Ekonomi

milyar dolarlık büyük vurgun

İstanbul’un da aralarında bulunduğu 18 ayrı ilde düzenlenen operasyonlarda 1 milyar euro’yu aşan boyutlarda hayali ihracat yapan 59 kişi gözaltına alındı. Şebeke elemanlarının, 94 şirket üzerinden, değişik gümrük kapılarında çalışan gümrük memurlarının şifrelerini kullanarak ihracat yapmış gibi işlem yaptıkları ortaya çıktı

Gümrük müfettişleri, İstanbul ve 18 ilde düzenledikleri operasyonla büyük bir hayali ihracat vurgununu ortaya çıkardı. İstanbul Halkalı’da iş yapan bazı gümrük komisyoncularının, normalde gümrük görevlilerine Ankara’dan özel yazıyla verilen personel şifrelerine ulaştığı, ardından Gümrük Müsteşarlığı’nın web sitesindeki ilgili bölümlere girerek sahte ihracat beyannamesi doldurduğu, böylece özellikle Günydoğu’da kurulu bazı şirketlerin İstanbul’daki gümrük kapılarından ihracat yapılmış gibi gösterildiği anlaşıldı.
Boyutları 1 milyar doları aşan hayali ihracatla ilgili çoğu gümrük personeli 59 kişi gözaltına alındı.
Kasım 2009’da Zeyport Limanı’nda hayali ihracat yapıldığına dair isimsiz bir ihbarla başlayan soruşturma önemli boyutlara ulaştı. Gümrük Müsteşarı Maksut Mete’nin görevlendirdiği Gümrük Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz, İstanbul gümrüklerinde sahte belgelerle hayali ihracat yapan 94 şirket belirledi.
Başta Hakkari, Yüksekova, Şırnak ve Silopi’de kurulu bazı şirketlerin İstanbul bağlantılı olarak son 1 yılda bazı ülkelere petrol ve tekstil ürünleri göndermiş gibi ihracat evrakı düzenlediği, ancak bu ihracatın gerçekleşmediği tespit edildi. Halkalı, Ambarlı, Karaköy, Zeytinburnu ile Habur, Esendere, Dilucu ve Türközü gümrük kapılarındaki hayali ihracatlar da mercek altına alındı.
Özellikle Yüksekova’daki şirketlerin, Esendere yerine Halkalı’dan ihracat yapmaları da dikkati çekti. Bu tür 1470 ihracat belgesi incelemeye alınırken, 903’ünün hayali olduğu, gösterilen ürünün de ağırlıklı olarak “pas sökücü” olduğu anlaşıldı. İhracat beyanlarındaki “ülke”, “ithalatçı firma” ve “rejim kodu” kriterlerini kullanarak, 1 Ocak 2008’den bu yana yurtdışına mal gönderen şirketleri araştırdıklarını belirten Başmüfettiş Eryılmaz şunları söyledi:
“Soruşturma kapsamında gümrük arşivinden, aynı taşıma senedine usulsüz şekilde birden fazla ihracat beyannamesinin bağlandığı tüm özet beyanların gönderilmesi istendi. Fakat arşivden gelen cevap yazısında, 9 Eylül 2009’da İstanbul’u vuran sel felaketinde birçok belgenin zayi olduğu, talep edilen özet beyannamelerin sayısının yaklaşık 30 bin olduğu belirtildi. Bunun üzerine bilgiler Muhabere Elektronik Daire Başkanlığı’ndan talep edildi. Usulsüz beyannamelerdeki taşıyıcı şirketlerin 3S Transport, Balnak Nakliyat, Galata Taşımacılık, Asay Taşıma ve Transalkım olduğu görüldü. Bu şirketlerden özet ihracat beyannameleri istendi. Gelen belgelerde, ikişer ihracat beyannamesi kayıtlıydı. Gerçek olan ilkinde TIR karnesi, eşya cinsi, kap adedi, ağırlık gibi bilgiler vardı. Diğerinde sadece ihracatçı ve ihracat beyannamesi numarası yazılıydı. Bir anlamda yavru beyanname, ilkine ait bilgiler arasına gizlenmişti. Nakliyeci şirketlerce yurtdışına gönderilmediği beyan edilen 279 adet özet beyana bağlı 805 adet yavru beyanname tespit edildi.”
MİT ve MASAK da harekete geçti. Şirketlerin hayali ihracattan elde ettiği parayı PKK’ya aktarıp aktarmadığı araştırılırıloyr.

İnceleme devam ediyor
Raporundaki 94 şirket arasında TOBB Kadın Girişimci Kurulu Başkanı Aynur Bektaş’ın sahibi olduğu Hey Tekstil de var. Müfettişlerin, Hey Tekstil hakkındaki incelemesi devam ediyor.
Görüşünü almak için aradığımız Aynur Bektaş, soruşturmayı doğrulayarak, “Hey Dış Ticaret adlı şirketimiz maalesef küçük bir hata nedeniyle 94 şirket arasına girmişti. Fakat artık çıkarıldı” dedi. Bektaş, daha sonra gönderdiği yazılı açıklamada ise, “Hey Dış Ticaret hakkında şu anda herhangi bir kriter uygulaması olmadığı gibi, kırmızı hatta düşen hiçbir işlemimiz bulunmamaktadır” ifadesini kullandı.



21 tonluk TIR’da 145 ton mal
Eryılmaz ve ekibi, 94 şirket arasından ilk olarak Resul Kısır (Evrensel Dış Ticaret) ve Yavuz Cüce’ye (Fatih Dış Ticaret) ait soruşturmayı tamamladı. Savcılığa sunulan suç duyurusunda, Kısır ve Cüce’nin sözde ‘pas önleyici veya pas sökücü’ ithal ettiği belirtilerek, şöyle denildi: “Hiçbir şekilde gümrüğe gelmeyen, TIR’lara yüklenmeyen mallar, ‘BİLGE’ adlı dijital sistem üzerinde yapılan değişiklikle ihraç edilmiş gibi gösterildi. Düzenlenen özet beyanlara, en fazla 21.5 ton mal taşıyan TIR’lara 102, 112, 145 ton gibi taşınması imkansız ağırlıklar yüklenmiş gibi yansıtıldı. Bu yavru beyannamelerin hiçbirinin örneği gümrük arşivinde bulunamadı. Üstelik belgelerde malların Almanya’daki Portel Kom adlı şirkete gönderileceği yazıyordu. Oysa bu şirketin Makedonya’da telekomünikasyon hizmeti verdiği ve ‘yağ-pas sökücü’ cinsi eşya ile hiçbir ilgisi olmadığı belirlendi.
Milliyet 15/07/2010

7 milyon Euro’ya ‘J10’u yarattı Fransız Peugeot parmak ısırdı

Peugeot, Citroen, Renault Trucks ve Hyundai için fason üretim yapan ancak büyümeyi kendi markasında gören Karsan, 1981’den bu yana ürettiği J9 minibüsü yenileyerek J10 adı ve Karsan markasıyla piyasaya sundu. 7 milyon Euro yatırımla geliştirilen J10, fikri mülkiyet haklarını 4 yıl önce Karsan’a satan Fransız Peugeot’yu bile kıskandırdı.

1998 yılında Vehbi Koç’un damadı İnan Kıraç’ın çoğunluk hissesini almasıyla Koç Grubu’ndan Kıraça Holding bünyesine katılan Karsan, otomotivde bir marka olma yolunda hızla ilerliyor. Bursa fabrikasında Peugeot Partner, Citroen Berlingo, Hyundai HD35/HD75 hafif kamyonları ve Renault Trucks Premium Uzunyol ağır kamyonlarını üreten Türkiye’nin ilk ve tek çok markalı araç üreticisi Karsan, otomotivde sessiz sedasız bir Türk markası yaratıyor. Uluslararası markalara fason üretimi devam ettiren ancak büyümeyi kendi markası ile gören Karsan, 7 milyon Euro yatırımla Türk mühendisler ve tasarımcılarla geliştirdiği ‘J10’ minibüsle markalaşmada ilk önemli adımı attı.

Peugeot pişman oldu

2006 yılına kadar 25 yıl Peugeot markası için ürettiği J9’un fikri mülkiyet haklarını alarak üretimine devam eden Karsan, ‘J10’u geliştirerek gerçek anlamda kendi markasıyla ilk modelin üretimine imza atmış oldu. 18 ayda geliştirilen beşinci nesil J10, fikri mülkiyet haklarını 4 yıl önce Karsan’a satan Fransız Peugeot’yu bile kıskandırdı. Karsan Pazarlama Şirket Müdürü Vançın Kitapçı, Fransızların yeni J10’u gördükten sonra aracın fikri mülkiyet haklarını devrettikleri için pişman olduklarını gözlemlediğini söyledi.

Kitapçı, J10’un Karsan markasıyla satılan gerçek anlamda ilk model olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Biz 2006 yılında Peugeot’dan J9’un fikri mülkiyet haklarının tamamını aldık. Fransızlar, J9’un ömrünün dolduğunu ve potansiyelinin olmadığını düşünüyorlardı. Bu yüzden de fikri mülkiyet haklarını verdiler. Bir süre Peugeot markasıyla satışına devam ettik ama daha sonra markalarını kullanmamızı istemediler. 3 yıldır J9’u Karsan markasıyla satıyorduk. Bugün gelinen noktada Peugeot çok pişman. Çünkü J9, sınıfında yüzde 25’lik bir pazar payına sahip. Aynı sınıfta kendi modelleri 400-500 adet satarken biz 3 binli adetlere ulaşıyoruz. J10’u da görüncü pişmanlıklarının arttığını düşünüyorum.”

Rusya’ya adım atıyoruz

Kitapçı, servis taşımacılığı sınıfında, yolcu taşıma amacıyla geliştirilmiş tek ürün olma özelliğini taşıyan J serisinin etkinliğini, J10 ile okul ve personel taşımacılığında daha da arttırmayı hedeflediklerini anlattı. Kitapçı, şunları anlattı: “Pazar payımız yüzde 23. Yeni J10 ile payımızı yüzde 25’e çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca iç pazardaki etkinliğimizi ihraç pazarlarına da taşımayı hedefliyoruz. J10 ihracatı için ilk adımımızı Rusya’da attık. Rusya’da ilk kez gerçekleştirilen Busworld Fuarı’na J10 ile katıldık ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Bunun dışında İran, Suriye ve Afrika ülkelerine yeni modeli satmayı planlıyoruz.”

60 kişilik Türk ekibi 18 ayda geliştirdi

KARSAN’ın kardeş şirketi Hexagon’la birlikte 18 aylık bir çalışma sonucunda 60 kişilik bir ekip tarafından geliştirilen J10’nun yüzde 70’i yenilendi. Yıl sonuna kadar 2 bin adet J10 üretmeyi hedefleyen Karsan, gelecek yıl 3 bin adet üretim gerçekleştirecek. Karsan, bu yıl 200, gelecek yıl da 1000 adet J10 ihraç edecek. İç ve dış tasarımı tamamen yenilen J10’un en büyük yeniliklerinden biri Euro 4 emisyon normlarına uygun yeni motoru. Iveco’dan alınan 96 beygirlik yeni motorla hem daha iyi bir performans sağlayan araç hem de düşük yakıt tüketimiyle dikkat çekiyor. JJ10’un fiyatını J9’un bile altında konumlayan Karsan, aracı 47-55 bin TL arasında fiyatla satışa sundu.

Göbek bağımızı kendimiz kesiyoruz

KARSAN CEO’su Murat Selek, yeni vizyonları kapsamında, Karsan’ın farklı projeler üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, özellikle yolcu taşımacılığında tüm segmentlerde Karsan markalı ürünler ile yer almayı hedeflediklerini belirtti. Selek, bu yıl ciddi bir büyüme hedefleri olduğunu ifade ederek, “Toplam satış adedimizi 11 binden 25 bine adete, ciromuzu da 300 milyon liradan 600 milyon liraya çıkarmayı amaçlıyoruz” dedi. Başta yönetim kurulu olmak üzere şirket yöneticilerinin çoğunluğunun Koç’un otomotiv şirketlerinde uzun yıllar görev yaptıklarını hatırlatan Selek, şunları söyledi: “Yabancı ortaklıklarda kendi başınıza bir şey yapamazsınız. Ortağınızın izin verdiği ölçüde tek başınıza hareket edebilirsiniz. Biz kendi göbek bağımızı kendimiz kesiyoruz. ”
Hürriyet 15/07/2010

Otolara kara kutu getirdi servisleri gözüne kestirdi

Otomobilin kara kutusu olarak adlandırılan araç içi kamera ve ses kayıt sistemi ‘Janus Black Box’ 990 dolar fiyatla Türkiye’de satışa sunuldu.

Kara kutuyu Türkiye’ye getiren Yonja Motor’un CEO’su Murat Güzel, “Başta okul servisleri bu ürüne çok büyük ilgi gösterdi. Bunun yanı sıra turizm şirketleri de daha güvenli hizmet vermek için otomobilin kara kutusu diye adlandırılan sistemi otobüslerine yerleştirmeye başladı. Hem görüntü hem ses kaydı yapan bu sistem kazaları azaltacak. Bu üründen yılda 10 bin adet satış yapmayı planlıyoruz” dedi.

24 saat kayıtta

Sistemi dünyada bir çok ülkenin kullandığını söyleyen Murat Güzel, şu bilgileri verdi: “İngiltere ve Amerika’da güvenlik amaçlı kullanımı zorunlu olan Janus trafik kazalarında güvenilir bir tanık olmayı başardı. Aracınızda dikiz aynasının yanına kolaylıkla takılabilen Janus Black Box görüntülü araç takip sistemi, istediğiniz her anı kayıt altına alabiliyor. Takip ettiğiniz aracın hangi saatte nerede olduğunun öğrenilmesi ve raporlanması, iş performansının yükseltilmesi ve iş süreci masraflarının azaltılması amaçlanıyor. İstendiği taktirde 24 saati kayıt altına alabiliyorsunuz.”

HD kalitesinde

Janus Black Box şöyle çalışıyor: “Sistem aracın hızını izliyor, kaza anını otomatik olarak kaydediyor ve ani hareketlenmeleri kaydediyor. Acil durum düğmesiyle anında görüntü sağlıyor ve gece kayıt imkanı sunuyor. Araç içini 170 derece ve ön camından dışarıyı 120 derecelik açı ile görebiliyor. Sistem ayrıca HD kalitesinde kayıt yapıyor.”
Hürriyet 15/07/2010

Filmi izleyip uzaktan lazer kaynağı yaptı Ford’a bile satacak

‘Uzaktan lazer kaynağı teknolojisi’, Minority Report filminin bir sahnesinden esinlenilip 1.4 milyon Euro’ya geliştirildi.

FORD Otosan, Türk otomotiv sanayinde ve dünyadaki tüm Ford fabrikaları arasında uzaktan lazer teknolojisini kullanan ilk fabrika oldu. Hollywood filmlerinde özel efekt uzmanlarınca hazırlanan büyüleyici sahneleri gerçek kılan “Uzaktan lazer kaynağı” teknolojisi mevcut üretim sistemine göre yüzde 5 daha fazla yatırım gerektirirken, uygulama hızında 7 ila 10 kat artış, işletme maliyetinde yüzde 30’a varan düşüş ile ekipman ve alan kullanımında da yüzde 40 kazanç sağlıyor. Kocaeli Fabrikası’nda uygulamaya alınan “Uzaktan lazer teknolojisi” 5 kıtaya ihraç edilen Transit’lerin üretiminde kullanılmaya başlandı.

1.4 milyon Euro yatırım

Ford Otosan Kocaeli Fabrika Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan mühendislerinin, ünlü yönetmen Steven Spielberg tarafından çekilen, Tom Cruise ve Colin Farrell’in baş rolünü paylaştığı “Minority Report” (Azınlık Raporu) adlı filmdeki bir sahneden esinlenerek, 2005 yılında uzaktan lazer kullanımına ilişkin Ar-Ge çalışmalarına başladığını bildirdi. Toplam 1.4 milyon Euro’ya mal olan projenin şubat ayında tamamlandığını ifade eden Yenigün, senaryosu 2054 yılında geçen filmde görünen teknolojinin Ford Otosan’da kullanılmaya başlandığını ifade etti. Yenigün, şimdiye kadar Ford üretim fabrikalarında konvansiyonel kaynak yöntemiyle (yüksek akım, düşük voltaj prensibiyle) iki sacın bakır elektrotlarla birbirine birleştirmesinin sağlandığını, lazer teknolojisinin ölçme, kesme ve yakın mesafeden kaynak işlemlerinde kullanıldığını dile getirdi.

“Biz, yüzde 50 Ford, yüzde 50 Koç grubuyuz. Teknolojiyi genellikle Ford’dan alırız. Bu projeyle ilk defa Ford’a ‘know-how’ vereceğiz” diyen Yenigün, şöyle konuştu: “Ford dünyasında, Ford kütüphanesinde artık Ford Otosan’daki mühendislerin yazdığı Uzaktan Lazer Uygulamaları konusunda çeşitli dokümanlar yer alacak.”
Hürriyet 15/07/2010

Hintli Wipro’yu getirdi elektrikte ‘doğru hesap’ iddiasıyla yola koyuldu

ETRM Enerji Danışmanlık, 6 milyar dolar cirolu Hintli Wipro’yla, elektrik sektörüne, ‘doğru hesap’ın yolunu gösterecek. Wipro Başkan Yardımcısı Arun Krishnamurthi, “Enerji piyasasına değer katacağız” dedi. ETRM Yönetici Ortağı Murat Kutlutürk ise, “Doğru model, maliyet düşürür” diye konuştu.

ETRM Enerji Danışmanlık ve Risk Yönetimi A.Ş., 6 milyar dolar cirolu Hintli Wipro’yla stratejik işbirliği anlaşması imzalayarak, elektrik sektörüne ‘doğru hesap’, yazılım ve teknik destek hizmeti için kolları sıvadı. 54 ülkede faaliyetleri olan Wipro’nun Başkan Yardımcısı Arun Krishnamurthi, “Dünyadaki deneyimlerimizi Türkiye’ye taşıyacağız. Türkiye’deki enerji piyasasına değer katacağımıza inanıyoruz” dedi. ETRM Yönetici Ortağı Murat Kutlutürk de, “Elektrik fiyatları çok oynak. Bu yüzden üreten, dağıtan ve tüketen için ‘doğru hesap’ çok önemli. Biz ‘doğru model’i ortaya koymak için piyasaya giriyoruz” diye konuştu.

Serbest tüketicilik

ETRM ile Wipro arasındaki işbirliği anlaşması dün Wipro’dan Başkan Yardımcısı Arun Krishnamurthi, Başkan Yardımcısı Subbi Laksmanan, ETRM Yönetici Ortakları Murat Kutlutürk, Kasper Walet, Candaş Gülez, Nexia Türkiye Başkanı Turgut Özsüt ve Başkan Yardımcısı Cem Tezelman’ın katılımıyla imzalandı. Murat Kutlutürk, Türkiye’de “serbest tüketici”lik için 100 bin kilovatsaat elektrik tüketim sınırı olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Bir süre sonra bu sınır 10 bine inecek, zamanla kalkacak. Yani, piyasada düzen tümüyle değişecek. Bugün GSM pazarındaki rekabet aynen elektrikte de yaşanacak. İşte biz bu ortamda ortaya koyacağımız matematik modeller, yazılım ve teknik ekipmanla ‘doğru hesap’ nedir, o yolu göstereceğiz.”

Barajdaki suyun hesabı

Murat Kutlutürk, elektrikte “doğru hesap”ın üç tarafı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Bunlardan biri üretici, diğer ikisi de dağıtıcı ve tüketici. Hidroelektrik santral sahibi bir üreticiden örnek vermek gerekirse, barajdan suyun santrala hangi saatte, ne kadar akıtılması gerektiğinin doğru matematik formülünü ortaya koyacağız. Bu hesaplarda mevsim, güneş ışığı, bölgedeki nüfusun yapısı, dini, resmi tatiller, yani birçok şey etkili olacak. Üretici açısından en verimli modeli ortaya koyacağız.”

Akıllı sayaçın yararı

Wipro Başkan Yardımcısı Subbi Lakshmanan, dağıtıcı açısından kayıp-kaçak oranının önemli olduğunu belirterek, şunları anlattı: “Hindistan’da kayıp-kaçak oranı yüzde 70’e varan kentler vardı. Başta iletim hatları yenilenerek, bunlar düşürüldü. Ayrıca, elektrikte verimli tüketim için akıllı sayaçın da önemli payı var. Akıllı sayaç, dağıtıcıya tüketicinin günün hangi saatlerinde, ayın hangi günlerinde ne kadar elektrik tükettiğini gösterir. Böylece birlikte en doğru modeli oturtabilirler.”

Maliyetleri düşürüp fiyatı indirme planı

ETRM Yönetici Ortağı Murat Kutlutürk, “Ortaya koyacağımız modellerle elektrik üreten ve dağıtan şirketlerin maliyetlerini düşürebileceğimize inanıyoruz. Maliyetin düşmesi, tüketiciye ‘ucuz elektrik’ olarak yansıyacak” dedi. Wipro Başkan Yardımcısı Arun Krishnamurthi de, Kutlutürk’ün iddiasını güçlendirmek için, “Avustralya’da hizmet verdiğimiz bir enerji şirketinin maliyetleri yüzde 30 düştü. Bu da son kullanıcıya yansıdı” dedi.

Yoğun saatte elektriği az kullanana iade var

WIPRO Başkan Yardımcısı Subbi Lakshmanan, akıllı sayaç işinde yazılımlarıyla bulunduklarını belirterek, şunları dile getirdi: “Akıllı sayaç üreten şirketlerle işbirliğimiz var. Birlikte geliştiriyoruz. Akıllı sayaç kullanan tüketici, kendine en uygun tüketimi de seçme şansını yakalar. Bunun en güzel örneği Kanada’da uygulanıyor. Bireysel tüketici, elektriğin yoğun kullanıldığı saatlerde tüketimini düşürebilirse, dağıtım şirketi o payı bir başka alıcıya daha yüksek fiyatla satabiliyor. Sonra dönüp kullanımı düşürebilen tüketiciye para iadesi yapıyor.”
Hürriyet 15/07/2010

Besi hayvanı ithalatında özel sektöre ithalat vizesi geliyor

Tarım Bakanlığı, et fiyatlarının “istenen denge”ye oturmaması üzerine, kasaplık canlı hayvan ithalatında özel sektörün de önünü açmaya karar verdi. Tarım Bakanı Mehdi Eker, “Özel sektör canlı hayvanı ithal edip besleyecek, sonra satacak. Doğrudan satmak olmayacak” dedi.

TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Et ve Balık Kurumu’nun 16 bin ton kasaplık vanlı hayvan ithalatı ihalesini gerçekleştirmesine karşın et fiyatlarının istenen dengeye oturmadığını belirterek, “Şimdi bu konuda özel sektörün de önünü açacağız. Besi çiftlikleri olan veya kuranlara, besicilik yapmak üzere canlı hayvan ithalatı için izin vereceğiz” dedi. Eker, “Ramazan ayı yaklaştı, ‘ucuz et’ sözü verebiliyor musunuz” yönündeki ısrarlı sorular üzerine, “Kesin söz vermek doğru olmaz” yanıtı verdi.

Hayvan varlığı yeterli

Türkiye’nin tümünün kesilmesi halinde 1 milyon et elde edilecek büyükbaş hayvan varlığına sahips olduğunu vurgulayan Mehdi Eker, şöyle konuştu: “Aslında sıkıntı canlı hayvan varlığının yetersizliğinden değil, daha çok spekülasyon söz konusu. Para kazanmayı bilen birçok işadamı ve şirket, hayvancılığa girdi. Bu girişler iyi de oldu. İthalatın başlamasıyla fiyatlar belli ölçüde düşmüştü. Ancak, son dönemlerde bazı işadamlarının Doğu’da fiyat yükselterek buzağı topladığını duyuyoruz. Bu spekülasyon, et fiyatlarının yeniden yukarı doğru kıpırdamasına neden oldu.”

İzliyoruz

Et fiyatlarını gün gün izlediklerini ifade eden Eker, şunları anlattı: “26 Nisan’da marketlerdeki ortalama daha kıymanın kilosu 23.77 liraya çıkmıştı. Et ve Balık Kurumu 16 bin ton canlı kasaplık hayvan ithalatı için ihale gerçekleştirdi. Bunların gelişi sürüyor. 14 Temmuz itibariyle dana kıymanın fiyatının 19.90 lira olduğunu gördük. Aslında fiyatlar daha çok düşmüştü. Yukarı doğru kıpırdanma var. Bu haliyle de yüzde 17’lik bir düşüş söz konusu ama yeterli değil.”

Sıra özel sektöre geldi

50 bin tonluk canlı hayvan ithalatı için yeni ihale açılacağını bildiren Mehdi Eker, bu konuda sıranın özel sektörü geldiğini belirterek, şunları dile getirdi: “Önümüzdeki günlerde bu konuda tebliğ çıkaracağız. Ticaret değil, besicilik yapmak üzere özel sektöre ithalat izni vereceğiz. Özel sektör şu anda sadece damızlık canlı hayvan getirebiliyor. Şimdi, ‘300 kiloluk canlı besi hayvcanını getir, 7 ay besle, sonra sat’ diyeceğiz. Yani, getirip, doğrudan satmak olmayacak.”

Getirsinler bakalım

Eker, “Bu izin canlı hayvan ithalatına özel sektörden yönelen eleştirileri kesmek için mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Et ve Balık Kurumu ihaleleri yapıyordu. Şimdi yanına özel sektörü de ekleyelim, biraz daha rekabet ortamı oluşsun istiyoruz. Elbette her türlü sağlık koşullarına dikkat edilecek. Denetimsiz hiçbir şekilde hayvan girişi söz konusu olmayacak.”

Sığırlarda çift küpe var, hepsini biliriz

TARIM Bakanı Mehdi Eker, “En çok büyükbaş hayvan varlığı olan 16 ilimizde sık sık sayım yapıyoruz. 11 milyon büyükbaş hayvanın hepsinde çift küpe var. Tüm bilgileri yer alıyor. Yaptığımız sayımlar, tahminlerimizi doğru çıkarıyor. Mayıs ayında bir sayım yapmıştık, son dönemlerde yeniden yaptırdık” dedi.

Et-Balık 50 bin tonluk yeni ihaleye çıktı

ET ve Balık Kurumu (EBK) 50 bin ton kasaplık hayvan alımı için bugün ihaleye çıkacak. ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyaletleri hariç), Brezilya (Parana bölgesi hariç), Uruguay, Arjantin (Corrientes ve Misiones bölgeleri hariç), Şili, Yeni Zelanda, Avustralya, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya ve Macaristan’dan Angus, Hereford, Simmental, Charolais, Limousin ve Brown swiss ırkı kasaplık hayvan ithalatı yapılacak. Hayvanların yaşları 12-24 ay arasında, cinsiyeti erkek, canlı ağırlığı asgari 400 kilogram 750 kilogram olacak.

Angus’lar ‘Pangus’ doğurdu

AVUSTRALYA’dan kargo uçaklarıyla Konya’ya getirilen Angus cinsi damızlık ithal düveler yavrulamaya başladı. Konya Şeker tarafından geçen ay Konya’nın Çumra ilçesindeki besi çiftliğine getirilen, lezzeti ve dayanıklılığı ile ünlü, canlı ağırlığı 1.5 tona kadar çıkabilen 516 Angus gebe düveden 20 tanesi yavruladı. Pankobirlik Genel Başkanı, Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Avustralya’dan ithal edecekleri 1200 Angus cinsi damızlık düvelerden 516 tanesinin Konya’nın Çumra ilçesindeki Konya Şeker’e ait besi çiftliğine getirildiğini ve yavrulamaya başladığını belirtti. Angusların ağustos ayında yavrulamasını beklediklerini ancak bugüne kadar 20’sinin yavruladığını ifade eden Konuk, 15 dişi buzağı ve 5 erkek buzağı dünyaya geldiğini kaydetti. Doğal şartlarda yetişen Anguslar için özel bakım gerektirmediğine değinen Konuk, Angus’un dünyaya getirdiği yavrularına Pankobirlik’in ‘P’sinden esinlenerek ‘Pangus’ ismini verdiklerini vurguladı.
Hürriyet 15/07/2010

Coca-Cola satışını, 225 milyon kasaya çıkardı

COCA-Cola İçecek A.Ş’nin Türkiye Bölgesi satış hacmi 2010’un ilk yarısında yüzde 10.3 artırarak, 225.7 milyon ünite kasaya ulaştı.

Coca-Cola İçecek’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, şirketin ilk 6 aylık satış hacmine ilişkin şu bilgiler yer aldı: “Geçen yılın ikinci çeyreğinde 172 milyon ünite kasa olan satış hacmi 2010’un ikinci çeyreğinde yüzde 10.7 artarak 190.4 milyon ünite kasaya yükseldi. 2009’un ilk yarısında 275.6 milyon ünite kasa olan konsolide satış hacmi de yüzde 9.9 artışla 2010’un ilk yarısında 302.9 milyon ünite kasa çıktı. Uluslararası operasyonlar toplam satış hacminin yüzde 25.7’sini oluşturdu. Türkiye Bölgesi satış hacmi ise 2010’un ilk yarısında yüzde 10.3 artışla 225.2 milyon ünite kasaya ulaştı.
Hürriyet 15/07/2010

İsveçli Türk yoğurduna 160 bin Euro ‘Yunan’ cezası

İSVEÇLİ bir firma “Türk yoğurdu” adı altında ürettiği yoğurdun kabı üzerinde izinsiz fotoğrafını kullandığı gerekçesiyle, 77 yaşındaki Yunan vatandaşına 160 bin Euro’dan fazla tazminat ödemeye mahkum edildi.

Böyle bir tazminatla karşı karşıya kalan Lindahls Süt Ürünleri firması ise, ürünlerinin tanıtımında kullandığı fotoyu satın aldığını belirterek, itiraz etti. İsveç genelinde satılan ve büyük ilgi gören Türk yoğurdunun kabının üzerinde fotoğrafı bulunan Yunanlı, ‘Türk olarak tanıtılmak istemediğini’ kaydederek, İsveç’in Jönköping kentindeki firma hakkında Yunanistan’da şikayetçi olmuş ve firmadan yaklaşık 5.2 milyon Euro tazminat talep etmişti. Firma ise yoğurt kabının üzerindeki adamın fotoğrafını bir fotoğraf ajansından satın aldıklarını ve tüm haklarını ödediklerini açıklamıştı. Gelinin aşamada firma bu görüşünde ısrar ederken, Lindahls firmasının satın alma müdürü Tomas Axelsson, “Bir anlaşma sağlandığını ve taraflar arasında imzalandığını, Türk yoğurdu da dahil olmak üzere tüm ürünlerinde söz konusu kişinin resmini kullanabileceklerini” belirtti.
Hürriyet 15/07/2010

Intel’in ikinci çeyrek kârı 2.9 milyar dolar

ABD’li çip üreticisi Intel, ikinci çeyrekte Wall Street’in beklentilerini aşarak, beklenenden daha iyi kâr ve gelir açıkladı.

Intel, kurumsal müşterilerinin güçlü talebinden ötürü 26 Haziran’da sona eren ikinci çeyrekte 2.9 milyar dolar (hisse başına 51 sent) net kâr ettiğini bildirdi. Şirketin ikinci çeyrekte hisse başına 43 sent kâr etmesi bekleniyordu. Intel’in ikinci çeyrekte geliri ise 10.8 milyar dolar oldu. Intel CEO’su Paul Otellini, kişisel bilgisayar ve ana bilgisayar serilerine talebin kuvvetli olduğunu, şirketlerin 4-5 yıllık bilgisayarlarını değiştirmeye başladığını söyledi. Otellini, “Kurumsal müşterilerin bizim gelişmiş mikro işlemcilerimize güçlü talebi Intel’in 42 yıllık tarihindeki en iyi çeyrek sonucunu elde etmesine yardımcı oldu” dedi.
Hürriyet 15/07/2010

İstanbul Finans Merkezi’ni bina dikmek gibi anladılar

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, sermaye piyasasının geliştirilmesi konusunda atılan en somut adımın İstanbul Finans Merkezi olduğunu belirterek, “Bu fikir bile çok yanlış anlaşıldı. Çoğu, ‘İstanbul’da bir yere binalar dikecekler’ dedi. Finans Merkezi, dünyanın iyi piyasalarından daha iyi para ve sermaye kurallarını getirecek. Eski demirperde ülkelerine özenilmemeli” dedi.

TÜRKİYE’de özel sektörün birçok konuda uluslararası rekabete ayak uydurmakta zorlandığını, bunun ardında yatan en önemli nedenin ‘sermaye piyasasının yeterince gelişmemesi’ olduğunu vurgulayan İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, sahip olunan müteşebbis gücünü, serbest piyasa kurallarını koyarak harekete geçirmek gerektiğini söyledi.

Sözle yetinmemek lazım

Türkiye İş Bankası’nın “İş’le Buluşmalar” adlı toplantılarının temmuz ayı durağı Sakarya oldu. İş Bankası’nın Türkiye’de özel sektörün ve özel teşebbüsün destekleyicisi ve yaratıcısı olma misyonunu devam ettirdiğini dile getiren Ersin Özince, “Madem ki ülke ekonomisi bizim endişemiz, sermaye piyasasının mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylemeye devam etmeliyiz. Sermaye piyasasının güçlendirilmesi konusunda sadece söylemle yetinmiyoruz” dedi. Özince şöyle devam etti:

Kâr beklentimiz yok

“Kalkınma bankacılığı anlayışı sona ermesine rağmen, kâr beklentisi olmadan çabalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de sermaye piyasasının geliştirilmesi konusunda atılan en somut adım, İstanbul Finans Merkezi. Bu fikir yanlış anlaşıldı. Çoğumuz, ‘İstanbul’da bir yere bir şey yapacaklar, bir yere binalar dikecekler. İş Bankası da zaten dikti kuleyi gitti’ dedi. Ankaralılar da öyle düşünüyorlar zaten. İstanbul Finans Merkezi fikrinden düşünülen, tamamen liberal serbest piyasa ekonomisinin doğru düzgün yapılabileceği, dünyanın iyi uygulamalı piyasalarından daha iyi para ve sermaye kurallarına sahip olacak bir ortam. Bu İstanbul’da da, bütün Türkiye’de de geçerli olacak. İstanbul’da kurarsanız bunu, Sakarya’da da bütün Türkiye’de uygulayacaksınız. Hatta Türk yatırımcı değil yabancı yatırımcıyı da özendirecek kurallar uygulayacaksınız. Eski demir perde ülkelerine özenilmemeli. Türkiye, serbest piyasa kurallarıyla harekete geçmeli.”

Bu deneyimi kurumlaştırmalıyız

Türkiye ekonomisinin oldukça boyutlu bir ekonomi haline geldiğini söyleyen Özince, ekonomik büyüklük anlamında, şu an bile ‘hiç umulmazken’ dünyanın ilk 20’si arasına girildiğini belirtti ve “Öylesine ummuyorduk ki, bize piyangodan bir şey vurmuş gibi geldi. Bana biraz öyle geliyor. Ne yaptık da ilk 20’ye girdik? Netice itibariyle bizim bunca deneyimi artık kurumlaştırmamız gerekiyor” ifadeleriyle de İstanbul Finans Merkezi’nin gerekliliğine işaret etti. Özince, bankaların büyük bölümünü yabancı yatırımcıların aldığını, öncesinde hemen hepsinin şahıs veya aile şirketlerine ait olduğunu kaydetti. Özince, ‘halka açılma’nın da tam bir model olamadığına dikkati çekerek, “gelişmiş ekonomilerde, bankaların çoğunun en büyük hissedarları dahi yüzde 20’yi geçen hisseye sahip değil” dedi.

Krizde 1000’i geçtik bugün 1120 şubeyiz

ERSİN Özince, son yıllarda gayrimenkul yatırımlarının fazlasıyla yatırım aracı olarak görüldüğüne dikkati çekerken de “Bu durum, dar olan kaynakları bir miktar daha ağırlaştırıyor” ifadesini kullandı. İş Bankası’nın kriz döneminde şube sayısını arttırdığına işaret eden Ersin Özince, “Önceki sene Türkiye kriz söylemleri içindeyken, biz 1000 şubeye doğru saymıştık, şu anda şube adedimiz 1120’yi geçti. Kârlı olan şubeleri belirli bir sıralamayla açacağız. Şubelerimizin kârlılığını iş adamlarımızın ticareti belirliyor. Ümit ediyorum ki iş adamlarımızın işleri daha bol ve bereketli olur” dedi.

Sakarya ve Kocaeli depreme rağmen kredi borcuna sadık kaldı

İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Sapanca’daki Güral Otel’de düzenlediği “İş’le Buluşmalar Toplantısı”nda yaptığı konuşmasında bankanın tarihi ve Türkiye’nin ekonomi geçmişiyle ilgili ilginç bilgiler paylaştı. Ersin Özince, “8-10 senedir klişeleşmiş bir ifadem vardı. İnsanımız ölmüşünün borcunu ödüyor. Yani uluslararası piyasada bir çok yerde bankalar neden batıyor? Borçlu borcunu ödemiyor. Aldığı malın değeri düştü diye ödemiyor. ‘Ben niye ödeyeyim bunun borcunu, nasıl olsa düşmüş’ diyor. Deprem sonrasında bu yörede hiç paramız batmadı. Ne Sakarya, ne Kocaeli’nde ne bir yerde. Hayatını kaybeden bir çok müşterimizin yakınları hatta bazen de iş arkadaşları, ahbapları ödedi” dedi.

Krizin ağır şartlarında kredi vermeyi sürdürdük

İŞ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Bali de, İş’le Buluşmalar’daki konuşmasında, krizin en ağır koşullarında dahi, banka olarak duruş ve iş süreçlerini değiştirmediklerini bildirdi. Adnan Bali, şunları kaydetti: “Kriz sürecinde, faaliyetten kaynaklanan kredi taleplerini karşılamaya devam ettik. İş yapana kredi vermeyi sürdürdük. Bu taahhüdümüzü Sakarya’da da devam ettirdik. Krizden en fazla darbe alan işletmelerin yaygınlıkla kullandığı ticari araç ve ticari iş yeri kredilerinde, daralan piyasada pazar payımızı, zaten birinci iken, ciddi oranda artırdık. Bir örnek de Sakarya... Sakarya’da 2009’da nakdi ticari krediler binde 5 daralırken, İş Bankası’nın nakdi ticari kredileri yüzde 8.3 arttı. İşi bozulanların, ödemelerinde aksama olan 11 binin üzerinde ticari müşterinin 1.1 milyar TL’yi aşkın kredisini yeniden yapılandırdık.”

Ceketi satalım fuarlara gidelim

DURMAZLAR Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, “Ceketimizi satalım fuarlara katılalım. Oraya dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Sadece internetten olmuyor. İnsanın doğasında var. Şöyle bir elleme ihtiyacı, görme ihtiyacı hissediyoruz. İnsanoğlunun doğasında var. Almanya’nın 1 trilyon küsür dolar ihracatı içerisinde makine ihracatı yüzde 18. Yani 165 milyar dolar. İthalatı da 144 milyar dolar. Almanya’ya da Endonezya’ya da gidelim” dedi.

3 saatlik uçuşla 7 trilyon Euro’luk pazara ulaşıyoruz

SAKARYA Ticaret ve Sarayi Odası Başkanı A. Akgün Altuğ, İş’le Buluşmalar’da yaptığı konuşmada, Sakarya’nın yatırım avantajlarını anlattı. Altuğ, “Özellikle kara, deniz ve demir yolları açısından kavşakların üzerinde olmamız ciddi bir avantaj. İstanbul ve Doğu Marmara’nın ortasında bulunuyoruz. Ben bir daire çiziyorum ve ortasına Sakarya’yı koyuyorum. Bu dairenin ortasından herhangi bir kenarına iki saatlik araç yolculuğu yaptığınızda yaklaşık 20-25 milyon insanı kapsıyor” dedi. Sabiha Gökçen’den uçağa binildiğinde, 3 saatlik yolculukla yaklaşık 7 trilyon Euro’luk bir pazara hakim olunduğunu aktaran Altuğ, “Bu, Türkiye’nin avantajı ve Sakarya’nın avantajını anlatmak için iyi bir örnek diye düşünüyorum. Hepimizin yapacak çok işi var. Sakarya’nın ihracat yapan kuruluşlarının oranı yüzde 47. Sakarya ihracatta Türkiye’nin ilk 10 ili arasında. Hedefimiz ilk 5” dedi. Akgün Altuğ, 15 yıl önce Toyota’nın Sakarya’da üslenmesiyle, bölgenin ihracatının ciddi artışa geçtiğini hatırlattı.
İtalya örneği verdi
Oda olarak üzerinde ısrarla durdukları konunun ‘süs bitkileri’ olduğunu söyleyen Altuğ, “Bu ürünleri en iyi İtalya yetiştiriyor. İtalya’da 5 yılda istenilen verime ulaşan fidan Sakarya’da 3.5 yılda o pozisyona geliyor. Sakarya toprağı, suyu o iş için yaratılmış” dedi.

Boş arazileri yem bitkisi için kiralık istedik, vermediler

İŞ’le Buluşmalar’da; Saray Halı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel, 20 bin büyükbaş hayvana sahip olduğu Saray Çiftliği’ni anlattı. Türk halkının yeterince süt tüketmediğini söyleyen Necati Kurmel, “Ben bildiğim işi söyleyeceğim” dedi ve şöyle konuştu: “İstihdam yaratalım, hayvancılık yapalım diyoruz. ‘Milleti göndermeyelim gurbete’ diye yola çıktık. Hedefim çok büyüktü. 20 bin hayvan değil de 100 bin, 200 bin, 300 bin hayvan besi yapmak, süt yapmaktı hedefimiz. Şu an 20 bin hayvanımız var. 20 bin dönüm arazide tarım yapıyoruz. Kayseri’de 2 mahsul alabiliyoruz. Adapazarı’nda da iki üç mahsul almak mümkün. 30-40 bin veya 200 bin yapmak için devlet bize müzahir olmadı. Ben onlardan kredi istemiyordum. ‘Boş olan arazilerimizi verin, kiraya verin burayı yaygın hale getirelim’ dedik. Ama başarılı olamadık. Bu hükümet vermedi, önceki de vermedi, bundan sonraki de vermeyecek.”

Tarladan apartman katına

Hükümetin milletten, milletin de hükümetten haberi olmadığını ileri süren Kurmel, “Adapazarı’nın toprakları çok verimli. 2-3 mahsul almalı. Adapazarı toprağı emmeli. Uzaktan değil de yakından incelenmeli bu topraklar. Sakıp Sabancı, ‘Çukurovalı tarladan uzaklaştı apartman katına çıktı’ derdi. Sakaryalı bu toprakların değerini bilmeli” dedi. Kurmel, Türk halkının yeterince süt tüketmediğini de belirterek, şöyle konuştu:

Nüfus arttı hayvan azaldı

“Süt içilmemesi nedeniyle süt para etmiyor. Sütün para etmediği için de üreticiler hayvanlarını kestirdi. İnekler de kesilince et kalmadı” dedi. Bu şartlarda et fiyatlarının arttığına işaret eden Kurmel, şöyle devam etti: “Hükümet, ‘bir holding, bir tavukçu, bir halıcı, bunlar spekülasyon yapıyor’ diyor. Nasıl tutarsın, hayvan yem yiyor. Nüfus çoğalıyor, hayvan sayısı azalıyor. Pazar öyle duyarlı ki, et fiyatı 17 liraya çıktığı zaman, pazarda canlı hayvanın kilo fiyatı 14 liraya çıkıyor. Kilosu 13 liraya Kars’tan canlı hayvan alıyoruz. Et 12 liraya düştü, canlı hayvanın kilosu da 8 liraya düştü. Şimdi kim zarar etti, yetiştirici.”
Hürriyet 15/07/2010

Sanko, ‘alacak tahsili’ için Denteks’i satın altı

2008 yılında ekonomik sıkıntı nedeniyle üretimini durduran ve icra yoluyla satışa çıkarılan Denizli’nin ilk tekstil fabrikası olan Denteks, Sanko Holding tarafından satın alındı.

1978’de kurulan Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nin ilk tekstil fabrikası olma özelliğini taşıyan fabrika, Honaz İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen ilk ihalede 10 milyon 12 bin 750 lira bedelle satışa çıkarılmış, ancak alıcı bulamamıştı. Denteks icra yoluyla en son çıkarılan satışta 2 milyon 800 bin liraya, merkezi Gaziantep’te bulunan Sanko Holding’e satıldı. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Denteks firmasından alacakları olduğunu belirterek, “Bu şirketten alacağımız vardı. Arsasını ve binasını satın aldık. Bizden başka alıcı çıkmadı. Bir anlamda mecburiyetten, değerini vererek aldık. Bugünkü değerler üzerinden hesabı yapıldığında, değerini verdiğimiz görülür” dedi.

Güçlü bir şirketti

Ali İhsan Kasapoğlu’nun kurduğu Denteks’in, havlu ve bornoz başta olmak üzere diğer konfeksiyon-tekstil ürünlerini önemli derecede üreten, ihracatta önemli bir noktada firma olduğunu söyleyen Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, “Denteks, Türkiye’nin yıllardan beri İstanbul Sanayi Odası İlk 500 firması arasında yer alıyordu. Güçlü cirosu, ihracatı ve istihdamı olan bir firmayd” dedi.

Denizli’nin en eski fabrikalarından birine sahip olduğunu belirten Keçeci, şu bilgileri verdi: “Denteks, Denizli’nin çok eski büyük bir tekstil fabrikasıdır. Denizli’deki birçok tekstil firmaları da Denteks ile doğdu. O nedenle Denteks’in, Denizli tekstil hayatındaki yeri önemli ve özeldir. Ancak ne var ki, son yıllardaki tekstil krizi Denteks’in de maddi olarak zora düşmesine sebep oldu. Bu nedenle alacaklıları, gerçek kişiler ve bankalar tarafından icraya müracaat edilerek satışına kadar gidildi. Müteakip kere gerçekleşmeyen satış işlemi, bu kez tamamlandı ve Sanko Holding alacaklarına karşılık işletmeyi devraldı.”
Hürriyet 15/07/2010

Meyve suyunda fırsat kaçıyor


Meyve suyu için uygun meyve bulma zorluğu yaşanıyor. Yetkililer, "Marketler ikinci kalite meyve kuyruğunda" diyor. Bu sorun aşılmazsa sektör önündeki tarihi fırsatı kaçıracak.
Mehmet FİLOĞLU

İSTANBUL - Son yıllarda hızlı bir büyüme oranı yakalayan meyve suyu sanayii, kapasitesini kullanabilecek meyve bulmakta zorlanıyor.

Hem iç hem de dış pazarda büyük tüketim artışları bekleyen sanayiciler, bu fırsatı kaçırmamak için meyveciliğe destek istiyor. Üretimin daha verimli şekilde desteklenmesini ve meyve tedarikinin istikrarlı bir yapıya kavuşmasını talep ediyorlar. Teşviklerin esnek olmamasının yarardan çok zarar verdiğine

dikkat çeken sanayiciler, teşvikte hedefin belirlenmesini ve istenilen noktaya gelindiğinde bırakılmasını öneriyor.

DÜNYA Gazetesi’nde bir araya gelerek, sektörün geleceğini tartışan sanayiciler, Türkiye’de kalibrasyonun yeterince yapılmadığını, sanayinin işlemesi gereken ürünlerin piyasa girdiğini belirtiyor. "Marketler ucuz ve kalitesiz meyve alma yarışında" diyen Alara Tarım Ürünleri Yönetim

Kurulu Başkanı Yavuz Taner, bunun sanayie zarar verdiğini ifade etti. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Alaaddin Güç, Avrupa’yı tarımının düşüşte olması nedeniyle Türkiye için 'hazır bir lokma' olarak nitelendirdi. Güç, "Ama geriye dönüp kendi içinizde kendi kaynaklarınıza bakında o hazır lokmayı yutacak bir potansiyel göremiyoruz.

Ama böyle bir talep kesinlikle var. İkisini birleştirdiğiniz vakit ortaya bizim meyvecilik konusunda çok önemli sürdürülebilir bir gelişmeye ihtiyacımız olduğu çıkıyor" dedi. Türkiye’nin bir ürünü öne çıkarması gerektiğini savunan Asya Meyve Suyu ve Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Önen de markalaşmanın önemine dikkat çekti.
Dünya 15/07/2010

Almanya'da Credit Suisse'e 'vergi' baskını

Savcılık, müşterilerinin vergi kaçırmasına yardım etmekle suçlanan bankanın 13 şubesine baskın düzenleyip, arama yaptı


FRANKFURT - Almanya'da savcılık, vergi usulsüzlüğüyle ilgili bir araştırma kapsamında, İsviçre merkezli banka Credit Suisse'in 13 şubesine baskın yaptı.

Düsseldorf savcılığından yapılan açıklamada, baskın ve aramada 150 memurun görev aldığı bildirildi. Banka, müşterilerinin vergi kaçırmasına yardımcı olmakla suçlanıyor.

Basında yer alan haberlere göre şubat ayında, ülkenin maliye yetkilileri, ismi açıklanmayan bir ihbarcıdan 2.5 milyon euro karşılığında içinde 1,100 varlıklı Alman vatandaşına ait bilgiler bulunan bir CD satın aldılar. CD'de 1,100 Alman'ın yaklaşık 1.2 milyar euroluk vergilendirilmemiş geliri İsviçre bankalarına kaçırdığına ilişkin bilgiler bulunduğu ileri sürülüyor.

Geçen aylarda bazı mükelleflerin üzerine giden maliye yetkililerinin şimdi dikkatlerini, müşterilerinin vergi kaçırmasına yardım ettiğinden şüphelenilen banka personeli üzerine çevirdikleri ifade ediliyor.
Dünya 15/07/2010

Ziraat, ilk sanayi kredisini Başkent OSB'ye verdi

Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Türk ile Ziraat Bankası Genel Müdür Başyardımcısı Senih Boyacıgil protokole imza koydular.
ANKARA - Başkent Organize Sanayi Bölgesi (Başkent OSB) ile Ziraat Bankası arasında sanayi kredisi protokolü imzaladı.

Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Türk ile Ziraat Bankası Genel Müdür Başyardımcısı Senih Boyacıgil, Ankara Temelli Malıköy'de bulunan Başkent OSB'ye ait idari binada düzenlenen törenle sanayi kredisi protokolüne birlikte imza attılar.

İmza töreninde bir konuşma yapan Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Türk, 500 katılımcısı olan Başkent OSB'nin Ziraat Bankası'nın sanayi kredisine kavuşmasının oldukça önemli olduğunu söyledi.

Türk, Ziraat Bankası'nın ilk kez bir sanayi kredisi verdiğini ve yine ilk kez bir OSB ile sanayi kredisi imzaladığına dikkat çekerken, Başkent OSB üyesi iş adamları arasında yeni işe başlayanlar olduğunu, söz konusu iş adamlarının bilanço boşluğu olmasından dolayı kredi alırken ipotek verme sorunu yaşadığını dile getirdi.

Başkent OSB'ye taşınmak üzere olan iş adamlarına dikkati çeken Türk, Ziraat Bankası'yla yapılan protokol sonrasındaki gelişecek iş birliği ile iş adamlarının sanayi kredisi kullanırken fabrikalarını taşımak ya da kurmak istedikleri OSB arazisi ipotek gösterebilmesini ümit ettiklerini söyledi.


Ziraat Bankası Genel Müdür Başyardımcısı Senih Boyacıgil ise Ziraat Bankası'nın piyasa komisyonları ve faiz oranlarının çok altında kredi sunduğunu kaydetti.

Ziraat Bankası'nın geçtiğimiz günlerde Dünya Bankası'ndan KOBİ’ler yatırım ve işletme sermayesi ile finansal kiralama ihtiyaçlarının finansmanı için 200 milyon dolar tutarında krediyi sağladığını hatırlatan Boyacıgil, kredinin serbest kalmasıyla KOBİ'ler ve sanayicilere daha fazla destek olabileceklerini açıkladı.

Protokol töreni sonunda Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Türk tarafından Ziraat Bankası Genel Müdür Başyardımcısı Senih Boyacıgil'e plaket sunulurken, töreni Başkent OSB üyesi bazı iş adamları da izledi.

Başkent OSB Ankara Temelli Malıköy'de 50 bin dönümlük arazide bulunuyor. Başkent Ankara'yı 'Sanayinin de Başkenti' yapma iddiasında olan Başkent OSB'de, 1800 metrekare ile 66 bin metrekare arasında değişen sanayi parsellerde orta ve büyük ölçekli sanayi tesislerinin kurulması öngörülüyor.
Dünya 15/07/2010

Gedik Yatırım hisseleri halka arz edilecek


Hisselerin halka arz işlemleri 21 ve 22 Temmuz tarihlerinde 2 gün süreyle İMKB Birincil Piyasası'nda gerçekleştirilecek.
İSTANBUL - İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Yönetim Kurulu, Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin halka arz işlemlerinin 21 ve 22 Temmuz 2010 tarihlerinde 2 gün süreyle Turkish Yatırım A.Ş. aracılığı ile İMKB Birincil Piyasası'nda gerçekleştirileceğini bildirdi.

İMKB'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan duyurusunda, şirketin mevcut ortaklarından Erhan Topaç'ın sahip olduğu halka arz edilecek 5 milyon 400 bin lira nominal değerli hisse senetlerinin, 1 lira nominal değere tekabül eden hisse için, satışın ilk gününde 1.30 lira fiyat baz alınarak, izleyen günde ise bir önceki işlem tarihindeki ağırlıklı ortalama fiyatın yüzde 10 altında ve üstündeki sınırlar içinde kalmak kaydıyla satışa sunulacağı belirtildi.

Duyuruda şunlar kaydedildi:

"Birincil piyasada satışın devam ettiği süre içerisinde ikincil piyasa işlemlerine başlanmayacak olup, birincil piyasa satış süresinin sona ermesini veya satışın tamamlanmasını takiben, halka arz sonuçları da dikkate alınarak Borsa Yönetim Kurulu'nca verilecek işlem görme kararından sonra şirketin hisse senetleri borsamız İkinci Ulusal Pazarı'nda işlem görmeye başlayacaktır.

Şirketin işlem sırasına gönderilecek emirlerde maksimum lot miktarı 150 adet olarak uygulanacaktır."
Dünya 15/07/2010

Mensa Mensucat kredi borcunu erken ödedi


Kuveyt Türk ile protokol imzalayan şirket 3 milyon 225 bin dolar ödeyerek borcunu kapattı.
İSTANBUL - Mensa Mensucat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. ile yeni bir protokol imzalayarak borcunu 3 milyon 225 bin dolar tutarında erken ödeme ile kapattığını bildirdi.

Mensa Mensucat'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, şirketle Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. arasında daha önce imzalanan protokol gereği olarak yaklaşık 5 milyon 500 bin dolar tutarında kredi borcuna mahsuben bir miktar vadeli müşteri bonosu yoluyla ödeme yapıldığı, kalan borcun ise 2013 yılından başlanarak itfalandırıldığının daha önce kamuoyuna duyurulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, banka ile karşılıklı iyi niyet çerçevesinde yeni bir protokol imzalandığı, anılan tüm bakiye borcun toplam 3 milyon 225 bin dolar tutarında yapılan erken ödeme ile tamamen kapatıldığı kaydedildi.
Dünya 15/07/2010

Karel, 15 milyon dolarlık sipariş aldı


Firma, Avea'nın 3. nesil şebeke altyapısına ekipman tedarik edecek.


İSTANBUL - Karel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.'den yaklaşık 15 milyon dolarlık sipariş aldı.

Karel Elektronik'in Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, Avea İletişim Hizmetleri'nden, hem mevcut şebekesinin genişletilmesi hem de 3. nesil şebekesi kapsamında ihtiyaç duyulan transmisyon altyapı sistemleri için yaklaşık 15 Milyon dolarlık ekipman siparişi alındığı belirtilerek, söz konusu sistemlerin 2010 yılı içinde teslim edilmesinin ve devreye alınmasının planlandığı kaydedildi.
Dünya 15/07/2010

Beyaz Filo, tahvil ihracına başlıyor


Tahvil ihracının 21-22-23 Temmuz tarihlerinde yapılması planlanıyor.
İSTANBUL - Oto kiralama şirketlerinden Beyaz Filo'nun tahvillerinin İMKB'de işlem görmesi için yaptığı başvuru, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından kayda alındı. Tahvil ihracının 21-22-23 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılması planlanıyor.

Şirketten yapılan yazılı açıklamaya göre, tahvillerin 7,47 milyon lira nominal değerindeki yüzde 30'u yurt içi bireysel yatırımcılara, 17,43 milyon lira nominal değerindeki yüzde 70'i yurt içi kurumsal yatırımcılara tahsis edildi. Vadesi 2 yıl olacak tahvillerin 6 ayda bir kupon ödemesi bulunuyor.

Halka arz edilecek tahvillerin nominal tutarı 24,9 milyon lira olurken, tahvil ihracından sağlanacak net nakit girişinin 14,3 milyon lirası, şirketin banka borcunun refinansmanında, 9,75 milyon lirası, yeni araç satın alımında, 450 bin lirası, şirketin bilgi ve teknoloji yatırımında, 400 bin lirası tahvil ihracıyla ilgili maliyetlerin karşılanmasında kullanılacak.
Dünya 15/07/2010

İstinye’de ballı ticaret

İstinye’deki 75 gecekondu işgalcisi, kooperatif kurarak Milli Emlak’tan 6 milyon 500 bin TL’ye 24 ay taksitle satın aldıkları arsayı 9 ay sonra 30 milyon dolara satmayı başardı

Yaklaşık 30 yıl boyunca işgalci olarak nitelendirilen İstinyelilerin fırsat olarak değerlendirdikleri adımı atmalarına yol açan olayın başlangıcı ise, yaşamlarını sürdürdükleri 6 bin 439 metrekarelik arsanın geçen yıl İstanbul Defterdarlığı tarafından satışa çıkarılmasıyla oldu. Bunu, tapularını alabilmek için bir fırsat olarak gören 75 ev sahibi, kendi aralarında anlaşarak ‘Poligon Tepeüstü Yapı Kooperatifi’ni kurdu.
İstinye sakinleri, ardından, İstanbul Defterdarlığı’nın 24 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirdiği ihaleye katılarak 6 milyon 500 bin TL’lik tahmini bedel belirlenen ihaleyi kazandı. Ödeme şeklinin 24 ay taksit olarak belirlendiği bu ihale sonrasında kooperatife üye 75 evsahibi, ilk taksit olan yüzde 25’lik kısmı ihaleden sonra kendi aralarında para toplayarak ödedi.

Arsa hemen satışa çıktı
Daha sonra kooperatif, seri ilan sitelerine ilan vererek arsayı 25 milyon 750 bin euroya satışa çıkardı.
Kooperatif yönetimi arsa için geçtiğimiz günlerde Seba Konutları’nın eski ortaklarından Gazanfer Mürşit ile masaya oturdu ve anlaştı. Buna göre Mürşit’in yeni kurduğu Panorama İnşaat kooperatif üyelerine 12 milyon TL verecek ve bunun 5 milyon TL’si ile kalan borç kapatılacak. Geriye kalan 7 milyon TL ise üyeler arasında pay edilecek. Ayrıca kooperatif,yaapılacak projede yüzde 38 oranında hissedar olacak. Yaklaşık 10 bin metrekare satılabilir alana sahip olan projenin bulunduğu İstinye’de metrekare fiyatları ortalama 6 bin dolardan başlıyor. Buna göre kooperatif üyelerinin eline 22 milyon 800 bin dolar daha geçecek. Toplamda kooperatif üyeleri 30 milyon dolar civarında gelir sağlamış olacak.

Kooperatif üyeleri hemen ilan vermişlerdi
Kooperatif tarafından seri ilan sitelerine verilen ilanların açıklama bölümünde şu ifadeler yer alıyor: Sarıyer İstinye’de deniz, boğaz, köprü, doğa manzaralı. 6 bin 440 metrekare turizm ve konut imarlı. 10 bin metrekare inşaat izni var.
İkisi zemin altında 3’ü zemin üstünde olmak üzere 5 kat izinli. (Böyle bir imar boğazda yok) İstinye Park’ın denize doğru altında.
İTÜ, İMKB ve Emirgan Korusu’na çok yakın. Sabancı Atlı Spor Kulübü’nün bitişiğinde olan arsa, İstanbullist projesine komşu. Depreme en dayanıklı zemine sahip.
Arsa değerinin en az 6-7 katı getiri sağlayacak potansiyelde. İnanılmaz değerde. Ama fiyat olarak kelepirden de kelepir. Etrafındaki daireler 1 ile 6 milyon dolar arasında satılmakta. Kısa süre için bu fiyat.

ABD Başkonsolosluğu ile parladı
10 yıl öncesine göre Boğaziçi’nin en sorunlu noktaları arasında gösterilen İstinye’nin yıldızı ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu için arazi almasıyla başladı.
2000 yılında inşaatın bitirilmesiyle ilgi odağı olan İstinye’ye son yıllarda konsolosluğa yakınlığından dolayı azınlıklar ilgi gösteriyor. Ayrıca bir başkonsolosluk, yeni konsolosluk binası yapmak için yer arıyor. Ama bulmakta zorlanıyor.



Ne istediler, ne kadara sattılar?
Poligon Tepeüstü Yapı Kooperatifi’nin 75 üyesi İstinye’deki arsayı 24 ay tasitle 6 milyon 500 bin TL’ye aldı. Hemen satışa çıkardıkları arsa için 25 milyon 750 bin euro isteyen arsa malikleri, taşınmazı Panorama İnşaat’a 30 milyon dolara satmayı başardı.



Maki Otel’in eski işletmecisi inşaat şirketi kurdu
İbrahim Tatlıses’in Bodrum’da satın aldığı Maki Oteli’in eski işletmecisi Ali İhsan Manisalı, inşaat şirketi kurdu. Ali Şahinler ile ortak işlettiği 60 odalı ve 146 yataklı Bodrum Maki Otel’i 2007 yılında İbrahim Tatlıses’e devreden Ali İhsan Manisalı, inşaat ve turizm şirketi kurdu. Maki Turistik İşletmeler Sanayi ve Ticaret AŞ ismiyle Şişli İstanbul adresinde kurulan şirketin İstanbul Ticaret Odası’na kaydı 28 Haziran 2010 tarihinde yapıldı. Sermayesi 600 bin TL olarak kayıtlara geçen Maki Turizm, konaklama hizmetinin yanısıra turizm hizmeti verecek. Firma, bununla birlikte yurt içi ve dışında da turizm faaliyetinde bulunacak. Yönetim kurulu başkanlığını Ali İhsan Manisalı’nın yapacağı şirketin başkan yardımcılığına Müdeddet Hanzat Öz ve yönetim kurulu üyeliğine de Zafer Tarlan getirildi.



İBB Bağcılar’a spor salonu yaptıracak
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir yandan Bağcılar’da spor salonu ve bilgi evi yaptırırken diğer yandan da Beykoz Deresi’ni Dünya Bankası’ndan sağladığı kredi ile ıslah ettirme kararı aldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı ilk ihale Bağcılar’da spor salonu ve bilgi evi yapımı. İBB Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalede Bağcılar Hasan Kağnıcı Spor Salonu, Ziya Gökalp Spor Salonu ve bilgi evi yaptırılacak. 28 Temmuz günü ihalesi yaptırılacak olan spor salonları ve bilgi evinin 200 gün içinde bitirilmesi isteniyor.

Dünya Bankası’ndan kredi alındı
İBB’nin yaptıracağı bir diğer ihalede Beykoz, Elmalı’daki Akbaba Deresi’nin ıslahı. Dere ıslahı 1. kısım inşaatı için ihale düzenleyen İBB Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü, finansal kaynağını Dünya Bankası’ndan sağladı. Derenin ıslah ihalesi 12 Temmuz günü gerçekleştirilecek.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapım ihaleleriyle birlikte satışta yapacak. İBB, mülkiyeti kendisine ait olan Kadıköy Sahrayıcedid Mahallesi’ndeki bin 158 metrekare büyüklükteki arsayı satışa çıkardı. İmar planlarına konut alanı olarak işlenen boş arsa için 2 milyon 895 bin 550 TL tahmini bedel ve 86 bin 866 TL geçici teminat tayin eden İBB, ihaleyi 28 Temmuz tarihinde gerçekleştirecek.



Hastane kantinleri el yakıyor
Hastaneye yolu düşenlerin bazen aylarca mekan tutup hastalarını beklediği kantinlerin fiyatları gibi kiraları da el yakıyor. İstanbul Defterdarlığı, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde hizmet veren değişik büyüklükteki 6 kantini üçer yıllığına ihaleye çıkardı. Defterdarlığın ihale ettiği kantinlerin fiyatları 100 bin TL ile 750 bin TL arasında değişiyor.
İstanbul Defterdarlığı’nın ihaleye çıkardığı en yüksek bedelli kiralamaları 750’şer bin TL ile Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Siyami Ersek Hastanesi’nin kantinleri oluşturuyor.
Zeynep Kamil Hastanesi’nin 20 metrekare büyüklüğündeki kantininin yanı sıra 7’şer tane sıcak ve soğuk olmak üzere toplam 14 otomatında kiralanacağı ihale, üç yıl için yapılacak. İhalelerin geçici teminatları için Defterdarlık, 225 bin TL talep ediyor.
Kiraya verilmesi planlanan Siyami Ersek Hastanesi’nin kantini ise aynı zamanda kafeterya hizmeti veriyor. Büyüklüğü 250 metrekare olan kantin ve kafeterya 3 yıl için kiralanacak.
İhaleye çıkan bir diğer kantinde Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunuyor. Ataşehir İçerenköy’deki hastanenin 20 metrekare büyüklüğündeki kantininin üç yıllık kiralaması için İstanbul Defterdarlığı 400 bin TL tahmini bedel ve 120 bin TL’de geçici teminat tayin etti.
Maltepe Başıbüyük’teki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin 3 kantini üçer yıllığına kiraya verilecek. 110 metrekare büyüklüğündeki ilk kantin 220 bin TL’den görücüye çıkıyor. Hastanenin 130 metrekare büyüklükteki diğer kantini 350 bin TL’den ihaleye çıkarken 86 metrekare büyüklüğündeki üçüncü kantini için 100 bin TL tahmini bedel tayin edildi.
İstanbul Defterdarlığı, 4 hastanede 6 kantinin kiralanma ihalelerini 3 ve 4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirecek.



İstanbul Vakıflar 5 konut alacak
İstanbul’daki tarihi eserleri onartan, restore ettiren yada kuruma gelir kaydetmek için kiraya veren İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Şişli, Eyüp ve Ortaköy’de kat karşılığı bina yaptıracak.
Üzerine bina yaptırılacak ilk arsa Şişli’de bulunuyor. Büyüklüğü 125 metrekare olan bina arsası için 461 bin 889 TL tahmini değer tayin eden İstanbul Vakıflar, yapılacak binadan 2 konut ve 5 bin TL nakit para istiyor.
Vakıflar, Eyüp Düğmeciler Mahallesi’ndeki 181 metrekare arsası üzerine de bina yaptırma kararı aldı. Bina yapılacak arsanın tahmini bedeli 370 bin 332 TL ve geçici teminatı da 11 bin 109 TL.
Kat karşılığı yapılacak olan son ihalenin arsası ise Beşiktaş Ortaköy Mahallesi’nde bulunuyor. İki parselde toplam 223 metrekare büyüklüğündeki arsa için 257 bin 947 TL tahmini bedel ve 7 bin 738 TL’de geçici teminat belirleyen Vakıflar, bu binadan 3 konut ve 30 bin TL nakit gelir kaydetmek istiyor. İstanbul Vakıflar’ın yapacağı bu ihaleler 22 Temmuz günü gerçekleştirilecek.
Milliyet 15/07/2010

Ayakkabıda üretim ihracatla artacak
Ege Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Celal Sezerler, üretim kapasitesinin yükseltilmesi için ihracatın artırılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi

Türkiye’de onbinlerce kişiye istihdam sağlayan ayakkabı sektörü yetersiz üretim kapasitesini yükseltmek için ihracata yöneldi. Ege Ayakkabı Sanayicileri Derneği (EGEAYSAD) Başkanı Celal Sezerler, “İç piyasada oturmuş bir pazar payı var. Çok fazla değişim yaşanmıyor. Kapasitenin yükselmesi için ihracatın daha fazla artması lazım. Şu anda üretilen ayakkabıların ancak yüzde 8-9’u ihraç ediliyor” dedi.
Türkiye’nin ihracatının bu yıl geçen seneye göre yüzde 44 arttığını söyleyen Sezerler, kriz döneminde Avrupa pazarının daralmasıyla birlikte komşu ülkelere ağırlık verdiklerini belirtti. Ayakkabı sektörünün yerli hammaddeyle üretim yapmasından kaynaklı yüksek katma değer bıraktığını kaydeden Celal Sezerler, sadece İzmir’deki bin 500 üreticinin 30 bin kişiye istihdam sağladığını ifade etti.

“Çin bize rakip olamaz”
Sektörün en büyük sorunlarından birinin kayıtdışı üretim ve ithalat olduğunu dile getiren Sezerler ekledi: “Bir diğer sıkıntı da Uzakdoğu’dan ithal edilen ucuz ayakkabılar. Bunlar sentetik ürünler ve kesinlikle sağlıklı değiller. Bizim kalitemize rakip olamazlar. Tasarım ve markalaşmaya ağırlık vererek, uluslararası fuarlarda yoğun tanıtımlar yaparak dünyada hak ettiğimiz konuma geleceğiz. Eğitimli işgücü konusunda da meslek liseleriyle ortak çalışmalar yürütmeyi sürdüreceğiz.”
Milliyet 15/07/2010

Metro inşaatlarını hükümete devredin

Ak Parti İl Başkanı Ömür Kabak, büyükşehir belediyelerince tamamlanamamış metro inşaatlarının Ulaştırma Bakanlığı tarafından devralınmasını içeren kanunun yürürlüğe girdiğini, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, yarım kalan Üçyol-Üçkuyular ve Bornova-EVKA 3 metrolarının inşaatlarını hükümete devretmesi gerektiğini söyledi.

İzmir Metrosu inşaatının 2005’te Büyükşehir tarafından başlatıldığını, 2007’de tamamlanacağının duyurulduğunu hatırlatan Kabak, şöyle konuştu:
“Ancak 2010 ortasındayız, inşaat hala devam ediyor. Bitiş tarihi devamlı erteleniyor. Son olarak bu yılın sonunda tamamlanacağı açıklanmıştı. Ancak, şimdi de 2011, hatta 2012 yıllarından bahsediliyor. Şimdi Sayın Aziz Kocaoğlu’na düşen kapris ve kibir yapmadan, metro inşaatlarını hükümete devretmektir.”
Milliyet 15/07/2010

Albaraka Türk, Irak'ta şube açıyor

15.07.2010 Irak'ta şube açak isteyen bankalar arasına Albaraka Türk de eklendi. Bankanın Genel Müdürü Yahşi, "Ağustosta şube için onay çıkmasını bekliyoruz" dedi

Ziraat ve İş Bankası'ndan sonra Albaraka Türk de Kuzey Irak'ta şube açmaya hazırlanıyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, Erbil'de şube açmak için fizibilite çalışması yaptıklarını söyledi. Yahşi, "Son günlerde Türkiye ve Irak arasında artan iş hacmine paralel olarak o bölgede bir bankaya ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Yaptırdığımız fizibilite çalışmasını yönetim kurulunun onayına sunacağız. Ağustos ortasında bu yönde bir karar çıkmasını bekliyoruz" dedi. Konya'da 4'üncü şubesinin açılışını yapan Genel Müdür Yahşi, şu anda 102 olan şube sayısını, bu yıl sonunda 115-120'ye çıkarmayı hedeflediklerini, 5 yılda iki kat büyüyeceklerini kaydederek, "Önümüzdeki dönemde her yıl 20 şube açma hedefimiz var. Bu şekilde 200 şubeye ulaşarak orta büyüklükte bir banka olma amacındayız" dedi.

KATILIMIN KALESİ KONYA
İstanbul,Ankara, İzmir gibi büyük kentlerin yanı sıra Karabük, Çanakkale gibi kentlerde de ilk kez şubeleşeceklerini söyleyen Yahşi, "Yıl sonunda yüzde 20-25 büyümeye ulaşacağız" dedi. Konya'nın katılım bankacılığı açısından büyük potansiyel oluşturduğunu söyleyen Yahşi, "Önümüzdeki yıllarda Konya'da 5-6. şubeleri düşünebiliriz. Şu anda Konya'da 15 katılım bankacılığı şubesi var. Toplam 6 milyar liralık mevduatın 1 milyar lirası katılım bankaları tarafından oluşturuluyor. Katılım bankalarının Konya'daki bankacılık işlem hacmi yüzde 17 ile en yüksek olduğu kent. Türkiye'de ise katılım bankalarının toplam sektördeki payı yüzde 5- 5.5 arasında" diye konuştu.

Finans merkezi için 'Sukuk' şart
BU yıl 200 milyon dolar sendikasyon alacaklarını hatırlatan Yahşi, bankaların kaynak çeşitliliği açısından kira sertifikası (Sukuk bonosu) kanun tasarısının yasalaşması gerektiğini ifade etti. Yahşi, "Türkiye ekonomisi açısından bu çok gecikmiş bir mevzu. Türkiye bölgesel bir finans merkezi olacaksa İslami coğrafyaya da hitap edecek ürünler çıkartılması gerekiyor" dedi.

Endonezya ile Fransa'da banka kurma fikrimiz var
Önümüzdeki yıl taksitli alışverişe imkan sağlayacak bir kredi kartıyla anlaşma yapacaklarını kaydeden Yahşi, "Grubun Fransa ve Endonezya'da banka kurma fikri var. Arnavutluk'ta ise bir bankaya teknik destekte bulunacağız'' açıklamasında bulundu.
Sabah 15/07/2010

İşçiyi riske atan fabrika 24 saat kilitli kalacak

15.07.2010 Çalışma Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği konusunda radikal adımların yer aldığı bir taslak hazırladı

Hükümet, 100'ü aşkın işçinin yaşamını yitirdiği Tuzla tersaneleri, kot taşlama fabrikalarındaki ölümlerin ardından iş sağlığı ve güvenliği konusunda radikal adımlar atmaya hazırlanıyor. Çalışma Bakanlığı'nca hazırlanan taslakta, işyerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi ilk kez yasal hükme bağlanıyor. Tuzla'da olduğu gibi çalışanının hayatını tehlikeye atan patronların fabrikası 24 saat için kapatılacak. Çalışma Bakanlığı'nca hazırlanan "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı" taslağı iş yerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine ilişkin bir dizi yenilik getiriyor. Düzenlemeler, Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk güçlerini kapsamıyor.

Çalışanlar tedbir alınmazsa iş bırakabilecek
İŞÇİ ve işveren sendikalarına gönderilen, çırak ve stajiyerleri de kapsayan taslaktaki bazı çarpıcı düzenlemeler şöyle:
Monoton çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkisi önlenecek.
Çalışanlar,ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda iş yerini veya tehlikeli bölgeyi terk edebilecek.
Çalışanlar,talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda iş sözleşmelerini feshedebilecek.
İşyerleritehlike risklerine göre sınıflandırılacak. Sınıfına göre iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi görevlendirilecek.
İşveren,

iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda çalışanların görüşlerini alacak.
İşmüfettişleri hayati tehlike oluşturan işyerlerinde üretimi durdurabilecek.
Düzenlemelere aykırı davranan işverene 100 ile 8 bin lira arasında para cezası verilecek.
Sabah 15/07/2010
İşte listeye giren tek Türk şirketi

14.07.2010 17:01 Dünyanın en büyük şirketi geçen yıl ABD'li Wal-Mart mağazaları oldu. Wal-Mart'ı ise petrol şirketleri Royal Dutch Shell ve Exxon Mobil izledi.

Fortune dergisinin dünyanın en büyük 500 şirketi sıralamasına göre, önceki yıl birinciliği İngiliz-Hollandalı petrol şirketi Royal Dutch Shell'e kaptıran Wal-Mart geçen yıl yeniden dünyanın en büyüğü oldu. Wal-Mart'ın cirosu 408 milyar 214 milyon dolar ve karı ise 14 milyar 335 milyon dolar olurken, Royal Dutch Shell'in cirosu 285 milyar 129 milyon dolar, karı 12 milyar 518 milyon dolar ve üçüncü sıradaki ABD'li petrol devi Exxon Mobil'in cirosu 284 milyar 650 milyon dolar, karı 19 milyar 280 milyon doları buldu.


Geçen yıl milyonlarca aracı geri çağırarak sıkıntılı günler geçiren Japon otomotiv devi Toyota ise 2008 yılında 10'uncu sıradayken, geçen yıl 5'inciliğe yükseldi. Önceki yıl 5'inci sıradaki petrol şirketi Chevron geçen yıl 11'inciliğe, 6'ıncı sıradaki Total 14'üncülüğe, 7'inci sıradaki Conoco Philips 17'inciliğe, 8'inci sıradaki ING Group 12'inciliğe geriledi. Japon Post Holding, State Grid, AXA ve China National Petroleum ise geçen yıl ilk 10'a giren şirketler oldu.

Listeye Türkiye'den sadece Koç Holding girdi. Önceki yıl cirosu 44 milyar 168 milyon dolar ve karı 1 milyar 552 milyon dolar olan Koç Holding 172'inci sırada iken geçen yıl 28 milyar 845 milyon dolar ciroyla 273'üncü sıraya geriledi. Koç Holding'in karı ise geçen yıl 920 milyon dolar oldu. Önceki yıl varlıkları 42 milyar 41 milyon dolar olan Koç Holding'in geçen yıl varlıkları ise 44 milyar 313 milyar dolara çıktı.
Geçen yıl en fazla kar eden şirket 24 milyar 555 milyon dolarla 50'inci sıradaki Rus enerji şirketi Gazprom oldu. Bu şirketi 19 milyar 280 milyon dolar karla Exxon Mobil ve 18 milyar 832 milyon dolarla Industrial&Commercial Bank of China takip etti. Dünyanın en büyük şirketi Wal-Mart ise 14 milyar 335 milyon dolar karla 9'uncu sırada yer aldı.

-EN FAZLA ŞİRKET ABD'DEN-

Dünyanın en büyük 500 şirketi sıralamasında ABD 139 şirketle ilk sırada yer aldı. Japonya'dan 71, Çin'den 46, Fransa'dan 39, Almanya'dan 37, İngiltere'den 29, İsviçre'den 15, Hollanda'dan 13, İtalya ve Kanada'dan 11'er, Güney Kore ve İspanya'dan 10'ar, Avustralya, Tayvan ve Hindistan'dan 8'er, Brezilya'dan 7, Rusya'dan 6, İsveç ve Belçika'dan 5'er, Avusturya'dan 3, İrlanda, Singapur, Meksika ve Danimarka'dan 2'şer, Türkiye, Finlandiya, Suudi Arabistan, Tayland, Venezuela, Lüksemburg, Malezya, Norveç, Polonya, Belçika-Hollanda ve İngiltere-Hollanda'dan 1'er şirket listeye girdi.

İstihdam sağlamada Wal-Mart şirketi 2 milyon 100 bin kişi ile ilk sırada yer alırken, bu şirketi 1 milyon 649 bin 992 kişiyle Çinli China National Petroleum ve 1 milyon 533 bin 800 kişiyle yine Çinli State Grid şirketi izliyor. U.S Postal Service 668 bin, Sinopec 634 bin, Hon Hai Precision Industry 611 bin, China Telecommunications 495 bin, Carrefour 476 bin, Tesco 468 bin ve Agricultural Bank of China ise 442 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Koç Holding önceki yıl 73 bin 677 kişiyi istihdam ederken, geçen yıl bu rakam 68 bin 57'ye düştü.
Dünyanın en büyük 500 şirketinin üst yöneticilerinden 12'si kadın yöneticilerden oluşuyor.
Sabah 15/07/2010

Mey'in hızlı büyümesi Yeni Rakı'ya Çin vizesi getirdi

15.07.2010 AVRUPA'DA anasonlu içki kategorisinde liderliğe oynayan Yeni Rakı'nın dünyanın en büyük pazarlarından biri olan Çin'de lansman gerçekleştirerek Asya pazarına doğrudan satışa başladığı bildirildi. Mey İçki CEO'su Galip Yorgancıoğlu, yıllık 30 milyon dolar ve 4 milyon litre olan ihracat rakamını, Yeni Rakı'nın Çin'de oluşturacağı rakı kültürüyle yukarıya taşıyacaklarını bildirdi. Almanya'da içki satılan her 100 noktanın 67'sinde Hollanda'da ise 48'inde yer aldıklarını vurgulayan Yorgancıoğlu, Avrupa'da yakaladıkları bu başarıyı Asya'ya Çin ile yayacaklarını kaydetti.,
Sabah 15/07/2010


7 bin akaryakıtçıda transfer heyecanı

14.07.2010 bin istasyonun sözleşmesi eylülde dolacak. Transfer için 20 milyon dolara ulaşan rakamlar konuşuluyor

Bölünmez Petrol'e ait MOil ile Demirören grubunun birleşmesiyle hareketlilik kazanan akaryakıt piyasasında 7 bin bayii için transfer dönemi de açılıyor. Mart 2009'dan bu yana yaşanan "bayii sözleşmeleri krizi"nde son sözü Danıştay 13. Dairesi söyledi, Rekabet Kurulu'nun ana dağıtım şirketi ile bayiler arasındaki bir tür bayililik sözleşmesi olan "intifa" süresini 5 yılla sınırlandırmasına ilişkin kararında Danıştay 13. Dairesi de 'Kurul haklı' dedi. Kararla 7 bin bayinin sözleşmesinin 18 Eylül'de sona ermesi kesinleşti. Dava Daireleri onayı ile kesinlik kazanacak karar sektörü hareketlendirdi. Piyasada daha çok yer almak isteyen küçük şirketler satışı yüksek bayileri markaja aldı. Bazı bayiler ise aldığı milyonlarca dolarlık intifa haklarını ana şirkete nasıl geri ödeyeceğini kara kara düşünmeye başladı. 53 ana dağıtım şirketinin yer aldığı akaryakıt piyasasında 12 bin 701 akaryakıt bayisi bulunuyor. 10 ile 50 yıl arasında değişen sürülerde yapılan intifa sözleşmeleri 100 bin ile 20 milyon dolar arasında değişiyor. Petrol Sanayicileri Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Erol Metin, kararının mevcut sözleşmeler için geçerli olmasının büyük sorunlar yaşatacağını savundu.
Sabah 15/07/2010

Vergi ve ceza ödemelerine taksit

Finansbank, Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Trafik Para Cezası ödemelerini CardFinans’ı ile yapacak müşterilerine 4 taksit ve 1 ay erteleme fırsatı sunuyor. CardFinanslılar, ödemelerini, 31 Temmuz 2010 tarihine kadar www.gib.gov.tr internet adresi üzerinden gerçekleştirebilecek.
Türkiye 15/07/2010

Denizbank, enerji için kredi sağlayacak

DenizBank ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında, şirket ve konutlara yenilenebilir enerji yatırımları finansmanına yönelik kredi anlaşması imzalandı. DenizBank’tan yapılan açıklamaya göre, sağlanacak kredi, konut ve şirketlerin endüstriyel verimliliği, binaların termal rehabilitasyonu, jeotermal, güneş, biokütle ve biogaz da dahil olmak üzere küçük ölçekli yenilenebilir yatırımların finansmanında kullanılacak. DenizBank Yönetim Kurulu Üyesi Wouter Van Roste, Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimi için enerji verimliliği konusunun önem taşıdığını belirterek, “Ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel yapı taşı olan enerji verimliliğinin sağlanması Türkiye ekonomisini etkileyen en önemli etkenlerden biri” dedi.
Türkiye 15/07/2010

Albaraka potansiyel gördü 102. şubeyi Konya’da açtı

Büyüme sürecini devam ettiren Albaraka Türk, 6 milyarlık mevduat hacmiyle, önemli bir potansiyel barındıran Konya’da 4. şubesini açtı. Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, “Albaraka Türk’ün Türk bankacılık sektöründeki yüzde 5’lik payı, Konya’da yüzde 17’ye çıkıyor. Bu nedenle bizim için önemli bir il. Ayrıca buradaki mevduat hacmi, kredi hacminden de büyük” diye konuştu. Türkiye’nin Kuzey Irak’la olan ticaretinin hızla ilerlediğine dikkat çeken Yahşi, “Arkadaşlarımız Kuzey Irak’a gidip rapor hazırladı. Orada şube açılabilir. Arnavutluk’ta İslam Kalkınma Bankası’nın ortağı olduğu bir bankayla grubumuz ilgileniyor. Grubun Fransa’da da bir banka kurma hedefi var. Şu an ise 11 ülkede faaliyetlerimize devam ediyoruz” dedi. Bankacılık sektörünün büyüdüğünü, Albaraka Türk’ün de hedefleri doğrultusunda ilerlediğini ifade eden Yahşi, yıl sonunda 20-25 büyüme hedefini de dile getirdi.
Türkiye 15/07/2010

'Bankalar, Basel kriterlerini BDDK dayatmadan ciddiye alsın'

Dünyada yaşanan ekonomik kriz, finans ve bankacılık sektöründe köklü değişim tartışmalarını da beraberinde getirdi.


Finans kurumları üzerinde otoritenin müdahalesinin şart olduğunu düşünen uzmanlar, Basel kriterlerinin ciddiye alınması gerektiğini savunuyor. SAS Türkiye Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Basel II kriterlerini dayatmadan, yerli bankaların onları benimsemesi gerektiğini söyledi. Bankacılık, finans, bilişim gibi sektörlere yazılım üreten şirket, geliştirdiği yeni finans enstrüman araçlarıyla şirketlere kredi verecekleri müşterileri puanlama, kredi risklerini derecelendirme, risk ölçümüne ilişkin olarak istatistiğe dayalı metotlar içeren yöntemler öneriyor. Şimdiye kadar 140 banka ve finans kuruluşu için Basel II projesi geliştiren SAS, dünyada 2 bin 900'den fazla kuruluşa hizmet veriyor. Şirket ayrıca, gündemde olan stres testleriyle ilgili de çalışıyor. Nalbantoğlu, "Stres testini 15 dakikaya yapacak yazılım geliştirdik. Bu uygulama, bankalara pazar dinamiklerinin etkilerini anında ölçmelerini sağlayacak." dedi.
Zaman 15/07/2010

Yunan Eurobank EFG yatırım için Türkiye'nin kapısını çaldı

IMF ile yolları ayırdıktan sonra kendi yol haritasını çizen Türkiye, yatırımcıların gözdesi haline geldi. Kısa sürede yasalaşması beklenen mali kural yasası sayesinde yabancı şirket ve finans kuruluşları rotayı Türkiye'ye çevirdi.




Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı'nın kapısını çalan kuruluşlar kredi verme yarışına girerken, yeni yatırımlar için mali kural hakkında detaylı bilgiler aldı. IMF'nin de övgüyle bahsettiği mali kuralın Türkiye ekonomisine olan güveni artırdığını belirten Hazine kaynakları, firmaların son dönemde Türkiye'ye daha çok ilgi gösterdiğini kaydetti. Japon Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Fransız Kalkınma Ajansı'nın yanı sıra Yunan Eurobank EFG temsilcileri Türkiye'de yeni yatırım yapmak istediklerini aktardı. Yetkililer, mali kuralın bütçe üzerindeki yansımaları hakkında Maliye ve Hazine bürokratlarından bilgi aldı. Firmanın Türkiye'deki mevcut yatırımlarını artırmanın yanı sıra bono ve tahvil almak için kamu kuruluşlarından bilgi aldığı belirtiliyor. Türkiye'de Eurobank Tekfen'in yüzde 70 hissesine sahip olan Eurobank EFG'nin 85,9 milyar Euro toplam aktif büyüklüğü ve 23 binin üzerinde çalışanı var. Avrupalı uluslararası bankacılık organizasyonu Eurobank EFG Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Türkiye, Polonya, Ukrayna, İngiltere, Lüksemburg ve Kıbrıs pazarlarında varlık gösteriyor. Eurobank EFG, 40'tan fazla ülkede faaliyet gösteren uluslararası bankacılık gruplarından olan EFG Grubu'nun üyesi.

Küresel krize rağmen yabancı şirketlerin Türkiye'ye gösterdiği ilgi uluslararası finans kuruluşlarına da sıçradı. Fransız Kalkınma Ajansı belediyelerin altyapı yatırımlarına kredi desteği vermek için mali kuralı masaya yatırdı. Uluslararası kuruluşların Türkiye'yi mercek altına aldığını aktaran Hazine kaynakları, "Sürekli olarak mali kuralı soruyorlar. 'Nasıldır? Uygulanması mümkün mü? Mali disiplini sağlar mı?' şeklinde. İkna oldular. Önümüzdeki dönemde altyapı yatırımları için büyük miktarda kredi kaynak tahsisleri olabilir." diye konuştu.w
Zaman 15/07/2010

Kombassan da borsa yolunda

Konya merkezli İttifak Holding deneyiminden dersler çıkaran Kombassan'ın İMKB'ye gelmek için adımlarını hızlandırdığı belirtiliyor. Böylelikle Kombassan hisseleri de borsa ortamında alınıp satılabilecek. Halke arz seferberliği kapsamında harekete geçen Kombassan'ın, Konya merkezli İttifak Holding'in İMKB'ye gelmesinin ardından aynı yolu izlemek üzere olduğu belirtildi. Kombassan'a bunun için Bizim Menkul Değerler'in rehberlik yaptığı bilgisi edinildi. 76 bin ortaklı Kombassan'da bankalara olan borcun önemli kısmının ödendiğini açıklayan yeni yönetim, ortaklarla da borsada helalleşmeyi deneyecek gibi gözüküyor. Daha önceden Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)'ya müracaat ederek bu niyetini resmiyete taşıyan holdingin bu konuda önemli mesafe aldığı belirtiliyor. İttifak deneyiminden de dersler çıkaran Kombassan'ın bu konudaki adımları hızlandırdığı konuşuluyor.
Yeni Şafak 15/07/2010

Büyük et ihalesine sayılı saatler kaldı

Bugün Et ve Balık Kurumu 50 bin ton kasaplık hayvan alımı için ihaleye çıkacak. İhale, EBK Genel Müdürlüğü Toplantı salonunda pazarlık usulü ile yapılacak. ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyaletleri hariç), Brezilya (Parana bölgesi hariç), Uruguay, Arjantin (Corrientes ve Misiones bölgeleri hariç), Şili, Yeni Zelanda, Avustralya, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya ve Macaristan'dan Angu ve Brown swiss ırkı kasaplık hayvan ithalatı yapılacak. Et fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için Bakanlar Kurulu kararıyla EBK Genel Müdürlüğü'ne ilk olarak 30 Nisan 2010'da, canlı sığır için 16 bin ton, sığır eti için (taze veya soğutulmuş, dondurulmuş) 7 bin 500 ton ithalat yetkisi verilmişti. EBK, et ithalatı yerine kasaplık hayvan ithalatını uygun görmüş, et ithalinin düşünülmediği belirtilmişti. EBK, 20 Mayıs'ta 8 bin ton kasaplık hayvan, 14 Haziran'da 4 bin ton besilik hayvan, 1 Temmuz'da ise 4 bin kasaplık hayvan ithali ihalesi gerçekleştirmişti.

Angus'lar 'P'angus doğurdu


Avustralya'dan kargo uçaklarıyla Konya'ya getirilen Angus cinsi damızlık ithal düveler yavrulamaya başladı. Pankobirlik ve Konya Şeker Başkanı Recep Konuk, Angusun dünyaya getirdiği yavrularına Pankobirlik'in 'P'sinden esinlenerek 'Pangus' ismini verdiklerini vurguladı.
Yeni Şafak 15/07/2010

Manisalı işadamlarının hedefi, Suriye pazarı


Manisalı işadamları Gaziantep, Şam ve Halep'te incelemelerde bulunacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin öncülüğünde kurulan Manisa İl Genç Girişimciler Kurulu tarafından düzenlenen organizasyon kapsamında 35 Manisalı işadamı, bugün Gaziantep'te temaslarda bulunacak. Buradaki fabrikaları gezecek Manisalı işadamları, daha sonra Gaziantepli işadamlarıyla bir araya gelerek ikili ticari görüşmeler gerçekleştirecek. Manisa heyeti yarın sabah ise Suriye'nin başkenti Şam'da 57. Genel Ticaret Fuarı'na katılacak. Şam'da iki gün kalacak heyet, iş bağlantıları yapacak ve buradaki işadamlarıyla temaslarda bulunacak. Manisalı işadamlarının son durağı Suriye'nin Halep şehri olacak. Halep Ticaret Odası'nın hazırladığı program doğrultusunda Halepli işadamlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirilecek.
Manisa İl Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Gürkan Atılgan, Gaziantep ve Suriye'de 5 gün boyunca yoğun bir program hazırladıklarını belirterek, "Özellikle Suriye ile vizelerin kalkmasıyla ticari anlamda iki ülke arasında yoğun bir iş trafiği yaşanıyor. Suriye'yi Arap ülkelerine açılma kapısı olarak görüyoruz" dedi.
Yeni Asır 15/07/2010

İşyerinde katliam yaptı


Fethiye'de et galerisi ve paketleme tesisi sahibi Ramazan Başyaran, oğlu Hilmi Başyaran ve İsmail Manav yaşamını yitirdi

Muğla'nın Fethiye ilçesinde alacak-verecek meselesi yüzünden çıkan tartışmada 3 kişi hayatını kaybetti, bir kişi de ağır yaralandı.
Olay Mustafa Kemal Bulvarı Babataşı mahallesinde saat 15.00 sıralarında meydana geldi. Et galerisi ve paketleme tesisi sahibi Ramazan Başyaran (55), oğlu Hilmi Başyaran (23), İsmail Manav (38), Bayram Büyükpabuşçu (41), Bekir Yalçın ve A.Ş. işyerinin ikinci katındaki ofiste sohbet ederken alacak-verecek meselesi yüzünden tartışmaya başladı.

AŞAĞI ATLADI
Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu A.Ş, çektiği silahla ateş etmeye başladı. Ramazan Başyaran ve oğlu Hilmi Başyaran olay yerinde can verdi.
Ağır yaralanan Bayram Büyükpabuşçu ve İsmail Manav, Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kurşunların arasından kurtulmayı başaran Bekir Yalçın ise ikinci kattan aşağıya atladı. Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan İsmail Manav tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bayram Büyükbapuşçu'nun durumunun ise ağır olduğu kaydedildi.

ARABAYLA KAÇTI
Cinayet zanlısı A.Ş. olayın ardından 48 GT 920 plakalı otomobille kayıplara karıştı. Olay yeri inceleme ekipleri cinayetin meydana geldiği ofiste geniş çaplı araştırma yaptı. Fethiye Emniyet Müdürü Harun Drama olay yerinde görgü tanıklarının ifadesine başvururken, Cumhuriyet Savcılığı da olaya el koydu. 3 kişinin öldürüldüğü, 1 kişinin de yaralandığı cinayet ile ilgili soruşturma çok yönlü sürdürürken, olaydan sonra kaçan A.Ş'nin Konyalı olduğu öğrenildi.
Yeni Asır 15/07/2010

0 yorum:

Yorum Gönder