. Bu bir risktir. Bu riski, yabancı sermaye satın almak istemiyor. Hukuk sisteminin getirdiği bir riski almıyor, bundan dolayı ilk aşamada ihalelere pek rağbet göstermiyor. Sonradan birleşme ve devralmayla bu sektörün içine giriyor. Çünkü bu sektör çok cazip bir sektördür. Sonradan çok hızlı bir şekilde geleceğini ben düşünüyorum.”

BOTAŞ'IN PAZARDAKİ PAYI
BOTAŞ'ın pazar payına ilişkin bir soru üzerine de Köktaş, Botaş'ın 4646 sayılı yasadaki ilgili hüküm gereği, yüzde 86'lara kadar pazardaki payının düştüğünü hatırlatırken, bu payı daha da düşürmeye yönelik BOTAŞ'ın karar aldığını, kontrat devri yöntemiyle ihaleye çıkılmasına yönelik bir ihale hazırlığı yaptığını, kısa bir süre içerisinde ihale sürecinin başlayacağını ifade etti.

Bir başka soru üzerine de Köktaş, rüzgar lisanslama süreçlerinde Genelkurmay görüşlerinin alınmasının lisanslama sürecini uzatmayacağını, sistem doğal süreçte devam ederken, görüşlerin alınmış olacağını kaydetti.
Özelleşen elektrik dağıtım şirketlerindeki hizmet kalitesine dönük bir soruya karşılık Köktaş, vatandaşa yansıyan bir takım geçiş dönemi sorunlarını tespit ettiklerini ve bu sorunların çözümüne ilişkin bir set oluşturduklarını kaydetti.

Devir teslim yapılan şirketlerle de bu konuda toplantılar yaptıklarını anlatan Köktaş, sorunlar çıkmaması için nasıl önlem alınması gerektiği konusunda görüşlerini belirttiklerini ve gerekli ikazları yaptıklarını ifade etti.
Ankara'da, Konya Meram'da, Sedaş bölgesinde sokak lambalarıyla ilgili özel bir inceleme yaptıklarına da işaret eden Köktaş, bunların önemli bir kısmının yenilendiğini, ancak zaman zaman kış şartlarından dolayı beklenmedik acil durumlar olabileceğini söyledi.

RADİKAL 10/01/2011
Soğanda fiyat artışı uyarısı
Denizli Meyve ve Sebze Komisyoncuları (DEMESKO) Derneği Başkanı Halil Öztürk, Mart ayında soğanın kilosunun 3 TL'yi bulabileceğini bildirdi.
Denizli Meyve ve Sebze Komisyoncuları (DEMESKO) Derneği Başkanı Halil Öztürk, yoğun bir yağış döneminin ardından depolardaki soğanların çürümeye başladığını, çürümenin soğan fiyatlarına olumsuz yansıyacağını söyledi.
Soğanda baş döndürücü bir yükselişin yaşanacağını belirten Öztürk, ''Depolarda bulunan soğanların yüzde 40'ı çürüdü. Üreticinin cebine olumsuz yansıyacak bu yükseliş. Dünyanın hiçbir ülkesinde soğan fiyatları 3 TL'yi bulmamıştır. Tüketicinin mağdur edilmemesi adına planlamaların zamanında yapılması gerekiyor. Çürüme göz önüne alınarak bir tarım politikası ortaya çıkarılsaydı, ilerleyen günlerde yaşanacak sıkıntıyla karşı karşıya kalmazdık'' dedi.
Şu an için Denizli halinde soğanın kilosunun 1,5 TL'den satıldığını bildiren Öztürk, soğan fiyatlarında yükselişin yeni ürün hasadına kadar süreceğini tahmin ettiklerini de sözlerine ekledi.
CUMHURİYET 10/01/2011

0 yorum:

Yorum Gönder